25 Ocak 2011 tarihli NTV evrim programında yer alan söz konusu iddia da Darwinistlerin insanlar üzerinde yapmaya çalıştıkları kitle hipnozunun bir parçasıdır. Darwinistler, “evrim bilimin bir parçasıdır” aldatmacasını yaymak ve bu aldatmacayı kullanıp evrimi okul müfredatlarında sabit kılabilmek için evrimi bilmeyen bir kişinin doğadaki canlılığı da bilmeyeceği gibi bir aldatmaca yayarlar.
Oysa insanları doğadaki olağanüstü yapıları ve muazzam çeşitliliği takdir etmekten ve anlamaktan alıkoyan şey evrimdir. Her şeyin amaçsızca ve tesadüfen var olduğunu telkin eden sahte bir dinin büyüsü altında güzelliklerin farkına varabilmek, bunların olağanüstülüklerini takdir edebilmek imkansızdır. Takdir edilmediği sürece ise bir güzelliği güzellik olarak görebilmek, onu anlamak, ondan etkilenmek ve ona hayranlık duymak ise, kuşkusuz ki mümkün değildir.
Dolayısıyla evrim, yeryüzündeki ihtişamlı ve görkemli çeşitlilik ve güzellikleri görüp anlayıp, insanları onları takdir etmekten uzaklaştıran bir veba gibidir.
Kendisinin bir hayvandan türediğine inanan, boş ve amaçsız bir dünyanın içinde ruhsuz ve gayesiz yaşayan kişilerin, tüm ihtişamına rağmen tesadüfen oluştuğuna, kazaların ve hataların sonucu olduğuna inandığı bir doğadan zevk alması, ondan heyecan duyması, onun güzelliğini takdir edebilmesi imkansızdır. Doğanın güzelliğini övecek olsa, o övgüyü kime yöneltecektir? Bu gibi kişilerin sahte ilahı; şuursuz, amaçsız, başıboş tesadüflerdir. Dolayısıyla evrime inanan bir insanın doğayı görüp ona sevgi yöneltmesi, ondan bir anlam çıkarması imkansızdır.
Doğadaki muhteşemliği anlamak, ancak onun Yaratıcısı olan tüm güzelliklerin tek Sahibi Yüce Allah’ı takdir etmek ile mümkün olur. İnsan, ancak o zaman karşısındaki sanatı takdir edebilir, ona hayranlık duyabilir. Ancak o zaman bu güzelliklerin asıl Sahibi’ni tanıyabilir ve tüm övgüyü Yüce Allah’a yöneltmesi gerektiğini anlar. Bu güzelliklerin yok olmayacağını, en mükemmel ve en güzel hallerinin ahirette sonsuza kadar var olacağını düşünerek sevinç duyar. Güzellik, ancak bu şekilde anlam kazanır ve takdir edilir.
Her varlığı Allah yaratmıştır. Her varlık Allah’ın bilgisi ve koruması dahilindedir. Yeryüzündeki çeşitlilik, Kudret Sahibi Yüce Allah’ın sanatıdır. Her detay Yüce Allah’ı takdir edebilmek için muhteşem güzellikler sergiler. Dolayısıyla doğadaki olağanüstü güzellikleri takdir edip anlamak da, Allah’ı takdir edip anlayanlara yani iman edenlere verilmiş bir ayrıcalıktır.
Sonuç olarak, bir çocuğa evrimin dayatılması, pek çok yönden olduğu gibi bu yönden de ciddi şekilde mahzurludur. Bir çocuğun da doğadaki muhteşemliği görüp anlaması ve takdir edebilmesi, ancak Yüce Allah’ın büyüklüğünü anlayıp takdir edebilmesi ile olur. Allah, ancak Rabbimiz’in üstün Yüceliğini takdir edip anlayanlar ve iman gözüyle bakanlar için yeryüzünde yaratılan her detayda “ayetler” yani deliller olduğunu belirtmiştir:
Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız.
Ve O, yeri yayıp uzatan, onda sarsılmaz-dağlar ve ırmaklar kılandır. Orada ürünlerin her birinden ikişer çift yaratmıştır; geceyi gündüze bürümektedir. Şüphesiz bunlarda düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.
Yeryüzünde birbirine yakın komşu kıtalar vardır; üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar da vardır ki, bunlar aynı su ile sulanır; ama ürünlerinde (ki verimde ve lezzette) bazısını bazısına üstün kılıyoruz. Şüphesiz, bunlarda aklını kullanan bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. (Rad Suresi, 2-4)
Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden O'dur. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanı bilir. Her nerede iseniz, O sizinle beraberdir, Allah, yaptıklarınızı görendir. (Hadid suresi, 4)