Sayın Adnan Oktar'ın cinler hakkında verdiği yeni bilgiler
ucgen

Sayın Adnan Oktar'ın cinler hakkında verdiği yeni bilgiler

1624

Cinler hakkında çağlar boyunca birçok iddia ortaya atılmıştır. Ancak her konuda olduğu gibi cinler hakkında da doğru bilgi alabileceğimiz kaynak, mukaddes Kitabımız Kuran-ı Kerim’dir. Kuran’da, cinlerin yaratılışları, insanlarla olan ilişkileri, nasıl yaşadıkları gibi pek çok konuda bilgi yer almaktadır. Sayın Adnan Oktar bu bilgiler ışığında, röportajlarında cinler hakkında daha önce dile getirilmemiş bilgiler vermekte ve bu varlıklar hakkında merak edilen konuları açıklamaktadır.

 

Cinlerin de aynı insan toplulukları gibi bir hayatlarının olduğunu Kuran ayetlerinden anlıyoruz. Ayetlerde cinlerin de gelmiş ve geçmiş ümmetleri olduğu haber verilmiştir. (Araf Suresi, 38; Kehf Suresi, 50) Ancak cinler insanlardan daha farklı bir boyutta yaşamakta, insanları görüp izleyebilmekte, konuşmalarını dinleyebilmektedirler. Bu nedenle cinler tarih boyunca en çok merak uyandıran konulardan biri olmuştur. www.harunyahya.tv sitemizden, 106.4 Mavi Karadeniz radyodan ve çeşitli yerel TV kanallarından takip edebileceğiniz ve her gece canlı olarak yayınlanan “Adnan Oktar’la Gece Sohbetleri” programında Sayın Adnan Oktar’a bu doğrultuda izleyicilerden çeşitli sorular gelmektedir. Sayın Adnan Oktar’ın konu hakkındaki açıklamaları şöyledir:

Müslümanların Cinlere İnanması Farzdır

SUNUCU: Peki Hocam sizin ağzınızdan özellikle duymak istiyoruz. Cinlere inanmayan çok fazla insan var ve bu ayetle sabit. Cinlere inanmayan insanların durumu nedir sizce Hocam?

ADNAN OKTAR: Söz konusu kişiler cinlere değil Allah’a inanmıyor zaten. Ahirete inanmıyor, cin yine gerilerde yer alan bir konu oluyor. Olabilir, inanmıyor olması normal.  Çünkü Kuran’a göre inanmayan insanlar var. Ehl-i küfür vardır, inanmayacaklardır. Ama Cin Suresi var ve cinlerle ilgili başka ayetlerde de çok detaylı, kapsamlı Cenab-ı Allah’ın açıklamaları var. Cinler de bir taifedir. Ama Müslüman bir kişinin inanmaması olmaz bu durumda dinden çıkar. Ama genel olarak hiçbir şeye inanmıyorsa, inanmayabilir. (Sayın Adnan Oktar’ın 31 Ekim 2009 tarihli Samsun Aks TV ve TV Kayseri röportajından)

Cinler Allah’ın Emrindedir

“Mümin cinler Allah’ın emrindedir, Allah’ın kontrolünde olan varlıklardır.  Cin zavallının zavallısıdır, Allah ne emrederse onu yapar. Yani bütün tecelli Allah’tandır, cini vesile yapar. Mutlak güç Allah’ındır. Allah’tan başka güç sahibi yoktur. Mesela ha bir mendil parçası, ha cin. Yani bir gücü yok ki, bütün güç Allah’a aittir. Cin ne yapsın, cinin öyle bir şeyi yok. Cine ayrı bir güç gibi bakmak doğru olmaz.” (Sayın Adnan Oktar’ın 31 Mayıs 2010 tarihli Adıyaman Asu TV röportajından)

Cinler Ahir Zamanda Müslümanların Emrine Girecek. Ama Onlara Kuran Ahlakını Öğretmek Gerekiyor

“Cinler ahir zamanda Müslümanların emrine girecekler, şu anda da gayet güzel hizmet veriyorlar. Fakat onların sürekli üzerlerine yüklenmek değil de, onları eğitmek çok önemli. Kuran bilgisine çok ihtiyaçları var. Çok cahiller. Kimse de onlarla ilgilenmiyor. Yani bir insan onlarla oturup “gelin size anlatayım, eğiteyim” demiyor. Çok başsızlar, sayıları da az. Onun için, onlarla ilgilenmek, onlara Kuran’dan böyle hikmetli ders yapmak, imanlarını güçlendirmek, şevklerini arttırmak çok önemli. Genellikle ahlaken bozuklar, yani insanlardan çok daha berbat onların konumu. Yani insanların bozukluğu mesela; 50 ise onların ki 250, o kadar bozuk. Ama buna rağmen bu şartlar altında çok dindar bir gençlik gelişmiş aralarında maşaAllah.” (Sayın Adnan Oktar’ın 3 Şubat 2010 tarihli Samsun Aks TV ve TV Kayseri röportajından)

