A9 TV, 26 Eylül 2017
(Referandum devam ederken dün Sayın Erdoğan ile Putin telefonla görüştüler. İki liderin konuşmalarında Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün önemine vurgu yaptıkları açıklandı.)
O önemli tabii. Bütünlük içerisinde dostane yaşama esas. Yani Irak bütün olarak hareket ederse daha iyi ve bütün Müslümanlar sonuçta tek parça bütün olarak hareket etmesi doğru olur. Ayrı gayrı tehlikeli. Birlik daima ferahlık. Birlik kavgayı önlüyor. Parçalanmışlık; kargaşa savaş, fitne, dostluk olmaması, sevgi olmaması bunlara sebep oluyor. Bir kere sırf Irak’ın bütünlüğü değil de İslam aleminin bütünlüğünü esas almak lazım. İşte Suriye’nin bütünlüğü, Irak’ın bütünlüğü, kardeşim İslam aleminin bütünlüğü esas. Çünkü tek kardeş bunlar bir kardeş, bir aile halkı bunlar. Aile halkı parçalanmış. Aile halkını birleştirmek farz. Suriye’nin, Pakistan’ın, Irak’ın bütünlüğü iddiası tamam ama asıl bütünlük İslam’ın bütünlüğü, İslam aleminin bütünlüğü. Bir aile içinde evlatlar bir odaya biri hapsolmuş, bir odaya biri hapsolmuş öyle olmaz.
(Dün Kuzey Irak’ta yapılan referandumla ilgili son iki günde yaşanan gelişmeleri özetle sıralamak istiyorum. Gün gece saatlerinde sınırda Irak askerleriyle Türk askerleri ortak tatbikat yapmaya başladıklarını duyurdular. Tatbikattan fotoğraflar da vardı. Bağdat yönetimi, Kerkük’te askeri güç bulundurma kararı aldı. Bağdat ayrıca Barzani kontrolündeki tüm sınır kapılarının kapatılması ve Kerkük petrollerinin merkezi yönetime teslim edilmesi talimatı verdi. Barzani ve ekibinin banka hesapları takibe alındı. Kerkük’ün güneyinde Haşdi Şabi milisleriyle Peşmerge arasında çatışma çıktı. İran kara sınırını kapadı. Suriye referandumu tanımadığını açıkladı. Referandumu tanıyan tek ülke İsrail.)
Aslında İsrail de tanımaması lazım çünkü İslam aleminin bütünlüğü İsrail’in işine gelir. Parçalanmış bir İslam ailemi muazzam bir kavga, terör ve anarşi demektir. İsrail’in başını belaya sokar öyle bir şey. İsrail’in huzuru için bu şart, İslam aleminin bütün olması. Bütün olduğunda İsrail’e yönelik tehdit sıfırlanmış olur, sıfır tehdit. Ama öbür türlü binbir türlü tehdit oluyor. İslam alemini bin bir parçaya ayırırsan bu İsrail’e binbir türlü tehdit demektir. Bin bir parçayı tek parça yaparsan sıfır tehdit demektir.
(Barzani dün yaptığı açıklamada, “Referandum asla 26 Eylül’de bağımsızlık ilan edeceğimiz anlamına gelmiyor, asla Türkiye için tehdit değildir. Referandum sınırları belirlemek için değildir” ifadesini kullandı.)
Peki nedir amaç ne? Amaçsız referandum yapılır mı? Aklı başında bir adamsın sen onu boş yere yapmayacağın belli. Ne amaçla yaptığını söylemen lazım. Gereksiz yere herkesi hareketlendirdi. Mesela bu referandumun ardından 200 araçlık PKK konvoyu Suriye’den Kuzey Irak’a doğru yola çıktı o tarafa doğru 200 araçlık PKK konvoyu. Bak hiç kimse gitmiyor ama PKK güçleri gidiyor. Bu, tehlikenin aynen bizim dediğimiz gibi olduğunu gösteriyor. Hakikaten 200 araçlı konvoyla bile orada yönetimi ele geçirebilirler çok rahat.
