Türkmenistan'da iş hacmi 2,5 milyar dolara çıkacak
ucgen

Türkmenistan'da iş hacmi 2,5 milyar dolara çıkacak

17624
8 Mart 2008 Tarihli Basın Toplantısı

Basın: İslam Birliğine dayalı bir siyasal sistemden bahsettiniz, bu konuyu biraz açabilir misiniz? Bu sistem nasıl kurulacak? Bugünkü uluslar sisteme nasıl entegre olacak. Biraz açar sanız?

Adnan Oktar: Bu sistemi açıklayayım. Bu sistemde her devlet bağımsız devlet oluyor bir kere. Yani Türkiye, Türkiye olarak kalıyor, Azerbaycan Azerbaycan olarak kalır, Türkistan Türkistan, herkes ayrı. Bu bir gönül birliği, bir sevgi birliğidir. Bir muhabbet birliği, insan sevgisine dayalı, teröre ve şiddete karşı işbirliği yapan, ekonomik kalkınmada işbirliği yapan, fedakarlık inancını, cömertlik inancını daha ön plana getiren, Allah sevgisini ön planda tutan bir düşünce.



Sayın Adnan Oktar’ın “İslam Birliği’ne Çağrı” kitabından Türk-İslam ülkeleri arasında ekonomik işbirliğine dair bir bölüm:

Yapılacak ortak yatırımlar ve ortak girişimler bu noktada önemli bir adım olacaktır. Ortak girişimler sayesinde, hem ülkeler karşılıklı olarak birbirlerinin tecrübelerinden istifade edecekler, hem de oluşturulan yatırım sahaları her iki tarafın ekonomisi için de gelir kaynağı olacaktır. Müslüman ülkelerin birbirlerine ekonomik destek vermeleri, daha önce de belirttiğimiz gibi, İslam ahlakına da uygundur. İhtiyaç içinde olana yardım etmek ve sosyal dayanışma Müslümanların önemli özelliklerindendir. Kuran'da pek çok ayette, ihtiyaç içinde olanların korunması bildirilmiştir. Toplum içindeki sosyal yardımlaşmanın toplumlararası düzeyde de yürütülmesi gerekir. Böylece hem iş imkanları artacak hem de her iki toplumda da gelir seviyesi yükselmeye başlayacaktır. Bir ülkede petrol üretilirken, belki bir diğerinde bu petrol işlenecek, tarım imkanları sınırlı olan bir İslam ülkesinin ihtiyaçları tarım zengini ülkeler tarafından giderilecektir. İş gücü sınırlı olan bir ülkenin bu eksikliği bir başka İslam ülkesi tarafından karşılanacak, iş gücü olan ancak sanayisi gelişmemiş ülkelerde de, gelişmiş olanlar çeşitli yatırımlar yapabileceklerdir. Yatırımın yapıldığı ülke gibi, yatırımı yapan veya yatırıma katkıda bulunanlar da bu durumdan gelir elde edeceklerdir. Bilgi birikimi ve tecrübe paylaşımı bereketi artıracak, teknolojik gelişmelerden tüm Müslümanlar gereği gibi yararlanacaklardır.
İslam dünyasının imkanlarını ve gücünü birleştirmesini sağlayacak ortak girişimlerle, yüksek teknoloji ürünü olan pek çok malzeme Müslüman ülkelerde de üretilebilecektir. Oluşturulacak İslam ortak pazarı sayesinde, bir ülkede üretilen ürünler, gümrük, kota gibi sınırsal engellere takılmadan bir diğer ülkede kolaylıkla pazarlanabilecektir. Ticaret alanı genişleyecek, tüm Müslüman ülkelerin pazar payı artacak, ihracat gelişecek, bu, Müslüman ülkelerdeki sanayileşme sürecini hızlandıracak, ekonomide sağlanacak kalkınma ile teknolojide de gelişme yaşanacaktır. Müslüman ülkeler diğer yatırım gruplarına karşı ortak bir güç olarak hareket edebilecek ve küresel ekonominin önemli bir parçası haline geleceklerdir.

Tüm bunlar ancak merkezi bir kurumun önderliği ve koordinasyonuyla gerçekleştirilebilir. Bunun sağlanması ise, öncelikle İslam ülkelerinin gerçek Kuran ahlakının ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetinin gerektirdiği ahlak yapısını toplumlarında yerleştirmeleri, kısacası İslami bir kültürel uyanışla mümkündür. Türk-İslam Birliği, hem bu kültürel uyanışa, hem de onun sonuçları olan siyasi ve ekonomik iş birliklerine öncülük etmelidir.


Bugün, 3 Eylül 2009




Çin’den sonra, dün Türkmenistan’da da incelemeler yapan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, bu ülkede faaliyet gösteren Türk firmalarının temsilcileriyle buluştu.

Burada bir konuşma yapan Çağlayan, Türkmenistan’da Türkiye’nin 538’den fazla iş aldığını müteahhitlik sektöründe 1.5 milyar dolar tutarında bulunan iş hacminin bu yılın sonunda 2.5 milyar dolara çıkmasını beklediklerini anlattı. Çağlayan, “Bugüne kadar burada yaptığımız iş hacmi 17.5 milyar dolara ulaştı” dedi.
PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo