A9 TV, 11 Ocak 2018
(“Kadınların bulunduğu ortamda erkekler neden küfür eder?” izleyici sorusu)
Bana yetki verseler ben kanun çıkarttırırım, direkt oradaki şahıslara hakaret hükmüne aldırtırım. Bir yıldan başlamak üzere hapis cezası ve yüksek para cezası ayrıca. Yani uluorta küfretmek demek oradaki herkese saygısızlık demektir. Saygısızlık da suçtur. Yani şahsı hedeflemesi şart değil ki. Orada küfretti mi ortamda ne demektir? “Ben sana saygı duymuyorum” diyor adam. “Ve ben bunu da işittirmek istiyorum sana” diyor. “Bu küfrü işittirmek istiyorum” diyor. Bu aslında hakaret kapsamına alınması lazım. Uluorta küfredildiğinde dolaylı hakaret hükmüne alınması lazım. Sokakta küfretmek ne demek bir genç kızın yanında küfretmek? Çok büyük bir terbiyesizlik, çok büyük bir ahlak noksanlığı, çok büyük bir vicdansızlık ve zulüm. Şimdi halk ne yapabilir; kınayabilirsin “terbiyeli ol, aklını başına al, saygını takın terbiyesizlik yapma” denebilir. Ama bununla kalmaması lazım. Bunun kanun hükmüne alınması lazım. Topluluk içinde küfredildiğinde oradaki herhangi bir kişinin o kişiyi şikayet etme hakkı olması lazım. Böyle bir şey olsun ve bunlar kolay neticelensin. Bunların mahkemesi ayaküstü mahkemesi olsun hemen bitsin. Yani haftalarca, aylarca sürmesin. Benim güzel yüzlümün yanında mesela biri küfretse bu bana hakaret olarak gelir. Çünkü benim sevdiğim bir insana adam saygı duymuyor ve küstahlık yapıyor, bu meydan okumadır. Bu hazmedilecek bir şey değil. Oradaki delikanlılara da bu ağır gelmesi lazım. Onların onuruna, şerefine de saldırı olmuş oluyor. Tertemiz bir hanım kızın yanında adam küfrediyorsa seni hiç yerine koyuyor demektir aynı zamanda yani saygısızlık yapıyor demektir. Burnundan fitil fitil getirilmesi lazım. Neyle? Kanunla hukukla.
(“Tüm peygamberler maddenin sırrını biliyor muydu?” izleyici sorusu)
Peygamberimiz (sav) biliyor. Ebu Hureyre (ra)’a, Hz. Ömer (ra)’a, Hz. Ebubekir (ra)’a, Hz. Osman (ra)’a onlara anlatmış. Ebu Hureyre (ra) diyor ki “şimdi ben iki tane ilim dolu kap aldım birini size anlattım, diğerini anlatırsam deli olduğumu düşünürsünüz. Bir de kafamı kesmeye kalkarsınız” diyor. “En iyisi anlatmayayım” diyor. Peygamberimiz (sav) biliyor. Diğer peygamberler de Hz. Musa (as) çok zeki bayağı akıllı yaman birisi. Mesela bir yapılanma oluşturmuş, o yapılanma bak 3500 yıldan beri devam ediyor. Bu muazzam bir şey bu, özel bereketli bir yapılanma. 3500 yıl nasıl gider bir tarikat? Çok acayip. Adaletle hükmeden bir Musevi topluluk 3500 yıldan beri faaliyet halinde.
