A9 TV, 15 Temmuz 2017
(Bildiğiniz gibi bugün 15 Temmuz darbe ve İngiliz derin devletinin işgal girişimine karşı halkımızın kahramanlığının yıldönümü. Bu gece Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gece yapılacak anma programına CHP yeniden katılmayacağını açıkladı. Sebep olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi programında değişiklik yapıldı. Protokol konuşmaları programdan çıkarıldı. Sadece Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı konuşacak denildi. Bunun üzerine CHP programdaki değişikliğin ardından gece yapılacak anma programına katılmama kararı aldı.)
Aslında muhalefet de konuşması gerekir tabii orada bir yanlışlık olmuş. Milliyetçi Hareket Partisi, CHP hepsinin konuşması lazım, hata olmuş. Eğer mümkünse düzeltsinler o hatayı şu an geç sayılmaz. Daha iyi olur.
(15 Temmuz Kahramanlık Destanı’nın yıldönümü kutlamaları İstanbul ve çeşitli illerde yapılıyor Adnan Bey. En çok şehit verilen yerlerden biri olan İstanbul’da birinci köprüde on binlerce kardeşimiz toplandı. Köprü trafiğe kapatıldı.)
Bir de prova tarzında da yapılsa iyi olur. Bu güzel oldu da. Mesela farz edelim bir hafta sonra yahut on gün sonra bir ay sonra da olabilir, ani darbe provası yapılsın. Bütün Türkiye çapında darbe provası yapalım. Asker de provaya katılsın, halk da katılsın.
Bir de ordu içerisinde Milli İstihbarat Teşkilatı elemanlarının bulunması gerekir. İnanılır gibi değil, ben hayret ettim sonra öğrendim, bu yasaklanmış kanunla. Nasıl olur? Ordunun içerisine nasıl MİT elemanı girmez? Ordunun garantisi mi var suç işlemeyecek diye? Ordunun içinde birçok kişi suç işleyebilir. Orduda olmak günahsız olmayı gerektirmiyor. MİT elemanı bulunsun ordu içinde. Ayrıca emniyet istihbaratı; emniyet istihbaratı da geniş çaplı görev alması lazım ordu içerisinde. Elemanları olması lazım. Yani polis ajanı bulunması lazım, MİT ajanı bulunması lazım. Devletin her kademesinde olması lazım ayrıca, her yerde olması lazım.
(Güvenlik Uzmanı Mete Yarar 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Marmaris’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’a düzenlenen suikast girişiminin ayrıntılarını anlattı. Sizin en başından beri ifade ettiğiniz gibi Allah’ın çok sayıda mucize meydana getirdiği ayrıntılarda da görülüyor. Mete Yarar da yaşananları anlatırken şaşkınlığını şöyle ifade ediyor: “Benim gördüklerim eğer bir inançlı insansam ‘Allah’ın da bir planı var’ derdim” şeklinde. Ve bazı detaylar şu şekilde: “Normalde Erdoğan’ın tatil planı yok. Darbeden birkaç gün önce havalimanında otel sahibi Serkan Yazıcı’yla görüşüyor. Yazıcı çok ısrar ettiği için tatile gitmeyi kabul ediyor. Eğer Cumhurbaşkanı tatil yapmayıp İstanbul’daki evinde kalsaydı koordinatları bilinen bir yerde kalacaktı. Ya orayı bombalayacaklardı ya da daha ağır silahlarla gideceklerdi.”)
Kardeşim bak, binlerce noktada mucize meydana geldi, binlerce. Her gün tespit ediyoruz ucu-sonu yok, binlerce noktada mucize meydana gelmiş. Doğrudan Mehdiyet’in bereketi. İmkansız bu darbenin başarılı olmaması imkansız. Gece 03:00’te yapılacaktı, muazzam planlanmış ve muazzam asker ve silah kullanılacaktı. İngiliz derin devletinin desteği var, NATO içindeki elemanların desteği var. Birleşmiş Milletler’den elemanlar var, Amerikan, İngiliz ajanları var ve yoğun İngiliz ajanı kullanılıyor. Zaten MI6 bizzat yönetiyor darbeyi. Dolayısıyla olmaması mümkün değildi. Mehdiyet’in mucizesi. Onlar da şoktalar. Onlar daha hala bu şoku atabilmiş değil. Nasıl olmadı bu diye hayret ediyorlar.