Bir İnsan Doğal Olarak Allah'ı Çok Sever. Allah Sevgisini Anlatmamız Aslında Şaşırtıcı Bir Durumdur
Allah sevgisi, aslında ikinci bir hal insanda olmaz. Ama tabii anlatmak durumunda kalıyoruz. Çünkü aksini iddia eden insanlar olduğuna göre, normalde bu anlatılacak bir konu değil zaten insan sever Allah’ı. Ama robot varlıklar da yaratıldığı için, robotlara da Müslümanların kafası takıldığı için cevap vermek durumunda kalıyoruz. Allah bizden sonsuz sevgiyi istiyor, Kendisi’ni sonsuza kadar sevmemizi istiyor, O da bizi sonsuza kadar sevmek istiyor ama dünyaya bağlanmamızı hiç istemiyor Allah. Yani imtihan yerine bağlanmamızı hiç istemiyor. “Bana bağlanın, ahiretteki asıl yurdu isteyin” diyor. Dolayısıyla Allah’ı aşkla sevmek normal imanda normal akıllı bir Müslüman’ın doğal tabii tavrıdır.
Referandum Sonrasında PKK'nın Kuzey Irak'ı Ele Geçirmek Hedefinde Olduğunu Söylemiştim Şimdi 200 Araçlık PKK Konvoyu Bölgeye Doğru İlerliyor
Bak, onu söyledim aynısıyla çıktı görüyorsunuz. 200 araçlık PKK konvoyu şu an Peşmerge’yi sarmak üzere olay yerine intikal etti. İlk 200, Amerika verdi bu silahları, Amerika’ya da İngiltere talimat verdi. Görüyor musun maskeleri, tamponları, perdeleri? İngiltere ne diyor? “Şiddetle karşıyım bölünmeye” diyor. “Derhal derhal durdurulsun” diyor. Ama bak gelen araçlar Amerikan malı. Amerika ne diyor? “Kesinlikle” diyor. Amerika’ya talimatı veren kim? İngiltere. Bir türlü göremiyorlar işte bu yüzden. İngiltere’nin yani İngiliz derin devletinin perdesinden dolayı, perdeleme yapmasından dolayı bu oyunlar bir türlü görülemiyor. Olay doğrudan İngiliz derin devletinin bir operasyonu şu an.
Annendeki Şefkati ve Fedakarlığı, Çiçekteki Muntazamlığı Kokuyu, Kedilerin Şekerliğini Masumluğunu Hepsini Yaratan Allah
“Allah’ı nasıl seveceğiz?” diye kardeşlerimiz soru soruyorlar. “Çiçeği seviyor musun?” “Seviyorum” diyor. “Anneni?” “Deli gibi seviyorum” diyor. “Babanı?” “Babamı da deli gibi seviyorum” diyor. “Karını?” “Onu da çok seviyorum” diyor. “Çiçekleri seviyorum” diyor, “Kedimi seviyorum” diyor, “Kuzularımı seviyorum” diyor. Sen kimi seviyorum diyorsun biliyor musun? Allah’ı seviyorum diyorsun. O anlattıklarının tamamı Allah’ın görüntüleri, tecellileri. “Kendimi de seviyorum” diyor. Kendin de Allah’ın tecellisisin. Sevdiğin her şey Allah’ın tecellisi. Ama Allah o tecellilerin dışında sonsuz akıl ve sonsuz güzellik. Seviyorum dediğin her şeyde zaten Allah’ı sevmiş oluyorsun sen. Çünkü Allah’ın Zatı’ndan başka hiçbir şey yok. Tecellisi tecellisi tecellisi tecellisi her yer tecellidir. Mesela biz Tomasin’i seviyoruz, kardeşim hayvanın bir tane tüyünde Tomasin’in milyonlarcası var, bir tane tüyünde aynısı kodlanmış. Ve ona ait trilyonlarca bilgi kodlu. Ama bakıyoruz mesela onun candan hareketleri, tatlılıkları falan, hayvan kendi yaptı zannediliyor, değil. Allah yaptırıyor ona biz beğenelim diye hayvan bilmez onları. Yahut Elma’nın şekerlikleri, değil mi? Ağaçların güzelliği, insanların güzelliği, kadınların güzelliği bunların hepsi tecellidir. Mobilyayı beğeniyoruz, evi beğeniyoruz, arabayı beğeniyoruz hepsi Allah’ın tecellisi. Değil mi? Yiyeceği beğeniyoruz domatesi, biberi, üzümü, elmayı, portakalı kokusunu beğeniyoruz, seviyoruz, hepsi Allah’tır, hepsi Allah’ın tecellisidir.
