beklentisi, uzun yıllar devam etti. Ama beklenen hayali deliller hiçbir zaman ortaya çıkmadı. Fakat buna rağmen Darwinist yalanlar sona ermedi, Darwinizm yanlısı demagoji ısrarla devam ettirildi. İlginç olan, aradan 150 yıl geçmiş olmasına, ele geçen tek bir delil bile bulunmamasına ve dahası fosil kayıtlarının ve genetik biliminin ortaya çıkardığı sonuçların Yaratılış gerçeğini kanıtlamış olmasına rağmen Darwinistlerin bu batıl dinin dimdik ayakta kalabileceğini zannetmeleridir. Elbette bu onlar için büyük bir yanılgı olmuştur. Aslında teorinin savunucuları da canlı tarihinde bir evrim yaşanmadığının farkındadırlar. Bunu sayısız bilimsel delil sonucunda açıkça görmüşlerdir.
Bütün bunlara rağmen evrim teorisi bir ideoloji, savunucuları tarafından mutlaka ayakta tutulması gereken batıl bir din olduğundan, Darwinistlerin sahte bilimsellik rolünü devam ettirmeleri gerekmektedir. İşte Darwinistlerin bu sahte dini ayakta tutmak için 150 yıldır sahtekarlıklara, spekülasyonlara, sayısız propaganda yöntemine başvurmalarının sebebi budur. Darwinistler kendi batıl dinleri gereğince, insanlara teorilerinin “doğru” olduğu telkinini vermek için başka yol bulamazlar. Çünkü teorinin doğruluğuna dair bilimsel delil yoktur, dolayısıyla Darwinizm dinine göre insanlara “bilimsel delil vardır” telkini vermeye çalışırlar.
Mutasyon aldatmacası
Adnan Oktar'ın 5 Aralık 2009 tarihli Kral Karadeniz ve Kanal Urfa röportajından
Missouri Üniversitesi’nden doktor Nicholas Comninellis, Creative Defense isimli kitabında bu büyük aldatmacanın ileriki yıllarda düşeceği durumla ilgili şu sözlere yer vermiştir:
Felsefi olarak evrim doğması bir rüyadır. Zerre kadar delili olmayan bir teoridir. Elli yıl içinde okullardaki çocuklar oldukça popüler olmuş aldatmacaları okuyacaklar ve bundan (evrim teorisinden) en saçma iddialardan biri olarak bahsedilecek. Pek çoğu on dokuzuncu yüzyıl bilimi ile ilgili akılsızlıkları anlatarak alay edip neşelenecekler.
Böylece işledikleri kötülükleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları şey, kendilerini sarıp-kuşatıverdi. (Nahl Suresi, 34)