Yapmacık Sevgiler Bazı Gençlerin Yalnızlığı Tercih Etmesine Sebep Oluyor Ama Yalnızlığı Seçmemek Lazım. Allah’ı Sevip, Seni Seveni Bulmaya Azmetmek Gerekir
Sabırlı olursan Allah’a bağlayarak sevgini ifade edersen Allah seni yalnız bırakmaz mutlaka seni sevecek insanı gönderecektir. Yalnız kalmazsın öyle bir şey olmaz. Ama çocuklar genellikle yalnız tabii genç kızlar bu çok acı. Hangi genç kızla konuştuysam mutlaka ama mutlaka yüzde 99,99 erkeklerin gadrine uğramışlar. “Aman aman aman” diyor “aman sevgi mi? Ağzım öyle yandı ki” diyor “hiç güvenemem” diyor. Bu nasıl bir beladır? Mutlaka genç kızı vuruyor, yüzde 99 vuruyor, bu nasıl bir beladır? Bu nasıl bir deccaliyettir hayret edecek şey. Ahir zaman çok şedit. Hayır, belki bin genç kızdan, yüz genç kızdan, üçünü beşini vurmuş olabilir deccaliyet ama yüzde 99 vuruş var bu çok yüksek. Hep yangın çocuklar. İnanamıyor sevdiğine gözlerine inanamıyor “olamaz böyle bir şey” diyor. Ve çok kötü tecrübeleri var. Bu kalleşlik, kahpelik, vefasızlık, sadakatsizlik dehşet saçıyor dünyada.
(2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde MHP ve AK Parti ittifakına Büyük Birlik Partisi de katılacağını açıkladı. Genel Başkan Mustafa Destici şunları söyledi: “MHP ile AK Partimizin bu birlikteliğinden, işbirliğinden ve yakınlaşmasından en üst düzeyde memnuniyet duyduğumuzu ifade ediyorum. Buna da, Büyük Birlik Partisi bugüne kadar olduğu gibi bu birlikteliğini yanındadır. Ve bu birlikteliğe katkı sunmaya devam edecektir. BBP olarak Türk milliyetçilerinin muhafazakarlarla maneviyatçıların birlikteliğinden memnuniyet duyduğumuzu ve desteklediğimizi, bu işbirliğinin yanında olduğumuzu çok güçlü bir şekilde ifade ediyorum. Hatta bu birlikteliğe Saadet Partimizin de katılmasını arzu ediyorum. İnşaAllah önümüzdeki günlerdeki süreçte bu birliktelikler bu işbirlikleri daha müşahhas bir hale gelecek ve Türkiye’miz için de çok olumlu sonuçların doğmasına sebep olacaktır.”)
Helal olsun kabadayı sana, elhamdülillah. 15-20 kere söylediğimiz bir konu, Allah duamıza icabet etti şahane. Saadet Partisi’nden de bunu bekliyoruz ısrarla söylüyoruz. Ama özel bir görüşme yapmamız lazım. Bir de başka diğer bazı partiler var onlarla da görüşeceğiz, inşaAllah.
(“Sinsi ve içten pazarlıklı inanlara karşı nasıl davranmalıyız?” izleyici sorusu)
Adı üstünde sinsi diyorsun yani mahluk, şeytandan bahsediyorsun. Ne yapacaksın? Kaçacaksın. Yani cidden öyleyse her şeyde öyleyse kaçacaksın. Pislikle oyun olmaz ki. Hayvan gübresini torbaya doldurup getirmiş adam masanın üstüne koymuş, “ne yapacağız?” diyorsun. Ne yapacaksın? Alıp çöpe atacaksın yapacak bir şey yok, çekip gideceksin oradan. Pislikle uğraşılmaz. Sinsiyse başına bela demektir, durduk yere başına ne bela alacaksın? Ha ama mesela bir kere sinsi görünümlü bir eylem yapmıştır bir kere, onu eğitirsin anlatırsın o kolay, şaşırıp yapmış olabilir öyle bir imaj vermiş olabilir. Ama adam hastalık halindeyse tecrit, direkt tecrit edeceksin hiç konuşmayacaksın.
(Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli, 2019 seçim ittifakı için Beştepe’de bir araya geldi. İki liderin görüşmesi yaklaşık 40 dakika sürdü. Erdoğan ve Bahçeli ittifak zirvesinde medyaya samimi görüntüler verdi.)