İsrail Hükümeti Barzani Referandumuna Destek Verirken Duygusal Hareket Ediyor. Parçalanmış Bir Ortadoğu İsrail'in Rahatsız Yaşaması Demektir
İsrail’in içinde İngiliz derin devletinin çok fazla elemanı var. İsrail hükümeti hata yapıyor duygusal davranıyor. Şöyle düşünüyorlar, diyorlar ki işte “Biz de küçük bir ülke oluşturmak istemiştik sonunda bir devlete kavuştuk, onlar da Kürtler de gayret ediyorlar bir ülke oluşturmak istiyorlar biz de onlara destek olalım, onlar da İsrail gibi bir devlet oluştursun.” Duygusal bir değerlendirme bu. Parçalanmış bir Ortadoğu İsrail’in huzursuzluğu, ızdırabı, sıkıntısı demektir. Bütün bir İslam alemi İsrail’in kurtuluşu demektir, İsrail’in hürriyeti demektir. Uçsuz-bucaksız topraklarda Kenan ilinde kutsal topraklarda istedikleri gibi hür, rahat ve huzurlu yaşamaları demektir. Küçük küçük devletlerle İsrail’e rahat olmayacağı çok açık belli. Mesela bak Selahaddin bölgesi Barzani’nin bölgesi içerisinde kalıyor. Nedir şimdi orada sorun? Sorun şu; orası Şii bölgesi. Ee? Ayrılmak istiyorlar. Ne yapacaksın şimdi? Orası ayrılacak, Sünni bölge ayrılacak, komünistlerin bulunduğu bölge var onlar ayrılacak. Barzani sen ne olacaksın? İltica edeceksin kaçabilirsen. Ve bu küçük küçük devletler İsrail’in başına dert olacak. İsrail’in kurtuluşu İslam aleminin birleşmesidir, Hz. Mehdi (as)’ın zuhurudur, Moşiyah’ın. 3500 yıldan beri Moşiyah’ı bekliyorsunuz, o duaya amin deyin Moşiyah çıksın kutsal topraklarda enine arşınına özgürce, sıfır tehdit, sıfır baskı ve onurla şerefle oralarda yaşayın. Sevinç içinde ezgiler söyleyin, dualar edin. Bu, belaya kapıdır yanlış yaptılar. İsrail derin devletinin elemanları, İngiliz derin devletinin elemanlarıyla iç içeler. İsrail’in meşru legal hükümeti, devleti bu tehdidi görüp İslam aleminin birliği için gayret etsin.
(Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Amerika’da Yahudilerin önde gelenleriyle konuştum. Netanyahu’ya söyleyin, ‘Kuzey Irak’taki oluşumu desteklerse bizimle arasının düzelmesi mümkün olmaz’ dedim” dedi.)
İyi demiş. Çünkü Netanyahu biraz İngiliz derin devletinin elemanlarının etkisinde kalmış olabilir. İyi bir hesap yapılmamış. Yanlış bir hesap.
