İNGİLİZ DERİN DEVLETİ YANDAŞLARIYLA HABERLEŞMEK İÇİN ÇEŞİTLİ SEMBOLLER KULLANIR
İngiliz derin devleti kendi aralarında bazı hayvan sembollerini kullanarak anlaşıyorlar. Mesela bir hayvanı adam sevdiğini söylerse, o bir işaret olmuş oluyor onlar için. Yani ben sizdenim anlamına geliyor onlar arasında. Mesela zürafa, İngilizler arasında çok meşhur. İlk defa İngiltere’ye zürafa götürüldüğünde bir devlet sembolü haline getiriyorlar zürafayı. Hatta İstanbul’da işte bu Zürafa Sokak var; ilk genelev, İngilizler tarafından kurulmuştur. O sokağın adı da Zürafa Sokağı olarak belirlenmiştir. İlk genelevi İngilizler getirdi Türkiye’ye. Mesela bu Unicorn denilen tek boynuz, İngiliz derin devletinin sembollerindendir. Kendi aralarında anlaşmalarında kullanırlar. Yani o boynuzu gördü mü adam “tamam” demek istiyor. “Anladım senin işaretini” gibi. Akrep, yılan, fil, kirpi kendi aralarında kullandıkları sembollerden.
Mesnevi’de diyor ki Mevlana; “Allah şeytana hannas” dedi. “Şeytan, kirpinin kafasına benzer.” Kirpi kötü avcıdan ürker de büzülür, başını gizler.” Bak, fırsatını bulunca başını çıkarır, görüyor musun? “Bu hileyle” diyor, “karşıtlarını zebun eder” diyor. “Yener” diyor. Bak, “Ekşi suratlı arifler kirpiye benzerler” diyor. Yani arif dediği işte Mesnevi’ye tabi olmuş, Rumi olmuş adam, arif. “Ekşi suratlı arifler kirpiye benzerler. Sert dikenlerin dibinde gizlice zevk-i sefadadır onlar. Dışarıdan pislik bir karakter gösterir, ters tavır gösterirler diyor. Bazıları için söylüyor bunu tabii, hepsi için değil. “Ama kendileri zevk-i sefadadır” diyor. “Ey kirpi kendine dikenini bekçi yapmışsın” Bak, “ey kirpi” diyor “kendine dikenini bekçi yapmışsın, başını sufiler gibi içine çekmişsin.” Sufi; Rumiler. Tabii bunu Mevlana mı diyor, başkası mı diyor bilmiyorum yani. Ben “Mevlana dedi” demiyorum. Birisi demiş olabilir ama burada kastettiği belli. Kastettiği kişiler belli. Yani hiç alakasız biri de yazmış olabilir, oraya eklemiş olabilir, koymuş olabilir. “Ekşi suratlı arifler kirpiye benzerler” diyor bak. “Sert dikenlerinin dibinde gizlice zevk-i sefadadır onlar. Birbirlerine böyle yazılar gönderiyorlar, yani bir yöntem olarak. Yani illaki tabii ariflerden kastı Rumi’dir anlamına gelmiyor, yani gelmez. Her çeşit adam, yani kendi kafasına uygun adam. Tabii bunu çok genelleme yaparak söyleyemeyiz. Bazı kişiler için bunu söylediği anlaşılıyor.
MÜNAFIKLARIN KİŞİLİĞİ ÇOK DEĞİŞKENDİR, MÜNAFIK ÇOK NEŞELİ GİBİ GÖRÜNÜRKEN BİRDEN VAHŞİLEŞİP İÇİNE KAPANABİLİR. RUH HALİ SAĞLIKLI DEĞİLDİR
Münafığın çok değişken bir kişiliği vardır. Hayret edilecek şekilde, yani hava durumu gibi böyle. Mesela durgunken birden neşelenir, çok neşeliyken birden vahşileşip içine kapanıp deli karakteri göstermeye başlayabilir. Allah bir nevi ruh hastası gibi yaratıyor münafıkları.