(FETÖ lideri Fethullah Gülen 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin yıldönümünde, Amerikan Gazetesi Wall Street Journal’a verdiği röportajda, seccadenin secde edilen kısmına ayakkabılarıyla bastığı bir poz verdi. Ayrıca fotoğrafta odadaki televizyondaki yazıysa “Bahardan ses geliyor perde perde, beklenen mutluluk biraz ileride” şeklinde yazı olması dikkat çekti.)
Bak adama nasıl sahip çıkıyorlar kendi adamlarına? Olayın rengi nasıl belli? Bütün İngiliz gazeteleri büyük bir coşkuyla savunuyorlar. Gariban Müslümanı savunurlar mı? Bir Nurcu’yu savunurlar mı? Bir Nakşibendi’yi, bir Mahmut Hoca’yı yerden yere vururlar kendi kafalarına göre. Bak göklere çıkarıyorlar. Çünkü adamları. Bak ey deccal ordusu, Mehdiyet karşısında siz hiçsiniz. Denediniz, isterse bin kere deneyin mağlup olacaksınız. Bakın açık açık söylüyorum. Darwinizm konusunda da oyun oynadınız bak tepenize geçirdik rezil oldunuz. Bir kısmı için bunu söylüyorum. Ey deccal ordusu siz de sıkı durun sizi de tepeleyeceğiz, ilimle irfanla, kanunla hukukla imanla göreceksiniz. Bekleyin geliyoruz.
Bu katillerin resimlerinin olduğu bir internet sitesi yapılsın, bunların en net fotoğrafları konulsun, yaptıkları da yazılsın. Özellikle bu bizim aslanlarımızı vuranlar, halkı tankla ezenler, var ya bu azılı katiller, bunların bizim bir resmi sitede de olabilir, vatandaşın yaptığı site de olabilir o sitede bizim bunları görmemiz ve ezberlememiz lazım. Gördüğümüzde hah işte bu dememiz lazım. Bu çok önemli bunu rica ediyoruz.
Mesela normalde şu tarz bir kıyafet olması lazım darbeciler için. Veyahut başka türlü de olabilir. Ayağından zincirlenecek, elinden zincirlenecek tek bir asker taşısın. İki tarafında asker olunca bu pek görünmüyor. Tek asker zincirle, 3-4 metre de olabilir bir zincirle tutup çekecek. O da yavaş yavaş gidecek. Halkın içerinden bir geçirsinler. Halkın onlara bakış açısını görmeleri önemli. Çünkü oraya şehit aileleri gidiyor, gazi aileleri gidiyor zaten onların sayısı belirli. Plastik terlik verilsin naylon terlik, ayakkabı olmaz, plastik terlikle geçecekler. Tulum tarzında bir kıyafet, başları 3 numara tıraş, sakal falan olmaz. Bir de başlarını öne eğdirmek lazım çünkü halka laf atıyorlar bunlar. Halka laf atmalarının engellenmesi için başlarının öne eğilmesi lazım. 45 derece kadar iyice başları öne eğilmesi lazım. Kravat şu bu bunlara müsaade edilmemesi lazım. 3 numara tıraş, sakal olmaması gerekiyor. Acele etmiyor da olabilirler ama biz biraz acele ediyoruz yapılsa çok iyi olur. Bunların şımarıklığının bir an önce durdurulması gerekiyor.
(“Yeniden darbe olma olasılığı var mı?” sorusuna cevap)
Yeniden darbe olasılığı sıfır söyleyeyim. Çünkü asker çok iyi öğrendi, asker erleri çok iyi öğrendiler. Bunların o kadar elemanı yok bunlar yaygarayla kendilerini o şekilde gösterdiler. Ama halk şu an öğrendi bunların ne olduğunu, artık mümkünü yok, imkansız. Ordu içinde de tamamen pasifize edildiler. Ha, ezkaza yaparlarsa ne olur? Ben hiç söylemeyeyim ama ne demek istediğimi anlarsınız, yani hepsi buhar olur onu söyleyeyim. Anında saatler içerisinde buhar olurlar kanunla hukukla gereken yapılır. Akıllarını başlarına alacaklar.
(“Sizce kontrollü darbe olma olasılığı var mı?” sorusuna cevap)
Yok, ben çok geniş teknik olarak inceledim onu, ben aylardan beri bakıyorum bu konuya her yerde mucize meydana gelmiş. Hükümet aslında olayı kendi haline bırakıyor gelen olaylarda. Yani hükümet tek tek her şeyle ilgilenmiyor öyle bir şey yok. Millet yanlış zannediyor, hani böyle didik tek tek, öyle bir şey olsa zaten daha önceki olaylar olmazdı. Her şeyi kendi haline bırakıyor. Mesela FETÖ’yü de kendi haline bıraktılar o zamanlar, adamlar enine aldı arşınına sattı. Tayyip Hoca’nın sisteminde güven sistemi vardır. Öyle ince ince düşünme sistemi yok. MİT de öyle, haber getiren olursa Allah razı olsun diyorlar alıyor haber. Mesela ordunun içinde elemanı yokmuş MİT’in. Bu çok şaşırtıcı. Bunu ben söyledikten sonra şimdi düzeltiyorlar. MİT’e yönelik ben eleştirmiştim, dedim, “nasıl ordunun içinde elemanınız olmaz?” Şimdi kanun çıkarılıyor, MİT ordu içinde faaliyet yapabilecek, doğrusu bu. Polis ajanı da ayrıca bulunması lazım ordunun içerisinde. Nasıl olmaz? Her yerde oluyor da orada niye olmuyor? Aksi olmaz.
(Devlet Bahçeli’nin bir açıklaması vardı kontrollü darbe iddiasının anlamsız olduğunu söyleyen. “Üzerinde yaşadığımız çetin ve zorlu coğrafyada yaşamanın ağır sonuçları olacaktır. Türk milletinin hedefte olması tesadüfi görülmemelidir. Böylesi bir ihanet kuşatması yeni de değildir. Birbirimize düşersek ya bizi bu vatandan söküp-atacaklar ya da burada bizi gömüp üzerimizden aşacaklardır. 15 Temmuz öncelikle bir darbe teşebbüsüdür. Ayrıca taşeronları planlayıcıları belli olan bir işgal denemesidir. Kontrollü darbe demek aklın inkarı, yalın gerçeklerin imhasıdır.”)
Zaten darbe değil bu. Darbeyi yanlış söylüyorlar darbe değil, işgal başlangıcıydı. İlk aşamada işgal önlendi, darbe değil bu. Türkiye’yi işgal planı vardı, öncü birlikler vurulduğu için indirildiği için darbe gibi görüldü o. Yoksa işgaldi bu klasik, İngiliz derin devletinin Türkiye’yi işgaliydi. Nasıl Çanakkale’yi, İstanbul’u işgal etmişlerdi aynısı, İzmir işgali gibi. 1. Dünya Savaşı’nda yapamadıklarını şu an yapacaklardı. Bu ahmakları kullandılar. Bak onu da seccadenin üstüne çıkartmışlar ki kasten yani “dine önem vermiyorum, seccadeye de önem vermiyorum.” Osman Hamdi Bey’in tablosu var Kuran’ın üstüne kadın çıkartmışlar, onları da yayınlıyorlardı biliyorsunuz. Daha önce de yapmışlardı.
(Cumhurbaşkanımız az önce yaptığı konuşmada sizin günlerdir yaptığınız çağrıya cevap verdi Adnan Bey. FETÖ’cülerin bundan sonra mahkemeye tek tip elbise ile çıkarılacaklarını duyurdu.)
Tayyip Hocam’dan ne istedim de yapmadı? Bir de Tayyip Hocam’a ileri geri kendini bilmezler bazı yakışıksız sözler söylüyorlar. Tayyip Hocam millet ne istiyorsa onu yapıyor. Daha bugün söyledik daha, saatler önce söyledim yine bak şak anında Allah'ın izni ile. Ama günlerden beridir de söylüyorum. Allah razı olsun. Üç numara saç, saçları üç numara istiyoruz ve kafayı da eğecekler.
(Etkinliklere katılmak üzere Ankara, İstanbul’a gelen Sayın Erdoğan’ın uçağına, Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı tam teçhizatlı F16 savaş uçakları eşlik etti.)
Çok iyi olmuş. Tabii bu kahpelerin ne yapacağı belli olmaz. Tedbirli olmak lazım, çok iyi olmuş. Daima böyle, mutlaka her yere giderken F16’lar Tayyip Hocamızı takip etsin. Mesela Rusya’ya gidiyor, yine Rus sınırına kadar takip etsinler. Orada, Rus sınırlarında Rus Hava Kuvvetleri teslim alsın. Onların güvenliği altına girsin. Ondan sonra, o şekilde devam etsin.
O gün sabaha kadar yayın yaptım. İlk darbenin geçersizliğini açıklayan benim Türkiye’de. Dünyada Türkiye’de ilk açıklayan benim. TRT’de açıklama yaptılar bu geçersiz dedim oyun bu dedim. Resmi internet sitesinde genelkurmay yaptılar bu da korsan açıklama buna da itibar etmeyin dedim. Bunun darbe ile falan alakası yok. Çakma bu adamlar dedim. Halk meydanlara insin dedim. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekilleri toplansınlar dedim. Muhalefet liderleri toplansın, Tayyip Hocam da çıksın konuşsun dedim. Bu açıklamadan bir saat sonra konuştu Tayyip Hoca. Zaten nefes aldırmıyorlardı o zaman tabii onun imkanı olmadı belki daha önce de konuşacaktı o. Askerlere megafonla duyuru yapılsın dedim. Emir komuta zinciri içinde darbe olmadığı konusunda bilgilendirin dedim. Kuvvet komutanlarının tek tek açıklama yapmasını söyledim. Birinci ordu, ikinci ordu, üçüncü ordu hepsine ayrı ayrı seslendim. Sayın Devlet Bahçeli zaten bir süre sonra açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu’nun açıklama yapmasını istedim. Sayın Kılıçdaroğlu da yaptı ama çok sonra oldu tabii. Halkın meydanları bırakmamasını söyledim. Hüdapar, Saadet gençliği, Alperenler, Ülkücüler, CHP gençliği hepsini meydanlara çağırdım. Halkı itidalli olmaya çağırdım. Sakın askeri öldürmeyin dedim. Vurmayın, linç etmeyin onlar oyuna getirildiler dedim. Sürekli itidalli ve sakin olmalarını bunun atlatılacağını geçersiz olduğunu söyledim. Sürekli mehter marşı ile de takviye ettik. Benim bu açıklamamı RTÜK en başarılı, en güzel, en faydalı televizyon kanalından yapılan açıklama olarak ilan etti RTÜK.
(15 Temmuz gecesinden halkımızın direnişini gösteren birkaç fotoğraf vardı. Ve darbecilerin yakalanma anını gösteren.)
Bir daha milletimizin aklında olsun eğer Türkiye’yi tankla böyle işgal etmeye kalkan yabancı bir güç olursa, tankı arabalarındaki benzini alıp cayır cayır yaksınlar. Bidonla üzerine benzin döksünler, çakmağı çaksınlar. İçinden çıkacaklardır mecburen. Çünkü 300 dereceye çıkıyor ısı. Yani iki kap bile benzin olsa yeter. Bir tasa doldurup, benzin doldurup atsınlar üstüne duramazlar içinde. Çok şiddetli, metal olduğu için acayip kızıyor duramazlar içinde. En keskin önlem budur. Benzin atılmasıdır üstüne. Bir işgal konumu olursa Allah vermesin mutlaka o tankları yaksınlar benzin ile.
Aynı şekilde yol kamyonlarla kapatılması lazım. Veyahut yol eğer yapılabiliyorsa dozerle bozulması lazım, anayol. Dozer kepçesiyle girersin dozerci varsa. Anayol tamamen oyulur. Oyarsın hiçbir şekilde geçemezler. Derince oyarsın geçemez veyahut kamyonlarla kapatırsın. En iyisi biz yine anlatalım da bu konuları uzun uzun anlatalım. Ama bu arada hükümetten de ben rica ediyorum askeri de eğitsinler. Asker binbir türlü önlem alabilir. Mesela akülerin bağını kopardı aslanlar orada askerler. Tankların akülerini söktüler, akü kablolarını. Tanklar çalışmadı, bu kadar basit. Bin bir türlü yolu var. Ama bilmeyen olursa ne yapacağını şaşırır. Mesela tankın camına mazot sürmek, mazotla kapatmak yahut solüsyon, var ya zamk solüsyon. Solüsyonla olduğu gibi kapatmak, bir daha açamaz zaten onu hiç. O ancak özel çalışmayla çıkarılabilir. Bir daha çıkmaz. Mazot olabilir, gres yağı olabilir, çamur da olur hiçbir şey yoksa. Maksat camını kapatmak.
Yalnız Tayyip Hocam bir yere giderken benim ondan ricam, şimdi bir resmi koruması olsun da ama bir de gizli koruması olsun. Gizli korumaları olsun. Mesela otuz koruması varsa otuz-kırk tane de gizli koruması olsun, sivil. Yine otomatik silahlı. Ne bileyim orada köylü gibi olabilir, bakkal, kasap gibi olabilir. Meczup bir insan görünümünde olabilir. Tatilci görünümünde olabilir. Mutlaka bu sistem kurulsun. Bu çok faydalı. Garson kılığında, garson görünümünde olabilir. Bunu da dilekçe ile bildirelim.
Tayyip Hocam diyor bak, “FETÖ’nün yalnızca FETÖ olmadığını, PKK’nın yalnızca PKK olmadığını, DEAŞ’ın yalnızca DEAŞ olmadığını çok iyi biliyoruz.” diyor. “Arkalarında kimlerin olduğunu da çok iyi biliyoruz.” diyor. İngiliz derin devleti. Tayyip Hocam bayağı uyanık delikanlı. Kitap çoktan MİT elemanlarının eline geçti, herkesin eline geçti. Bütün devlet uyandı bu konuda. Herkes hemfikir. Ama bak, “Piyonu ezip geçmeden kaleleri alamaz, filler, atları, vezirleri alamaz. Şahı da mat edemeyiz.” Güzel demiş. “Filler” diyor. Çok açık anlatmış. “Şahı da mat edemeyiz.” diyor. Kraliyet armasıyla remzediyor zaten İngiliz derin devleti. O şah sembolü var ya satrançta, aynısıdır İngiliz derin devletinin kullandığı sembol de, aynısı.
(“Erkeklerin saçını boyaması uygun mudur?” sorusuna cevap)
Erkeklerin saçını boyaması Peygamberimiz (sav)’in sünnetiyle açık sünnettir. Sahabelerin hepsi saçlarını boyuyordu, Hz. Ali (kv) dahil. Peygamberimiz (sav)’in emr-i şerifiydi. “Sakın” dedi Resulullah (sav) “Beyaz saç istemiyorum.” dedi. Çünkü hepsi mücahitti. En yaşlıları bile saçını simsiyaha boyuyorlardı. İstanbul’u fethetmeye gelen aslanlar içinde 90 yaşında olanlar vardı. 90 yaşı bak dikkat et. Ta Mekke’den Medine’den buraya gelmiş. Kıbrıs’ı fethetmeye gelenler içinde de vardı öyle 90 yaşında. Saç sakal simsiyah. Kına ve ketem karıştırıyorlar. Resulullah (sav) de kına ve ketem karıştırarak saçını boyuyordu, sakalını da boyuyordu. Kutsal emanetler bölümünde burada Topkapı’da görebilirsiniz. Siyah bir kaptır Resulullah (sav)’in saç boyasının kabı diye altında da yazıyor zaten. Hz. Ayşe annemizle birlikte. Hz. Ayşe annemiz ketem döküyor biraz, biraz da kına döküyor karıyor. Güzel ala o kabın içinde karıyor, o bayağı simsiyah oluyor sonra. Hem kendi başına hem Resulullah (sav)’in başına sürerdi diyor. Birlikte, beraber.
(“Öğrencilere neden maddi yardım yapılmıyor devlet tarafından?” sorusuna cevap)
Özellikle genç kız ne yapsın nasıl çalışsın? Şimdi okula gidiyor "akşam çalış ne olacak?" diyor yani çocuk, okuldan dokuzda onda sekizde veyahut yedide çıkacak. Gece 12:00'ye 01:00'e kadar çalışacak genç kız. "Sonra gel yat işte dinlen" diyor. "Bir şey olmaz" diyor. "Sonra dersine çalışırsın" diyor. Deli misin sen? O genç kız ne hale gelir ve ortalığın hali malum, gece yarısı nasıl çıksın çocuk dışarıya? Genç kızlara herkes her gördüğü yerde harçlık vermesi lazım okuyan genç kızlara. "Evladım" diyecek "sen öğrencisin bu öğrenci harçlığı". Öyle göz göre göre değil, nezaketi ile. Çantasına koyacak bu kadar basit.
Öğrenciye herkes harçlık verir; amcası, dayısı, ağabeyi, komşular bu örftür, gelenektir. Öğrenciye "git çalış" denir mi? Dersine ancak çalışabilir dersler çok ağır oluyor zaten. Tıp öğrencisini bir düşün kardeşim tıp öğrencisini. Hem okula gidiyor hem çalışıyor yazık günah değil mi, bu insana bu yapılır mı? Doktor olacak sana bakacak bu adam vatana millete hayırlı olacak. Bu çocuğa verdiğin para helal. Ver bir şey olmaz 50 TL, 100 TL batmazsın ne olacak? 100 TL veremez mi bir insan bir gence? O 100 TL verse o 100 TL verse o çocuk rahatça okur. Mesela 20 kişi verse 100 TL rahat rahat okur.
(“Avrupa’daki kızlar bakımlı ve nazik. Neden bizim ülkemizdeki kızlar böyle değil?” sorusuna cevap)
Türkiye’deki kızlarla Avrupa’daki kızların arasında özgürlük farklılığı var. Avrupa’da bir kere dekolte bir hanım takdir görüyor. Burada saldırıya uğruyor bazı yerlerde. Avrupa’da makyajlı bir kadın takdir görüyor. Burada makyajlı bir kadına demediğini bırakmıyor adamlar. Avrupa’da güzel parfüm kullanan bir kadın takdir görüyor. Burada parfüm kullanana demediğini bırakmıyor adamlar. Dimdik yürüyen bir kadın, baskı görüyor Türkiye’de ama dışarıda öyle değil. Takdir görüyor. Saysak sabaha kadar olur. Kadın güzel, cazibeli olduğunda bu suç olmuş oluyor. Erkeksi itici olduğunda da eh üzerine gitmiyorlar. Yüz tüylerini almayacak. Kaşlarını almayacak. Saçları bakımlı olmayacak. Gecin gibi olacak saçları falan. Biraz da kilolu da olacak böyle. Bakımsız pejmürde olacak. Eski bir kot giyecek. Üstüne de uydurma bir tişört giyecek. Lastik ayakkabıyla sokakta gezecek. O zaman bir sorun olmuyor. Ama bakımlı oldu mu bir kız, güzel gösterişli oldu mu adım başı amcası, dayısı, halası, eniştesi, sokağın iti kopuğu herkes bir şey söylüyor. Çocuklar da o zaman topluma küsüyor. Hayata küsüyor. Kendine de küsüyor. İçinde güzel duygular kalmıyor. Sevme sevilme duygusu kalmıyor.
(FETÖ’nün darbe için 15 Temmuz’u rastgele seçmediği öğrenildi. Gülen, darbe için aslında Peygamberimiz (sav)’in hicret tarihi olan 16 Temmuz’u seçmiş. 16 Temmuz 622 Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (sav)’in Mekke’den Medine’ye hicretini tamamladığı tarih. Eğer darbe başarılı olsaydı, Gülen Türkiye’ye dönüşünü hicret ilan edecekti.)
Çok kötü bir hırs. Çok kötü bir mantık. İnsanları şehit ederek, Türkiye’yi böyle rahatsız ederek, ekonomisini çökertmeye çalışarak, İngiliz derin devletine yancılık ederek çok çirkin bir çizgi meydana geldi. Allah helak etti. Mahvetti. Dümdüz etti. Rezil kepaze etti. Bir daha da böyle rezillik yapacaklarını zannetmiyorum.
(“Benim saçım uzun, bugün Cuma namazına gittim. Camideki bazı insanlar beni dışladı.” İzleyici yorumuna cevap)
Seni kıskanmışlar. Yaptıkları ahlaka uygun değil. Bak ahlaksızlık demiyorum yaptıkları için ama ahlaka uygun değil. Saç uzun olması bir kere sünnet, Peygamberimiz (sav)’in sünnetidir. Sahabelerin saçları hep upuzundu. Ta omuzlarına kadar geliyordu. Hatta omuzlarından da aşağı uzun oluyordu. Peygamberimiz (sav)’in saçları hep genelde uzundu. İki taraftan da örüyordu. Bunlar Peygamberimiz (sav) de camiye gelse sokmazlar. Yani öyle kafada adamlar. Sen hiç kaale alma onları. Moralin de bozulmasın. Sen doğru yolda olansın. Onlar yanlış yolda. Bağnaz gelenekçi sistemin gençleri nasıl rahatsız ettiğini bak görüyoruz. Nur gibi Müslüman. Onu camiye sokmayanlar onun tırnağı etmeyecek adamlar. Ama her yerde var böyle tipler ve bu çocukları rahatsız ediyorlar. Kuran Müslümanlığı her yerde hakim.
(“İnsan cehennemde yanıp sonra cennete mi girecek?” sorusuna cevap)
İnsanlar dünyaya zaten cennetten ve cehennemden gelirler. Hem zer aleminden gelirler hem cennet ve cehennemden gelirler. Cehennemden gelen zaten sonsuz cehennemden geliyor. Cennetten gelen de sonsuz cennetten gelir. Sonsuz cehennemden gelen cehennemde kalır ama için rahatlasın diye söylüyorum. Bak cehennem ehli için Allah diyor ki “Onların gözü vardır görmez, kulağı vardır işitmez. Kalp gözleri de kördür” yani şuurları da kapalıdır. “Onları diri zannedersin onlar ölüdürler” diyor. Kafanı takacağın bir şey yok. Yani şuuru açık, vicdanlı, samimi bir insan kesinlikle cehenneme gitmez haramdır ona cehennem. Allah’ı inkar olur o zaten.
(“Suriyeli savaşabilecek erkekler neden kendi ülkelerini korumuyor, burada kalıyorlar?” sorusuna cevap)
Şimdi kimle savaşacağını söylemiyorsunuz söyleseniz ona göre bir şey söyleyeceğim. IŞİD’le mi savaşsın, Suriye hükümetiyle mi savaşsın, El-Nusra ile mi savaşsın, Amerikan Birlikleri ile mi savaşsın, o birleşik cepheyle mi savaşsın, oradaki çetelerle mi savaşsın? Kiminle savaşacağı belli değil. Onu söylerse ben bir şey söyleyeceğim. Kimle savaşacağı belli değil. Kendi devletine karşı mı savaşacak, Amerika'ya karşı mı savaşacak, nereye karşı savaşacak? Onu bir sorsunlar. Neyi kastediyorlar?