(Sayın Erdoğan ayrıca “Son ana kadar açıkçası Barzani’nin böyle bir hataya düşeceğine ihtimal vermiyorduk” dedi. “İlişkilerimizin en iyi olduğu dönemde bizimle hiç istişare etmeden bunu yapmalarını anlamıyoruz. Zaten orada devlet gibi rahat yaşıyordunuz ne gerek vardı buna?” diyor. “Barzani bize ihanet etti” şeklinde bir açıklaması var.)
Tabii değişen bir şey olmayacak, hiçbir faydası olmaz sadece kargaşaya neden olur. Rahatça savaş sebebi olur bundan sonra her olay. Ufacık bir kıpırtı rahatça savaş sebebi olabilir yani hukuki açıdan. Gereksiz bir hata. İngiliz derin devletinin her zaman olduğu gibi Ortadoğu’daki ülkeler oyununa düşüyorlar. Her zaman olduğu gibi. Ve bu oyundan bir türlü kurtulamıyorlar.
İnsanın Asıl Hedeflemesi Gereken Ahiretteki Mutluluktur. Dünyada Her Şey Eksik ve Acizdir, İnsanın Dünyada Eksikliği Acizliği Hiç Bitmez
Dünyada sadece Allah’ı sevmekten, Allah’a dost olmaktan kaynaklanan bir mutluluk olabilir. Burada her şey aciz ve eksik yaratılmış. “İnsan zayıf yaratıldı” diyor ayette. Saçı vardır dökülür onun derdine düşer, kaşı vardır dökülür onun derdine düşer. Kirpikleri vardır dökülür kirpiklerini beslemek için ilaç alır. Gözleri bozulur yakını göremez uzağı göremez gözlük alır. Burnu tıkanır ondan rahatsız olur, enfeksiyon olur ondan rahatsız olur sinüzit olur. Boğazında bademcik olur, dişleri ağrır. Dişlerini diş doktoruna götürüp çektirir kimine dolgu yaptırır. Kafasında rahatsızlıklar olabilir, sıkıntı olabilir. Beyninde rahatsızlıklar olabiliyor. Omurgasında boyun omurlarında rahatsızlık olur. Allah bunları kasten yapar. Eğer bu yapılmazsa insanların büyük bir bölümü azar ve Allah’a isyan ederler. Bu acizliğiyle ancak dengeleniyor ucu ucuna dengeleniyor insanlar. Bir bakın etrafa kendiniz de görürsünüz. Belinde fıtık binbir türlü hastalık. Bazı vatandaşları görüyoruz korkunç azgın. Eklemleri ağrıyor, ayağı ağrıyor, romatizmaları azmış. Bileği ağrıyor, karaciğerinde rahatsızlık var, dalağında rahatsızlık var ama müthiş azgın. Allah ucu ucuna dengeleyecek şekilde bunu bu şekilde yaratıyor. Yoksa insanlar zapt olmaz ve dünyaya akıl almaz bağlanırlar. Ömrü de çok kısa yapıyor ki hiç bağlanmasınlar diye. Yaşlılığı da çok süratli getiriyor. Daha otuz yaşında, kırk yaşında yaşlanmaya başlıyor insanlar. Kırk yaşında saçları bembeyaz oluyor kırk-elli yaşında. Ve çökme başlıyor altmış-yetmişlerde zaten çoğu insan ölüyor. Yetmiş-seksen veyahut. Dengeyi sağlamak için Allah bu sistemi kurmuştur. Bütün azalara hastalık veriyor ki insanlar denge içerisinde kalsınlar diye.
(Adana’da sahneye çıktı Aleyna Tilki, izlemeye gelenler önce yumurta fırlattı, sonra sahneye hücum etti. Neye uğradığını şaşıran genç şarkıcı sahneyi terk etti, daha sonra seyirciler sahneye girmeye kalkışınca sahnenin ışıkları kapandı ve şarkıcı Aleyna Tilki konser alanından ayrıldı.)
