A9 TV, 6 Haziran 2017
(İngiltere Başbakanı Theresa May, “Katar’a yönelik olarak terörizmin finansmanından sorumlu olanlarla sert bir konuşma yapmanın vakti geldi” ifadelerini kullanırken, Amerikan Başkanı Donald Trump, Katar’ı hedef göstererek, “Yakın geçmişte Ortadoğu’ya yaptığım ziyarette radikal ideolojiye maddi destek verilemeyeceğinin altını çizmiştim. Liderler de Katar’ı işaret etmişti. Bakın” dedi.)
Şimdi Katar farz edelim tamamen iptal edilse terör durur mu? Katlanarak devam eder. Ne alakası var? Çok acizce açıklamalar ve mantıklar ve tedbirler. Ne alakası var Katar’ın? Adam istediği an istediği silahı buluyor. Bir bombayı bulmak adam için dert değil. Burada inancın düzeltilmesi gerekiyor. Parasını kesmek, yolunu kesmek bununla durduramazsın. Adam daha da olmazsa arabayı alıp sürüyor milletin üstüne yahut bıçaklıyor. Eğitim burada çok önemli. İnsan sevgisi, Allah korkusu, Allah sevgisi hepsinin üstünde. Derin iman, Kuran’a vakıf olmak, Kuran’ı yeterli görmek, hurafelerden kaçınmak. Dolayısıyla böyle bir tedbir olmaz.
Bir ihtimal zenginliğini çekemiyorlardır. Çünkü para akışları falan belli. Ha “para akışını kontrol edelim” de aklım alır eğer şüpheleniyorsan. Milli geliri belli, geliri belli gideri belli oradaki hesaplara bakabilirsin. Hesaplardaki açıktan anlarsın eğer öyle bir şey varsa. Ama yapılan yöntem çok çirkin. Yani ambargo koymak, yiyecek içecek ambargosu yapmak, oradaki halkı mağdur hale getirmek, onun acısını halk çekiyor, insanlar çekiyor. Böyle bir yöntem olur mu? Bu konuşularak rahatça halledilecek bir şey. “Arkadaş” dersin “ben senin terör örgütlerine para vermenden şüphelendim, mümkünse hesaplarına bir bakayım” dersin. Bak hesaplarına, hesapta bir şey yoksa yoktur. Gelir-gider dengesine bakarsın, değil mi? Bu nedir? Hadi Katar’ı tamam yeryüzünden sildin terör ne olur? On misli artar. Böyle bir akıl olmaz. Terör imanla, akılla, bilgiyle ortadan kalkar.
(Bugün Hakkari Çukurca’da PKK’lı teröristlerin roketatarlı saldırısı sonucu 1 askerimiz şehit oldu, 6 askerimiz yaralandı. Şehidimiz Nejat Yaman’ı görebiliriz.)
Nejat, ağabeyinin nurlu kuzusu. Ne güzel cennet kuzusu oldun, sana imreniyoruz. Allah mübarek etsin, tebrik ediyoruz. Allah sana sonsuza kadar cennet hayatı nasip etti. Biz dünyanın zorluklarıyla mücadeleye devam ediyoruz. Sen rahattasın, sana imreniyoruz. Ama tabii tebliğ de güzel, cihat da güzel cehd etmek. Ama şehadet tabii çok özenilecek, imrenilecek bir güzellik. Ne mutlu sana, ne mutlu annene babana. Allah sevenlerine uzun ömür versin. Sağlık sıhhat, afiyet versin. Sabr-ı cemil nasip etsin. Tahammül değil, tahammül ediyorsa o şirk. Diyor ki “Çok acı çekiyorum ama acımı içime atıyorum” o şirk olur öyle olmaz. O güzelliği takdir edeceksin, tebrik edeceksin, mübarek kılacaksın, Allah için mübarek olsun diyeceksin, Allah bu güzelliği bana da nasip etsin diyeceksin.
(Resmi olmayan kaynaklara göre Türkiye Katar’ın havadan, karadan ve denizden abluka altına alınması üzerine sekiz kargo uçağı yiyecek yolladı. İran da yine gemiyle yiyecek yolladı.)
