A9 TV; 26 Ocak 2017
(Fatih Altaylı Trump’a destek verenlerin bir süre sonra hayal kırıklığına uğrayabileceğini iddia etti ve şunları söyledi; “Trump’un Amerikan Başkanı seçilmesine Türkiye’de sevinenler de bir süre sonra çok ciddi hayal kırıklığı yaşayabilir. Trump ve en yakın adamları son derece anti-Müslüman bir söylem kullanıyorlar. En yakın danışmanı doğrudan doğruya Kuran-ı Kerim’i suçlayan açıklamalar yaptı. Bunu ne kadar sürdürebilirler bilmiyorum ama nedense Türkiye’deki siyasal İslamcı kesim şimdilik bu üslubu görmezden geliyor” dedi.)
Hayır hayır adamlar iknaya da açık, konuşmaya da açık ben konuşuyorum adamlarla bağlantım da var bir şey söylediğinde ikna olacak adamlar, dengesiz değiller. Onlar IŞİD, El Kaide, Taliban onlardan çekiniyorlar. Aklı başında Müslümanlarla alıp veremedikleri yok. Ben sohbet ediyorum konuşuyorum en yakın adamlarıyla da bağlantımız var. Öyle bir şey yok. Adamları korkutmuşlar, “Siz Kuran’a göre kafirsiniz, kötüsünüz, katliniz vacip, kafirlerle Müslüman zaten muhatap olmaz. Sevmez dost olmaz” Niye gidiyorsun o zaman Amerika’ya? Adam da gelmesin diyor o zaman, haklı. “Ben müzik istemiyorum” diyor, “resim de istemiyorum, heykel de istemiyorum, Hristiyan da istemiyorum, Yahudi de istemiyorum” diyor niye gidiyorsun o zaman oraya? Seni pullu dilekçeyle mi çağırıyorlar niye gidiyorsun?
(Selin Kandiyoti, Şalom Gazetesi’nde Evrim Meselesi başlıklı bir yazı yazdı.: “Allah yaşamı pekala evrimle yönetiyor olabilir diye düşünebilirsiniz. Bu tamamen sizin inancınızla ilgili.” Yazısında evrimi şu şekilde açıklıyor Selin Kandiyoti “Evrim, faydalı mutasyona uğrayan ve ortama diğerlerinden daha fazla uyum sağlayan canlıların zamanla radikal değişiklikler geçirerek yeni türler oluşturmasıdır.”)
Yok, böyle bir şey yok. Buna ait hiçbir delil yok. Olsa Allah böyle yarattı derdik böyle bir şey yok. Teknik olarak mümkün değil ve buna ait hiçbir fosil yok. Ara fosil denilen işte yamuk yumuk çeşitli deliller olması gerekir bir tane yok.10 trilyon vereceğim dedim daha ne diyeyim? Onu kafaya taktılar olmayan bir şeye iman ediyorlar. Bilimsel olarak bu şekilde açıklama mümkün değil bu doğru değil. Kendilerini kandırmalarının bir alemi yok. İlkokul, ortaokul, lisede bunları böyle biraz okuyunca herhalde vardır gibi düşünüyorlar. Buna ait hiçbir delil yok. Allah yapamaz mı? İstese yapar. Mesela attan eşeği çıkartır, eşekten başka bir hayvanı çıkartır; direkt doğumla o çıkabilir ama yok. Öyle bir şey hiç olmamış, hiç ara fosil yok.
Mutasyon canlıların genlerinde meydana gelen hasarlar. Yüzde doksan dokuzu zararlı, yüzde biri etkisiz. Bu yüzde bir etkisiz olanların da uzun vadede mutlaka zararlı etkileri çıktığı ortaya çıktı. Bu yüzden sessiz mutasyon diyorlar. Mutasyonlar hiçbir canlıya yeni bir özellik katmadı hiçbir delil yok buna ait. Hiçbir canlıyı başka bir türe dönüştürmez. Mutasyon yüz binde bir ihtimalle DNA kopyalanırken oluyor. Kopyalanan enzim hemen durup hatayı düzeltiyor. Bak bir mucize, kopyalanan enzim hemen durup hatayı düzeltiyor ve sonra yoluna devam ediyor. Mutasyon düzelten mekanizmayı da yaratmış Allah. Bu çok büyük bir mucize. Hasarı görüyor, burada bir yanlışlık var diyor zifiri karanlıkta. Hatalı parçayı söküp çıkarıyor yerine sağlam parçayı yaptırıyor imar ettiriyor. Ki çok karmaşık bir şey. Tam ona uygun açısında kalıp gibi gelip oraya oturtturuyor. O açısını da tutturması gerekiyor. Hasarlı parçayı da söküp götürüyorlar mutasyon bu. Bu mucize Allah’ın varlığının delili.
