İmandan uzak yaşayan insanların içerisine düştükleri en büyük hatalardan biri çözümü Kuran ahlakında aramamalarıdır. İçerisinde bulundukları durumun açmaz bir hal aldığını açıkça görürler. Yaşadıkları hayat tarzının, benimsedikleri karakter yapısının umdukları sonucu vermediğini, kendilerini mutlu etmediğini ve hatta sıkıntıya soktuğunu hayatlarının her anında hissederler. Ancak bunun çözümünün, cahiliye ahlakı içerisindeki diğer alternatifleri denemek olduğunu sanırlar. Oysa ki Kuran ahlakından uzak olan cahiliye sistemlerinin temelde birbirinden hiç farkı yoktur. İnsanlar, mekanlar ve şartlar değişse de, yaşanan kaygılar, hedefler temelde sabittir. Her birinin hedefi de hep dünya hayatı üzerinedir.
Oysa dünyevi anlamda kazanılan hiçbir şey kalıcı değildir. Allah (cc)`ın rızası dışında dünya hayatında kazanılan he rşey ölümle birlikte insanlardan mutlaka uzaklaşacak, geride kalacaktır. Bu nedenle ahiret unutularak yalnızca dünya adına atılan her adım sıkıntılıdır. Çözümü ise Kuran ayetleriyle insanlara bildirilmiştir: Bir insan ancak Rabbimiz'e yöneldiği zaman huzura kavuşur, insanlar ancak Allah (cc) ile dost olup O'nun beğendiği hayatı yaşadıklarında bu sıkıntılardan kurtulabilirler.
Allah (cc) bir ayette bu önemli sırrı insanlara şöyle bildirmiştir:
Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur. (Rad Suresi, 28)
Allah (cc) ile dost olan bir insan ise yol gösterici olarak Rabbimiz'in indirdiği hak Kitab`a ve Peygamber Efendimiz (sav)`in sünnetine kusursuzca uyar. Artık onun karakterini ve yaşam tarzını belirleyecek ölçü Kuran ahlakıdır. Ve Allah (cc)'ın izniyle, Kuran'ın insanları karanlıklardan nura çıkarıcı özelliği vardır:
Elif, Lam, Ra. Bu bir Kitap'tır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik. (İbrahim Suresi, 1)
Bu nedenle Kuran'ın insanlara kazandırdığı ahlak ve karakterde sıkıntı, huzursuzluk, kaygı ve karmaşa yoktur. Allah (cc)`ın dilemesiyle mutlaka güzel bir hayat, mutlaka dengeli bir ruh hali ve mutlaka güzel tavırlar vardır. Allah (cc) bu karakteri yaşayan müminlere yaptıklarının en güzeliyle karşılık vereceğini vaat etmiştir:
Çünkü Allah, yaptıklarının en güzeliyle karşılık verecek ve onlara kendi fazlından artıracaktır. Allah, dilediğini hesapsız rızıklandırır. (Nur Suresi, 38)
Rabbimiz, Kuran ahlakına uygun bir hayat yaşayan müminlere dünyada ve ahirette güzel bir hayat yaşatacağını vaat etmiş; bunun büyük bir kurtuluş ve mutluluk olduğunu bildirmiştir:
Müjde, dünya hayatında ve ahirette onlarındır. Allah'ın sözleri için değişiklik yoktur. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur. (Yunus Suresi, 64)
Bir başka ayette ise Allah (cc) insanların ancak iman ile mutlu olabileceğini şöyle haber vermiştir:
... Kim Benim hidayetime uyarsa artık o şaşırıp sapmaz ve mutsuz olmaz. (Taha Suresi, 123)
Bu gerçeğin farkında olan müminler dünyada ve ahirette Rabbimiz'in sonsuz adaleti ve merhametiyle huzurlu, mutlu ve rahat bir hayat yaşarlar. Allah (cc), sadece Kendisi'ni İlah edindikleri ve şirk koşmadan iman ettikleri için, iman eden kullarına böyle bir güzellik ihsan etmektedir. Rabbimiz Kuran'da, kendileri için seçip beğendiği ahlakı yaşadıkları takdirde iman eden kullarını dünya hayatında da nimetlendireceğini ve onları korkularından sonra güvenliğe sevk edeceğini bildirmiştir. Bir başka ayette ise Allah (cc) bu nimetini şöyle haber vermiştir:
(Allah'tan) Sakınanlara: 'Rabbiniz ne indirdi?' dendiğinde, 'Hayır' dediler. Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır; ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu ne güzeldir. (Nahl Suresi, 30)