“Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "Ol" der, o da hemen olur.” (Bakara Suresi, 117)
Canlı gözlerindeki kusursuz detaylar ve her canlı gözünün tam onun ihtiyaçlarına yönelik olması, muhteşem özellikteki gözlerin tesadüflerle oluşmadığını, Yüce Allah’ın üstün aklının bir eseri olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır. Bu ayki yazımızda bazı canlılara özgü göz tiplerinin onlara sağladığı görüş üstünlükleri üzerinde duracağız. Canlıların sahip oldukları bu üstün yaratılış özellikleri Yüce Allah’ın Bedi (Örneksiz yaratan) isminin en güzel tecellilerinden biridir.
Yüce Allah bazı kabuklu deniz canlılarının kabuklarının iç tarafına, sıra sıra dizilmiş küçük alıcı gözler yerleştirmiştir. Kabuklarını açık tutarak görme işlemini gerçekleştiren bu canlıların göz yapıları, Yüce Rabbimiz’in kusursuz yaratma sanatının muhteşemliğini sergileyen kıvrımlı içbükey bir ayna tasarımına sahiptirler. Bu canlıların gözlerinin yarı saydam retinası vardır ve gözler bir düşmana karşı savunmada onlara net bir görüntü sağlar. Kabuğunun kenarları boyunca dizilmiş küçük parlak gözlerin her biri yalnızca 1 mm. büyüklüğe sahip olmasına rağmen bu gözlerle hem hareketleri hem de ışık ve karanlık arasındaki farkı kolaylıkla anlayabilmektedirler.
Midyenin gözlerindeki küçük retinalar, her alıcısına ışık toplayan yansıtıcılar içerir. Bu nedenle ışık değişimlerine çok duyarlı gözleri ile eğer bir hareket sezerse kabuğunu hemen kapatarak hem gözlerini, hem de kendini korumaya alır.
www.gozdekimucize.imanisiteler.com
Nautilus iğne deliği (Pinhole) kamera tipi optik gözlere sahiptir. Bu göz tipi diğer kamera tipi gözlerden daha fazla ışığa ihtiyaç duyar. Bu nedenle, yönünü bulmak için polarize ışığı (parlak yüzeylerden yansıyan parıldama) kullanararak çok rahatlıkla yol alır. Nautilus gibi çok derinlere dalan ve karanlık sularda ışığa büyük gereksinim duyan bir canlı için elbette yüzeylerden yansıyan ışığın görme açısından çok büyük bir önemi vardır.
Karidesler gibi bazı kabukluların ana gözlerine ek olarak vücutlarında ve kuyruklarında da ışığa duyarlı alıcılar bulunur. Gözleri oldukça kompleks bir yapıya sahip olan bu canlılar, bir alanı görmek için birden fazla göz yüzeyi kullanırlar. Bu canlıların beyni ise oldukça mükemmel bir biçimde çalışarak gelen çok fazla sayıda görüntüyü bütünleştirerek tek bir görüntü elde eder.
Yengeçler ise yansıtma ve kırılma optik tasarımları kullanan ve güneş ışığının yönünü ayırd etme kabiliyeti de olan gözlere sahiptirler. Düşmanlarının sayısı çok fazla olduğundan bu eşsiz görme sistemlerine ihtiyaçları vardır. İlginç olan nokta, bu göz yapısına Prekambriyen patlaması olarak adlandırılan döneme ait fosiller arasında sık bulunan trilobit fosillerinde de rastlanılmasıdır. Bu durum canlıların ilk yaratıldıkları andan itibaren ihtiyaçlarına yönelik gözlere sahip olduklarını ve göz lenslerinin evrimin iddia ettiği gibi tesadüfen doğal oluşma ihtimalinin mümkün olmadığını göstermektedir.
Ahtapotların gelişmiş kamera tipi gözleri vardır. Bu gözler tıpkı resim çekerken cismin mesafesine göre netliğini ayarladığımız fotoğraf makineleri gibi yakın veya uzak mesafeye göre görüş netliklerini ayarlayabilirler. Yüce Allah’ın bahşettiği bu muhteşem gözler vesilesi ile ahtapot, tüm kollarını kontrol edebilmek ve düşmanlarından korunabilmek için bir görüş odaklaması yapabilir.
Dev mürekkep balığının da çok keskin görüşü vardır. Dünyadaki en büyük gözlere sahip canlı olan dev mürekkep balıklarının insan gözünden yaklaşık 100 kez daha büyük olan gözleri onlara keskin bir görüş sağlar.
Bazı örümceklerin altı ila sekiz arasında değişen sayıda gözleri vardır. Örneğin kurt örümceğinde birden fazla gözün her birinin ayrı ayrı rolleri vardır. Bu gözlerin bazıları görüş sağlarken diğerleri çevresel tarama yapar. Bu gözlerden beyne giden sinyaller, çevresel görüş, uzaklık tahmini ve şekil hakkında bilgiler verir, beyin tüm bu sinyalleri birleştirir. Bazı örümcekler ise polarize ışığı da algılar. Bazılarının dar bir görüş alanı vardır ama gözlerini hareket ettirerek tarama da yapabilirler.
