OKTAR BABUNA: Kısa bir aradan sonra tekrar beraberiz inşa'Allah. Bir konuğumuz var, Yeni Zelanda'dan Muhammed Thompson isimli kardeşimiz. Voice of Islam, İslam'ın Sesi Kuruluşundan kendisi buraya konuğumuz olarak geldiler.
ADNAN OKTAR: Daha önce Hıristiyan iken Müslüman olmuş değil mi?
OKTAR BABUNA: Evet. 81 yılında.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. Allah mübarek etsin. MaşaAllah. Hoşgeldiniz.
MOHAMMAD THOMPSON: Çok teşekkür ederim. Burada, güzel ülkenizde bulunmak çok güzel.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. Tercüme edelim lütfen.
OKTAR BABUNA: Peki. Başlayabiliriz, inşa'Allah.
MOHAMMAD THOMPSON: İnşa'Allah. Beni kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. İki konuya değinecektim... Hem Yeni Zelanda hem de tüm dünyada İslam'ın yayılmasına çok yardımcı olan televizyon programımızda, yıllarca belgesellerinizi ve DVDlerinizi yayınladıktan sonra buraya gelip sizinle görüşmek benim için bir ayrıcalık.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. Elhamdülillah.
MOHAMMAD THOMPSON: Her hafta Yaratılış Gerçeği belgesellerinden, Harun Yahya belgesellerinden Kuran ve bilim konularına dair farklı bir belgeseli yayınlıyoruz. Programımıza çok katkıda bulunuyor. Burada büyük bir iş başarıyorsunuz. Sormak istediğim sorulardan bir tanesi Yaratılış Atlası'yla ilgili; çünkü bu kitabı gördükten ve hakkında yazılanları okuduktan sonra, böyle devasa bir eseri yazıp ortaya çıkarmaya sizi sevk eden ne oldu öğrenmek istiyorum.
ADNAN OKTAR: Darwinistlerin meydanı boş bulması beni biraz rahatsız etti. Yani böyle dünya çapında akıl almaz bir yalanı, birçok devletin sahiplenmesi, organize etmesi, bununla ilgili üniversiteler, enstitüler kurmaları, trilyonlarca lira para harcayarak böyle bir yalanı insanlara ballandıra ballandıra anlatmaları; tabii ki aklı başında bir insanı çok kızdırır ve rahatsız eder. Ben de bu yalanı tam anlamıyla ortaya koyacak bir kitap hazırladım ve tam anlamıyla perişan oldular. Ve bir daha böyle yalan söyleyeceklerini de zannetmiyorum. Yani bundan sonra kıyamete kadar Darwinizm ile ilgili yalan söyleme güçleri kalmadı. Kolları bacakları ilmen, kültürle, bilimle tam anlamıyla kırıldı.
MOHAMMAD THOMPSON: Bir sorum buydu, cevabını düşündüğüm şekilde verdiniz. Diğeri de bu eser nasıl dağıtıldı ve okuyanlar üzerinde nasıl bir etkisi oldu?
ADNAN OKTAR: Amerikan hükümeti, Rus hükümeti, İngiliz hükümeti, Fransız hükümeti, Alman, Hollanda, Belçika, Norveç hükümetlerinin tamamı Atlas'ı aldılar. Genelkurmay Başkanları aldı. Amerikan ordusunun ileri gelen bütün üyeleri, CIA, FBI... FBI'ın ileri gelenlerinin hemen hemen hepsine gönderdik, yani kitap şirketi gönderdi. Ve dünyadaki etkisini de hemen aldık. Gerek Sarkozy'de, gerek Tony Blair'de, gerek direkt Amerikalı diğer şahıslarda bunu gördük ve çok güzel etkilendiler. Şu an dünyada artık Darwinizm'in karizması tam anlamıyla çizildi. Artık böyle bir yalanı söylemek onlar için utanç verici oldu. Artık mesela Dawkins gibi bir şahıs bile uzaylılar yarattı demeye başladı. Bu ne demektir? Artık bizim Türklerde bir tabir vardır, çamura yatmak diye, çamura yattılar artık. Çaresizliğin verdiği, açmazın verdiği sıkıntıyla uzaylılar iddiası ile komik duruma düşmeye başladılar. Bu ne demektir? Biz Allah'a eninde sonunda inanacağız demek istiyorlar. Çamura yatmaları önemli değil. Sonunda bunu söyleyecekler inşa'Allah.
