NTV televizyon kanalında 25 Ocak 2011 tarihinde NTV Soruyor programında evrim konusu tartışıldı. Söz konusu tartışma programına katılan Ergi Deniz Özsoy, Meral Kence, İnan Aran evrim savunuculuğu yaparken, programa karşı görüş olarak dahil edilen isim Prof. Dr. Kemal Solak olmuştu. İlk anda Yaratılış gerçeğini savunan kişiKemal Solak gibi görünse de aslında o da canlıları Allah’ın yarattığına inanan bir evrimciydi. Dolayısıyla bütün program,evrimi savunan4 katılımcı ve evrim savunucusu olan sunucu ile birlikte Darwinistlerin oluşturduğu bir evrimpropagandası yayını idi.
Söz konusu programda yer alan iddiaların tamamına sitelerimizde ve kitaplarımızda çok defa, oldukça kapsamlı bir biçimde ve bilimsel deliller verilerek açıklamalar yapılmıştı. Fakat Darwinist hipnoz yönteminin bir gereği olarak söz konusu programda bu iddialar yer yer tekrar edildi. Bu durum elbette bizlere, söz konusu iddialara tekrar ve daha fazla bilimsel delil ile cevap verme imkanı tanımaktadır. Böylelikle daha fazla insana gerçekleri anlatabilme olanağı doğmuştur. Bu sebeple söz konusu iddialar, kapsamlı olarak tekrar cevaplanmıştır.
Fakat bundan önce, söz konusu NTV yayınındaki gerçek amacın halkımıza açıklanması ve NTV’de bu ve bunun gibi yayınların neden ısrarla yapıldığı ve söz konusu programlarla neyin amaçlandığının deşifre edilmesi yerinde olacaktır.
NTV teröristlerin, komünistlerin, faşistlerin sözde ilmi dayanağı olan Darwinizm'i savunmasın. Tarafsız yayıncılık yapıyorsa, bizi çıkarsın bilimsel gerçekleri anlatalım. |
NTV’nin gerçek amacı:
NTV, son dönemlerde evrimin müthiş ve dehşetli yenilgiye uğradığını anlayan ve bundan dolayı büyük bir panik içine girmiş olan Darwinist yayınlardan bir tanesidir. Özellikle Yaratılış Atlası’nın ardından tüm dünyada Darwinist çevrelerde başlayan ve kesintisiz devam eden ciddi çöküş, ülkemizde özellikle NTV gibi ithal Darwinist yayınlarla gündemde kalmaya çalışan Darwinizm yanlısı basın organlarını dehşete düşürmüştür. O zamandan bu zamana NTV, en bilinen Darwinist hipnoz yöntemlerinden birine sığınmış ve büyük bir telaş ve panik içinde Darwinizm propagandasını yoğunlaştırmıştır.
25 Ocak 2011 akşamı gerçekleştirilen program, NTV’nin bu çırpınışlarından bir tanesidir. Fakat aslında bu programın her zamankinden daha farklı bir amacı daha vardır. Programda genel olarak Müslüman kesim hedef alınmıştır. Onlara, “Evrim ile Müslümanlık çatışmaz” mesajı vermeye çalışmaktadırlar. Daha da ileri giderek Müslümanlara;“Yaratılışçı Hristiyanların oyununa geldikleri, evrime sahip çıkmaları gerekirken Hristiyanların görüşlerini Türkiye’ye getirdikleri, onların telkinlerinin etkisinde kaldıkları, bütün bunlardan ayrılıp Müslümanlığın özüne dönmeleri gerektiği, Müslümanlığın özünde de evrim ve materyalizm olduğu”gibi sahte bir bilinçaltı vurgulaması yapılmaktadır. “Evrim ile Müslümanlığın içiçe olduğu ve Hristiyanların telkinlerine aldanıp Müslümanların evrimden asla taviz vermemeleri”aldatmacasıtelkin edilmektedir. Müthiş bir kitle hipnozu gerçekleştirilmeye çalışılmakta, bu yöntemle Müslümanları aldatma ve evrim ideolojisine sürükleme politikası sürdürülmektedir.
Bu, uzun süredir devam eden, “evrim ile Allah inancı çelişmez” aldatmacasını sürdürmek için kullanılan yeni bir taktiktir. Müslümanlar böyle taktiklerle aldatılmaya çalışılmaktadırlar. Darwinistler bu sahte yöntem ile, kendilerince bir kısım Müslümanları kendi saflarına çekeceklerini, onları Darwinist yapacaklarını ve böylelikle Allah inancının dünya üzerindeki kesin ve hızlı yayılışının önünü kesebileceklerini düşünmektedirler. Nitekim bu amaçla daha önce ibn-i Miskeveyh diye sahte bir alimi ön plana sürmüş ve İslam’ın evrim ile bir bütünlük içinde olduğu aldatmacasını yaymaya çalışmışlardı. İsmi Müslüman olan alimleri kullanmak Darwinistlerin son kozlarıydı. Fakat ibn-i Miskeveyh’in pagan dinine inanan bir sahtekar ve “atamız hurma” iddiasının da bir sahtekarlık olduğunu ortaya çıkarmamız ile birlikte bu oyun da sona erdirilmiş oldu. (Konu ile ilgili detaylı açıklamamızı buradan okuyabilirsiniz.)
Evrimi, Sayın Adnan Oktar’ın Kuran’dan ve Bilimden Getirdiği Deliller Çürütmüştür
Öncelikle Hristiyanların Yaratılışı savunurken izledikleriyöntem zaten baştan yenilgiye uğramış bir yöntemdir. Hristiyanlar, evrenin yaşının 6000 yıl olduğunu iddia ederek ortaya çıkar ve milyonlarca yıllık fosilleri bu sebeple reddederler. Dolayısıyla hiçbir Darwinist tarafından ciddiye alınmazlar, baştan yenilmiş durumdadırlar. Pek çok Musevi de aynı görüşü paylaşmaktadır. Baştan yenilgi ile ortaya çıkan böyle bir iddianın Darwinizm’e karşı bir tehlike oluşturması mümkün değildir. Nitekim bu yanlış anlayışın bir sonucu olarak bu gibi kişiler Darwinistlere karşı yenik düşmüşler, adeta onlara teslim olmuşlar, İngiliz kiliseleri Darwin’den özür dilemek zorunda bırakılmış, Papa kendi evinde evrim konferansları düzenlemeye zorlanmıştır. Hristiyan Yaratılışçıların evrim karşısında düştükleri durumu bu gerçekleraçıkça özetlemektedir.
Hristiyan Yaratılışçıların “Yaratılış” iddialarını ayakta tutan, onları deccalin etkisinden kurtaran ve Darwinizm’i ezici deliller ve faaliyetlerle yerle bir eden, dünyanın yaşının milyarlarca sene olduğunu milyonlarca yıllık fosil kanıtlarla gösteren Sayın Adnan Oktar olmuştur. Darwinistler daha önce gayet rahatken, bilim adına sahtekarlıkları istedikleri gibi yayarken, bu kesin ve yıkıcı delillerin ortaya çıkmasının ardından müthiş bir panik içine düşmüşlerdir. Nitekim söz konusu programda da bu ezilişin 1985 yılında başladığı belirtilmiştir. Bu yıl, Sayın Adnan Oktar’ın anti-evrim faaliyetlerini başlattığı ve yaygınlaştırdığı yıllardır. Türkiye’de Darwinizm’i sona erdiren en etkili şey, Sayın Adnan Oktar’ın Kuran’dan ve bilimden getirdiği delilerdir. Darwinizm, işte o zaman ezilmiştir. Milyonlarca yıllık fosil kanıtlar tüm Darwinist iddiaları yerle bir etmiştir.
