1) Kuveyt'te yapılacak 4. İslam Dünya Ekonomik Forumu'nun önemi nedir?
İslam dünyasının birlik ve beraberlik içinde hareket etmesine öncü olan her türlü girişim çok önemli ve değerlidir. Kuveyt’te yapılmakta olan 4. İslam Dünya Ekonomik Forumu da bu açıdan son derece kıymetli bir toplantıdır. İslam ülkelerini ortak bir amaç için biraraya getirmek, tüm Müslümanların birbirinin kardeşi ve destekçisi olduğunu hatırlatmak her müminin sorumluluğudur. Günümüzde İslam alemi çeşitli sıkıntılarla karşı karşıyadır. Ancak bu sıkıntıların her biri, aydınlık bir geleceğin alametidir. Söz konusu sıkıntıların gün geçtikçe büyümesi ve artması da, aydınlığın daha da yaklaştığının işaretidir inşaAllah. Müslüman dünyasının kurtuluşu ve geleceği, Peygamber Efendimiz (sav)’in sünnetinin ve Kuran ahlakının eksiksiz yaşandığı bir İslam Birliği’nin tesis edilmesindedir. Aslında bir gönül birliği olan İslam Birliği, tüm Müslümanlar için bir çıkış yolu olacaktır. İslam Birliği’nin kurulmasıyla tüm ekonomik sorunlar ortadan kalkacak, bereketli, aydınlık ve ferah günler yaşanacaktır. İslam alemi asırlardır özlemi içinde olduğu kutlu bir döneme kavuşacaktır. Üstelik İslam Birliği sadece Müslümanların değil, diğer dinlerden ve inançlardan insanların da rahat ve huzurlu yaşamasına vesile olacaktır. Çünkü bu birliğin kurulmasıyla dünya barışı için çok ciddi bir adım atılacaktır.
2) 4. İslam Dünya Ekonomi Forumu’nun en önemli hedefleri nedir?
Günümüzde Müslümanlara düşen en önemli sorumluluklardan biri tüm farklılıkları ve düşünce ayrılıklarını bir kenara bırakarak, sevgi ve merhamete dayalı bir birlik inşa etmektir. İslam dünyasının yaşadığı sıkıntıların hepsi, birlik ve dayanışmayla hemen ortadan kalkacak sıkıntılardır. Eğer Müslümanlar Allah rızası için, hiçbir dünyevi beklenti içinde olmadan, Kuran ahlakına ve Peygamberimiz (sav)’in sünnetine bağlılık göstererek birlik içinde hareket ederlerse, Allah’ın izniyle çözüme kavuşmayacak hiçbir sorun olmaz. Müslümanların beraberlik ruhu içinde olmaları Allah’ın Kuran’da bir emridir. Peygamber Efendimiz (sav)’in hepimize vasiyetidir. Unutmamak gerekir ki, Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Bir mümin için, diğer bir müminin sıkıntı içinde olması, yardıma ihtiyacı olması çok önemli bir konudur. Çünkü müminler, mümin kardeşlerinin nefislerini kendi nefislerinden önde tutarlar. Ekonomik sorunları değerlendirirken de bu gerçeği asla göz ardı etmemek gerekir. Allah herşeyi bir hikmetle ve hayırla yaratır. Bugün dünyada ve özellikle İslam aleminde karşılaşılan ve zahiren sorun gibi görünen her gelişme, Rabbimiz’in kaderde takdir ettiği, birer imtihan olarak yarattığı olaylardır. Her mümin, bu olaylarla Kuran’a uygun hareket edip etmediğiyle, Allah’ın emrettiği ahlakı yaşayıp yaşamadığıyla, Peygamber Efendimiz (sav)’e sadakat gösterip göstermediğiyle denenir. Bu nedenle, bu önemli toplantıda ele alınan konuları değerlendirirken de bu hayati gerçeği asla unutmamak gerekir.
3) Bu forumdan sonra ne tür sonuçlar çıkabilir?
Herşeyden önce tüm İslam aleminin birlik ve beraberliğe davet edilmesi önemlidir. Bu Forum, Müslümanların birlik içinde hareket ettiklerinde ne kadar önemli ve etkili bir güç haline geleceklerini göstermesi bakımından da, Allah’ın izniyle, güzel bir örnek olacaktır. Allah Kuran’da iman edenlerin Kendisi’nin yolunda “Birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak” hareket etmelerini emretmektedir. Müslümanların üzerinde, dünyanın dört bir köşesinde yaşanan açlığın, sıkıntının, yokluğun sorumluluğu vardır. Bunun için yapılması gereken bu sorunlara sebep olan temel noktayı tespit etmek gerekir. Şiddetin, terörün, zulmün, yokluğun, çatışmaların dünya genelinde yaygın olması, yeryüzünün fitneyle dolu olduğunu göstermektedir. Böyle bir durum karşısında Müslümanların aralarında sorun haline gelmiş birçok konu önemini yitirmektedir. Tüm bu zulüm ve dejenarasyon, Allah’ın varlığını ve birliğini inkar eden, ahiret gününe inanmayanların kurmuş oldukları batıl sistemlerden güç bulmakta ve gelişip yayılmaktadır. Buna karşılık Müslümanların yapması gereken iyilikte ittifak etmektir. Allah’ın izniyle bu ittifak, inkarcı ideolojilerin fikren mağlup olmasının en önemli aşamalarından biri olacaktır.
4) İslam Birliğinin kurulması ekonomik sıkıntılara nasıl çözüm oluşturabilir?
İslam Birliği'nin tesis edilmesiyle, tüm Müslüman ülkelerin sahip oldukları yer altı ve yer üstü kaynakları, ticaret alanları en iyi şekilde değerlendirilecek, kültürel değerler ön plana çıkacaktır. Serbest ticaret alanlarının oluşturulması, bölgesel ticari anlaşmaların gündeme gelmesi ve gümrüklerin kaldırılması gibi uygulamalar sayesinde ekonomik ve sosyal kalkınma sağlanacaktır. Ortak savunma paktları sayesinde güvenlik daha rahat sağlanacak, uyuşmazlıklar kolaylıkla çözümlenecektir. Ortak savunma imkanı her bir ülkenin askeri giderinin daha aza indirilmesine, böylece bu alana yapılacak yatırımların kültür ve eğitim alanına kaydırılmasına imkan tanıyacaktır. İslam bayrağı altında ittifak eden ülkelerin her biri, hem dünyada istikrar ve düzenin sağlanmasına katkıda bulunacak, hem kendi ekonomilerini ve askeri konumlarını koruma altına alacak, hem de uluslararası sahada daha etkin bir rol üstleneceklerdir. Yapılacak ortak yatırımlar ve ortak girişimler bu noktada önemli bir adım olacaktır. Ortak girişimler sayesinde, hem ülkeler karşılıklı olarak birbirlerinin tecrübelerinden istifade edecekler, hem de oluşturulan yatırım sahaları her iki tarafın ekonomisi için de gelir kaynağı olacaktır. Müslüman ülkelerin birbirlerine ekonomik destek vermeleri, İslam ahlakının gereğidir. İhtiyaç içinde olana yardım etmek ve sosyal dayanışma Müslümanların önemli özelliklerindendir. İslam dünyasının imkanlarını ve gücünü birleştirmesini sağlayacak ortak girişimlerle, yüksek teknoloji ürünü olan pek çok malzeme Müslüman ülkelerde de üretilebilecektir. Oluşturulacak İslam ortak pazarı sayesinde, bir ülkede üretilen ürünler, gümrük, kota gibi sınırsal engellere takılmadan bir diğer ülkede kolaylıkla pazarlanabilecektir. Ticaret alanı genişleyecek, tüm Müslüman ülkelerin pazar payı artacak, ihracat gelişecek; bu, Müslüman ülkelerdeki sanayileşme sürecini hızlandıracak, ekonomide sağlanacak kalkınma ile teknolojide de gelişme yaşanacaktır. Müslüman ülkeler diğer yatırım gruplarına karşı ortak bir güç olarak hareket edebilecek ve küresel ekonominin önemli bir parçası haline geleceklerdir.
Bunun sağlanması ise, öncelikle İslam ülkelerinin gerçek Kuran ahlakının ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetinin gerektirdiği ahlak yapısını toplumlarında yerleştirmeleri, kısacası İslami bir kültürel uyanışla mümkündür. İslam Birliği, hem bu kültürel uyanışa, hem de onun sonuçları olan siyasi ve ekonomik iş birliklerine öncülük etmelidir.