Din ahlakından uzak yaşamların, felsefe ve ideolojilerin sonucunda tüm dünyada her gün milyonlarca insan şiddete maruz kalmakta, zulme ve haksızlığa uğramakta, ezilmekte, açlık ve fakirlik içinde yaşamaktadır. Halbuki Kuran ahlakı tüm dünyaya yayılsa, insanlar din ahlakının güzelliklerini görseler ve yaşasalar bu zulüm ahlakı son bulacak, insanlar huzur ve refah dolu bir yaşam süreceklerdir. Çünkü Allah (cc)'tan korkan, Kuran ahlakını yaşayan ve vicdanını kullanan bir insan hiç kimseye zarar verecek, zulmedecek, adaletsiz davranacak bir ahlak gösteremez. Kimseye haksız yere iftira atmaz, fakir, düşkün ve muhtaç olanı açıkta bırakmaz. Her türlü fedakarlığı göze alarak mutlaka güzel ahlaktan yana bir tavır sergiler.
Bu nedenle bir toplumun rahat, huzurlu ve mutlu bir hayat sürebilmesi, ancak Kuran'da tarif edilen gerçek güzel ahlakın yaşanmasıyla mümkündür. Kuran'da bildirilen bu ahlak yaşanmadığı sürece insanlar hangi yolu denerlerse denesinler kargaşadan, huzursuzluktan ve adaletsizlikten kesinlikle kurtulamazlar. Çünkü Allah (cc)'a, ahirete inanmayan, din ahlakını yaşamayan insanların olduğu yerde her türlü zalimliğe göz yumulur. Zalimliğin hüküm sürdüğü bir toplumda ortaya çıkan hayat şekli ise insanların hem maddi hem de manevi yönden çok büyük zararlara uğramalarına neden olur. Dünyanın dört bir yanında açlıktan ölen, hasta çocuklarını yaşatmak için yardım toplamaya çalışan, haksızlığa uğrayan, ezilen, barınacak yer bulamadığı için harabe gibi yerlere sığınan, saldırıya uğrayan insanların sayısının gün geçtikçe artmasının ana sebebi de din ahlakından uzak olmanın getirmiş olduğu zalimlik ve merhametsizliktir. İman ettiğini söyleyen bir kişinin Allah (cc) korkusuna ve Allah (cc) sevgisine dayanan bir ahlak anlayışı olmadığında, insanları kötülük yapmaktan alıkoyacağı bir sebep kalmaz. Herkesin herşeye göz yumduğu bir toplumda kadınların, çocukların ezilmeleri, yaşlıların, muhtaçların sokağa terk edilmeleri gibi olayların önünde hiçbir engel kalmamış olur. Böyle bir toplumda zengin olan yoksul olana yardım etmez, haksızlığa uğrayanın hakkı savunulmaz. Herhangi bir çıkar söz konusu olmadığı sürece kimse kimse için bir iyilik, fedakarlık yapmaz. İnsanlar birbirlerinin mallarını haksız yere almaktan, harama girmekten çekinmezler. Tanık oldukları adaletsizliklere ve haksızlıklara karşı mücadele etmez, aksine sessiz kalmayı tercih ederler. Başkaları için rahatlarını bozmaya, yorulmaya gerek duymazlar. Böylece ortaya kimsenin kimseye karşı kendisini sorumlu hissetmediği, kimsenin kimseyi korumak için sahiplenmediği ve yine kimsenin haksızlıklara karşı sesini çıkarmadığı bir ortam çıkar. Merhametsiz, acımasız olanlar, aciz olanları ezerler. Allah (cc)'tan korkan Müslümanların olmadığı bir ortamda her zaman huzursuzluk, sıkıntı ve zulüm hakimdir. Kuran ahlakının hayata geçirildiği, iman sahibi vicdanlı, merhametli insanlardan oluşan bir toplumda ise hem maddi hem de manevi açıdan rahat ve huzurlu bir ortam vardır.
Müslümanların bugün dünyada hakim olan kargaşa ve zulmü ortadan kaldırmaya vesile olabilmelerinin yolu, inşaAllah Rabbimiz'in Kuran'da bildirdiği güzel ahlakı tam anlamıyla yaşamaktır. Böylece insanların birbirlerine sevgi ve merhametle yaklaştığı, birbirlerinin haklarına saygı duyduğu, güzel ahlakın hakim olduğu bir toplumda daimi bir huzur ve güven ortamı oluşacaktır.