Tuna Kiremitçi, 04.07.2008 tarihli “Yeni Bir Ahlak” gerek başlıklı yazısında ‘güçlü bir manevi’ değere ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor:
Yazar bu ihtiyacı şu cümlelerle dile getirmiş: (…) Hayatımızı güzelleştirecek yeni ahlak, karşılıklı saygı zemininde yaşayıp gitmeyi gerektiriyor. Düşünce ve yaşam tarzı farklılıklarını tehdit değil, zenginlik olarak görebilmeyi gerektiriyor. Bugün böyle bir şey istemenin “saflık” olarak algılanacağını biliyorum.
Söylediklerime ikna olabilmeleri için tarafların hiç olmazsa asgari müştereklerde birbirine güvenmesi gerek çünkü. Şu an en az bulunan şeyse güven duygusu. Herkes karşı tarafın ilk fırsatta kendisini yok etmeye kalkacağını düşünürken çoğulculuktan bahsetmek hiç kolay değil.
“Kapalı Kutu” senaryolarının mutsuz sonla bitenleri, milletin zamanla çıldırtıp birbirine zarar vermesiyle sonuçlanıyor. Filmler bu yüzden kana ve gözyaşına bulanıyor.
Ama çok şükür bir de mutlu son alternatifi var. Bir arada yaşamaya mecbur olanlar, kurtuluşa ancak birbirlerine tahammül etmeyi ve dayanışmayı öğrenerek ulaşabileceklerini keşfediyorlar. Şimdi ihtiyaç duyduğumuz da, işte bu keşfi yapmamızı sağlayacak olan ahlak.”
Çözüm Kuran Ahlakı
Gerçek sevgi, saygı ve insanların birbirine güven duyması ancak Kuran ahlakının yaşandığı bir toplumda mümkün olur. Herkesi hoşnut edecek bu sistemin yaşanabilmesi ve kalıcı olması için tek çözüm Kuran Ahlakı’dır. Çünkü Allah’ı çok seven ve O’na gönülden bağlı Müslümanlar akıllı, adaletli, şefkatli, merhametli, bağışlayıcı ve birbirlerine ve tüm insanlara karşı hoşgörülüdürler. Müslümanlar dünyanın en kaliteli, en güvenilir, en güzel huylu insanlarıdır. Çevrelerine de bu özellikleriyle esenlik verirler. Allah’a derin saygı duyan Müslümanların bu ahlakı, yakınlarındaki insanlara ve topluma da yansıyan ve herkes için örnek teşkil eden bir güzelliktir. Müslümanların, İslam ahlakından kaynaklanan itidal ve süreklilikleri, toplumdaki diğer kişilerde de mutlaka bir “güven duygusu” uyandıracak, bu vesileyle Allah insanların kalplerine sevgi ve muhabbet koyacaktır.