Sayın Erdoğan’ın kadınlar hakkında sözleri hakkında yapılan provokasyonlara cevap
Geçtiğimiz hafta Sn. Tayyip Erdoğan’ın kadınlarla ilgili yaptığı bir açıklama hem Türkiye hem de dünya gündeminde oldukça geniş yankı uyandırdı. Cumhurbaşkanımız’ın aslında kadınları yüceltmek amacıyla ve iyi niyetle dile getirdiği sözler, dünya çapında yapılan spekülasyonlarla birlikte ciddi bir yanlış anlaşılmanın hedefi oldu.
BBC Sn. Erdoğan’ın bu açıklamasını, “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘kadınlarla erkekler eşit değildir’ dedi” gibi sansasyonel bir başlıkla haber yaptı. Washington Post ise "Türk Cumhurbaşkanı kadınlarla erkeklerin eşit olmadığını söyledi" dedi ve açıklamayı kendince “Kışkırtıcı” olarak niteledi.
Foreign Policy ise saygı sınırlarını aşarak, “Erdoğan, davet edilmediği halde Şükran Günü yemeğine gelen ve sözleriyle herkesi rahatsız eden sarhoş amcaya benziyor” gibi garip bir benzetme yaptı. Die Welt, "Erdoğan kadın-erkek eşitliğini doğaya aykırı buluyor" Stern dergisi, "Erdoğan'a göre eşitlik doğaya aykırı. İslam’ın kadına biçtiği rol annelik; ve feministler bunu kabul etmiyor" diye yazdı.
Peki Sn. Erdoğan’ın anlatmak istediği, gerçekten dünya basınında yansıtıldığı gibi miydi? Elbette ki hayır. Sn. Erdoğan’ın açıklamaları aslında şöyleydi:
“Kadın ve erkeği eşit konuma getiremezsiniz bu fıtrata terstir. İş hayatında hamile bir kadını erkekle aynı şartlara tabi tutamazsınız. Erkeğin yaptığı işi kadına yükleyemezsiniz. Geçmişte komünist rejimlerde olduğu gibi, kadınları erkeklerin yaptığı her işte çalıştıramazsınız. “Eline ver kazmayı küreği, çalışsın”. Olmaz böyle bir şey. Onun narin yapısına ters düşer.
Kadın ve erkek eşit değil, eşdeğerdirler. Adaletin üzerinde durmak gerekir. Ayrıca kadına şiddet uygulayamazsınız. Hatta yanınızda yaşlanırlarsa kadına öf bile diyemezsiniz. Bizim değerlerimiz bu. Bizim dinimiz kadına bir makam vermiş; annelik makamı. Annenin ayağının altı öpülür... Kadın cinayetleri oluyor değil mi? Bizim dinimizde kadına bu şekilde bir zulmü asla yapamazsın. Şiddet uygulayamazsın.”
Evet Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşmaları böyleydi.
Öncelikle bu konuşmanın iyi niyetle, kadınları yüceltmek, değerlerini vurgulamak ve toplum hayatında onları koruma amacıyla yapıldığı oldukça açık. Ama dünya çapında bir muhalefete yol açtığına göre, eksik ya da hatalı bazı anlatımların da olduğunu göz ardı etmemek gerekir.
“Kadın erkek eşit değil” denildiğinde, akla ilk gelecek anlam; “Erkek daha üstün, kadın daha geri” şeklindedir. Nitekim tüm dünyada da bu ifade, bu şekilde anlaşılmış durumdadır.
Bu nedenle Sn. Erdoğan, bir an önce bu konuyu pekiştiren yeni bir açıklamayla birlikte, “Kadın-erkek eşit değildir; çünkü kadın daha üstündür” vurgusu yapmalıdır. Zira kadın merhamette, şefkatte, sevgide, sadakatte, vefada, kibarlıkta, temizlikte, titizlikte, detay düşünmede, kalitede, güzellikte ve daha birçok konuda erkekten daha üstündür. Ayrıca kadınlar, nazik ve nazenindirler, hoşturlar, çok zekidirler. Erkek daha yüzeysel ve düz düşünürken, kadın daha girift düşünür. Sanata estetiğe olan eğilimi de çok daha güçlüdür kadının.