Tabii öyle olması lazım. Çok ayıp yaptıkları, çok çirkin, acımasızca bir uygulama. Bir de Libya daha yeni belanın içinden çıktı onu da bu belanın içine çekiyorlar. Mısır’ı da mahvettiler. Tek tek İslam ülkelerini mahvediyorlar millet buna seyirci kalmasın. Şimdi bak Birleşik Arap Emirlikleri de sırada işin doğrusu. Orayı da karıştıracaklar. Şimdi Katar’a karşı getiriyorlar ya onu, o da oyunun bir parçası.
(Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Destici, Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki krize ilişkin “Müslümanların ayrışmaya, kavgaya değil birliğe beraberliğe ihtiyacı var” ifadesini kullandı.)
Katar’la dayanışma içinde olalım fakat Suudi Arabistan bizim kardeşimiz, canımız. Çok önemli bir İslam ülkesidir, tertemiz Müslümanların yaşadığı bir yer. Suudi Arabistan’ı da bütün gücümüzle destekliyoruz. Birleşik Arap Emirlikleri’ni de bütün gücümüzle destekliyoruz. Sadece orada oyun oynanmasına karşı kardeşlerimizi uyarıyoruz. İngiliz derin devletinin casusları oraya gitti, çok dikkatli olmak lazım.
İngiliz Derin Devletinin Genel Müslümanlara Saldırısı Var Zayıf Lider Olsa Türkiye'yi de Ezerlerdi
Hükümet aklı başında hükümet. Tayyip Hocam da çok aklı başında bir insan. Her şeyi yerli yerinde ve zamanında yapıyor. Tayyip Hoca’yı sevmeyen de desteklesin Tayyip Hoca’yı. Vatan millet menfaati için desteklemeleri gerekir. Ama bak bana dürüst davransınlar, desinler ki “falanca lider gelsin bu işi yapar” desinler, samimi olarak gelsinler, hakikaten yeteneğini de anlatsınlar söz bir, Allah bir onu destekleyeceğim. Ama halihazırda Tayyip Hoca çok yetenekli ve bayağı akıllı bir insan. Bayağı da güzel hizmet ediyor. Vatan millet için yetenek ve liyakati esas alarak bu insanı destekleyelim, Tayyip Hoca’yı destekleyelim. AK Partili olun demiyorum. Bak İngiliz derin devletinin dünya çapında bir saldırısı var. Şimdi Katar’a saldırıyor. Türkiye’ye saldıramamasının nedeni Tayyip Hoca’nın yaman olması. Zayıf bir lider olsaydı Türkiye’ye çoktan saldırmışlardı, çoktan da bu darbe yerine gelmişti oturmuştu yani. Paramparça etmişlerdi şu an. Biz zaten İstanbul’da değildik şu an. Belki de hepimizi şehit etmişlerdi. Tabii. O yüzden Tayyip Hoca’nın karşıtları bir daha ellerini vicdanlarına koyup akılcı düşünsünler. Dürüstçe vatanın milletin hayrını savunuyor, milletin menfaatlerini savunuyor. Cesur bak, Katar’a mesela uçakla yiyecek gönderiyor. Hiçbir ülke yapamaz bunu. Bir İran yapıyor bir Türkiye yapıyor. Delikanlı ülkeler, delikanlı yönetimler. Bu yüzden zayıf bir iktidarı hiç kimse savunmasın. Bölgenin hastalığı için iyi bir doktor Tayyip Hoca. Baştabip yani. Destekleyelim.
(İngiliz Gazetesi Financial Times, Katar Irak’ın güneyinde kaçırılan 26 kraliyet ailesi üyesiyle Suriye’deki cihatçılar tarafından esir alınan 50 militanın serbest bırakılması için Nisan ayında 1 milyar Dolara yakın fidye ödediğini yazdı.)
Siz kuruyorsunuz o çeteyi, yani İngiliz derin devleti kuruyor o çeteyi Müslümanların üstüne salıyor, çoluğunu çocuğunu kaçırttırıyor oradan gasp ediyorlar parayı. Yani gasp bu. “Niye gasp yaptınız?” demesi lazım adamlara. Gaspçıların yakasına yapışacağına mağdurun yakasına yapışıyor. Şimdi sokakta adamlar, insanlar silahlı gasp oluyor, şimdi gitse polis adamın yakasına yapışsa “Niye kendini gasp ettirdin? Yürü seni hapse atacağım” dese bir mantığı var mı? Bunun gibi. Yani mağdur cezalandırılmaz. Orada Katar’daki insanlar mağdur konumunda idareciler.
(Körfez İlişkileri Enstitüsü Direktörü Ali El-Ahmet, Suudi Arabistan’ın diplomatik ilişkilerini kestiği Katar’a tam ölçekli bir istilaya hazırlık içinde olduğunu savundu. Yazısı şu şekildeydi Ahmet’in, Suudi Arabistan’ın son kararının Katar’ı istila ederek zenginliğini eline geçirmenin bir başlangıcı olabileceğini söylüyor.)
Öyle tabii. Bir de çok kolay ele geçebilecek bir ülke. Askeri gücü de yok, küçük bir ülke ama çok zengin. Ama böyle bir şey tabii hazmedilecek gibi bir şey olmaz. Yapan ahlaksızlığını ortaya koymuş olur ve yanına bırakılmaz altını çizerek söyleyeyim. Yapan pişman olur açıkça söyleyeyim, bayağı pişman olur. Bir bildiğim var ki söylüyorum.
(Ali El-Ahmet konuşmasının devamında şunları söyledi ayrıca: “Esas işaret, Suudi Arabistan’ın Yemen’deki isyancı güçlere karşı düzenlediği hava saldırılarının sayısındaki ciddi düşüş veya durma olacaktır. Bu, Suudilerin Katar’a karşı ani bir hamle yapmak için güçlerini yığdığının bir göstergesi olur.”)
O değil de asıl dikkatlerini çekmeyen bir şey var; Trump, Suudi Arabistan’ı ziyaretinde akıl almaz bir silah sevkiyatının işaretini verdi, akıl almaz bir silah sevkiyatı. Yani iki orduyu donatacak kadar silah. Bu silah nerede kullanılacak? Suudi Arabistan’ın düşmanı falan yok. Öyle bir şey yapmaya kalkarsa, Suudi Arabistan ilhaka kalkarsa Suudi Arabistan yıkılır bak söyleyeyim. Krallık rejimi gider, yani iktidarı kaybederler çok tehlikeli olur. Ben dostları olarak, onları çok seven kardeşleri olarak söylüyorum. Yani Suudi rejimi tarihe karışır.
(Middle East Monitör haber sitesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından Katar’dan kendisine olası bir suikasta karşı koruması için özel birlik getirttiğini yazdı. Katar’ın Ankara Büyükelçiliği’ne atfedilen bir belgeye dayandırılan haberde, özel birlik gönderilmesi talebi bizzat Erdoğan’dan gitti. Bunun üzerine “Doha yönetimi Erdoğan’ı korumak için özel kuvvetlerden 150 kişiyi Türkiye’ye gönderdi” denildi. İddiaya göre Katar özel kuvvetleri 19 Temmuz’da sessiz sedasız Ankara’dan ayrıldı.)
Öyle olsa ne olur olmasa ne olur? Ama iki ülke kardeş. Bizim orada askerimiz var zaten. O şekilde değil de onlar gönüllü olarak sevdikleri için risk görüp gelmiş olabilirler. Ben de dostuma birisi zarar vermeye kalksa kalkar giderim onu korumak için. Ona benzer bir şey. Yoksa 150 kişiyle yapılacak bir şey yok. Yani 150 kişi nedir? Çok az sayıda insan. O bir dostluk gösterisi başka bir şey değil. Olduysa da odur yani o şekildedir. Ayrıca Tayyip Hoca’nın 150 kişiye ihtiyacı yok. Bir kere ben açık açık ona söyledim; “Göremediğin dostların var” dedim. O yeter ona zaten Tayyip Hoca’ya. Öyle bir şey yok. Kimse elini kaldıramadı darbe gecesi. Demek ki görünmeyen dostları sürekli devredeler. Yani kimse bir şey denemeye kalkmasın hiç tavsiye etmem.
(Bir son dakika haberi; Katar’a diplomatik tecrit uygulayan ülkeler arasına Ürdün de katıldı.)