Dünyanın en ünlü biyoloji kitabında yani Darwinist bir kitapta evrimi savunan bir kitap “Mutasyonun yararlı olması arabanın motoruna ateş edip motorun daha iyi olması gibi bir ihtimaldir” diyor. Makinalı tüfekle ateş edilirse diyor, arabanın motoruna motor daha iyi oluyorsa bunun gibi bir şeydir diyor.
Genetikçi B. G. Ranganathan var ünlü Darwinist dünyaca ünlü B. G. Ranganathan diyor ki “Mutasyonlar küçük, rastgele ve zararlıdırlar. Çok ender olarak meydana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özellik mutasyonların evrimsel bir gelişme meydana getiremeyeceğini gösteriyor” diyor. Yani evrimde hiçbir faydası yoktur diyor. Bunu kim söylüyor? En ünlü evrimcilerden biri söylüyor. Mesela diyor adam bak “Bir kol saatinde meydana gelecek rastgele bir değişim kol saatini geliştirmez” diyor. Kol saatine bir şey çarptığında dışardan ne olur kol saati daha mı kaliteli hale gelir? Bozulur.
(“Masonlar İstanbul’da Sultanahmet altında ayin yapıyorlar doğru mu?” sorusuna cevap)
Mason toplantıları genellikle tabii böyle ilginç tarihi binalarda oluyor, onların seçtikleri bir şey bu. Mesela İsrail’de büyük tarihi bir mağara var çok büyük, Kudüs’te o Süleyman Mescidi’nin bulunduğu bölgede, o mağarada toplantı yapıyorlar yılın belirli zamanlarında. Bir de Mısır’da o piramitlerin altında yine büyük bir salon var orada da toplantı yapıyorlar yani herhalde hoşlarına gidiyor yani oranın bir özelliği olduğundan değil. Asıl mason locaları İngiltere’dedir Londra’da, İrlanda’da vardır ünlü, Fransa’da vardır, Rusya’da, Hindistan’ın locaları çok eskidir, İran’ın mason locaları ünlüdür eskidir, Pakistan’da var, Ürdün’de, İsrail’de yeni yeni kuruluyor azdır İsrail’de. Fas’ta çok büyük localar vardır mason locaları, Fas, Tunus, Cezayir’de, Moskova’da vardır büyük mason locası. Dünyayı yöneten insanlar genellikle masonluk adı altında toplanıyorlar yani dünyayı asıl yönetenler masonlardır bu herkes tarafından da bilinir, binlerce yıldan beri böyledir yeni değil yani 5 bin yıllık geçmişleri var, en az 5 bin yıl. Tarihin karanlıkları içinde kayboluyor hatta tarihi araştırmalar yapılıyor hayret ediyoruz 5 bin, 6 bin, 7 bin yıllık kazılarda mason kamaları çıkıyor ‘T’ biçiminde yerin altında yani inanılır gibi değil.
Nemrut harabelerinde inanılır gibi değil çok şaşırtıcı pergel, güneş, ay bütün masonik semboller var. Firavun’un sarayı zaten olduğu gibi mason sembollerle dolu, Hazreti Musa (as)’nın yetiştiği yer de mason mabedidir yetiştiği ortam. Hazreti İbrahim (as)’in de yetiştiği yerler mason mabedidir yani gençliğinde Hazreti Musa (as) mason mabedi içindeydi, daha detaya girmeyeyim yani masonluğun bütün sırlarını bilir Hazreti Musa (as), Hazreti İbrahim (as) de bilir. Hazreti İsa (as)’nın devrinde de masonluk çok güçlüydü. Hazreti Süleyman (as) zamanında çok güçlüydü, Hazreti Süleyman (as) da sanatçıdır duvarcı ustasıdır, İsa Mesih (as) de duvarcı ustasıdır yani üstattırlar hepsi yani sanattan anlayan insanlardır.