İşte nezahetin, kalitenin, güzel ahlakın bir gereği olarak, nasıl anneye bir üstünlük veriyorsak, kadına da bu şekilde pozitif yönde bir üstünlük verilmesi gerekir. Mesela bir kadın arabadan inerken, erkek önce iner arabanın kapısını açar, kadına yardımcı olur. İşte bu ahlak, kadının üstünlüğünü gösterir. Veya hanımlar bir yere geldiğinde ayağa kalkılır; bu da yine onun üstünlüğünü gösterir. Bu anlamda düşünüldüğünde kadın, erkek ile eşit değildir, üstündür. Kadına bu bakış açısıyla yaklaşılması, medeniyetin bir süsü ve bir ahlak güzelliğidir.
Cumhurbaşkanımız’ın yeni bir konuşma ile kadınların bu üstün yönlerini dile getirmesi elzemdir. Çünkü görünen o ki, Sn. Erdoğan’ın konuşması bu yönde gereken etkiyi yapmamış; verilen örnekler yeterli olmamıştır. Eğer konuyu “bu yönleriyle kadınlar üstündürler” diye tekrar anlatırsa, meydana gelen yanlış anlaşılma da ortadan kalkacaktır.
Bunun yanı sıra politik ve sosyal hayatta kadın haklarının ve avantajlarının artırılması da güzel bir ifade şekli olacaktır. Örneğin Meclis’te daha çok kadın olmalı, Hükümet’in en az yarısı kadınlardan oluşmalıdır. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, tüm diğer Hükümet üyeleri tarafından da, kadının her yerde güçlü olması önemle savunulmalıdır. Siyasette, kamusal alanlarda, iş yerlerinde, sokakta, evde kısacası her yerde kadına öncelik tanınması titizlikle gündeme getirilmelidir.
Eğer Cumhurbaşkanımız’ın söz konusu konuşması yeni bir açıklamayla pekiştirilmez ve bu şekilde bırakılırsa, oluşan olumsuz kanaat yerleşik hale gelebilir. “Kadın-erkek eşit değildir; kadın erkekten üstündür” şeklinde yapılacak yeni bir açıklama, tüm dünyada büyük ses getirecek ve meydana gelen yanlış anlaşılma ortadan kalkacaktır.
Ayrıca şunu da unutmamak gerekir ki, bağnazlık tüm dünya için olduğu gibi, Türkiye için de büyük bir tehlikedir. Bağnaz anlayış Türkiye’nin sırtında bir kamburdur. Bu zihniyetteki insanların hedefi Türkiye’nin gelişmesini, daha güzel, daha kaliteli olmasını engellemektir. İşte bu nedenle, bu büyük tehlike göz ardı edilmemeli, bağnazların anlatımlarını andırabilecek ya da yanlış anlaşılmaya kapı açabilecek her türlü unsurdan titizlikle sakınılmalıdır.
Dünyada bağnazlığa karşı oluşan ciddi tepki nedeniyle, bu tarz konuşmaların provokasyon amaçlı kullanılabileceği de unutulmamalıdır. Özellikle de Hükümet içinden nadir de olsa bazı kişilerin “Kadınlar kahkaha atmamalı, telefonda konuşmamalı, arabaya binmemeli” gibi açıklamalarından sonra, tüm dikkatlerin bu konuda olduğu göz ardı edilmemelidir.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanımız’ın konuşmasındaki yanlış anlaşılan bölümlerin vakit kaybetmeden düzeltilmesi son derece önemlidir. Sn. Erdoğan kadının erkeğe olan üstünlüğünü bir kez daha ve Kuran ruhu ile yorumlarsa, bu tüm dünyada çok pozitif bir etki uyandıracak, hem İslam’a hem de Türkiye’nin aydın, çağdaş, modern bir çizgide ilerleyişine duyulan saygı ve hayranlık bir kez daha artacaktır.