Ürdün zaten İngiltere’nin kontrolünde. Ürdün’e “hadi” demişlerdir. Telefon açsalar yeter Ürdün Kralı’na İngiltere’den. Mesela farz edelim herhangi bir bakan yahut birisi açsa, “Hemen açıklama yap kısaca bekliyoruz” falan dese bitti. Sanki Ürdün bağımsız karar almış gibi. Öyle çok fazla ülke var, yani zibil gibi. Çok fazla ülkeye bu kararı çıkarttırabilirler. Bir tek Türkiye’ye yaptıramazlar, İran’a yaptıramazlar. Belirli ülkeler var mesela Rusya’ya yaptıramazlar. Bu gariban irili ufaklı ülkelerin hepsine yaptırırlar çok kolay onlar.
Allah Dünyayı Bakımla Güzel Olacak Şekilde Yaratmıştır.
Kadınların bakımlı olması kadınların en dikkat edeceği konulardan bir tanesi zaten. Çiçek bakımlı olunca güzel olur. Bağ bakımlı olunca güzel olur. Her şey bakımlı olunca güzel olur. Allah bakımla güzel olacak şekilde yaratmıştır dünyayı. Bakımsız vahşileşir dünya. Kadınların bakımlı olmasını kadınlara suç gibi gösterdiler. Yok işte “makyajın gereksiz” yok “kıyafetin bu şekilde olmasına gerek yok.” Dolayısıyla kadınlar ne giyeceğini ne yapacağını şaşıracak hale geldiler. En güzel giyinen kadını bile yerden yere vuruyorlar görüyorsunuz. Televizyona çıkarıyorlar. Mesela bayağı güzel o çocukların kıyafetleri acımasızca çocukları birbirlerine eleştirtiyorlar. Halbuki ufak tefek eksiklikler olduğunu düşünelim. Ama o da ayrıca bir güzelliktir, o bir farklılıktır. O elbisenin altına o ayakkabı gitmemiş diyor. Niye gitmesin? Orada olur o, ayrı bir hoşluk. Niye monotonluk olsun? Mesela eteğin altına şu ayakkabı gitmez. Mesela hiç alakasız bir ayakkabı da olabilir niye olmasın? Yani bir zıtlık meydana getirir ilginç durur. Mesela ilginç bir makyaj gayet güzel olur. Kız çocuklarına yapılan baskı erkek çocuklarına yapılmıyor. Erkek çocuklarına bir rahatlık var. Yani hiçbir şeylerine karışmıyor erkek çocuklarının. Dışarı çıkıyor istediğini yapıyor. İstediği kişiyle konuşuyor, istediği gibi yürüyor, istediği yere bakıyor. Kız çocukları çok eziliyorlar. Bir kere hiçbir yere bakamıyor çocuklar hep gözleri yerde. İstediği gibi giyinemiyor. Bir kere babasının olurunu alacak, annesinin olurunu alacak kıyafet için. Kardeşlerinin olurunu alacak, dayısı amcası hepsinin olurunu alacak ondan sonra giyinebiliyor. Aile fertlerinin herhangi biri hayır dedi miydi bitiyor o konu. Böyle olmaz.
Ölüm Görüntünün Bir Anda Berraklaşmasıdır. Müminin Canını Almaya Gelen Melekler Çok Güzeldir.
Ölünce başka boyuta gideceğiz. Birden uyandığımızı açıkça göreceğiz yani alenen. Ve zaten bak geçenlerde çok kere söyledim alenen şu an rüyadayız görülüyor rüyada olduğumuz. Berrak bir netlik şeklindedir ölüm, birden berrak bir netlik şeklindedir. Can almaya gelen melekler çok güzel ve yakışıklıdır müminlere gelen. Bir de yakınlarıyla, sevdikleriyle beraber gelir yani tedirgin olmaması için kişi. Zaten tedirgin olacak gücü de olmaz müminin. Tedirginlik alınıyor kalbinden, korkuyu bilmez ölüm anında. Ama o ana kadar imtihan olur tabii. Ama genellikle ölümden biraz önce ölüm oluyor onu da söyleyeyim. Tam böyle kalbi durduğunda, işte beyni durduğunda falan diyorlar ya çoğu kere öyle olmuyor olabilir. Birçok kişi görür der ki “Gözünün nuru gitmiş, feri gitmiş” falan anlamsızlaşır bakışları. Ölmüş oluyor. Ama yakınları o hareketsiz hale gelince öldüğünü zannediyor. Halbuki daha önce ölmüş oluyor. Ayette var ya Kuran’da “Sizi eski çocukluğunuza çeviririz” diyor Allah “yaşlandığınızda.” O eski çocukluğuna çevrildiğinde zaten ölmüş oluyor. Böyle bir insan zaten çocukluğuna dönüyorsa şuur kapandı demektir. Şuurun kapanması demek ölüm demektir. Şuura biz ruh diyoruz. Ruh şuurludur. Şuur kapandığında ölüm olmuş olur. Halk tabiriyle kötü bir ismi var ama ben onun söylemek istemiyorum bunama tabir ediliyor. Bunadığında bir insan mesela “Garip garip konuşuyor” diyor işte “dağların üstünden şu an gidiyorum” diyor “bana dağların üstünde yemek yediriyorlar” diyor falan ölmüş işte belli. O şuur kapanmış gitmiş. Bedenen ölmeden önce ölmüş oluyor.
Evcil Hayvanlar Allah'ın İnsana Emanetidir. Onlara Kızmak, Üzmek, Rahatsız Etmek Asla Doğru Olmaz
Evcil hayvan Allah’ın emaneti çok önemli. Bayağı titiz davranmak lazım. Mesela üzmek, sinirlendirmek. Kızmak mesela hayvana çok tehlikeli bir şey çok büyük bir hata. Çok akılsızca bir davranış olur. Mesela evde hayvan bir şey kırıyor aklı yok, şuuru yok sen nasıl kızarsın ona? Eve almışsın sen onu göze alarak onu eve alıyorsun. O bir şeyi kırıp yıkacak sen de onu kabul edeceksin. Yoksa eve almayacaksın onu olur mu öyle şey? Veyahut mesela bir yiyecek yiyor hayvan bilmiyor. Ona hayvana burnundan getirecek şekilde davranmak çok çirkin olur. Zulüm, özellikle hayvana zulüm çok büyük bir zalimlik olur. Çünkü onun ağzı var dili yok kendini savunmayı bilmiyor. Bazen mesela öyle köpeğini döven oluyor, atını döven oluyor bunlar çok vahşi ve ahlaksızca eylemler. Zulüm bu başka bir açıklaması yok ahlaka uyan bir şey değildir. Yemeğine, suyuna, yatmasına, temizliğine her şeyine dikkat etmek lazım. Allah’ın emaneti o, ona gösterilecek titizlik çok büyük sevap. Mesela kediye gösterilecek titizlik çok büyük sevap olur, ona gösterilecek merhamet onu belki cehennemden kurtaracak.
Emeklilere Hem Kendilerine Hem Topluma Faydalı Olmaları İçin Yol Göstermek Lazım
Emekliler genellikle bir boşluğa düşebiliyorlar. Emekliyi çok faydalı insan haline getirmek lazım hem kendine hem çevresine. Ne yapacaklarını bilemiyorlar. Çoğu gidip kahvehanede oturuyor. Evde durmasını da istemiyor birçok aile. Mesela yaşlı baba emek vermiş ömrü boyunca çalışmış “Evde oturma” diyor mesela evin hanımı. O da gidip akşama kadar kahvehanede oturuyor yahut parkta oturuyor. Onlara çok güzel amaçlar, çok güzel yollar gösterilebilir. Arkadaş grupları oluşturulur kendi aralarında. Mesela bir parkın bakımı onlara verilebilir, bir bahçenin bakımı onlara verilebilir zevkle yaparlar. Çok da güzel olur. Mesela bir kütüphanede görev verilebilir. Ama tabii yorucu olmaması lazım yani dikkatlerini ve bedenlerini yormayacak işler olması lazım, zevkle yapacakları şeyler olması lazım. Ama en güzel bahçe bakımı olur herhalde benim kanaatim.