Örümceklerin farklı gözlerden gelen görüntüleri beyinlerinde tek bir görüntü olarak yorumlaması insanlara da ilham kaynağı olmuş, çok alıcılı silahlar ve robotlar örümceğin bu kompleks görüntü işleme sisteminden esinlenerek yapmışlardır.
www.kelebekmucizesi.imanisiteler.com
Arıların gözlerinde 3000 ila 4000 küçük lens bulunur. Her lens içinde birden fazla alıcı vardır. Ortadaki lens yan alıcılardan daha geniştir, dolayısıyla da arılar tam önlerini daha iyi görürler. Bir mikron büyüklüğündeki bu küçük alıcılar son derece özel bir optik tasarım ve biyolojik bir üreme gerektiren oluşumlardır. Çünkü arı gözleri UV ışınına duyarlıdır ve görünür ışığın polarizasyonunu algılayabilir. Arılar en iyi mavi rengi seçerler ama insanların gördükleri diğer renkleri de algılarlar. Burada evrimciler yine bir açmaz ile karşı karşı karşıya kalırlar. Çünkü onların hayali evrim basamaklarında atlar ve köpekler daha üst basamaklarda yer almalarına rağmen gri tonlarda bir görüntü algılar ve renkleri seçemezken alt basamaklarda yer alan arıların renkli görmesi açıklanamaz. Çünkü renkli görmek üstün bir özelliktir, bu özelliğin evrimin üst basamaklarında yer alan bazı canlılarda kaybolması ve tekrar insanda ortaya çıkması aşamalı gelişim düşüncesine ters düşmektedir. Oysa, Yüce Allah her canlıya kendi ihtiyacına yönelik özellikler bahşetmiştir. Arılar da, çiçeklerin yerlerini belirlemeleri ve beslenebilmeleri için renkli görme özelliğine sahip olarak yaratılmışlardır.
Arıların gözlerinin polarize ışığı algılaması yönlerini bulmaları için de çok özel bir iletişim sistemi geliştirmelerini sağlamıştır. Yönlerini polarize ışığa göre bulan arılar, besin kaynağını bulduktan sonra kovana dönüp diğer arılara besin kaynağının uzaklığını ve yönünü bildirmek için özel bir görsel kod kullanırlar. Bunun için güneşe özel bir açıdan yönü tarif eden bir dans yaparlar. Bu iletişim arıların çok mükemmel bir görsel süreç ve algılama sistemine sahip olduğunu ortaya koymuştur.
Yusufçukların çok geniş görme açısı olan gözleri, onlara öne ve arkaya uçarken kolaylık sağlar. Yusufçuğun her gözünde yaklaşık 30 bin alıcı vardır, bu sayede diğer birçok böcekten daha iyi görür. Yusufçuk gözlerinin algılama yoğunluğu insanlarınkiyle aynıdır. Bu canlıların gözleri, insan gözlerinden çok daha küçük olduğundan insanlar kadar net görmeyebilir, ancak insan gözü ile hemen hemen aynı düzeyde algılama yoğunluğuna sahip olmaları onların evrimcilerin iddia ettiği gibi basit canlılar olmadıklarını, tam aksine üstün yaratılış özelliklerine sahip olduklarını bir kez daha kanıtlar. Yusufçuklar da tıpkı insanlar gibi binoküler (iki gözlü) görüş kullandıklarından gözlerinin arasındaki uzaklığı temel alarak cisimlere olan mesafelerini tahmin edebilirler.
Türlerine bağlı olarak kelebeklerin ilave tipi gözleri veya benzeri optik gözleri vardır. Kelebek gözlerinin en önemli özelliği çeşitli renkleri seçebilmeleridir. Çünkü kelebeklerin besin bulabilmek, yaşamak ve üremek için çok sayıda renk seçebilmeleri gerekir. Diğer canlılarda pigment sayısı iki veya üç iken kelebeklerin gözlerinde dörder tane farklı pigment bulunur. Bunun sonucunda kelebeklerin renk algılama kabiliyetleri artar. Ayrıca kelebekler bazı çiçeklerden yansıyan UV ışınlarını da görebilirler. Kelebekler görüntü detayından çok renge tepki verirler. Ancak Yüce Allah bu canlıların gözlerini, çiçeklerle yollarını bulabilecek ve birlikte uçmak için diğer kelebekleri görebilecek bir netliğe sahip olarak da yaratmıştır. Ayrıca insanlar sadece 100 mikron’luk (.01mm) detayları görürken bazı kelebekler nesnelerdeki 30 mikron’luk (.03mm) detayları görebilirler. Başka bir deyişle yakın mesafede kelebek gözü insan gözünden daha fazla detay görebilir. İnsan gözüyse uzak mesafelerde kelebeklere oranla daha iyi odaklanır. Bu tamamen Yüce Allah’ın tüm canlıların ihtiyaçlarına yönelik gözler yaratmış olmasının bir sonucudur.
Her canlı türünün gözleri kendilerine has özelliklere sahiptir. Yeryüzündeki milyonlarca çeşit canlının sahip oldukları özelliklerden sadece gözleri düşünmek bile, bu benzersiz özelliklerin bilinçsiz olaylarla ortaya çıkmayacağını, kendiliğinden bir canlının kusursuz gözler kazanamayacağını, canlıların gözlerinin tek bir parçasının bile tesadüfen oluşamayacağını kanıtlar. Bütün hayvanlar, bitkiler, insanlar Yüce Allah tarafından eksiksiz bir şekilde yaratılmışlardır. Akıl ve vicdan kullanarak düşünen insanlar için bu çok açık bir gerçektir.
Bu gerçeği kavramak ve tüm yaşamını buna göre ayarlamak her insanın kendi faydasına olacak bir davranıştır. Çünkü insanın dünyadaki görevi Yüce Rabbimiz’in ihtişamlı yaratışını görmek ve bu yaratılış karşısında O’nun sonsuz gücünü ve ilmini takdir edebilmektir.
Sizin ilahınız yalnızca Allah'tır ki, O'nun dışında ilah yoktur. O, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. (Taha Suresi, 98)