Cinlerde de İman Yeni Gelişiyor

“Cinlerle ilgili Cin suresi var. Cinlerin iyi eğitilmeleri gerekiyor. Genellikle akılları biraz havada oluyor. Yani kuş gibiler. Onların da Hıristiyanları var, Müslümanları var, Ermenileri var. Fakat birbirleriyle çok kavgalı ve karmaşa içindeler. Onlarda da iman daha yeni gelişiyor. İslam da yeni gelişiyor. Yeni yeni Müslümanların sayısında artma oldu onlarda da. Onlar bu şehirlere çok şaşırıyorlar. Yani insanların şehirler yapması, araçlar olması. Onlar o konuda çok şaşkınlar. Kafaları çok dağınık oluyor. Yani gel git akıllı oluyorlar ancak çok iyi eğitilirlerse imani yönden, mesela Kuran okunduğunda çok dikkatli dinliyorlar. Kuran’a karşı çok hassaslar, çok seviyorlar ve çok özenli ve sabırlı eğitilmeleri lazım yani imanları güçlenirse daha doğru ve daha akılcı cevaplar veriyorlar o zaman. Eğer imanı zayıfsa çok sorun çıkarıyorlar. Çok dengesiz,  münasebetsiz cevaplar veriyorlar. Yani yalan söylüyorlar o zaman. Ama Allah korkusu konusunda iyi eğitilirlerse çok nezaketliler, çağıran çok kişi var. Onları oyalar ve aldatırlar, genellikle yalan söylerler.” (Sayın Adnan Oktar’ın 23 Ekim 2009 tarihli Dem TV röportajından)

Cinlerin İslamiyet’e Girişi Nasıl Olacak?

SUNUCU: “Hocam insanlar akın akın İslamiyet’e girdiğinde cinlerin durumu ne olacak? Onlara İslam’ı kim tebliğ edecek? Onların İslamiyet’e girişi nasıl olacak?”

ADNAN OKTAR: Şimdi o sevimliler mesela bizi dinliyorlar. Zaten öyle bir sorunları yok onların. Yani kapı çalmaz onlar, gireyim mi, girmeyeyim mi demez. Gelir dinler zaten. Öyle bir sorunu olmuyor onların. Camilerde de olur, her yerde olur onlardan. Radyo da dinleyebiliyor onlar. Televizyon da izleyebiliyorlar. Bütün sohbetlere katılabiliyorlar istediklerinde. Ama tabi ki sahip çıkılması gerekiyor onlara. Şefkat gösterilmesi gerekiyor. Eğer iyi eğitilirlerse, yani samimi bir ortam olursa bayağı dilbazlar, dilliler, güzel, samimi şeyler konuşuyorlar. Dini konularda da çok bilgileri oluyor. Soru sorulduğunda cevap verebiliyorlar. Ama inşaAllah ileride onlar daha çok istihbarat amaçlı da görev alacaklar. Hz. Mehdi (a.s.) devrinde buna çok ciddi işaret var. Hadislerde de var. (Sayın Adnan Oktar’ın 4 Mayıs 2010 tarihli Güneydoğu Olay TV röportajından)

 

Cinlerin Sayın Adnan Oktar’a Olan Derin Sevgileri

“Beni de seviyorlar. Hüddam ilmiyle ilgilenenler gitsin sorsunlar, yani aksi yoktur. Sordun mu yani hüsn-ü zanları da çok şiddetli maşaAllah. Yani kim sorarsa aynı cevabı veriyorlar, inşaAllah.” (Sayın Adnan Oktar’ın 3 Şubat 2010 tarihli Samsun Aks TV ve TV Kayseri röportajından)