(“Engelliler hakkında ne düşünüyorsunuz öğrenebilir miyim?” sorusuna cevap)
Güzel, tatlı insanlar ne mutlu onlara biz akşama kadar namaz kılsak onlar bir kere Allah dese bizden daha fazla sevap kazanırlar. Mesela bir amayı düşün bizim bir namazımızdan bir sevap varsa onun bir milyon sevap var. Ama için acayip sevaplı. İki günlük dünya ama da vefat ediyor gözü cıncık gibi gören de vefat ediyor. Göz mezara akar sonunda. Ama o çok karlı. Onun için ben engelli kardeşlerimi tebrik ediyorum ne mutlu onlara. Ne güzel, gaziler gibi onların sevabı çok fazladır.
Deccalın Bilinmeyen Özellikleri
Deccal yaşlı, çok ileri yaşlarda şu an. Yani yetmiş falan vardır ferah. Hadislerde belirtiyor, “saçı sakalına karışmış. Bir gözü kör.” “Saçları ağaç dalları gibi birbirine girgindir” diyor. Yani böyle felsefeci görünümlü. “Kırmızı cildi” kırmızı. “Bünyesi büyük. Saçları kıvırcık. Tek gözü kör” sönük bir gözü de. Gözlerinde problem var. Ön tarafı kızıl fakat arka tarafı siyah saçlarının. Yani kendince tarz da yapmış olabilir veyahut yapısı öyle olabilir. “Onun tek gözü kördür. Başı yılan veya kertenkele başını andırır” diyor, görünüşü. Yani garip bir görünümü var. Taberani’de geçiyor. “İrice, kalın boyunlu, tek gözlü ve şaşı.” Sihir ve manyetizmanın neviinde teshir edici vasıflara sahip. Bu konuda çok bilgi sahibi. Manyetizma, ruh ilmi, metafizik konularda çok bilgisi olan, çok araştıran bir kişi. Hipnoz gücü var.
İngiliz derin devletinin en büyük kozu bağnazlık olacak. Hz. Mehdi (as) de onların kozunu parçalayan bir insan olacak yani modern kişiliğiyle bağnazlığı dağıtmış olacak. Mevdudi bile açıklıyor “Modern bir Müslüman olacak” diyor Mevdudi. Millet onu diyor hoca böyle bir molla gibi bekleyecek ama diyor o asrının en moderni olacak diyor Mevdudi. Çok kaliteli ve modern bir insan olacak diyor. Ta yüz sene önce söylüyor yani.
Bütün Masonlar Hazreti İsa Mesih (as)'in Mason olduğu kanaatindeler. Hazreti Musa (as)'nın da Mason olduğu kanaatindeler. Hazreti Süleyman (as)'ın da Mason olduğu ve Hazreti Adem (as)'in de Mason olduğu kanaatindeler. İlk önlüğü, Mason önlüğünü Hazreti Adem (as)'in kullandığına inanıyorlar. Yapraktan, genişçe bir yapraktan Mason önlüğü taktığına inanıyorlar. Kabe’nin yapımında da Masonların yardımcı olduğuna inanıyorlar. Mikap taş tarzında, onlarda kutsal biliyorsunuz, küp şeklinde olması. O taşın konulmasını da yine öyle ona bağlıyorlar. Yani Masonlukla bağlantılı görüyorlar. Tabii onların kendi inançları. Hacer'ül Esved biliyorsunuz, göz şeklindedir. Bütün kutsal mabedlerin yapımında yine Masonların görev aldığına inanıyorlar. Görevlerinin de en son aşamada, en üst aşamada Mehdi (as)'ye yardım etmek yani Moşiyah'a yardım etmek olduğuna inanıyorlar. 33. Derecenin üstünde anlatılır onlar. Alt kademedekileri daha çok yönlendiriyorlar.
