İMAN HAKİKATLERİNİN SÜREKLİ HAFIZADA TUTULMASI ÇOK ÖNEMLİDİR. ÖBÜR TÜRLÜ NİÇİN MÜCADELE ETTİĞİNİ BİLMEYEN MÜSLÜMAN MODELİ GELİŞEBİLİR
İman hakikatiyle ilgili konular çok hayret verici ama işte hafızada tutmak çok önemli ve hakkıyla takdir etmek. Anlamak, hafızada tutmak ve hakkıyla takdir etmek. Bunu Allah’tan istemek lazım. Çünkü öbür türlü niçin mücadele ettiğini bilmeyen Müslüman modeli de gelişebilir. Sürekli derin iman halinde mücadelenin yapılması lazım. Derin iman terk edilerek yapıldığında sarhoş gibi siyasi mücadele haline gelir. Bu sefer konu hırsa dönüşür. Mesela bakıyoruz her yerde İslam âleminin tamamında terörle şiddetle, kavgayla, bağırıp çağırmakla iktidar olma arzuları var. Darbeyle; sevgiyle değil, merhametle değil. Bin bir türlü İslam anlayışı gelişiyor o zaman.
MÜNAFIKLAR ALLAH'IN RIZASININ EN ÇOĞUNU ARAMAZ. DİNİN SADECE KENDİ MENFAATLERİNE UYAN KISIMLARINI KABUL EDERLER
Tarihin yazdığı en azgın münafıklar da ahir zamanda zuhur ediyorlar yani Hz. Mehdi (a.s) nasıl zuhur ediyorsa, deccal nasıl zuhur ediyorsa münafıkların da en azgınları ahir zamanda zuhur ediyor. Bir insan niçin Müslüman olur? Allah için Müslüman olur, iman için. Tercihini nasıl yapar? Her şeyde Allah’ın rızasının en çoğunu arayarak yapar. Ama münafıklar İslam’ın kendilerine faydalı olan kısımlarını kullanıp çıkarlarına uygun olmayan kısımları da kabul etmezler. Onun için mesela bir Müslüman’ın yanına yanaşır, Müslüman kız mesela onun dindarlığının, efendiliğinin farkındadır. Ama kendi fuhuş yapmak ister, kendi ahlaksızlık yapmak ister ama o hanımın dindar ve mukaddesatçı olmasını, namusuna titiz olmasını ister ama kendisinin namussuz olması konusunda kararlıdır. Bayanlarda da oluyor mesela erkek ona sadık olacak, sözünü dinleyecek, gayri meşru ilişkide bulunmayacak. Başka? Allah’ın rızasının en çoğunu aramayacak. Onu hedefleyecek. Yani onu ilahlaştıracak. Bütün derdi günü o olacak. Hayvan besler gibi onu besleyecek, bir münafığı besleyecek. Münafığın amacı ne oluyor? İşte o Müslümanı alsın kendilerine ömür boyu hizmetçi kılsın. Dışarı götürsün, gezdirsin, yedirsin içirsin ama kendine de sadık olsun. Kendi? Kendi her türlü haltı karıştırsın. Fuhuş yapsın, ahlaksızlık yapsın, İslam’ın hükümlerini hiçe saysın, Allah’ın rızasına önem vermesin, İslam’ı Kuran’ı menfaatleriyle çatıştığında hemen terk etsin. O kafada olur münafık.
MENFAATİYLE ÇATIŞTIĞINDA ALLAH, DİN, İMAN, KİTAP MÜNAFIĞIN GÖZÜ HİÇBİR ŞEY GÖRMEZ
Hemen kahpeliğini, alçaklığını ortaya koyar. Allah’ı da terk eder, İslam’ı da terk eder, cemaatini de terk eder, topluluğunu da, arkadaşlarını da herkesi terk eder; yeter ki çıkarı olsun. Allah bunları işte köpek gibi yaşatır. Bir domuz gibi yaşar ve bir domuz gibi de ölür. Kısacık dünya hayatına aldanır. Erkek olsun kadın olsun münafikun ve münafikat domuz gibi yaşar, domuz gibi de ölür. Onun için Allah dünya hayatını da kısa yaratıyor ki; bunları çabuk cehennemine çağırsın. Uzun süre tutmuyor Allah.
AHİR ZAMANIN MÜNAFIKLARI ÇOK ŞEDİTTİR. MÜMİNLERİ DE ÇOK TAKVADIR
Yani iki zıt uç, ahir zamanda iyice sivrilir. İman ehli mesela Mehdiyet İsa Mesih; imanı, ahlakı en yüksek insanlar. Ve onların talebeleri. Bir sivrilik bir dağ gibi yükselir. Münafıklar da ters dağ şeklinde yerin dibine doğru derinleşirler.