Tayyip Hocam’ı evladı gibi seviyor Sayın Bahçeli hissediliyor. Tayyip Hocam da onu babası gibi çok seviyor güveniyor. İkisi de tertemiz vatan evladı. İkisi de tertemiz insan, ikisi de kendilerini Allah’a adamış insanlar. İkisi de bin bir çileden geçmiş insanlar. İkisi de deccaliyetin, belanın farkında olan insanlar. İkisi de pozitif olumlu müspet, makul mantıklı ve tutarlı insanlar, gayet güzel arkadaşlıkları, bağlılıkları çok güzel. Allah şevklerini gayretlerini daha da artırsın. Allah uzun ömür, bereket versin. Nitekim Allah koruyor görüyorsunuz, maşaAllah.
Gençlere Kızlarla Erkeklerin Çok Güzel Arkadaş Olabilecekleri Güzelce Kısaca Anlatılsa Onlar Çok Güzel Dostluklar Kurarlar
Kız olmaması okulda çok zor erkek erkeğe. Bir de anlamı da bir acayip. Allah esirgesin çok kötü gelişmeler oluyor öyle şeylerde. İşte Suudi Arabistan’da falan öyle. Benim bildiğim yüzde 70-80 oranında gençlerde bozulma oluyor kız-erkek ayrı olduğunda. Dilim varmıyor söylemeye de anlamışsınızdır, tam anlamıyla tahribat oluyor yüzde 70-80 oranında. Suudi Arabistan falan hepsi öyle. Bu faciadır yani mutlaka kız-erkek karışık olması lazım. Ama kızlara çok hürmet edilmesi lazım. Mesela okullarda kızları üzüyorlar, kızdırıyorlar falan, buna hiç müsaade edilmemesi lazım. Aslında köklü kısa bir eğitimle bu hallolur. Kızlarla erkeklerin nasıl dost arkadaş olacakları bir türlü tarif edilmiyor. Halbuki gençlere tarif edilse onlar çok güzel arkadaş olur, çok samimi arkadaş ortamları da olur. Hiç kimse anlatmıyor, hiç anlatan yok. Tamamen serbest bırakılmış durumda. İşte kızlara kabadayılık öğretiliyor, kabadayılık değil de çakallık bir kısmına. Mesela gençlere de bir kısmına çakallık öğretiliyor. Adam bıçaklama, adam dövme, küçük küçük çeteler oluşturmak, rezalet paçalardan akıyor. Halbuki birbirlerini sevmenin dost olmanın, arkadaş olmanın yolu-yöntemi gösterilse şahane arkadaş olurlar ve kızları kutsal bir emanet olarak çok güzel koruyup-kollarlar. Ve kızlar da o okulların oraların muhteşem süsü olur. Baskıdan başka bir şey bildikleri yok bazı tipler.
(PYD'li üst düzey bir terörist Rus medyasına verdiği demeçte, ABD'nin sözde Kuzey Suriye Federasyonu'nu tanıdığını ancak resmi tanımanın adım adım gerçekleşeceğini söyledi.)
İşte dediğimi hemen yaparlarsa bu olmaz. Çünkü şu an pratikte Suriye Devleti diye bir devlet yok. Yağma yapılıyor, yağma. Herkes yağma yapıyor. PKK yağmaya girişti. Önce devleti bir tanıyalım, hükümeti tanıyalım, başını tanıyalım. Özgür Suriye Ordusu lağvedilsin. Yani Suriye ordusuna katılsın. PKK'yı tamamen bölgeden yani sıfırdan kazıyacak şekilde önceden anlaşma yapılsın. Mesele bitirilsin. Rusya, İran, Türkiye birleşerek ondan sonra genel seçimler yapılsın. Ne olacaksa olsun ondan sonra.
(ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Philip Kosnett, Suriye meselesiyle ilgili Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Görüşmede Suriye meselesi gündeme geldi. Philip Kosnett'e ABD'nin PYD terör örgütü üyelerine silahlı eğitim vermesinden dolayı, Türkiye'nin duyduğu rahatsızlığın iletildiği öğrenildi.)
