Dünya üzerindeki tüm insanlar, küçük bir sperm hücresi olarak anne rahmine atılmışlar, buradaki özel yaratılmış şartlar sayesinde yumurtayla birleşmiş, ardından tek bir hücre olarak hayata başlamışlardır. Doğum mucizesindeki olağanüstü detaylardan biri de rahimin bebeğin büyümesi için yaratılmış en güvenli yer olmasıdır. Rahim, kaslardan yapılmış sağlam duvarlı içi boş bir organdır. Hamilelik boyunca rahimin hacmi 20-25 kat artar. Böylece kadının döllenmiş yumurtasının içinde büyüyüp gelişebileceği en uygun yer halini alır.
Döllenmiş yumurta, yumurtalıktan rahme kadar olan tüpte bir yandan bölünerek çoğalırken, diğer yandan da ilerlemesine devam eder. Hücre topluluğu bu yolun herhangi bir yerinde yerleşmez. Gelişimi için en güvenli yer olan rahimi seçer ve buraya tutunur. Allah, Kuran`da bu gerçeği şöyle bildirir:
``Yaratan Rabbin adıyla oku. O, insanı bir "alak"tan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir.`` (Alak Suresi, 1-3)
"Alak" kelimesinin Arapça'daki anlamı, "bir yere asılıp tutunan şey" demektir. Hatta alak kelimesi asıl olarak deriye yapışarak oradan kan emen sülükleri tanımlamak için kullanılır. Döllenmiş yumurta da tam olarak ayette bildirildiği gibi rahim duvarına asılıp tutunmaktadır. Bundan 1400 sene öncesinde indirilmiş olan Kuran'da, anne karnında gelişmekte olan hücreyi bu özelliğiyle tarif eden bir kelime kullanılması, Kuran'ın mucizelerinden biridir. O dönemin bilim düzeyi ile keşfedilmesi mümkün olmayan bu bilginin, asırlar önce Kuran'da bildirilmiş olması Kuran'ı alemlerin Rabbi olan Allah'ın indirdiğini bir kez daha tasdik etmektedir. Bir hücre topluluğu olan bu minik et parçası (alak), nasıl olur da gelişimi için en uygun yeri seçer? Bu şuurlu davranış, insan vücudunda gerçekleşen işlemlerin Yüce Rabbimiz`in kontrolünde gerçekleştiğini gösterir:
"Döl yataklarında size dilediği gibi suret veren O'dur. O'ndan başka İlah yoktur; üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir." (Al-i İmran Suresi, 6)
Hücreler Farklı Gruplara Ayrılıyor!
Rahime tutunan ve birbirinin aynı olan hücreler belli bir süre sonra bölünerek çoğalır. Her geçen gün bazı hücreler diğerlerinden farklı bir yapıya bürünmeye başlar. Bütün hücreler adeta görev yerine dağılan işçiler gibi bölük bölük hareket ederler. Bu yoğun faaliyet sonucunda bazı hücreler kemik, bazısı deri, bazısı da kas hücresi olacaklardır. Bu hazırlığın nasıl yapılacağı, hangi hücrenin hangi dokuyu, hangi organı meydana getireceği her hücre grubuna ayrı ayrı ilham edilmiştir.
Başta birbirinin aynı olan hücrelerin çoğalmasıyla vücutta yaklaşık 200 tür hücre oluşur. Bu oluşumda hiçbir karışıklık olmaz; her hücre nerede nasıl davranacağını çok iyi bilir. Bu kusursuz düzeni sağlayan ve hücrelere neler yapacaklarını ilham eden, her şeyin hakimi olan Yüce Allah`tır.
Yukarıda bazı hücre çeşitleri görülmektedir. İnsan vücudundaki yaklaşık 200 tür hücrenin kaynağı kök hücreleridir. Birbirlerinin kopyaları olan kök hücreleri bir süre sonra aniden diğer hücrelerden farklılaşmaya başlar. Bu farklılaşma ile kök hücrelerinden vücuttaki dokular gelişir. Enerji veren yağ hücreleri, yaraları iyileştiren hücreler ve damar hücreleri bu dokulardan birkaçıdır.