MÜNAFIĞIN AĞZI DA GÖZLERİ DE LAĞIMDIR, BEYNİNİN İÇİNDEKİ BÜTÜN PİSLİKLERİ ORADAN BOŞALTIR
Münafık izbe yerlerde alçaklık yapar, gizlice telefonla, internetten şuradan buradan o karanlık beyninin içinde karanlık planlar kurar ve o karanlık da onun gözüne yansır. Onun için münafığın gözünde beynindeki karanlığı görmek mümkündür. Beynindeki pislik hemen gözünden lağım gibi akmaya başlar. Münafığın gözü beynindeki lağımın aktığı bir çukurdur. Lağım çukurudur gözleri münafığın. Bütün pisliği ağzından, gözünden akar. Ağzı da lağımdır gözü de lağımdır münafığın. Beyninin içindeki bütün pislik oradan boşalır. Ağlaması oyundur münafığın. Konuşması züppeliktir, sinsiliktir. Müslümanı konuşturur, onun bir açığını yakalamak için konuşturur. Ona kendince işte bir kusur bulmak veyahut onu bir şekilde köşeye sıkıştırmak, mat etmek, kendi üstünlüğünü ortaya çıkartmak, kendini büyütmek ve yüceltmek için münafık müthiş bir gayret içindedir. Bunu yaparken de gözünden ve ağzından beynindeki o pis dünya lağım gibi akmaya başlar. Ağzından necaset akar, gözlerinden de necaset akar, pislik akar münafığın. Dinlediği vakit ahlaksızlık için dinler, konuştuğu vakit ahlaksızlık için konuşur. Onun için münafığın yanında Müslümanın çok teyakkuzda olması lazım. Her sözünü kullanabilir, her hareketini kullanabilir, her davranışını kullanabilir. Şeytani bir hafızası vardır münafığın.
MÜNAFIKLAR ÇIKARLARIYLA ÇATIŞTIĞI VAKİT SEVDİKLERİNİ RAHATLIKLA HARCAYABİLİRLER
Hep dürüstlük adına ortaya çıkar münafık, sevgi adına çıkar. Halbuki çıkarcıdır, alçaktır. Sevgi adına Müslümanları rahatça harcayabilir, sevdiğini iddia ettiği kişiyi rahatça harcayabilir. Bırakma ve kaçma eğilimi münafıkta çok yüksektir, had safhadadır çıkarıyla çatıştığında. Mesela diyor ki, "Çok, deli gibi seviyorum. Allah'ı seviyorum. Peygamber (s.a.v.)'i seviyorum. Müslümanları seviyorum." Menfaatiyle çatışınca ne oluyor? Hemen kaçma. Hemen ayrılma arzusu vardır. O şeytanın karanlığına doğru kaçar. Müslümanların aydınlığı münafığı boğar. O aydınlıkta yaşamak istemez. Müslümanlara o tahammül eder. Ama çok acı bir tahammüldür menfaati oluşuncaya kadar. Ya şöhret için kalır ya çıkar için kalır yahut sığınacağı bir mağara bulunamadığı için kalır ama bu tarzdadır. Her münafığa dikkat edin, çıkarının bittiğini anladığı an hemen kaçar. Kuran'da da bu çok detaylı anlatılıyor hadislerde de çok detaylı anlatılır. Mesela Yusuf (a.s)'la ilgili; Yusuf (a.s)'u elde edemeyeceğini anlayınca ne yapıyor münafık kadın hemen kaçıyor, ondan kaçıyor. Ve onu en kötü akıbetin sarmasını istiyor. Kin doludur münafık. Sırf kaçmakla kalmaz aynı zamanda azgın bir kin ruhu içerisinde olur.
MÜNAFIK MÜSLÜMANLAR ARASINDA VAKTİNİN BOŞA GEÇTİĞİNE İNANIR, HARCANDIĞINA İNANIR, GENÇLİĞİNİN GİTTİĞİNE İNANIR; ŞEYTANIN YANINDA VAKTİNİ İYİ DEĞERLENDİRECEĞİNİ DÜŞÜNÜR
Halbuki şeytanla zaten cehennemde sonsuza kadar beraber olacak. Ama onu akıl edemez, aklı gitmiştir. Yakından bakıldığında onun köpek bakışlarından, domuz gibi bakışlarından feraset ehli Allah eğer isterse görebilir. Yani feraset ehlinin görebileceği gibidir. Ama Allah ayette diyor ki, "Ben istersem görürsün." diyor, "Bakışlarından anlarsınız." diyor.
MÜSLÜMAN ÖFKELENSE BİLE ÖFKESİNİ YENER. MÜNAFIKLAR ÖFKELERİNİ YENEMEZ, ÖFKELENDİĞİNDE HAYVANİ REAKSİYONLAR GÖSTERİR
Münafık öfkesini yenemez. Müslüman öfkesini yener. Bir de öfkelik bir durum olmaz zaten imanından dolayı. Ama münafıkta müthiş bir azgınlık şeklindedir o. Bir domuzun ahırda gösterdiği azgın alametler oluşur. Kapıları çarpar, duvarları birbirine katar, yürüyüşü hayvanlaşır böyle kudurmuş bir domuzun azgınlığına döner tavırları yani çirkefleşir, ağlama krizleri, azgınlık krizleri, saldırganlık krizleri münafığın vazgeçilmez özellikleridir.