“Cinlere sorsunlar beni, hep güzel söylüyorlar, hayret, Allah’ın hikmeti. Muhalif de konuşabilir. Konuşmuyorlar, güzel söylüyorlar. Mümkün. Niye demesin? Nasıl basında aleyhimde yazılar çıkıyor, değil mi? O da aleyhimde konuşabilir. Yok öyle bir şey. Mesela üstadı, erbabı olan kişilerle konuştum, hepsi olumlu bilgi verdiler. Bir tane olumsuz bilgi duymadım.” (Sayın Adnan Oktar’ın 5 Mayıs 2010 tarihli Samsun AKS TV ve TV Kayseri röportajından)

 

Mümin Cinler Kutsal Emanetlerin Yerini, Zamanı Gelince Allah’ın Emriyle Bildirecekler

“Zamanı gelince mümin cinler Cenab-ı Allah’tan emir alıp “işte şurada” diyecekler. Elimizle koymuş gibi gidip bulacağız. O kadar. İnşaAllah, bir kısmı vahiyle Hz. İsa (a.s.)’a, ama mümin cinler şu an emir bekliyorlar. Cenab-ı Allah diyor ki; şeytandan Allah’a sığınırım, “iznimizle,” Benim iznimle diyor Allah. “Elinin altında iş gören cinler vardı” diyor Hz. Süleyman (a.s.) için. Hz. Mehdi (a.s.) için de diyor ki Allah, hadis-i şerifte Peygamberimiz (s.a.v.) Cenab-ı Allah’tan aldığı vahiyle bildiriyor. “Hz. Süleyman (a.s.) gibidir Hz. Mehdi (a.s.).” diyor. Ne demek bu? Dünya hakimi olacak demektir ve cinler emrinde olacak demektir.” (Sayın Adnan Oktar’ın 31 Mayıs 2010 tarihli Adıyaman Asu TV röportajından)

“Kayıp bir şeyin bulunmasında faydaları olabilir. Mesela Tevrat’ın aslı bulunacak, İncil’in aslı bulunacak, kutsal bazı emanetler var, Ahit Sandığı var, biliyorsunuz Musevilerce de kutsaldır ve Kuran’da da geçer. Ahit Sandığı’nın bulunmasında onlar da yardımcı olacaklar. Ama günümüzde de işte çok vahim bir olay olursa o konuda faydalanılabiliniyor.” (Sayın Adnan Oktar’ın 31 Ekim 2009 tarihli Samsun Aks TV ve TV Kayseri röportajından)

Cinlerin Görünümü Nasıldır?

“Cinler normalde hakikaten insanları rahatsız etmek istemiyorlar. Görünüm-leri; ayak uçları konik oluyor cinlerin bilinir yani erbabı bilir. Topaç vardır ya, çocukların oynadığı topaç? Normal insan böyle basar o böyle değil, yani ayak uçları sivridir. Konik geliyor yere doğru, mesela sırf o başlı başına yeter bir insana tedirgin olması için. Bir kısmı uzun boylu oluyorlar. Bir kısmı çok kısa boylu oluyorlar. Zaten herkes bilir. Onların geleneksel kıyafeti külahtır, kırmızı külah giyerler, uzun sivri kırmızı külahları vardır, dünyanın her yerinde öyle görür görenler, yani bu görünüşleri klasiktir onların. Ama istediklerinde tabii bir hayvan şekline de girebilirler. Mesela bir akrep, bir kedi, bir yılan şekline de girebiliyorlar. Yani cinler çok yeteneklidirler. Eşya şekline de girebilir cin isterse. Ama insanları korkutmalarını Allah yasaklamıştır. Yani insanlara yanaşamıyorlar, o şekilde görünemezler. Yüzleri de o kadar düzgün olmuyor işin doğrusu. Fakat istediğinde çok güzel insan şekline girebilir cin. Yani mesela çok güzel bir kadın görünümüne, güzel bir insan görünümüne girebilir. Yani o yetenekleri de var ama normal halleri makul değildir. Onun için de insanlar tabii o haliyle görüşmek istemezler. Bazen suda görünme olayları var, o da korkutur insanları. Yani suda görünebilirler. Görmelerini pek tavsiye etmem. Görmeye pek yanaşmasınlar. Fakat çok önemli konularda bilgi almak için olabilir, yani çok hayati konularda, vahim bir konuysa, yani Müslümanlar hakikaten zor durumdalarsa bilgi alınabiliyor. Allah vermesin bizim öyle birkaç kere başımız sıkışmıştı, zor durumumuz olmuştu. Bir kız arkadaşımızın kaçırılması olayı olmuştu, onda bilgi almıştık. Çok detaylı, kapsamlı bilgi vermişti hakikaten. MaşaAllah. Allah razı olsun bir dindar cin talebemiz var. Ondan sonra yine bir olay olmuştu onda da, suçluları an an bize bildirdi. Biz de an an polise bildirdik. (Sayın Adnan Oktar’ın 31 Ekim 2009 tarihli Samsun Aks TV ve TV Kayseri röportajından)

