Sayın Adnan Oktar'ın Yeni Açıklamaları (25 Mayıs 2016; 20:00)
ucgen

Sayın Adnan Oktar'ın Yeni Açıklamaları (25 Mayıs 2016; 20:00)

59385

HADİSLERDE İNGİLİZ DERİN DEVLETİNE İŞARET EDİLİYOR

Peygamberimiz (s.a.v.) diyor ki: “Şüphesiz İblis'in tahtı denizin üzerindedir.” Bir adadadır diyor. Denizin üzerinde bir adadadır. "Bölük bölük askerlerini oradan gönderir ve insanları çeşit çeşit fitnelere düşürür." 1400 yıl öncesinden söylüyor, İngiltere'nin derin devletini. "Askerlerinin kendisi katında en büyüğü, fitnesi en büyük olandır." İşte deccal yani. Sahih-i Müslim'de geçiyor. Bin dört yüz yıllık hadis, Sahih-i Müslim. "Adada" diyor, "Kuzeyde" diyor. Yerini de söylüyor.

"Şüphesiz ki denizde hapsedilmiş -adada diyor- kendilerini Süleyman Aleyhisselam'a bağlamış olduğu bir takım şeytanlar vardır." diyor. Ki Masonluk Hazreti Süleyman (a.s) devrinde var. "Onların çıkması ve insanlara karşı Kuran'ı değiştirerek açıklaması yakın." diyor. Değiştirerek; homoseksüelliği serbest bırakıyor, Rumilik şeklinde ortaya çıkıyorlar.

 

HAKK-UL YAKİN İMANDA GEVŞEME VE ÜZÜLME OLMAZ

“Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.” [Ali İmran Suresi, 139] Mehdiyet’in özetidir bu ayet. Ali İmran Suresi, 139: “Gevşemeyin, üzülmeyin.” Mehdiyet işte bu sırrı bilen topluluktur. “...eğer (gerçekten) iman etmişseniz...” En hayati noktayı açıklıyor Allah. "İman etmişseniz" demiyor, “(gerçekten) iman etmişseniz.” En üstün olmak ne demektir? Mehdiyet’tir, dünya hakimiyeti. "Sizsiniz" diyor o zaman. "Yeter ki Bana kesin gerçek olarak, Hakk-ul yakin iman edin." diyor Allah. O zaman zaten gevşeme ve üzülme olmaz. Gevşeme ve üzülme Hakk-ul yakin imanda olmaz. “...(gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.” Dünya hakimisiniz. En üstün demenin anlamı dünya hakimliği demektir. Mehdiyet’in özeti.

 

CAHİLİYE KAFASIYLA BAKAN BİLGİYİ ALLAH'IN ÖĞRETTİĞİNE İNANMAZ VE CAHİLİYE İLMİNE GERÇEK İLİM GÖZÜYLE BAKAR. OYSA MÜSLÜMANLARI ASIL İLGİLENDİREN KURAN'LA MUTABIK OLAN İLİMDİR

Küfür ve münafıklar ne diyorlar? “Bu bana ancak bir bilgi(m) dolayısıyla verildi” diyorlar. Kendini alim zannediyor. O bilgisinden dolayı başarı kazandığını zannediyor münafık ve kafirler. Allah Zümer Suresi 49. ayette bu konuya işaret ediyor. “Hayır; bu bir fitne (kendisini bir deneme)dir. Ancak çoğu bilmiyorlar.”

Mümin ne diyor? Kuran’da mümin üslubu, Bakara Suresi, 32. ayette de; “Dediler ki: "Sen Yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.” Bütün ilmin Allah’tan olduğunu. Ama münafık ve kafir okuduğu kitaplardan öğrendiğini zanneder. Cahiliye kafasıyla bakan Allah’ın öğrettiğine inanmaz. Bilgiyi Allah’ın verdiğine inanmaz. Ve cahiliye ilmine esas ilim gözüyle bakar. Halbuki Müslümanları ilgilendiren asıl ilim Kuran’daki ilimdir. Bizim inancımıza göre Kuran’la mutabakat halinde olan ilimdir. Kuran’ın desteklediği ilimdir. Kuran’a zıt olan ilim Müslüman için geçerli değildir. 

 

MÜMİNLERİN YUMUŞAKBAŞLI, SAYGILI, GÜZEL HUYLU OLMALARI, KENDİLERİ GİBİ KÜSTAH, OYUNCU, SALDIRGAN OLMAMALARI MÜNAFIKLARIN ACAYİBİNE GİDER, ŞEYTANDAN ALDIĞI İLHAMLA ONLARI AKILSIZ GÖRÜR

Şeytandan Allah’a sığınırım. Bakara, 13’te; “Ve (yine) kendilerine: "İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin" denildiğinde:” Bütün Müslümanlar gibi sen de Müslüman ol diyor mesela. Yumuşak başlı, halim, saygılı, aklı başında. “Düşük akıllıların iman ettiği gibi mi iman edelim?" derler.” Kendini yüksek gördüğü için müminleri akılsız ve düşük imanlı zannediyor. Onların öyle asi olmaması, küstah olmaması, saldırgan olmaması, oyuncu veya yalancı olmaması onun acayibine gider münafığın. Kendi küstah, ahlaksız, haysiyetsiz olduğu için kendine benzememeleri onu kızdırır. Ve Müslümanlardan o yüzden nefret eder. Hep onları akılsız görür, kendini müthiş akıllı görür. Şeytandan aldığı ilhamdan kaynaklanır bu. 

