Şeytanın Ahlaksızlık Telkini
Din ahlakından uzak yaşamanın, beraberinde ahlaksızlığı getirdiği kesin bir gerçektir. Ancak dinsiz olduğu halde güzel ahlaklı olduğunu düşünen insanlar da olabilir. Gerçekten dinsiz bir insan da hayatı boyunca kesinlikle rüşvet almamış olabilir ve almamak konusunda kesin kararlı da olabilir. Ancak bu onun güzel ahlak sahibi olduğunu göstermez. Her şeyden önce Allah'tan korkup sakındığı için güzel ahlak gösteren bir insan her konuda bu ahlakını devam ettirir. Buna karşın hayatı boyunca asla rüşvet almadığını söyleyen dinden uzak bir insan çıkarları için kolaylıkla yalan söyleyebilmektedir. Veya oğlunun hastane masrafları için paraya ihtiyacı olduğunda gözünü kırpmadan rüşvet alabilmekte, yani şartlar değiştiğinde "mecbur kaldığını" söyleyerek, hiç yapmayı düşünmediği birşeyi yapabilmektedir. Örneğin bir insanı öldürmeyi asla düşünemeyen din ahlakını yaşamayan bir insan, bir gün aşırı sinirlendiğinde kendini tutamayarak cinayet işleyebilmektedir.
Oysa güzel ahlak sabır ve irade gerektirir. Şartlar ne olursa olsun güzel ahlaktan taviz vermemek gerekir. Bu iradeyi ve sabrı gösterebilmek içinse insanın önemli bir amacının olması şarttır. Müminler Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmayı amaç edindikleri için karşılarına çıkan her türlü şartlarda güzel bir ahlak gösterirler. Ama dinsiz ve amaçsız bir insanın böyle bir irade ve sabır göstermesi için bir neden yoktur. Örneğin fuhuş yolu ile para kazananlar bunu aç kalmamak için yaptıklarını söylerler.
Oysa Allah'a ve ahiret gününe iman ediyor olsalar, böyle bir hayasızlığa asla yeltenmezler. Ahirette hesabını veremeyeceklerini bildikleri için büyük bir korku ile sakınırlar. Allah'ın Kuran'da, "Şeytan, sizi fakirlikle korkutuyor ve size çirkin -hayasızlığı emrediyor. Allah ise, size kendisinden bağışlama ve bol ihsan (fazl) vadediyor. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir." (Bakara Suresi, 268) ayetinde bildirdiği gibi, insanların büyük bir kısmı fakirlik korkusuyla türlü ahlaksızlığa başvurabilmektedir. Halbuki Allah'ın rahmetini uman kişi bunları aklından dahi geçirmez.
Toplum İçinde Ahlaksızlığın Özendirilmesi
Günümüzde gençler, dünyanın hızla değişiminin ve sözde gelişiminin bir getirisi olarak insanlara sunulan ``modernlik``,``çağdaş olma``, ``cesurluk`` ve ``özgürlük`` kılıfları kullanılarak, ahlaksızlığa özendirilmektedir. Sadece birkaç on yıl öncesine kadar insanların konuşmaya dahi çekindikleri konular, bugün toplumda meşru olarak kabul edilmektedir.
En yaygın iletişim araçları olan televizyonlarda, gazete ve dergilerde her türlü ahlaksızlık sergilenmekte, yolsuzluk yapanlar, homoseksüeller, fuhuşla geçimini sağlayanlar, kumarbazlar, düzgün konuşmaktan aciz, cahil kişiler ``özenilecek kişiler``miş gibi lanse edilmekte ve yaşadıkları hayat çok cazipmiş gibi anlatılmaktadır. Yapılan bu ahlaksızlıkların ``cesurluk``, ``medeniyet`` ve ``modernlik`` sıfatıyla topluma sunulması ise durumu daha da tehlikeli bir hale sokmaktadır.
Örneğin son yıllarda dünya genelinde erkeklerin kadınsı bir üslupla konuşup, kadınsı giyinmeleri bu telkinin bir sonucudur. Toplumların önemli bir kesiminin kendilerini küçük düşüren bu tavra özenmeleri de elbette ki akılsızlıklarının bir göstergesidir. Veya evlilik dışı ilişkiler ve uyuşturucu kullanmak da dünyaca ünlü, "medyatik" kişiler tarafından özendirilmektedir. Cahil olan insanlar ise bu kişileri kendilerine örnek alıp, onların giyimlerinden mimiklerine, hayat felsefelerinden konuşma üsluplarına kadar her şeylerini taklit etmektedirler. Halbuki özendikleri kişilerin büyük bir bölümü ruhsal çöküntü içinde yaşayan, cahil, çevresindeki insanlar tarafından sürekli aşağılanan insanlardır. Ancak birçok insan bunları göremeyecek kadar akıldan yoksundur. Ayette şöyle buyrulmaktadır:
Size verilen her şey, yalnızca dünya hayatının metaı ve süsüdür. Allah Katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. Yine de, akıllanmayacak mısınız?" (Kasas Suresi, 60)
Oysa toplum, Allah'tan korkup sakınan, düşünen, akıl sahibi, vicdanlı, kültürlü, dürüst ve aydın kimselere özendirilse, ahlaksızlıklar yerilerek küçük düşürülseler, hiç kimse ahlaksızlık yarışına giremeyecektir. Genç insanların zihinleri boş konular yerine hem kendilerini geliştirecek hem de çevrelerine fayda vermelerini sağlayacak konularla meşgul olsa, şüphesiz bu insanlar çok daha bilinçli bireyler olacaklardır. Böyle kişilerin de her zaman için çevrelerindeki insanlara, içinde yaşadıkları topluma ve hatta tüm dünyaya fayda getirecekleri açıktır. Öncelikle bu insanlar her zaman doğru olanı araştıran, fikri saplantılardan uzak kişiler olacaklardır. Çevrelerinde gördükleri olayları dinsizliğin getirdiği önyargılarla değil, açık zihinle değerlendirecek, dünyada bulunuş amaçlarını fark edebileceklerdir. Ve kendilerini Allah'ın yarattığını ve O'na karşı sorumlu olduklarını bildikleri için, güzel ahlakı yaşayabileceklerdir. Kuran'a uydukları için de kendilerine yalancı, sahtekar, ahlaksız insanları değil, samimi, güzel ahlaklı, akıllı, bilinçli insanları örnek alacaklardır.
Toplumda güzel ahlaklı kimselerin ön plana çıkartılmaları, güzel ahlakın övülerek kötü ahlakın yerilmesi, insanların ahlaksızlığa özenmelerini, Allah'ın izniyle tamamen ortadan kaldıracaktır.