Aylardan beri söylüyoruz rahatsız olduğumuzu. Bir adama bir kere söylenir. Zaten bunu söylemeye gerek yok. Adamlar alenen yapıyorlar. Orada yapılacak olan, otuz kere söyledim, Suriye Devleti'ni tanımak, Suriye hükümetini tanımak. O hükümet, o devlet diyecek ki, “arkadaş gelin buraya müdahale edin” diyecek. Bu resmi, legal bir şey olmuş oluyor. Rusya'yı da davet edecek, İran'ı davet edecek. “Gelin” diyecek, “beni kurtarın. Burada PKK işgali var, illegal” diyecek. Bunu NATO da kabul eder, Birleşmiş Milletler de, bütün ülkeler kabul eder. Kanuni bir şey. Kazıyıp atarız. Ama şu an sahipsiz bir ülke durumunda Suriye. Dolayısıyla yapacak bir şey yok. Önce konunun hallolması lazım.
(“Saf sevgiden yaratılan bir insan var mıdır?” izleyici sorusu)
Mesela Peygamberimiz (sav) öyle, çok sevgi doludur. Ama çok merhametli, şefkatli yani böyle bir insan hakikaten görülmemiş. İsa Mesih (as) de öyle. Ama onda tabii biraz meleklik yönü var. Bildiğimiz insan gibi değil. Yaratılışı da bildiğimiz insanlar gibi değil. Meleklikle insanlık arası bir özellik gösteriyor. Ama Peygamberimiz (sav) hayret edilecek şekilde şefkatli. Yani amcasını öldüren adam geliyor, affediyor. Başını kesmeye kalkan adam oluyor, affediyor. Hepsini affediyor yani çok acayip şefkatli. Çok kibar bir insan. Ama tabii münafıklar çok azmışlar, onu kullanmışlar.
(“İnsanın kendi iradesi var mıdır?” izleyici sorusu)
Daha iyi işte kendi irademizin olmaması. Kendi irademiz olsa Allah vermesin, yani facia. Yani bağımsız bir varlık olmuş olduğumuzu düşün. Anında ölürüz. Darmadağın oluruz yani. Öyle bir beden yaşar mı kardeşim? Bir kere ayakta dururken bile kangren olur ayağımız. Yani o basınçtan dolayı dizlere ve ayak tabanına akıl almaz basınç var. Orada gayet rahat besleniyor. Bir kere beslenme olmaz. Kılcal damar üstüne çıktın mı sen kılcal damar ölür. İncecik bir şey. Yani insanın yaşamasının hiçbir açıklaması yok. Kalp niye çalışsın durduk yere? Yani ne alaka, ne zoru yani? Tık diye durur. Hayır bir atar, iki atar yani gitmez. Sinir sistemi niye böyle muntazam çalışsın ve hücreler her Allah'ın günü trilyonlarca hücreyi gidip kontrol ediyor, kanser hücreleri tek tek yok ediliyor, ne zoru? Bir kere nereden teşhis edecek? Teşhis etse bile niye tedavi etsin? Nasıl tedavi edecek yani ne yapsın? Yani kardeşim düşünülürse yani bizi Allah'ın böyle başıboş bırakmaması muazzam bir olay. Anında ölürüz. Öyle bir şey olmaz.
(İzmir Seyit Şanlı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde 20 kız öğrenci 2 kız öğrenciyi demir çubuklarla bayıltana kadar dövdü. B.G. daha önce de ölümle tehdit edildiğini söyledi. Ambulansla kaldırıldıkları Ege Üniversitesi Hastanesi acil servisinde gözlerini açan Ç.D. ve B.G. kendilerine saldıran öğrencilerden şikayetçi oldu.)