 

Unutulmamalıdır ki cinler tıpkı insanlar gibi Allah’a kulluk etmek için Allah’ın yarattığı varlıklardır. Kendilerine ait hiçbir güçleri yoktur, Allah’ın izni olmaksızın hiç kimseye zarar veremeyecekleri gibi yarar da sağlamaları mümkün değildir. Onlar da tüm insanlar gibi dünya hayatında imtihan olmaktadırlar ve yapıp ettikleriyle ahirette karşılık göreceklerdir. Cinleri farklı bir alemde yaratan, alemlerin, göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbi, alemlerden müstağni olan Yüce Allah’tır.

 

Cinler Işık Hızıyla Hareket Ettikleri İçin Onların Zamanıyla Bizim Zamanımız Aynı Değildir

“Cinler çok yaşıyorlar. Mesela 1300 sene yaşıyorlar, 1400 sene yaşıyorlar. Yani ışık hızıyla hareket ettikleri için onların zamanıyla bizim zamanımız aynı değil. Normalde onlar bizim gibi yaşıyor ama ışık hızıyla hareket ettikleri için zamanda esneme oluyor onlarda. Yani öyle anlaşılıyor. Mesela polise bildirdiğimiz olayda, adli olayda her verdiğimiz bilgiyi polis doğru olarak tasdik etti ve sonunda şahıslar yakalandılar. Adım adım, her adımını cinden öğrendik. Mesela “şu an şuradadır. Şu an şurada” dedik. Bakın, her verdiğimiz bilgiye de polis “doğru” dedi. Doğru bilgi vermiş olduk.” (Sayın Adnan Oktar’ın 31 Ekim 2009 tarihli Samsun Aks TV ve TV Kayseri röportajından)

Cinler Teknik Konularda Çok Yeteneklidirler

“Hz. Süleyman (a.s.) zamanında işte-güçte de çalışmışlardır, yani teknik konularda da çok iyi bilgileri vardır cinlerin. Teknolojiyi kullanmada, teknik aletlerin yapımında falan çok yeteneklidirler. Ama asrımızda benim gördüğüm haber almada çok iyiler yani o yönde faydaları olabilir. Çünkü teknolojide onlara pek ihtiyaç hasıl olmuyor.” (Sayın Adnan Oktar’ın 31 Ekim 2009 tarihli Samsun Aks TV ve TV Kayseri röportajından)

Cinler Hangi Dili Konuşur?

“Benim gördüğüm cinlerin dil gibi bir sorunu yok. Bir de bunların kendi dilleri var. Acayip alengirli bir dil. Anlaşılması mümkün değil. Uzaylı dili gibi. Kendilerine has özel bir dilleri var. Ama her türlü dilden de anlıyorlar. Yani muhtemelen şöyle düşünebiliriz. O ülkede yaşayanlar o ülkenin dilini öğreniyor olabilirler. Bir anda her yere geldikleri için. Mesela Fransa’daki bir cin anında Türkiye’ye gelebiliyor. Yarım saniyede geliyor. Dolayısıyla bu yüzden bu kadar dil biliyor olabilirler. Çünkü bilmedikleri bir şey yok adamların. Ne sorsam biliyorlar maşaAllah.”  (Sayın Adnan Oktar’ın 25 Mayıs 2010 tarihli HarunYahya.TV röportajından)

Cinlerle Bağlantıya Geçilebilir Ama Ruhlarla Bağlantıya Geçilmesi Mümkün Değildir

SUNUCU: Bunu şöyle duydum ben. O da doğru mu bilmiyorum. Eğer karşındaki ruh konuşmuyorsa, işte ayak kısmıhiç görünmüyorsa gerçekten gelmiştir. Bu doğru mu?