 

BİR İLİM KURAN'A DAYANMIYORSA O HİÇBİR ŞEY DEĞİLDİR. KURAN'IN TASDİK ETTİĞİ BİLGİ İLİMDİR

Peygamberimiz (s.a.v.) Kuran âlimiydi, cahiliye âlimi değildi. O anlamda neydi Peygamberimiz (s.a.v.)? Ümmiydi. Ümmiydi, okuma yazması yoktu. Bak, Araf Suresi 157 “Onlar ki, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de (geleceği) yazılı bulacakları ümmi haber getiriciümmi; okuma yazması yok. “(Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliği) emrediyor” Neyle? Kuran'la emrediyor. “münkeri (kötülüğü) yasaklıyor, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılıyor ve onların ağır yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor.Yani boş, cahiliye kuruntularını, cahiliye inançlarını, fitneleri onların üzerinden kaldırıyor. “Ona inananlar, destek olup savunanlar” bak inanacak, destek olup savunacak. Münafık ne yapar? Çelme takmaya çalışır. Savunmaz, aleyhine uğraşır. “Yardım edenler” Münafık ne yapar? Tam tersine küfre yardım eder ve münafıklara yardım eder. "onunla birlikte indirilen nuru izleyenler” Neyi? Kuran. Peygamber (s.a.v.) de Kuran'ı izliyor, o da Kuran'ı izliyor. “işte kurtuluşa erenler bunlardır.” Hangi ilimmiş? Kuran ilmiymiş. Kuran'a dayalı bilgi. Bir ilim Kuran'a dayanmıyorsa ilim değildir o, hiçbir şey değildir. Kuran tasdik etmiyorsa onu, o ilim değildir.

 

MÜNAFIKLAR BOŞ BİLGİLER, BOŞ DÜŞÜNCELER PEŞİNDEDİR. MÜMİN İSE HEP HİKMETİ VE KURAN'LA MUTABIK OLAN İLMİ ARAR

“Onlar kendilerinin sapmaları gibi sizin de sapmanızı istediler” (Nisa Suresi, 89) diyor Allah. Yani boş kafa, boş işlerle uğraşacaksın. Boş bilgiler, boş düşünceler, boş hedefler, münafığın hep böyledir. Boştur hep hedefi. Boş düşüncelerle, boş bilgilerle uğraşır, boş şeyleri okur, boş şeyleri takip eder, sonunda cehennemin dibine düşer. Mümin hep hikmeti, özü, gerçek bilgiyi arar. Kuran'la mutabık olan bilgiyi arar.

 

PEYGAMBERİMİZ (SAV) HEP GÜZEL AHLAKLI VE MÜTEVAZI İDİ. MÜNAFIKLAR İSE SÜREKLİ ZÜPPE KARŞILIK VERİYORLARDI

Mesela Peygamberimiz (s.a.v.) hep güzel konuşuyor. Münafıklar hep züppe karşılık veriyor. Peygamberimiz (s.a.v.) hep mütevazı davranıyor, onlar hep büyüklük peşinde. Peygamberimiz (s.a.v.)’in ümmi olmasını sürekli hatırlatıyorlar. Biz diyorlar işte şu kadar dil biliyoruz, şu kadar okul okuduk, o devrin işte cahiliye eğitimini aldık falan. Kardeşim, kitap yüklü eşek gibisin. Boş adamsın. Kafan boş, kalbin de boş. Mühim olan imana dayalı olan hikmet ilmidir, derinliktir, Allah korkusu ve Allah sevgisi. Allah seni onun için yaratıyor burada. Yoksa şeytan senden daha alim. Şeytan da övünüyor ama övünmesi boş. Cehennemin dibine gidiyor.

