Ayette iman edenlerin Allah'tan korkup sakınmaları gerektiğine dikkat çekilmektedir. Ayrıca iyilikte bulunanların dünyada ve ahirette mutlaka iyilikle karşılık görecekleri haber verilmektedir. Bu, iyilikte bulunarak fedakarlık yapanlara, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için ciddi bir çaba ve sabır gösterenlere Allah'ın Kuran'da bildirdiği bir müjdedir. Allah Kuran'da İslam ahlakına göre "gerçek iyiliğin" ne olduğunu da bildirerek tüm müminlere sahip olmaları gereken üstün ahlakı haber vermiştir. Bu, çok büyük bir rahmettir. Bir kişinin iyilikte bulunması demek; Allah'tan korkup sakınarak, ahiretteki hesabını düşünmesi ve vicdanını kullanarak her an Allah'ı en çok hoşnut edecek davranışı seçmesidir.
Allah samimi olan kullarını doğru yola iletir, işlerini kolaylaştırır, kalplerine huzur ve güven duygusu verir, şükretmelerine karşılık üzerlerindeki nimetleri kat kat artırır, din ahlakının yayılması için gösterdikleri çabadan dolayı onlara yardım eder. Rabbimiz, müminlerin samimi, katıksız olarak ahiret yurdunu düşünen kanaatkarlıklarına karşılık olarak onları daima rızıklandırır, güzel ve temiz nimetler içinde yaşatır. Bu nimetler ve zenginlikler ise iman edenlerin Allah'a şükredip O'nu anmalarına vesile olur. Allah'ın vaadinin bir sonucu olarak, bu ahlaklarına karşılık her mümin, dünyada huzurlu bir hayat yaşar.
Allah, dünyadaki yaşamları boyunca güzel ahlakı yaşamakta, zor zamanlarda tevekkül etmekte, Kendisinin hoşnut olacağı en güzel davranışları göstermekte büyük bir sebat gösteren samimi kullarına karşılıklarını “İşte onlar; sabretmeleri dolayısıyla ecirleri iki defa verilir...” (Kasas Suresi, 54) ayetinde de bildirildiği gibi hesapsızca ve kat kat verir.