ADNAN OKTAR: Yok, yok bunların hiç aslı astarı yok. Ama cin vardır mesela, cin çağrılır, gelir cin. Onları insanlar ruh zannederler. Diyorlar ya hani ruh geldi. Ruh hiçbir şekilde gelmez. Yani giden ruh bir daha gelmez. Hz. İsa Aleyhisselam gelecek ama ahirete intikal etmemiştir o. Ayrı zaman boyutundadır. Ahirete intikal ettikten sonra gelmez inşaAllah. Yani ruhaniyetini gönderebilir ama Allah. Bazen mesela bazı velilerin ruhaniyetini gönderir. Keramet olarak gelebilirler ruhaniyetleri. Ama cismen bir daha gelmez. Hz. İsa Aleyhisselam cismen geliyor. Çünkü cisim olarak alınmıştır, cismen gelecektir. Fakat cinler öyle değil. (Sayın Adnan Oktar’ın 19 Şubat 2010 tarihli Kahramanmaraş Aksu TV röportajından)

Hz. Süleyman (a.s.) Kıssasında CİNLER

“Şeytandan Allah’a sığınırım. “Böylece onun (Süleymanın) ölümüne karar verdiğimiz zaman,” yani ölmüş, Allah rahmet etsin, “ölümünü, onlara, asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başkası haber vermedi. Artık o, yere yıkılıp-düşünce, açıkça ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılanıcı bir azap içinde kalıp-yaşamazlardı.” (Sebe Suresi, 14) Bir kere ayetin son kısmını açıklayayım. Hz. Süleyman (a.s.) hem cinlere, hem şeytanlara tam hakim olmuştu. Tam anlamıyla emrindeydiler. Çok harika bilgilere sahip cinler. Yani bizim bildiğimiz fizik kanunlarına tabi olmadıkları için onların apayrı bir teknoloji anlayışı ve apayrı bir hayat modeli var. Bunu insanlara sunduklarında yepyeni bir alem meydana gelmiş oluyor. Çok şaşırtıcı bir bilgiye sahipler. Çok şaşırtıcı imkanlara sahipler. Bunları o devirde Hz. Süleyman (a.s.)’ın emrine sunmuş oluyorlar. Allah’ın dilemesiyle.

Kardeşimizin sorusu şöyle; “Sebepler dahilinde bir kurdun asayı yemesinin uzun bir süre alacağını düşündüm. Bu konuda sizin yorumunuz nedir?” Şöyle olabilir, bu asa Hz. Süleyman (a.s.)’a silsile yoluyla gelmiş Peygamberlere ait bir asa olabilir. Mesela Hz. Musa (a.s.)’ın asası da olabilir. Böyle bir durumda çok uzun süre alacağı için, o süre içerisinde Cenab-ı Allah’ın orada görevlendirdiği bir kurt, asanın içerisinde sürekli hareket halinde. O onun farkına varmayabilir yahut farkındadır. Ama uzun yıllar sürer. Mesela 100, 200 yıllık, 300 yıllık mobilyalar oluyor. Nitekim de bir süre sonra onların hakikaten kurt yeniği olduğunu görüyoruz. Yani eski olan eşyalarda bu daha çok olur. Değil mi? Yani çok eski olanlarda aşağı-yukarı mutlaka vardır. O zaman asanın çok eski olduğunu anlıyoruz. Çok makul yani öyle bir noktaya, raddeye gelir ki bir süre sonra o kırılır. Hz. Süleyman (a.s.) ayakta ve asaya dayanarak cinleri yönlendiriyor. Cinler de onu ayakta zannediyorlar. Hakikaten hayatta zannediyorlar. Ondan çok korktukları için; haşa Allah’tan korkmuyorlar, Hz. Süleyman (a.s.)’dan korkuyorlar. Hz. Süleyman (a.s.)’ın onlara karşı tehditleri çok keskin çünkü, Kuran’da da bu görülüyor. Hz. Süleyman (a.s.)’dan çok çekiniyorlar. O da ayakta olduğu için onu sağ zannediyorlar. “Eğer” diyor Allah, “gerçekten bilgi sahibi olsalar onun öldüğünü bilmeleri gerekiyordu” diyor Allah. Yani onların nasıl aciz varlıklar olduğunu söylemiş oluyor Cenab-ı Allah. Normalde bir ölüyü, ölmüş bir insanı bilmesi lazım, cinin. Madem o kadar detaylı bilgiye sahip. Ancak asa kırılıp, Hz. Süleyman (a.s.) düştüğünde anlıyorlar Hz. Süleyman (a.s.)’ın vefat ettiğini. O vakte kadar da bayağı gayret ediyorlar, çalışıyorlar. Faaliyetlerine devam ediyorlar. Ama bu tabii çok çok uzun bir süre değildir. Belirli bir süredir, inşaAllah. O kısa süreyi Allah onların aczini göstermek açısından insanlara bildiriyor.