Masonluk ve Mehdi (as) İle İlgili Açıklamalar
Bakara Suresi 127; şeytandan Allah'a sığınırım, “İbrahim, İsmail'le birlikte Evin (Kabe'nin) sütunlarını” sütun; çift sütun Masonluk'ta kutsaldır “yükselttiğinde (ikisi şöyle dua etmişti): "Rabbimiz bizden (bunu) kabul et. Şüphesiz, Sen işiten ve bilensin"” (Bakara Suresi, 127) Bakara Suresi 127'de Hazreti İbrahim (as) ve Hazreti İsmail (as)'in duvarcı ustası olduğu anlaşılıyor. İkisi birden Kabe'yi mikap taş tarzında inşa ediyorlar. Buradan da açıkça görüyoruz ki her ikisi de İngilizce karşılığı olarak Masonlar. Çünkü duvarcı ustası, açık, Kuran'ın ifadesiyle duvarcı ustası. Ve sütunları yükseltiyorlar. "Rabbimiz, ikimizi sana teslim olmuş (müslümanlar) kıl ve soyumuzdan sana teslim olmuş (müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin." (Bakara Suresi, 128)
“Rabbimiz” diyor İsmail (as) ve İbrahim (as), Şeytandan Allah’a sığınırım “içlerinden onlara bir elçi” bir Mehdi “gönder, onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin” Kuran’ı öğretsin ve hikmeti öğretsin “ve onları arındırsın. Şüphesiz sen güçlü ve üstün olansın hüküm ve hikmet sahibisin.” (Bakara Suresi 129)
“Biz ayetlerimizi” diyor Cenab-ı Allah “hem afakta, hem kendi nefislerinde onlara göstereceğiz;” yani kendilerinin madde olmadığını onlara göstereceğiz yani vücutlarındaki harika sistemi bilecekler “öyle ki, şüphesiz Allah’ın hak olduğunu kendilerine açıkça belli olsun. Her şeyin üzerinde Rabbin şahit olması yetmez mi?” (Fussilet Suresi 53) Bu ayetin tefsirinde Ebu Cafer diyor ki; “Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde onlara göstereceğiz öyle ki, şüphesiz Allah’ın hak olduğunu kendilerine açıkça belli olsun.” “Kaim Mehdi’nin ortaya çıkışı anlamına gelmektedir ki Allah onun Mehdi’nin çıkışını kullarına kaçınılmaz surette gösterecektir.” Yani afaktaki ayetlerle, uzaydaki, gökteki güneş ay tutulmaları, kuyruklu yıldızın çıkışı hem kendi nefislerinde kendilerinde de görecekler diyor. “Öyle ki şüphesiz onun hak olduğunu” yani Mehdi’nin hak olduğunu “kendilerine açıkça belli olsun, kaim Mehdi’nin ortaya çıkışı anlamına gelmektedir ki Allah onun Mehdi’nin çıkışını kullarına kaçınılmaz surette gösterecektir” bu şekilde tefsir ediyor. (Beklenen Mehdi, Allame Muhammed Bakır el-Meclisi, Bihar’ul Envar, İngilizce Tercümesi Cilt 13 (Eski Baskı)/ Cilt 51)
“Kaim Mehdi her türde insanın, insanlara hükmedip her türlü hükümetin kurulup artık bundan sonra kimsenin ‘eğer biz hükmetseydik adalet yayardık’ diyemedikleri bir zamanda ortaya çıkar. Ancak bundan sonra Kaim Mehdi gerçek adaletle hükmetmek için ortaya çıkar.” Beklenen Mehdi kitabında.
“Alemlerden de halktan da Mehdi’yi tanıyamayacaklar” diyor Peygamberimiz (sav), büyük alimler de tanıyamayacak. “Mehdi geldiği zaman bir zaman gelir ki, sünnet bidat gibi çirkin görülür, bidat ise sünnet gibi rağbet görür.” Mesela Bediüzzaman’ın açıklamalarında da var bu ama buradaki hadiste çok açık. “Bir zaman gelir ki, sünnet bidat gibi çirkin görülür.” Sünnet Kuran’a uymak demektir, “bidat gibi çirkin görülür” yani anormal bir şeymiş gibi gösteriyorlar. “Bidat ise” hurafeler ise “sünnet gibi rağbet görür” mesela Cübbeli’nin anlattığı hurafeler sünnet gibi rağbet görüyor. “Bidat işlemeye alışmış olan Medine’deki alim” yani İstanbul’daki alim “bidati güzel sanıp” yani hurafeyi güzel sanıp “ibadet olarak yaptığı için Hazreti Mehdi (as)’nin bidat aleyhindeki sözlerine şaşıp” yani Kuran’ın yeterliliğini anlatması ve hurafeye karşı olmasına şaşıp “‘bu adam bizim dinimizi yok ediyor’ diyecektir” diyor. Kim diyor? İmamı Rabbani Mektubat’ında yazıyor.