Nitekim Vatikan’da Papa evrimcileri kendi evine davet ederken, orada yalnızca Harun Yahya isminin duyulması çok büyük bir panik ve öfkeye neden olmuş, önde gelen Darwinistlerden Douglas Futuyma kürsüden kaçmak zorunda kalmıştır.
Türkiye’deki Darwinistler kadar dünyadaki Darwinistler de tüm dünyada evrimi bitiren en etkili ismin Sayın Adnan Oktar olduğunu gayet iyi bilmektedirler. Dolayısıyla NTV’nin, “Müslümanlık ile evrim bağdaşır, dolayısıyla Müslümanlar evrime sahip çıksınlar” aldatmacası çok acizce bir çabadır. Darwinizm’in bilimsel delillerle çökertilmesi, dünyada İslam’ın yayılışı ve Kuran ahlakının hakim edilmesi ile Darwinist diktatörlük sona erdirilecektir. Tüm alemlerin Rabbi ve Yaratıcısı olan Yüce Allah, Darwinizm’in çöküşüne; 21. yüzyılda İslam’ı ve Hz. Mehdi (as)’ı vesile edecektir.
Darwinistlerin, Sayın Adnan Oktar’ın karşısına çıkamamaları, yenilginin önemli bir tezahürüdür
Sayın Adnan Oktar’ın gerçekleştirdiği bu güçlü faaliyetlerin dünya çapında Darwinizm’i yıkması elbette Darwinistlerde büyük bir endişe başlatmıştır. Daha önce yukarıda bahsettiğimiz Yaratılış savunucusu Hristiyan vakıflara karşı tartışmalara rahatça girenDarwinistler, birdenbire Sayın Adnan Oktar’ın karşısına çıkamaz olmuşlardır. NTV’de ve diğer Darwinist kanallarda gerçekleştirilen yayınlarda işte bu sebeple Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları davet edilmemektedir. Daha önce buna benzer bir Darwinist kanalda, içinde NTV’deki söz konusu programa katılan bazı kişilerin de bulunduğu bir grup Darwinist, Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşlarının programa katılacaklarını duyduklarında çekim stüdyosundan kaçmış ve karşılarınakesin olarakçıkmak istemediklerini açıkça belirtmişlerdir.
Bu durum dünya çapında da aynı şekilde gelişmektedir. Darwinizm’in ve ateizmin şu anda dünyadaki en bilinen savunucusu Richard Dawkins’e şu ana kadar defalarca karşılıklı görüşme teklifi yapılmış, burada Türkiye’de kendisinin en iyi otellerde ağırlanacağı belirtilmiş, bunun için İngiltere’nin The Times gazetesine bir ilan dahi verilmiştir.
Buna rağmen Dawkins, kaçmayı tercih etmiştir. O da elbette Türk Darwinistlerinyaşadığı aynı korkuyu yaşamaktadır. Sayın Adnan Oktar’ın ve gerçek bilimsel Yaratılış delillerinin karşısında yenilgiye uğrayacağından emindir.
Bu nedenle Darwinistler, sadece kendi aralarında birbirlerini tasdikleyen konuşmalar yaparak, “sen de haklısın ben de haklıyım” diye ittifakyapabildikleriprogramlarla ancak içlerindeki yenilginin acısını dindirmeye çalışmaktadırlar. Bilimin İslam'a hizmet ettiği, tüm bilimsel delillerin alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ın Kuran’da bildirdiğigibi yoktan Yaratılışı ispat ettiği gerçeğini bu yolla kendilerince insanlardan gizlemeye çalışırlar. Oysa isterlerse sabahlara kadar hatta günlerce konuşsunlar, oraya Sayın Adnan Oktar’ın veya tek bir arkadaşının gelişi ile birlikte konunun o an kapanacağını, yenilgilerinin çok açık şekilde ortaya çıkacağını ve ciddi şekilde küçük düşeceklerini çok iyi bilmektedirler.