(“Gençlerin sigara içme yaşının 11’e düşmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna cevap)
Evet küçük hatta sekiz-dokuz yaşındaki çocuklar bile bazen görüyorum sigara içiyorlar. Birini bitiriyor birini yakıyor bir de adam gibi, büyümüş adam gibiler, sesleri falan da öyle. Ciltleri, bedenleriyle bayağı büyük bir insan gibi oluyorlar. Genç kızlara da çok şaşıyorum mağaza önlerinde diz çöküp yan yana sanki çok acil bir şeymiş gibi işyerinden izin alıp dışarıya çıkıp sigara içmeler. Çok boş bir kültür. Sigaranın bir lezzeti yok, kokusu berbat. İnsana keyif verecek bir yönü yok. Beyne açıcı bir etki yapmaz, sigara içen insan bitkinleşir, halsizleşir, tansiyonu çıkar. Ve rahatsızlık verir. Kokusuyla her yönüyle insanları rahatsız eden bir madde. Sadece özenmeden kaynaklanıyor. Hani büyükler sigara içer, işte biraz bilmiş kişiler sigara içer gibi bazı kişilerde imaj oluyor. Yani şahsiyetini kazanmış özel kişilikli insanların sigara içeceği inancı yayılıyor. Bazı kişiler ondan kişilik bulmuş oluyor. Bazıları da oradan buradan görüp özenti, filmlerden falan görüp özeniyorlardı. Gerçi filmlerde şu an durduruldu ama yine de özenme kendi aralarında özendirme devam ediyor. Bunu hükümet de, halk da sürekli dile getirerek bayağı gerilettiler. Biraz daha bastırırsak tamamen gider. Mesela sigara kullanma nedeniyle her yıl dünyada beş milyon kişi ölüyor. Türkiye’de yüz yirmi bin kişi yaşamını yitiriyor sigaraya dayalı hastalıklardan. Günde üç yüz kişi sigaradan ölüyor anlamına geliyor Türkiye’de. Her gün günde üç yüz kişi sigaradan ölüyor. Bir kere sigaranın imal edilmemesi gerekiyor. Sigara imalatının yasaklanması lazım. Mesela eroin yasaklandı, esrar kokain yasaklanıyor, sigara da yasaklansın konu bitsin.
Kadını Ezmeyi Marifet Saymak Eğitimin Bozukluğundan Kaynaklanıyor
Genellikle eğitim düzeyi düşük olan ülkelerde işte Hindistan’da, Pakistan’da, Ortadoğu ülkelerinde kadına şiddet daha yüksek. Türkiye’de de çok yüksek kadına şiddet. Kadını öldürmeyi, kadın yaralamayı bir erkeklik, bir üstünlük olarak görüyor adamlar. Eğitimin bozukluğundan kaynaklanıyor. Kadına eziyet etmek mesela kadını vurmak, öldürmek falan adam “erkeklik yaptı” diyor. Ama gelenekçi eğitime bakıyoruz “Annenin diz kapağının üstüne bakarsan” diyor “tahrik olursun” diyor. “Üç yaşında çocuğun bacağına amcası bakmaması lazım” diyor. Kadına karşı bir kere bakış açısı çok korkunç bazı kişilerde. Dehşet verici. Bir kısmı da mesela diyor ki “biz kadını dövmeye alıştığımız için” diyor “dövmek isteriz” diyor. Adamlar gülüyor. “Ömer de döverdi” diyor alkışlıyorlar. Halbuki Hz. Ömer (ra)’in kadınları dövdüğüne dair hiçbir beyan yok. Peygamberimiz (sav)’in kadınları dövdüğüne dair hiçbir beyan yok. Tamamen hurafe. Bunu teşvik eden bir zemin var. Gelenekçi Ortodoks bir zemin var. “Kadınların dediğinin tersini yapın” işte “kadınlar yarımdır, yarım varlıktır.” Hatta Suudi Arabistan’da “kadın insan değil mi?” gibi tartışması yapılıyor. Bunlar dehşet verici çünkü kadın üstün ve güzel bir varlık. Yani dünyanın süsü. Çok büyük bir nimet, en büyük nimettir dünyadaki. Ama adam bunu tam tersine çevirmiş şeytanın etkisiyle bunun düzeltilmesi gerekiyor. Bakın bu anlattığımız konuların hepsinin düzelmesi için tek çözüm Mehdiyet’tir.