Bu münasebetsizlik nedir böyle? Bir avuç cahil, bir avuç münasebetsiz, bir avuç görgüsüz, bir avuç sevgisiz, insaniyetsiz, densiz el kadar çocuğu orada rahatsız ediyor, korkutmaya çalışıyor, huzurunu bozuyor. Buna göz yumulmaması lazım, bunu yapanların hepsinin hakkında adli işlemin derhal başlatılmasını talep ediyoruz hükümetten derhal. Bir kişi eksik kalmaksızın kimse münasebetsiz, densiz içlerinde, terbiyesiz. İçlerinde bunların ayı da oluyor, görgüsüzü de var, münasebetsizi de var her çeşit adam çıkıyor içlerinden. Bunların ilgili kanun maddelerine göre tecziye edilmeleri. Keşke çocuk gitmeseydi oradan, oraya polis gelseydi bunların hakkını avucuna bir koysaydı, sürükleyerek alıp götürseydi bunları polis ve konser de devam etseydi. Şimdi bu an bunlar bunu bir zafer ve başarı gibi göreceklerdir başka yerlerde de yapacaklardır. O yüzden bu gibi şeylerde polis bulundurulması, sivil polis bulundurulması önemli, polise de geniş yetki verilmesi önemli. Derhal karşılığının verilmesi gerekirdi o anda. Bir hata olmuş. Aleyna Tilki’ye geçmiş olsun diyorum. Gönlü çok rahat olsun onu çok seviyoruz, çok tatlı bir kız, çok hoş bir sanatçı, sevecen, Allah ona uzun ömür versin, hidayet versin. Tabii önceden konseri yapanların emniyete başvurması gerekirdi vilayete önlem alınması için çünkü bu tip toplantıların hepsinde provokasyon olur PKK’lısı gelebilir, IŞİD’lisi gelebilir, Kaide’si gelebilir, mafyası gelebilir her türlü adam gelebilir. Bu zaten beş-on kişiyle yapılabilecek bir şey. Polisin orada önlem alabilmesi için bu şart. Bundan sonraki konserlerde mutlaka vilayete başvurup polisten güvenlik tedbiri almasını istemeleri gerekir. Belki hayır olmuş gitmesi, belki değil hayır olmuş. Ama bunu kabul etmek demek bunun devamı için kapı açılması demektir. En sert şekilde polisin karşılık vermesi gerekir bu tip olaylarda. Devletin en keskin şekilde karşılık vermesi gerekir. Yani bu genç kız, sanatçı, masum bir insan. İyi niyetle orada insanları mutlu etmek, eğlendirmek, onlara müzik sunmak, sanat sunmak için gelmiş. Adam vahşice saldırıyor. Bu olmaz. İçlerindeki ayıları, densizleri, münasebetsizleri kimse tek tek ayırt edip gereğinin yapılması lazım.
Göz Sevgiye Boyun Eğicidir. Gözden İnsanın Sevgisi Hemen Anlaşılır
Davranışlar ters olabilir. Konuşması da ters olabilir ama gözlerden sevgi anlaşılır. Mesela bir kadın olur sevmediğini söyleyebilir. Ters tavırlar gösterebilir. Ama gözlerinde akıl almaz bir tutku vardır oradan anlarsın. Göz yalan söylemez ağız yalan söyler. Kollar yalan söyler, eller yalan söyler ama göz kontrol dışıdır. Sevgiye boyun eğer göz. Yani kontrol edemezsin, dolayısıyla gözden doğruyu anlamak mümkündür.
(Referandum yapılırken Amerika yeni bir açıklama yaptı. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada “Irak’ın toprak bütünlüğünden yanayız” denildi. Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders, "DAEŞ’i ortadan kaldırmak ve İran'ı püskürtmek için birleşik bir Irak olmasını ümit ediyoruz" dedi.)
Şimdi bu usulen söylenmiş bir söz. Onlar garanti almasalar böyle bir şey olmaz. İngiltere'nin söylediği de usulen, Amerika da usulen söylüyor. Amerika ve İngiltere karşı olacak da ufacık bir topluluk bağımsız ülke ilan edecek. Yani olacak iş mi şu? Asla cesaret edemez. Belli ki bir oyun var ve insanlar aldatılıyor, toplum hep aldatılıyor, kamuoyu aldatılıyor. Ben bu hanımefendi için söylemiyorum da İngiltere'de de, Amerika'da da birçok ülkede de kamuoyu genellikle aldatılır, kamuoyu çocuk yerine konulur. Kamuoyunun kafasının çalışmadığı düşünülür ve kolayca kandırılacağı düşünülür. Bakın bu sözüm çok önemlidir. Kamuoyu iki yüz yıldan beri, üç yüz yıldan beri oynatılır adeta birçok ülkede kandırılır. Mesela “düşmanız” der aslında dosttur. “Dostuz” der aslında düşmandır. “Savaşacağız” der aslında amacı hiç o değildir. “Barış yapacağız” der hiç amacı o değildir de. Bu şekilde bir oyun yıllardan beri oynanır, yüzyıllardan beri.
Gerçek ve Sonsuz Sevgi İslam'da Vardır. Materyalist Düşüncede Her Şeyin Bitip Yok Olacağına İnanan Bir İnsan Candan Sevemez
Hakikaten sevgi sonsuza kadar gitmesi gereken bir güzellik. Niye sonlu olur? Mümin de sonluluk var mı? Yok. Çünkü sevdi mi sonsuza kadar sever. Niye sonlu sevsin? Sonluluk nerede var? Materyalizmde var. Darwinist düşüncede var. Materyalist, Darwinist kafada her şey sonludur. Ama İslam'da hiçbir şey sonlu değildir. Hiçbir şeyin sonu yoktur. Sevginin de sonu yoktur, dostluğun da sonu yoktur. Dolayısıyla materyalist, Darwinist bir insandan başka bir şey bekleyemezsin. Adam zaten ölünce yok olacağını düşünüyor da sevginin yok olacağını düşünmesinden doğal ne olabilir? Sevgi; “Kaç yıl yaşayacağım ben?” diyor. Mesela 20 yaşında ise dört on senede 60 yaşında. Dört on sene göz açıp kapayıncaya kadar geçer. O yüzden materyalist kafada hiçbir şey sonsuz değildir. Sonsuz sevgi yoktur. İslam'da vardır sonsuz sevgi. O da çok zevkli ve gerçek sevgidir.
(Sayın Devlet Bahçeli referandum hakkında şunları söyledi. “Bu sözde referandum bölge için çok karanlık bir dönemin habercisidir. Barzani, çok ağır bir bedel ödeyeceği ve sonu hüsranla bitecek bir macera yolculuğunu başlatmıştır. Çocukluk hayalinin nasıl kabusa dönüşeceğini yaşayarak görecek.”)
O kendi kanaati değil. Kendi kanaatiyle oraya da getirmezler. Babası da kendi kanaatiyle oraya gelmedi. Kendi isteğiyle hiçbiri olmadı. Suudi Arabistan'da da öyle krallık rejimi kendi istekleriyle olmadı. Ürdün'de de öyle olmadı. Lübnan'da da öyle olmadı. Suriye'de de öyle olmadı. Tamamını İngilizler oluşturdular. Hanedanları da İngilizler oluşturdular. İngiliz derin devletinin planlaması ve yönlendirmesiyle olundu bu netice alanında. Barzani ailesi oraya getirip yerleştirilmiş bir aile. Dolayısıyla şu anda da “bağımsızlık ilan et” deyince ilan ediyor. Gelen adamlar İngiliz derin devletinin katilleri. Onunla konuşanlar tam yetkili adamlar. Nasıl adamlar? Bu adamlar Kraliçe ile doğrudan gidip dönüşebilen insanlar. Yahut cumhurbaşkanlarıyla hiç izin almadan çat kapı gidip görüşen adamlar. Yani azılı katiller ve ajanlar tam yetkili bunlar. Dolayısıyla bunlardan devlet başkanından daha çok çekinir, daha korkarlar. Dolayısıyla orada biz Barzani'yi suçlayacak konumda olamayız. Tehdit altında Barzani. Şu an Barzani'nin tehdit olmadan bunu yaptığını iddia etmek hiç inandırıcı olmaz.