İşte her okulda polis bulunsun demiştim. Acilliği görülüyor. Her okulda en az 2 polis bulunsun. Bak tehdit ediyor, önceden söylüyor. Yani birdenbire, küt diye ortaya çıkmıyor bunlar. Tehdit ettiğinde, tehdit ağır bir suçtur. Çok önemli bir konu. Efendim, alıp asayiş şubesine götürecekler. Mesela 10 gün falan süre alsınlar. Çete halinde oluyor genellikle teşekkül halinde. Bunun şakası olmaz. Hafife alıyorlar. Bilmiyorum yani gereksiz bir rahatlık var. Mesela adam boruyla, demirle istediği gibi dövebiliyor. Yalnız bunlar tabii sahipsiz bilinen insanlar. Mesela o hanımefendiyle ilgili arkadaşlar, ben bir daha söylüyorum. O kimse o arkadaşların telefonlarını tek tek arasınlar. Biz o hanımefendiye sahip çıkıyoruz. Yani kardeşimiz olarak görüyoruz. Annemiz ve kız kardeşimiz olarak görüyoruz. Ona yapılan bir saldırıyı ben kendime yapılmış kabul edeceğim. Yani ona göre de karşılığını veririm. Hukuki, kanuni karşılığını veririm. Sıkıysa sıkıysa, herhangi bir şekilde rahatsız etsinler veyahut bak telefonla bile rahatsız etmeleri suçtur onu söyleyeyim. Aman aman, sakın sakın. Var mı o hanımefendinin resmi? O adamları tek tek arayın. Hanımefendiye yardımcı olunacak, karakola, savcılığa şikayette bulunulsun. O beyefendileri de avukatla birlikte arayalım. Yani biz hamilik yapıyoruz o hanımefendiye. Kardeşimiz kabul ediyoruz. Annemiz, kız kardeşimiz kabul ediyoruz. Herhangi bir söz veyahut fiil bize yapılmış olarak kabul ederiz. Bizzat bana yapılmış olarak kabul ederim. Ve bu beni rencide eder çok rahatsız olurum böyle bir şeyden hoşlanmayacağım belli. İşi gücü bırakır, kanunla, hukukla 20 sene de olsa uğraşırım. Densizlik istemiyoruz, sahipsiz görüp tepeye çıkma olayı olmaz. O genç kızda da öyle, adamlar benim gördüğüm herhalde bir ekip oluşturmuşlar, çeteden soruşturma açılsın. Mesela kaç kişi bunlar? 5 kişi, 10 kişi tamamı da çete. Çete kapsamına sokulsun. Lamı cimi yok, bu şımarmanın önüne mutlaka geçilmesi lazım. Demir sopayla öğrenci dövmek ne demek? O öğrencileri de takip edelim savcılık, mahkeme safhaları hepsinde takip edelim.
Kadınlar Melek Gibidirler, Son Derece Yüksek Ahlaka Sahiptirler. Müthiş Analiz Güçleri Vardır. Saniyeler İçinde Yüzlerce Detayı Teşhis Edebilirler
Kadınlar çok ince derin düşünen, mübarek varlıklar melek gibidir kadınlar. Öyle yanlış biliniyor halk arasında. Cinsel organı vardır, gider kafalarsın ilişkiye girersin, bitince de işin gönderirsin. Bir daha da gelmezse, çektiğin fotoğrafları da gösterir tehdit edersin yahut ağzını burnunu kırarsın böyle biliniyor. Böyle bir şey yok, kadın melek gibidir meleği andırır. Son derece yüksek akla sahiptir, müthiş analiz gücü vardır, müthiş ince düşünür yani yüzlerce detayı saniyeler hesabında tespit eder yüzlerce detayı, bakar bakmaz yüzüne bakar böyle şakır şakır senin ne olduğunu çıkartır. Hangi cümleyi niçin kurdun, hangi vurguyu neden yaptığını anında tespit eder. Ve çok hassas bir varlıktır, çok özen göstermek gerekir kadına. Adamlar çift koldan açmaza almışlar bir yandan gelenekçi, bir yandan komünist sistem ikisi de hayvan kabul ediyor bayağı bir kısmı, ez de ez idi. Şimdi yapabilirlerse göreyim. Bundan sonra müsaade yok.
