Deri, canlıların bütün bedeninin dış yüzünü kaplayan en büyük organıdır. Canlı bedeni içindeki organlar ile çevre arasında bir engel oluşturan, yaralanmalara karşı koruma görevini üstlenen, sıcaklığının düzenlenmesinde, dış dünyanın algılanmasında ve zararlıların vereceği etkinin engellenmesinde yaşamsal bir rol oynar. Kuşkusuz hayvan derilerinin sahip olduğu bu özellikler, Yüce Allah’ın yaratma sanatının bir eseridir.
Köpek Balığı Derisinin Suyun Sürtünme Direncini Azaltan Yapısı
Köpek balıkları yüzerken, sanki su kendilerini hiç engellemiyormuş gibi hareket ederler. Gerçekten de su, köpek balığını, bir gemi gövdesine göre çok daha az engeller. Bu canlıların derileri su içinde hareket ederken çok daha az sürtünme direncine maruz kalır. Çünkü Allah bu canlıların derilerinde özel pürüzlü bir yapı yaratmıştır. Köpek balıklarının derisindeki “Riblets” olarak adlandırılan bu hareketli ve pürüzlü dişçikler, kafasından kuyruğuna doğru yüzme yönüne paralel biçimde uzanır ve akıntıya karşı direnci düşürür. Bu da canlının aynı güçle daha hızlı yol alabilmesi ya da sahip olduğu enerji ile aynı hızda daha uzun süre yol alabilmesine imkan sağlar. Köpek balıklarının derilerinin sahip olduğu bu özelliklerin gemilerin gövde yüzeyine uygulanması durumunda gemi ne kadar hızlı giderse gitsin daha az yakıt tüketimi sağlanır, geminin sürtünme direnci % 5 oranına kadar azalır ve büyük konteyner gemisi sahipleri bir yılda yaklaşık 300 bin dolar tasarruf ederler. Ancak günümüzde bu pürüzlü yapı gemilere hala tam anlamıyla uygulanamamaktadır. Çünkü pürüzlü yapının zamanla %50’si aşınır ve sağladığı avantaj ortadan kalkar. Gemilerin en büyük problemlerinden bir diğeri de gemi yüzeyine yapışan su yosunları ve midyelerin suyun geri itme kuvvetini artırmasıdır. Gerçi bu sorunun önüne geçmek için gemi yüzeyi zehirli bir cila ile kaplanabilir. Ama bu cilanın, köpek balığı derisinin simülasyonu ile nasıl kombine edileceği henüz bulunamamıştır. Kuşkusuz bu durum teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin insanların var olan özelllikleri taklit ederken bile pek çok zorluklarla karşılaşacağını göstermesi açısından önemlidir. Gemilerde karşılaşılan bu sorunlarla Allah’ın üstün aklının eseri olan köpekbalığı derisinde asla karşılaşılmaz. Bu canlının derisi ne sürtünmekten aşınır ne de üzeri yosun ve midyelerle kaplanır.
Balıkların Dirençli Derileri
Balıkların pek çoğunun vücutları oldukça dayanıklı bir deri ile kaplanmıştır. Allah bu canlıların derilerinde alt ve üst olmak üzere iki tabaka yaratmıştır. Üst deri içerisinde mukus salgılayan bezler bulunur. Mukus kaygan ya da yapışkan bir yapıda olup, balığın su içerisindeki hareketi sırasında sürtünmeyi en alt düzeye indirmeye yarar. Dolayısıyla balıklara daha hızlı hareket imkanı verir. Ayrıca kayganlık özelliğiyle de balığın düşmanları tarafından yakalanmasını zorlaştırır. Mukusun bir başka özeliği ise balığı hastalık yapan organizmalara karşı korumasıdır.
Bundan başka balıkların üst derisinde keratin benzeri bir tabaka da bulunmaktadır. Keratin, derinin alt tabakalarındaki yaşlı hücrelerin besin ve oksijen kaynaklarından uzaklaşarak ölmeleri ve yerlerini genç hücrelere terk etmesi sonucu oluşan sert ve dayanıklı bir maddedir. Keratinden oluşan bu tabaka suyun vücuda girmesini engelleyerek, balığın iç basıncı ile dış ortam basıncının dengelenmesini sağlar. Bu tabakanın olmaması durumunda, su balığın vücuduna girecek, balığın vücudundaki basınç dengesi bozulacak ve bu da ölüme sebep olacaktı.
Kutuplarda yaşayan balıklar ise derilerindeki buz kristallerinin sıcaklığını -20C’ye düşüren bir proteini üreten gene sahiptirler. Bu protein buz kristallerindeki oksijen moleküllerine bağlanarak genleşmelerini engeller ve bu canlıların donmasını önler.
Yılanın Hareket Etmesini Kolaylaştıran Esnek Derisi
Allah yılanların derisini çok özel yaratmıştır. Eğer bu canlıların derisi diğer canlılar gibi olsaydı sürünürken parçalanabilirdi. Eğer kemik gibi sert olsaydı o zaman da eğilip bükülemez ve dar alanlardan sürünerek hızla geçmesine engel olurdu. Allah bu canlıların derisini keratin pullarla kaplayarak kıvrılabilecek şekilde yaratmış ve sürünerek hareket ederken derisinin parçalanmasını engellemiştir. Ayrıca pulları, kaslar ile kaburgalara bağlayarak hareket etmelerini kolaylaştırır. Bu pullar çok seri olarak yerdeki çıkıntılardan destek alarak hareket etmeyi sağlar. Pulların uç kısımlarındaki çukurluklarda dokunma duyusu oluşturan küçük organlar da bulunur ve bu organlar hayvanın düzenli bir şekilde hareket etmesini kolaylaştırır.
Yazı boyunca verdiğimiz birkaç örnekte de görüyoruz ki; Allah canlıların derisinde hayatlarını kolaylaştırıcı ve yaşamlarını devam etttirmelerini sağlayacak birçok sistemi birarada yaratmıştır. Tüm bu sistemlerin özellikleri ve fonksiyonları birbirinden farklıdır, biri olmadan diğeri bir işe yaramaz, herhangi bir eksiklik veya aksama durumunda ise canlılar dış çevrenin olumsuz etkilerine maruz kalarak ölür.
Canlıların derilerindeki tüm bu özellikleri, ilim ve güç sahibi Allah yaratmıştır. Yüce Rabbimiz yaratışının üstünlüğünü Kuran’da şu şekilde bildirmektedir:
“... Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur, tümü O’na gönülden boyun eğmişlerdir. Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) Yaratan’dır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca “Ol” der, o da hemen olur.” (Bakara Suresi, 116-117)
Canlıların derilerindeki mükemmel özelliklerin, tesadüfen oluşması imkansızdır. Derilerindeki detaylar aynı anda yaratılmasaydı bu canlıların hayatlarını devam ettirmeleri mümkün olmazdı. Darwin’in öne sürdüğü gibi tesadüfi aşamalar asla olmamıştır. Hatta tek bir rastgele olaya bile izin vermeyecek kadar kompleks ve detaylı sistemler söz konusudur. Bütün bu sistemlerin Yaratıcısı, onları her an kontrolü altında tutan, yerde ve gökte olan her şeyin hakimi olan Yüce Allah’tır.
“Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah’ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah’ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için.” (Talak Suresi, 12)