Normal Akla Sahip İnsanın Allah'tan Korkmaması Mümkün Değildir. İnsan Elips Bir Ekrana Bağımlı Yaşayan İnsandır, Bunu Fark Eden İman Ehlidir
Normal akıldaki bir insan doğal olarak Allah’tan korkar. Yani Allah’tan korkmak için çaba sarf etmesine gerek kalmaz. Çünkü konumu itibariyle zaten korkar. Elips bir ekranın başında bir ruh nasıl korkmasın yani? Elips bir ekranın başında bir ruh. Ne gösterirse onu görüyor ne duyurursa onu duyuyor. Mecburen korkar. Yani o korkmayı Allah belirler. Çok fazla korku da istemiyor Allah. Az korku da istemez. O korkuyu ekranın başındaki olan müminin ruhuna sürekli verir Allah. Çok fazla korktu muydu da insan helak olur çok fazla korkarsa. Az da korkarsa yine ahireti açısından helak olur. Tam ayarında tam derecesinde Allah o korkuyu muhafaza eder. Yani bizim gayret etmemize gerek kalmaz. Normal biz samimi olursak vicdanımızla hareket edersek o korkuyu Allah zaten tabii olarak bizde yaratır.
Öğrencilere Verilen Evlerin Kirasının Normalden Ucuz Tutulması ve İndirimli Olması Gerekir. Bu, Kanuni Bir Düzenlemeyle Sağlanmalı
Özellikle öğrenciye evlerin daha ucuz olması lazım normalde. Yani pahalı değil indirimli olması lazım. Çünkü kendi evladı olduğunu düşünsün. Okuyor, bilgisini artırıyor. Vatana, millete hayırlı bir insan olacak. Okuyan insana herkes destek olur normalde. Onların da destek olması lazım. “Bu konuda ne yapabiliriz?” diyorsun. Kanun çıkması lazım, bu suç kapsamına alınması gerekiyor. Dolandırıcılık kapsamına alınsın. Yani dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirilsin. Meclise kanun sunulsun. Kanun Hükmünde Kararname de çıkabilir. Bu konuda dilekçe verelim. Kardeşlerimiz meclise dilekçe versinler. Kanun Hükmünde Kararname, Türk Ceza Kanunu’nda madde değişikliği olsun. Öğrenciye iki misli suçüstü yapılsın böyle bir şeyde. Müfettiş tayin edilsin. Müfettiş sivil kıyafetle gitsin ev tutmak için işte desin ki “Biz aileyiz, tutacağız.” Tamam bu kadar. Sonra da bir başkası gelir der ki “Biz öğrenciyiz, tutacağız.” İki misli dediğinde orada tutanak tutup hemen orada tutanaktaki ifadeye dayalı olarak tutuklama meydana getirerek, gözaltına alıp tutuklama meydana getirip oradan suçüstü mahkemesine çıkarıp hapishaneye. Bu yapıldı mı konu kökünden hallolur. En güzel çözüm budur. Çok kızdırıcı çok.
Parkların Çevrenin Temiz Tutulması İçin Halkın Eğitilmesi Şart. Sanata, Sevgiye, Görgüye, Muhabbete Kapalı Bir Kitle Olması Milli Felakettir
Halk, eğitilmesi gerekiyor. Halkın büyük bir bölümü temizliğe kapalı, kaliteye kapalı, sanata kapalı, estetiğe kapalı, sevgiye kapalı, dostluğa kapalı, selama kapalı, muhabbete kapalı veyahut epey bir bölümü diyelim. Bu milli bir felakettir. Buna karşı Darwinist eğitimin durdurulması ve Kuran mucizelerinin, iman hakikatlerinin anlatılması gerekiyor. Bu olmadan olmaz. Yani iman gelişmeden bu işin olması mümkün değil. Adam temizlik bilmiyor, şefkat bilmiyor, merhamet bilmiyor, saygı bilmiyor. Tek öğrendiği pislik, kabalık. “Heykel gördüm, tükürürüm” diyor. “Resim görürüm, tükürürüm” diyor. 3 yaşında çocuğun bacağı tahrik edermiş adamı. “Oğlan çocuğu” diyor, “buluğa erdi mi” diyor “annesini arzular” diyor. Dehşet verici adamlar, dehşet verici yani. Tek kelime dehşet verici. Bu adamları da “alim, hoca” diye gazetelere çıkarıyorlar. Televizyonlara çıkarıyorlar. Böyle eğitilen bir toplum ne olur? İnsanlar ne olur? Muazzam tahribat meydana gelir.
(Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsanımızı sadece kuru bilgiyle donatmak, öğretmek yetmez. Onu aynı zamanda dürüst, vicdanlı, ahlaklı, ülkesini seven bir şekilde eğitmek zorundayız. Eğer biz tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet idealimizi evlatlarımızın gönüllerine nakşedemezsek birileri gelir kendi bölücü fikirlerini, sapkın inançlarını oraya zerk eder” dedi.)
İşte tamam Tayyip Hocam yavaş yavaş dediğimizi gündeme getirmeye başladı. Ben yıllardan beri söylüyorum. 3-5 yıldan beri söylüyorum. Komünizm, PKK, PKK düşüncesi ideolojiyle, fikirle bu noktaya geliyor. Buna karşı ideoloji ve fikir ortaya koyarsan onu yenersin. Onun yerine güzel ve doğruyu hakim edersin. Susarsan o sürekli ilerler. Senin onu yenecek gücün yoksa o seni yenmeye kalkar. Olmaz.
Hayırda Yarışmak, Allah'ın Sevgisi İçin, Allah'ın Rızasının En Çoğunu Aramak İçin İyilik ve Güzellikte Yarışmaktır
Hayırlarda yarışmak, Allah’ın sevgisi için, en güzel olanı seçmek için en en güzel, daha güzel, daha güzel, daha güzel onu aramak yani Allah’ın rızasının en çoğunu aramaya güzellikte yarışmak, takvada yarışmak denir. Allah’ın rızasının en çoğunu aramak bak Allah’ın rızasını aramak değil, Allah’ın rızasının en çoğu mesela Allah’ın rızası on konuda birden olabilir yahut üç konuda birden olur bakarsın en çok hangisinde mesela birinde on, birinde yirmi, birinde altmış, altmış işine gelmese de altmışı seçeceksin, ona Allah’ın rızasının en çoğunu aramak denir. Her şeyde bu böyledir okulda, yemede, içmede, evlilikte, askerlikte, müzikte, sanatta her yerde.
Sonsuza Niyet Yoksa Sevginin Bir Anlamı Olmaz ki, İnsan Sonsuza Niyetle Seviyorsa O Gerçek Sevgidir. Aksi Sadece Hevestir
Sevgi sonsuzdur, zaten sonsuza niyetle sevilir. Yoksa insan sevemez ki, anlamı da olmaz. Yoksa ben onu sevgi olarak görmem. Sevemem de, sevginin hissini de duyamam, zevkini de alamam, etkilenmem de. Korkunç bir şey, tahayyül dahi edemiyorum.