(“Ruh sahibi bir insan korkar mı?” izleyici sorusu)
Korkar tabii, korkmazsa zaten Allah korkusunu da bilmez. Korku duygusu vardır ama korkar derken şimdi iki türlü korku vardır adam korkar kaçar ama adam korkar eli ayağı boşalır darmadağın eder. Mesela aslan da hayvan üstüne geldin mi korkar yavrusunun üstüne gidiyor adam ama paramparça ediyor hayvan. Müslüman da korkar ama hukukla kanunla gereğini yapar. Korku adrenalin demektir. Yani heyecan, gadab, gadab-ı şahane mesela münafığa karşı sen Müslümanda ne olur? Gadab-ı şahane olur, gereğini yaparsın kanunla hukukla.
(“İnsan cennete ya da cehenneme gideceğini bilir mi?” izleyici sorusu)
Cennete gideceğini bilir yani tahmin eder zaten bilmezse yaşayamaz acayip darlanır. Cehenneme gidecek olan da bilmez acayip ferah olur. Yani o konuda ferah olur. Zaten diyorlar geldiklerinde “biz ne yaptık ki?” falan diyorlar. Allah sorgu sual, ne yaptıklarını “git kendin düşün” diyor. Sorgu sual etmiyor Allah, aldığıyla cehennemin dibine atıyor. Bilmez olur mu? Gayet iyi bilir. Anlaşılmayacak bir şey yok. Müşrikler de öyle “biz” diyorlar “şirk koşanlar değildik nerden icap etti?” diyorlar. “Nerden oldu ki acaba?” diyor. Sen hangi ayete inandın, sürekli hurafeye inanmadın mı, niye şaşırıyorsun? Allah'tan korkmadın, Allah'ın kitabı yeterli dendi inanmadın tabii ki cehennemin dibine gideceksin.
(“Kadınlara karşı nasıl ince davranmalıyız?” izleyici sorusu)
Kadınlar samimi söylüyorum metafizik varlıklar. Yani çok girift, çok ince varlıklar. Çok özenli olmak lazım. Ve yalnız tabii kadına şeytan çok rahat etki edebilir bunu göz önünde bulundurmak lazım önce şeytanın etkisinden kurtarmak lazım onun için çok dindar olmasını sağlamak gerekiyor. Allah korkusu ve Allah sevgisinin verilmesi lazım yoksa şeytan musallat olur onunla iletişim çok güç olur gelir gelir gider. Gelir gelir gider sürekli bağlantı kopukluğu olur. Sıhhatli bir bağlantı kurmak çok zor olur. Çok dindar olursa bağlantı kurmak çok kolaydır.
(“Yaşlı birini nasıl mutlu edebilirsiniz?” izleyici sorusu)
Yaşlı biri sevgiden hoşlanır, sevdikleri yanında olması lazım. İlgi alakadan çok hoşlanırlar. Canlı bir hayat yani insandan uzak tutmamak lazım yaşlıları. İzole etmek tehlikelidir. Mesela çarşıya götüreceksin, pazara götüreceksin insanlarla iç içe yapmak lazım. Ruh sağlığı açısından iyi olur. Sıhhatli bir insan yalnız yaşayabilir ama yaşlı bir insan için bu riskli, olmaz yani kalabalık içinde yaşatmak lazım. Çoluğu çocuğu ilgilenecek, sevenleri ilgilenecek. Lüzumsuz bir varlık olduğuna dair kanaat verilmeyecek. Değerli olduğu anlaşılacak, değerli olduğunu hissettireceksin. Allah esirgesin maazAllah öbür türlü ölüm kararı alabilir. Ölme karar alırsa ölümü çabuklaşıyor ölüyor yani. Çok rahat ölür. Ölmeme kararı alırsa Allah ömür verir inşaAllah belirli bir miktar ona olabildiğince uzun ömür verir. Ama birçoğu ölüm kararı alıyor ilgilenilmeyince herkes. Öleyim de kurtarayım gibisinden düşünüyorlar. Çok günah, çok yazık, çok ayıp, olmaz.
(Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı İlnur Çevik Yeni Birlik'teki bugünkü köşesinde bu tartışmaya işaret ederek "çözüm sürecini Hasip Kaplan kafası bitirdi" dedi.)
O saç sakal tıraşını bıraksın çözüm süreci diye bir şey yok. Türkiye'yi adam bize ver diyor, Güneydoğu’yu bu kadar basit lafı uzatmaya gerek yok. Verirsen kan dökmeyiz diyor bir süre, bu kadar. Zaten şu an Türkiye'nin Güneydoğu’sunda adamlar bir devlet kurmak üzereler bir an önce Suriye ile işbirliği yapıp orayı kazımak gerekiyor. Bunun dışında bu hikayelere gerek yok çözüm süreci diye bir şey yok. Bizim istemediğimiz bir şey asla olmaz Türkiye'de. Kenardan köşeden tekne kazımasına falan gerek yok. Hayır dedin mi hayırdır bitti bu konu kapandı.
(Suriye'deki Rus hava üslerine dün 13 insansız hava aracı ile saldırılar düzenlenmişti. Ulusal Savunma Dergisi Baş Editörü İgor Korotçenko konu ile ilgili şunları söyledi; “Bunun uluslararası terör tarihinde yeni bir sayfa olduğunu söyleyebiliriz. İHA'ların son derece uzak mesafeden gönderildiğini belirtmeliyiz. Bu tüm istihbarat servislerinin göz önünde bulundurması gereken bir tehdit. Küresel terör tüm ülkelere yeni bir meydan okuma yaptı. Günümüzde İHA'lar onlarca ülke tarafından üretiliyor. Militanların diğer ülkelerin yardımı olmadan el yapımı patlayıcılarla donatılmış çoklu İHA saldırısı düzenleyemeyeceği son derece aşikar.”)
Şimdi tamam lafı uzatmaya gerek yok. İHA'ları havada imha edecek bir silah geliştirsinler olur biter. Hepsini armut gibi düşürürler. Havaya bir roket gönderirsin tekli roket mesela on tane IHA vardır onuna birden atış yapar armut gibi hepsini döker indirir aşağıya. Gayet basit bir teknoloji ile olur bu. İHA nedir? Çok alelade bir teknolojik uçak, hızı da ağır, hareketi ağır yani çok dandik bir silah. Onu indirmek dert mi? Otomatik silahla bile olur. Otomatik silahla tarasalar iner aşağıya. O kadar dert edinmelerine gerek yok. Yahut havayı, göğü yakarsın cayır yakarsın. Havaya her şeyle müdahale mümkün. Oturup ben silah mı tarif edeyim?
(“İran’ı münafıklar mı karıştırıyor?” izleyici sorusu)
İran'ı yani yeni değildir karıştırma işi. Çok eskidir. Ama yani münafıklar ilk karıştırma işlemini ta Hazreti Adem (as) devrinden beri yapıyorlar. Onların vazifesidir. Yani münafık kendiliğinden, aniden çıkmış bir şey değil. Sürekli Allah tarafından yaratılır o. Var olan bir varlık. Mesela normalde bizde münafık çıkmaması lazım. Yani zemin müsait değil. Ama çıkıyor. Çünkü her türlü rahatlık var, her türlü güzellik var. Mesela Resulullah (sav) devrinde zorluklar var. Çok muazzam zorluklar var. O yüzden münafıklar daha rahat zemin buluyorlar. Daha kolay. Ama burada her türlü rahatlık var buna rağmen münafık yine çıkıyor. O bir mucizedir. İlla ki olur.