 

MÜNAFIKLAR MÜMİNLERİN ŞEVKİNİ ARTIRIR, ÇOK DİKKATLİ OLMASINI SAĞLAR. VELAYET MAKAMI ALMASINA VESİLE OLUR

Velayet makamını münafıklarla alıyor mümin. Mesela peygamberler peygamberlik makamında yükseliyorlar münafıklar sayesinde. Dereceleri yükselir. Zihni açar münafık, mücadele azmini arttırır, şevki arttırır, Müslüman’ın çok dikkatli ve tetikte olmasını sağlar. Yoksa Müslüman çok tedbirsiz, çok itidalsiz davranabilir bazen. Çok tetikte, dikkatli ve itinalı olmasını sağlar müminin. Ufkunu açar münafık, nasıl mücadele edeceğini daha iyi görür, riski daha iyi kavrar, İslam’ın Kuran’ın kıymetini daha iyi anlar, Müslümanlara olan sevgisi daha artar. Münafığın çeşit çeşit faydası vardır. Ama münafığın asıl acı duyacağı şey cennette normalde ona ayrılması gereken yer mümine olduğu gibi nimet olarak veriliyor. Müminin potansiyel cehenneme gitmesi durumunda çekeceği acı azap yeri de ona olduğu gibi kafasına geçiriliyor münafığın. Mümin müthiş karlı olur sevap bakımından da, akıl bakımından da, irade ve güç bakımından da. Mesela münafık güç verir mümine, İslam’a güç verir, ataklık verir, ufuk genişliği verir. Öbür türlü meskenet olur müminde, güç kırılması olur.

 

MÜNAFIKLAR SALDIRMAK İÇİN MÜSLÜMANLARIN ZAYIF ANINI BEKLER

Münafıklar, Müslümanların belaya uğramasını haince bekler, sabırla beklerler. O zaman vurma esastır münafıklar için. Münafıklar Müslümanların zor duruma gelmesini bekler. Güçlüyken saldırmaz. Nasıl böyle vahşi hayvanlar zayıf anı kollar saldırmak için, münafık da zayıf anı kollar ki saldırabilsin. Ona göre de ekibini de hazırlar. Tevbe Suresi, 98; “Bedevilerden öyleleri vardır ki, infak ettiğini bir cereme sayar ve sizi felaketlerin sarıvermesini bekler. Kötü felaket onları sarsın. Allah işitendir, bilendir.” [Tevbe Suresi, 98] Yani her yönden Müslümanların çökmesini beklerler.

 

NEFSİ EN AĞIR SUÇLARLA İTHAM ETMEK GEREKİR Kİ MÜSLÜMANIN TERSİNE HAREKET ETMESİN

"Allah'tan ancak mümin olan korkar ve ondan ancak münafık kendini emniyette hisseder." Cehenneme hiç zaten inanmıyor ki o korksun. Ama mümin gerçekten ahirete inandığı için korkuyor. Onun için derslerimizde münafık dersi yaparken hep müminlere anlatıyoruz. Mümin kendi üzerine alınmazsa o münafık alameti olur. Eğer alınıyorsa o da mümin alametidir. Çünkü nefsini temize çıkartmaz Müslüman. Nefis daima kötülüğü emredicidir. Nefsi en ağır suçlarla itham etmek lazım. Münafıklıkla itham edeceksin, yanlışlıkla itham edeceksin, dalaletle itham edeceksin... Yanlışlık derken yani harama girme eğilimi, "Her türlü yanlışlığı yapabilirsin." diye nefse sürekli bilgi gitmesi gerekir ki nefis azgınlaşmasın, Müslüman’ın tersine hareket etmesin. Ama nefsini temize çıkaran; "İşte ben iyiyim, ben doğruyum, ben kusursuzum, ben hatasızım." diyorsa şeytanın kucağına düşer. Kuran'ın ifadesi. Cenab-ı Allah, şeytandan Allah'a sığınırım, Alak Suresi'nde: "İnnel insane leyetga" diyor

 

İSLAM ALEMİNİN EZİLMESİNİN NEDENİ MÜNAFIKLARDIR. İNGİLİZ DERİN DEVLETİ MÜNAFIKLAR OLMADIĞINDA ADIM ATAMAZ

İngiliz derin devletinin başarısını –şu ana kadar olmuştu, bundan sonra batma derecesinde- münafıklar sayesinde elde etti, gücünü. İngiliz derin devletinin bütün gücü münafıklara dayanıyor. Münafıklar olmadığında adım atamazlar.

İslam aleminin ezilmesinin nedeni: Münafıklar, mazlum Müslümanları, küfürle ittifak ederek eziyorlar. Mesela Müslümanların yerlerini söylüyorlar, Müslümanların bombalanmasını sağlıyorlar, Müslümanların aleyhine küfrü tahrik ediyorlar, Müslümanların aleyhine zalimleri teşvik ediyorlar, bombalanacak yerleri gösteriyorlar. O tarzda. Münafıklar her devirde Müslümanların başını belaya sokmuştur. Libya'da da Müslümanları mahvettiler küfürle iş birliği yaparak. Suriye'de ve Irak'ta da küfürle iş birliği yaparak Müslümanları mahvettiler. Halen de devam ediyorlar. Mısır'da darbenin oluşmasını sağlayanlar; münafıklar. Müslümanları birbirine kırdıranlar yine münafıklar. Libya'daki olayların kökeninde de yine münafıklar var. Anlamı bu, o anlattığım konunun anlamı bu.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo