İnsan, vicdanına uyduğu sürece, Yüce Allah'ın bazı sıfatlarının tecellilerini üstünde taşır. Rabbimiz'e ne kadar yakınlaşır, ne kadar teslim olursa, Yüce Allah'ın üstün ahlakını daha çok kazanır ve mükemmel bir ruh güzelliğine ulaşarak, "yaratılmışların en hayırlısı" (Beyyine Suresi, 7) olmayı umabilir.
Ruh Güzelliği Müminlerin Dış Görünümlerine de Yansır
Ruh güzelliğinin en önemli özelliklerinden biri bu güzelliğin sahip olan kişinin dış görünüşüne de yansımasıdır. Kuşkusuz dış görünüşle kastedilen öncelikli olarak, Allah`ın ruh güzelliğine sahip olan kullarına nasip ettiği nurdur. Bu nur aynı zamanda her görende etki meydana getiren ve kişiye güven duyulmasına vesile olan bir rahmettir. Samimi ve tevazulu bir mümin Allah`a tevekkül etmenin, fıtratına uygun olan Kuran ahlakını yaşamanın getirdiği rahatlık, huzur ve imanının etkisiyle göze çok heybetli görünür. Şüphesiz Peygamber Efendimiz (sav), samimi imanın kazandırdığı ruh güzelliğinin fiziksel görünümde meydana getirdiği heybet ve etkiye en güzel örneği oluşturur. Sevgili Peygamberimiz (sav)`in görenlerde hayranlık uyandıran dış görünümü bir hadis-i şerifte şöyle aktarılmıştır:
Hz. Hasan (ra) naklediyor:
"Resulullah Efendimiz (sav), yaradılıştan heybetli ve muhteşemdi. Mübarek yüzü, dolunay halindeki ayın parlaklığı gibi nur saçardı. Orta boyludan uzun, ince uzundan kısa idi. Saçları kıvırcık ile düz arası idi; şayet kendiliğinden ikiye ayrılmışlarsa onları başının iki yanına salar, değilse ayırmazlardı. Uzattıkları takdirde saçları kulak yumuşaklarını geçerdi. Peygamber Efendimiz (sav)`in rengi, ezher'ul-levn (pek beyaz ve parlak renk) idi, yani nurani beyazdı. Alnı açıktı. Kaşları; hilal gibi, gür ve birbirine yakındı.
Boynu, saf mermerden meydana gelen heykellerin boynu gibi gümüş berraklığında idi. Vücudunun bütün azaları birbiri ile uyumlu olup yakışıklı bir yapıya sahipti..." (Et-Tirmizi İmam Ebu İ'sa Muhammed, Şemail-i Şerife, 2. cilt, Hilal Yayınları, Ankara, 1976, s. 18-22-23)
Ruh Güzelliğini Kaybeden Kişilerin Dış Görünümleri Nasıldır?
Din ahlakına uygun olmayan bir yaşam süren insanlar, iman etmedikleri için mutsuz ve manen tatmin bulamayan bir hayat içindedirler. Kendi istek ve tutkularına göre yaşayan, nefsi ve hevası ne emrediyorsa tereddütsüz ona uyan bu kişiler müminlerin sahip olduğu ruh güzelliği ve asaletten uzaktırlar. Çevrelerinde de kendileri gibi insanlar olduğundan daima mutsuz, üzüntülü, bunalımlıdırlar, sürekli bir arayış içerisinde çırpınarak ömürlerini geçirir ve yapayalnız hayatlarını yitirirler. Bu kesim içinde çok genç yaşta da olsalar, maddi olarak her türlü imkana da sahip olsalar, bunalıma giren, uyuşturucu kullanan, mutsuz olan insan sayısı çok fazladır ve bu ruh hali toplumun iman etmeyen tüm kesimlerine yansımıştır.
Allah için sabretmeyi, tevekkül etmeyi ve Yüce Allah'a yönelmeyi bilmeyen ve Kuran ahlakının getirdiği ruh güzelliğini yaşamaktan uzak olan bu insanlar:
Müminler Ruh Güzelliğinin Getirdiği Cennet Benzeri Ortamı Henüz Dünyada İken Yaşamaya Başlarlar
Müminler Kuran ahlakının kazandırdığı ruh güzelliği ile, dünyevi hırsların peşinde koşan kendi istek ve tutkularına kapılarak çok büyük bir nimet kaybına uğrayan inkarcıların aksine, huzurlu, mutlu, güven dolu bir ortam içinde dostça, kardeşçe, hoşgörü ile yaşarlar. Sabırlı, itidalli, akıllı, makul, dengeli, affedici, şefkatli, sevgi dolu, güzel ahlaklı olmanın derin imani zevki ile dünyada da cennet benzeri bir ortam oluşturabilmek için ciddi bir çaba harcarlar. Bulundukları ortamlarda diğer mümin kardeşlerinin güzel ahlaklarına da şahit olarak bu şekilde hem her an Allah`ı anarlar hem de cennete olan özlemleri artar. Çünkü bu hoşnutluk ve güzellikler, cennette Allah`ın izniyle sonsuza kadar artarak sürecektir.
Ruh Güzelliği Kazananlar Cennetle Müjdelenirler
Yüce Allah`a gönülden iman eden Müslümanları dünyada da ahirette de diğer insanlardan ayıran en önemli fark, ruh güzelliğidir. Bu nedenle tüm müminler için ruh güzelliğine sahip olmak, büyük önem taşımaktadır. Sonsuz rahmet sahibi Rabbimiz`in Kuran-ı Kerim`de detaylı olarak bildirdiği güzel ahlak özelliklerine sahip olmak için samimi bir çaba harcamak ve Kuran`da bildirilen yasaklardan titizlikle sakınmak ise bir kişinin ruh güzelliğine sahip olması için Allah`ın izniyle önemli birer vesile olacaktır. İman eden her insan, Allah'tan korkarak, O'na itaat ederek, O'nun hükümlerini yerine getirip, helal ve haram sınırlarını koruyarak, nefsinin heva, istek ve bencil tutkularından korunarak, Yüce Allah`ın beğendiği ruh güzelliğine kavuşup, felaha (büyük kurtuluş ve mutluluk) ulaşabilir. Bu müjde bir Kuran ayetinde şöyle bildirilmiştir:
"…Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imanı yazmış ve onları Kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orada süresiz olarak kalacaklardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz Allah'ın fırkası olanlar, felah (umutlarını gerçekleştirip kurtuluş) bulanların ta kendileridir." (Mücadele Suresi, 22)