MOHAMMAD THOMPSON: İnşa'Allah. Çünkü benim de duyduklarım bu yönde. Duyduğuma göre özellikle Avrupa'da insanların görüşleri o kadar değişmiş ki, okullarda bile evrim ve Darwin teorisinin yanında Yaratılış'ın anlatılmasına başlanmış. Gerçi hala evrim teorisine gerçeklik payı verip okullarda okutuyorlar; ama şimdi elhamdülillah bismillah maşa'Allah, gerçekleştirmiş olduğunuz büyük eserle insanları değiştiriyorsunuz. Tekrar Allah'a inanmaya başlıyorlar inşa'Allah.
ADNAN OKTAR: Darwinizm'den zaten bahsetmeleri gerekir. Kuran'da da Firavun'dan bahsediyor, Nemrut'tan bahsediyor. Yani geçmişte anormal inançların, geçmişte oluşan anormal felsefelerin Müslümanlar tarafından zaten bilinmesi gerekir. Biz Darwinizm'i, komünizmi, faşizmi, eski Yunan dinlerini, eski Roma'daki inançları, eski Sümerler'deki, Mısır'daki, eski antik inançları öğrenmekle mükellefiz. Darwinizm de artık antik bir inançtır. Yani sapkın bir pagan dinidir ve bunu da öğreneceğiz. Bütün kapsamıyla, bütün detaylarıyla öğretsinler, anlatsınlar. Hatta Darwinist müzeler kurulsun. Darwin'in hatta böyle mumyasını da koyabilirler istiyorlarsa. Onlar nasıl halkı kandırmışlardı, o devrin o ilkel mikroskopları, o devirde basılmış o yalan eserler, kitaplar, Darwin'in mesela o devirde hazırladığı eserler ve Marx'ın Engels'in diğerlerinin de ona yazdıkları eserler, bunların hepsi bir müzede sergilenebilir. Gençler bunları öğrensin. Ve en kapsamlı şekilde anlatılabilir. Kuran'da çünkü sapkın anormal düşünceler anlatılır, ki doğrusu bilinsin.
MOHAMMAD THOMPSON: Tam olarak öyle. Bence de Darwinizm'in ırkçılıkla ilgisi var, belli bazı ırkları aşağılayan bir bakış açısı var. Bu yüzden beyaz insanı ön plana koyup üzerinde çalışmalar yaparak, bir çeşit süper insan ortaya çıkarmaya çalıştılar. Almanların Aryan ırkıyla yapmaya çalıştığı şey sanırım buydu. Anladığıma göre Darwin teorisi bu tip ırkçı görüşlere sahip.
ADNAN OKTAR: Tabii ki Türk milletini de haşa ilkel bir maymun türü olarak görüyor Darwin ve mutlaka elimine edilmesi, yok edilmesi gerektiğine inanıyor Türk Milletinin. Zenciler için de, Aborjinler Avustralya yerlileri için de bir ifadesi var. Dolayısıyla ırkçı görüş, Darwinizm'in ortaya çıkması ile dünyaya yayıldı ve faşist düşünce de Darwin'in bir eseridir. 350 milyon insanın ölümüne, binlerce şehrin yıkılmasına, milyonlarca insanın sakat kalmasına, çocukların öksüz yetim kalmalarına sebep olmuştur ve insanların kalbinden sevginin alınmasına, egoistliğe, bencilliğe sebep olmuştur. Ahir zamanın en büyük deccali hareketidir Darwinizm.
MOHAMMAD THOMPSON: İşte ben de bu yüzden kitabınızın, elhamdülillah çok büyük bir eser olduğunu düşünüyorum. Ayrıca biz Müslümanların diğer Müslümanlara göstermemiz gereken bir alan olduğunu düşünüyorum; çünkü bir çok Müslümanın evrime inandığını görüyordum. Bir makalenizden bahseden bir yazı okuyordum. Bu yazıda bir çok Müslüman ülkenin artık Yaratılışa inanmaya başladığı yazıyordu. Bu bana Yaratılışa niye daha önce inanmadıklarını düşündürdü? Daha önce birçok Müslümanın evrime ya da evrimin bazı yönlerine inandıkları anlaşılıyordu.