“Mehdi geldiği zaman dini yayarken sünnetleri diriltmeye çalışacak” yani Kuran’a insanları davet edecek “ve bidatle amel işlemeye alışanlar” yani hurafelerle amel işlemeye alışanlar “ve hurafeleri güzel sandığı ve ibadet bildiği için Medine’deki alimler de Mehdi için ‘bu bizim dinimizi yok etti ve milletimizi yok etti’ diye karşı çıkacaklardır” diyor. Milletimiz dediği ne? Dinimiz, inancımızı yok etti ‘bu zındık kafirdir’ diye ortaya çıkacaklar diyor. “Mehdi onların güzel sandığı, hurafelerin çirkinliğini, sünnetin önemini” yani Kuran’a uymanın önemini anlatacaktır “bu Allah’ın bir nimetidir” diyor İmamı Rabbani Mektubat’ının 1. cildinin 255. mektubunda.
Allah’ın Resulü (sav) dedi ki, “Ehli beytimden kaim Muhammed Mehdi’nin zamanında yaşama imkanı bulanlar ne kadar da kısmetliler. Onun” Mehdi’nin “çıkışından önce Mehdi’ye inananlar, Mehdi’nin arkadaşlarını sevenler ve Mehdi’nin düşmanlarından uzak duranlar mübarek olsun.” Peygamberimiz (sav) mübarek olsun diyor duasını alıyor. “Bu insanlar benim en yakınlarım ve hesap günü dostlarım olacaklar.” Rufai’den aktarılan hadise göre de “Bana göre Allah’ın en saygın varlıkları olacaklar” diyor Peygamberimiz (sav).
(“İslam hiçbir zaman dünyayı yönetmeyecek” mailine cevap)
Niye öyle kızgın acaba? Hazreti Süleyman (as) zamanında yönetti, Zülkarneyn (as) zamanında yönetti, Buhtunnasr zamanında küfür yönetti başka Nemrut zamanında yönetti. Beşinci olarak “evlatlarımdan Mehdi (as)” diyor son. Deccalın yönetmesine şaşmıyorsun da İslam’ın yönetmesine niye şaşıyorsun? Hayır, deccalın hakimiyetini sağlayan da Allah, o onu anlamıyor yani deccalın hakimiyeti İslam’ın hakimiyetinden bin kat daha zor. İnsanları dinsiz imansız katil ahlaksız yapmak çok zordur, deccal bunu yapıyor bunu çok makul karşılıyorsun. Halbuki Allah ona o gücü veriyor deccala yani onu deccal olarak yarattığı için o güç hakim oluyor. İslam’ı da, deccalı da hakim eden Allah yani her halükarda yine Allah’ın hakimiyeti var. Allah deccalla da hakim ediyor Mehdi (as)’yle de hakim ediyor, ikisinde de Allah hakim ediyor. Senin Allah’ın hakimiyeti ağırına gidiyor, Allah’ın hakimiyetinin olmadığı tek bir gün yok, bu Allah’ın hakimiyetine bozuluyor benim anladığım. Allah’ın hakimiyetinin olmadığı tek bir gün olmamış dünyada. Ya deccalla hakim olmuştur Allah, ya Mehdilerle hakim olmuştur ama mutlaka hakimiyet olmuştur.
“Mehdi halkın kişisel kanaatlerine yorumlarına önem vermeyecek Kuran’ın hükmünü icra edecek” diyor. (Mikyalu'l-Mekarim Cilt-1 S.81)
“Mehdi’nin Kurani hükümdarlığı alemin doğusunu ve batısını kaplayacaktır.” (El-Mehdiyy-il Mev'ud Cilt-1 S: 254-255)