Birçok şeyi, mesela geleceği bilmezler. Atar, tutarlar ama bilmezler. Ama geçmişi bilir cinler. Ama her şeye de hakim değildirler. Allah “Benim kontrolümdedir” anlamında bir açıklama yapmış burada. “Her şeyi Ben bilirim. Onlara da Ben gerekli bilgiyi veriyorum.” Onlar da, Hz. Süleyman (a.s.)’ın vefatını bilmek son derece kolayken bunu bilememişlerdir. Dolayısıyla cinlerin bir gücü yoktur, anlamında Allah’tan bize bir mesaj olarak anlıyorum. Bu konu tabii içinde çok fazla sır bulunduran, çok kapsamlı bir konu. Ben bunun şu an bu kadarını açıklıyorum. Yani o kurdun mahiyeti, asanın mahiyeti, Hz. Süleyman (a.s.) neden oradaydı? Değil mi? Cinlerle bağlantısı ne şekildeydi? Bunlar apayrı konulardır, inşaAllah. Fakat bu soru bu olduğu için ben bunu bu kadarla bitireyim, inşaAllah.” (Sayın Adnan Oktar’ın 4 Haziran 2010 tarihli Kocaeli TV röportajından)

Cinlerle Bağlantıda Huruf-u Mukatta’da Derin Sırlar Var

ADNAN OKTAR: Huruf-u Mukatta’nıncinlerle de bağlantısı olan yönü var. Yani cin çağırmada, cinlerle bağlantıda Huruf-u Mukatta’nın derin sırları var, onu söyleyeyim. Yani cinlerin anladığı bir hitaptır Huruf-u Mukatta.

ALTUĞ BERKER: Bunu ilk defa duyduk Hocam sizden inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Evet onlarla bağlantıda, ha, mim, ta, sin, mim ve diğer Huruf-u Mukatta’nın çok derin sırları var. İnşaAllah. Ve cinlerin de çok etkilendiği bir yöntemdir inşaAllah. (Sayın Adnan Oktar’ın 16 Mart 2010 tarihli Harun Yahya TV röportajından)

“Ben Hurufu Mukatta’nın cinlerle bağlantılı olduğu ile ilgili hadis biliyordum. Ama bizzat müşahede ettim. Detay da vermek istemiyorum biraz ürküntü veren bir konu olduğu için insanlar arasında. Yani net müşahede ettim. Çünkü Huruf-u Mukatta’nın söylenmesiyle bir şey oldu. Birileri de gördü. 3-4 kişi birden gördü. İnşaAllah. Gerekirse de sonra söylerim. Cinlerin anladığı bir şey var. Onlarla bağlantıda bir şifre Allah-u alem benim anladığım kadarıyla. Çünkü Kuran hem inse, hem cinse indirilmiş. İnsan ve cinlere indirilmiş bir kitaptır. Onların Kuran’ı anlamasını sağlayan, Kuran’la bağlantılarında da etkili olan bir şifre olabilir. (Sayın Adnan Oktar’ın 18 Mart 2010 tarihli Harun Yahya TV röportajından)

Cinler İnsanlara Musallat Olmazlar

SUNUCU: İnsanların cinlerden etkilendiği ve bu tip hocaların olduğu bir toplumda yaşıyoruz, cinci hocaların olduğu bir toplumda yaşıyoruz. İnsanlara zarar vermediklerini söylüyorsunuz ama, insanlar bunun tam aksini belki kendilerince söylüyorlar ve bunun için birçok hoca türedi günümüzde.

ADNAN OKTAR: Yok, öyle bir şey olmaz. Yani hani musallat oldu bilmem ne, şöyle oluyor, böyle oluyor anlatıyorlar. Böyle bir şey yok. Yani karabasan dedikleri olaylarda ya tansiyonu yükseliyor ya bir rahatsızlığı oluyor. Doktorumuz daha iyi bilir. Bunlar organik rahatsızlıklar. Tıbbi rahatsızlıklar, alakası yok. Yani böyle şeylerde kendilerini mağdur ettirmeleri hem komik olur hem de mahcup edici bir şey. Çok çok yanlış, böyle bir şeye girmesinler. Allah’a dua etsinler, Ayet-el Kürsi okurlar, tamamdır, yani öyle cinlerin o tarz bir özelliği yoktur. (Sayın Adnan Oktar’ın 31 Ekim 2009 tarihli Samsun Aks TV ve TV Kayseri röportajından)

Cinler Her Evde Vardır

“Normal evlerde yaşıyorlar zaten. Ailece, cümbür cemaat, hemen hemen her evde vardırlar, yerleşirler. Ama onların kimseye bir zararları olmaz. Yani insanların boş yere korkmasına gerek yok. İnsanlar kendi kafalarında bunu kuruyorlar.” (Sayın Adnan Oktar’ın 27 Mart 2010 tarihli Gaziantep Olay TV röportajından)

Cinlerin Acizlikleri Var mıdır?