ADNAN OKTAR: Tabii Mısır'da, Suriye'de, Irak'da dünyanın birçok yerinde, Libya'da Darwinistler hakimdiler. Ve İslam alemini de solcu, materyalist ve Darwinist bir çizgiye çekmişlerdi. Binlerce alim de bunların fetvacısı konumundaydı. Onlar da şu an fikren tepetaklak gittiler. Artık Yaratılış bütün dünyada hakim inanç haline geldi, Allah'a hamd olsun.
MOHAMMAD THOMPSON: Anladığım kadarıyla özellikle Endonezya'da kitaplarınız okul müfredatı kapsamında okutuluyor. Allah'a hamd olsun kitaplarınız Yaratılışı, Yaratılış ve İslam'ı anlamalarına yardımcı oluyor. Bu gelişmeler sayesinde İslam'a daha yaklaşıyorlar ki, bu da daha iyi birer insan, daha iyi birer Müslüman olmaları anlamına geliyor ve dinlerini daha uygun şekilde yaşamalarına vesile oluyor inşa'Allah.
ADNAN OKTAR: Elhamdülillah maşaAllah. Rusya'da da benim eserlerim serbest sadece, diğer eserlerin satışı yasak. İran'da da öyle. Sadece benim eserlerin serbest maşaAllah. Azerbaycan'da da öyle, sadece benim kitapların satılabiliyor, genelinde öyle yani istisnaların dışında. Ve dünyada en çok revaç bulan eser konumunda şu an. Sırf bu yıl 90 milyonu buldu, 80 milyondu, 90 milyonu buldu indirilen kitap sayısı. Daha Ocak ayına da az bir şey kaldı. Fakat 90 milyonu da aştı. Bu muazzam bir sayı maşaAllah. Bir o kadar da satış yoluyla dünyada satılıyor. Bir de bir kısım yayınevleri de bizden aldıkları izinle, kendileri kitapları basıyorlar. Ben telif hakkı almıyorum, onlar basıyor. Onların da haddi hesabı yok maşaAllah.
MOHAMMAD THOMPSON: Elhamdülillah, bu çok güzel. Elhamdülillah. Kitaplarınıza rağmen hala Darwinist düşünceye inanan Müslümanlar olduğu düşünülürse, bu durumun üstesinden nasıl gelebiliriz? Yaratılış Atlası ve diğer kitaplarınız gibi kitapları, DVD ve belgesellerinizi daha fazla dağıtmak İslam'ı yaymak için iyi bir yol olur mu? Biliyorum ki, bismiAllah, maşa'Allah televizyon programlarınız, kitaplarınız, ve bunu gibi şeylerle büyük bir mücadele veriyorsunuz ve bu durumun üstesinden geliyorsunuz. Allah sizden ve tüm ekibinizden tüm bu çabalarınız için razı olsun.
ADNAN OKTAR: Darwinizm ağaçtan düşmüş, kurumuş bir yaprak gibi. Bizim ona aslan pençesiyle vurmamıza bile gerek yok, sadece şöyle bir rüzgar bile; çok ilkel, bilimsellikten tamamen uzak ilkel bir pagan dini Darwinizm. Bir proteinin tesadüfen meydana gelemeyeceğini anlayamayacak kadar ilkel, 350 milyon Yaratılışı ispat eden fosilden habersiz. Hiçbir ara fosil olmadığı halde, Darwinizm'i ispat eden hiçbir ara fosilin bulunmadığını bilmelerine rağmen, ara fosil varmış gibi yalan söyleyecek kadar da sıradan düşünen, çocukça düşünen ve yalandan çekinmeyen insanlar. Dolayısıyla Darwinizm'in artık dünyada sonunun geldiğini görmek çok zevkli, çok hoşuma gidiyor.
MOHAMMAD THOMPSON: Elhamdülillah.
OKTAR BABUNA: Programımızı bitirmemiz gerekiyormuş.
ADNAN OKTAR: Yarın inşa'Allah tekrar görüşeceğiz.
MOHAMMAD THOMPSON: İnşa'Allah.
OKTAR BABUNA: Yarın Samsun AKS Tv, Kayseri ve Gaziantep Olay Tv'de inşa'Allah görüşmek üzere.
ADNAN OKTAR: İnşaAllah.