SUNUCU: Cinlerin acizlikleri var mı? Uyurlar mı, hastalanırlar mı?.

ADNAN OKTAR: Yorulduklarını biliyorum. Ama işin doğrusu hakikaten hastalanırlar mı onu hiç sormadık, arkadaşlarımıza sordurtmadım. Ama “yorgunum” dediklerini biliyorum. Ama onu bir soralım. Hakikaten ilginç, hiç aklıma gelmedi. Fakat çok soru sorulduğunda hakikaten yoruluyorlar, bitap oluyorlar. Onu biliyorum. Yani iptal oluyor. Ama Kuran okunursa, güzel kokudan çok hoşlanıyorlar, sudan hoşlanıyorlar, güzel sözden. Mesela sert bir söz tedirgin ediyor. Onda dengeleri bozuluyor. Ama Kuran’la, şefkatle yaklaşılırsa ve ısrarlı bir üslup kullanılırsa güzel konuşuyorlar. Ama bir de boş konuşma olduğunu anladıklarında konuşmuyorlar. Onda bilgi vermiyorlar. Fakat böyle hani “ne yapıyorsun, nasılsın, işte var mı anlatacağın?” falan, onda daral geliyor onlara. Pek konuşmak istemiyorlar. Konuşuyor ama boş. Ama hakikaten zor bir durum varsa, Müslüman-ların gerçekten ihtiyacı olan bir konu varsa şakır şakır sayıyorlar. Kelimeler, cümle, adres, araba plakasına varıncaya kadar veriyorlar gerekirse, çok net. O konuda hiç şey yapmıyorlar olay ciddiyse, ciddiyeti varsa, önemli bir şeyse. Ama ona da kendileri karar veriyor. Allah öyle onlara emir veriyor demek ki. Bana da arkadaşlarım kanalıyla öyle bir bilgi geliyor. (Sayın Adnan Oktar’ın 5 Mayıs 2010 tarihli Samsun AKS TV ve TV Kayseri röportajından)

UFO’lar Cinlerin Yaptığı Gösterilerdir

“Bu uçan daire olarak görünenler de aslında cinlerin gösterileridir. Net cin alameti yani. Işık halinde oluşmalar, sonra metal görünümü almaları, sonra aniden parçalara ayrılıp yok olmaları ve çeşitli metalik kokular oluşturmaları. Cinlerin klasik özelliğidir ani yok olma. Görünüm açısından da mutabıklar. Böyle zaman zaman insanlarla şakalaştıkları oluyor benim gördüğüm.” (Sayın Adnan Oktar’ın 5 Mayıs 2010 tarihli Samsun AKS TV ve TV Kayseri röportajından)

“UFO’lar cinlerin yaptığı gösteriler. Cinler zaman zaman metal görünümü alırlar, insan görünümü alırlar, kedi görünümü alırlar, akrep görünümü alırlar, kuş görünümü alırlar. Havada uçuyor şeklinde bir görüntü olur. Sonra o görüntü birden kaybolur ani patlamayla. Kokuya çevirebilirler. Mesela değişik bir koku oluşturabilirler istediklerinde cinler. Klasik cinlerin özellikleridir. Yani UFO diye, o tarz bir şey yok. Onu söyleyeyim. Cinlerin gösterileri vardır.” (Sayın Adnan Oktar’ın 29 Nisan 2010 tarihli Harun Yahya TV röportajından)

Bazı Masonlar Dinsiz Cinlerle Bağlantıdadır

ADNAN OKTAR: Yani aslında bazı masonlar çağırıyorlar. Çağırdıkları o cinler dinsiz cinler. İşte o şeytan denilen cinler, ateist cinler. Şu Baphomet... Bunun daha değişiği şeklinde tezahür ediyor. Yani bu  masonların bir çizimi. Şunu andırır tarzda görünüyor, görüntü halinde görünüyor. Onlar da toplantıda onun söylediklerine göre hareket ediyorlar. Yani not alıyorlar, ne söylüyorsa, ne anlatıyorsa not alıyorlar. Ayette diyor: “Kabuk gibi üstlerine bağlatırız.” diyor Allah. Çok korkuyor bazı masonlar şeytanlardan. Yani haşa “Allah’tan korkar gibi, hatta daha şiddetli korkarlar” diyor Allah ayette. Yani çok çok şiddetli korkuyorlar. Ne diyorsa yerine getiriyorlar. Mesela savaş çıkartılmasını söylediklerinde hemen yapıyorlar.

SUNUCU: Dinliyorlar.

ADNAN OKTAR: Tabii, yani olay çıkmasını istediğinde, kan dökülmesini istediğinde hemen yerine getiriyorlar. Böyle deli bir yapılanmadır. Yani Amerika’da, İngiltere’de ve İrlanda’daki masonik yapılanma bu tarzdadır.

SUNUCU: Yardım alıyorlar yani diyorsunuz cinlerden öyle mi?

ADNAN OKTAR: Zaten ateist masonluğun faaliyeti olmaz ki eğer cinler olmazsa. Cinni şeytanlar olmasa faaliyeti olmaz. (Sayın Adnan Oktar’ın 20 Kasım 2009 tarihli Dem TV ve Tempo TV röportajından)

Dünya İstihbarat Örgütleri de Cinlerden Faydalanır Ama Hz. Mehdi (a.s.) Devrinde Cinlerin Hepsi Hz. Mehdi (a.s.)’ın Emrinde Olacaklardır

Allah şöyle bildiriyor, şeytandan Allah’a sığınırım: “İznimizle iş gören bir kısım cinler vardı” diyor “Hz. Süleyman (a.s.)’da”. “iznimizle.” O yönde yetenekleri vardır. Aslında CIA de kullanıyor cinleri. Yani dünya istihbaratında, Rus istihbaratında da kullanılıyor. İstihbaratta kullanılır cin. Belirli bir oranda kullanıyorlar. Ama Hz. Süleyman (a.s.) gibi olacaktır, Hz. Mehdi (a.s.) tam anlamıyla malik olacaktır. CIA’nın cinleri de etkisiz kalacaktır o zaman, FBI’nın cini de kalmaz. Rusya’nın kullandığı cin de kalmaz. Çünkü bütün güç, kuvvet Allah’ın elindedir. Allah Müslümanların emrine verdi mi, onlar da Müslümanların emrine geçer. Dolayısıyla “CIA’ya bir cinin sadık olması” diye bir şey olmaz. Allah’a sadıktır cinler. Allah ne derse ona göre hareket ederler ve Hz. Mehdi (a.s.)’a sadık olurlar. Hz. İsa (a.s.)’a sadık olurlar. İncil’e bakın, Hz. İsa (a.s.)’ın cinlere muazzam bir hakimiyeti vardır. İncil’de çok fazla açıklama vardır cinlerle Hz. İsa (a.s.)’ın bağlantısına dair, meşhurdur bu, bilinir. Hz. Süleyman (a.s.)’ın, Hz. İsa (a.s.)’ın ve dolayısıyla da Hz. Mehdi (a.s.)’ın. (Sayın Adnan Oktar’ın 5 Mayıs 2010 tarihli Samsun AKS TV ve TV Kayseri röportajından)

Cinler Cennette İnsanlara Görünecek mi?

“Görünmemeleri için bir neden yok. Tabii ki görünürler yani normal güzel bir insan şeklinde güzel bir varlık şeklinde. Çünkü onlar da bizim mümin kardeşlerimiz onlar da bizim sohbetlerimizi dinliyorlar. Bizden istifade ediyorlar, onlar da Kuran okuyorlar. Ama orada görünür hale gelecekler. Mesela şeytanlar da görünmüyor. Ama onlar da cehennemde görünür hale geliyorlar. Yani hepsi görünür hale geleceklerdir.” (Sayın Adnan Oktar’ın 25 Şubat 2009 tarihli Çay TV röportajından)

 

İnsanların cinleri Allah’a şirk koşmalarının ve onlardan medet ummalarının en önemli sebeplerinden biri, onların gaybı bildiklerini düşünmeleridir. Oysa bu çok büyük bir yanılgıdır. Çünkü Allah Kuran’da, cinlerin gayba dair bir bilgiye sahip olmadıklarını bildirmektedir: 

"Böylece onun (Süleymanın) ölümüne karar verdiğimiz zaman, ölümünü, onlara, asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başkası haber vermedi. Artık o, yere yıkılıp-düşünce, açıkça ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılanıcı bir azap içinde kalıp-yaşamazlardı." (Sebe Suresi, 14)

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo