Allah'ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır. (Al’i İmran Suresi, 180)
"Cimrilik etme ki Allah da sana olan nimetlerinden esirgemesin. Malının fazlasını saklama ki Allah da fazla olan keremini senden menetmesin." (Müslim)
Sizin yanınızda olan tükenir, Allah'ın Katında olan ise kalıcıdır. Sabredenlerin karşılığını yaptıklarının en güzeliyle biz muhakkak vereceğiz. Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 96-97)
Leyleğin açılmış kanatları, tüylerin diziliş sırasını gösteriyor. Uzun tüyler mekanik itmeyi meydana getirir. Üst üste binmiş daha kısa olan tüyler ise kuşa aerodinamik bir yapı kazandırmaktadır. |
Göğün boşluğunda boyun eğdirilmiş (musahhar kılınmış) kuşları görmüyorlar mı? Onları (böyle boşlukta) Allah'tan başkası tutmuyor. Şüphesiz, iman eden bir topluluk için bunda ayetler vardır. (Nahl Suresi, 79)
Yoksa: “Onu kendisi uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Haydi siz, yalan üzere uydurulmuş olarak onun benzeri on sure getirin ve eğer doğru sözlüyseniz, Allah’tan başka çağırabildiklerinizi çağırın.” (Hud Suresi, 13)
"Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan söylerler." (Enam Suresi, 116)
Dönem: Paleozoik zaman, Karbonifer dönemi Yaş: 300 milyon yıl Bölge: Illinois, ABD |
“FIRAT NEHRİ’NİN SULARI ÇEKİLEREK ALTINDAN BİR DAĞ ORTAYA ÇIKACAK, İNSANLAR BUNU ALMAK İÇİN VURUŞACAK VE HER YÜZ KİŞİDEN, SADECE BİRİ HAYATTA KALACAK. Bu zaman gelinceye kadar kıyamet kopmaz.” (Müslim, Fiten, 29) “FIRAT NEHRİ’NİN ALTIN BİR DAĞ ÜZERİNDEN AÇILMASI YAKINDIR. İnsanlar bunu işitince ona yürüyecekler ve onun yanında bulunan insanlar, ‘bundan bir şey alınmasına müsaade edersek, bunun hepsi götürülür’ diyecektir. MÜTEAKİBEN ONUN İÇİN HARB EDECEKLER VE HER YÜZ KİŞİDEN DOKSAN DOKUZU ÖLDÜRÜLECEK.” (Müslim, Fiten, 29) İNSANLAR ONUN İÇİN HARB EDECEK VE HER YÜZ KİŞİDEN DOKSAN DOKUZU ÖLDÜRÜLECEK, ONLARDAN HER ADAM, KEŞKE KURTULAN BEN OLSAYDIM, DİYECEKTİR BUYURMUŞLAR. (Sahih-i Müslim, 11/320) |
Hürriyet Gazetesi, 4 Kasım 1973 |
Ne Demişti Büyükhaber, 12 Aralık 2008 Adnan Oktar: ... Piyasa hareketlenmezse devletin kasasına para da girmez. Yani bir yandan devlet akıtırsa bir yandan da para akışı devlete çok yoğun olacaktır. Üretim çok artar. Faizlerin sıfırlanması tam anlamıyla bir patlama getirir. Ekonomi adeta böyle şahlanır. Özellikle vergilerin en az yarı yarıya düşürülmesi hatta daha da geri çekilebilir. Bu da piyasayı müthiş şahlandırır. Fakat özellikle de söylüyorum borçların affedilmesi. Çünkü Kuran’da da var, Kuran ahlakıdır, Cenabı Allah diyor “borçlu olduğunda onu affederseniz o sizin için daha hayırlıdır” diyor. Bu insandan birşey götürmez, daha çok kazanç getirir, yani şimdi ben paramı tutayım başkası parasını tutsun, BORÇLUNUN EVİNE GİDELİM, HACZE GİDELİM KAFASI EKONOMİYİ FELÇ EDER BU SEFER, yani onu yapan adamı da fakirleştirir o. Dolaylı yoldan fakirleşir. Eğer zengin olmayı da düşünüyorsa Allah’ın rızasını da düşünüyorsa o kişileri affederse piyasa hareketlenir canlanır ona o verdiği paranın kat kat fazlası gelir. Tempo TV, 3 Mart 2009 Adnan Oktar: Bana bir yetki verilse ben derim ki herkes herkesin borcundan vazgeçsin derim. Yani, çünkü zaten parayı ödemesi gereken adam, parayı alamıyor, başka şahıstan alamıyor. Yani ödeyeceği adam da aynı konumda, yani herkes aynı konumda. Yani herkes felç olmuş vaziyette. Parası olmayan bir adamın gidip yakasına yapışıp ondan para istemek hiç doğru değil. İşte burada Kuran ahlakını, Cenab-ı Allah’ın o güzel çözümünü uygulamak lazım. Cenab-ı Allah diyor ki, eğer ödeyemiyorsa onu affedin, borcunu affedin. Affedecek. Yani eğer kendi şirketini kurtarmak da istiyorsa, hayır yani hem Allah’ın rızasını kazanmak hem de, çünkü kendi şirketinin kurtulmasında da Allah’ın rızası var, o zaman ekonomi yeniden canlanır. Yani şimdi ölünün etini, budunu habire çekiştiriyorlar, yani ölmüş. Kolunu, budunu hareket ettirmekle bir şey çıkmaz ondan. Ama affederlerse o zaman o kişiler yeniden bir canlanır. Yeniden üretime geçer, yeniden kazanır. Kazandığı vakit zaten gerekirse de gider o insanın parasını öder. Ama bu durumda böyle onbinlerce icra davası var, onbinlerce haciz yapılıyor, yüzbinlerce haciz yapılıyor. Yani bunlara gerek yok. Bu bizim insanlarımıza, bence gitmiyor, yakışmıyor. Şefkatle yaklaşılması lazım, merhametle yaklaşılması lazım. Adam zaten takır takır bomboş evde oturuyor, yani evine otuz tane haciz gelmiş. Gidip adamın yakasına yapışmak, yani illa para, zaten olsa adam niye o hayatı yaşasın. Onun için merhamet ve şefkat, affedicilik çok önemlidir. Fakirlere para dağıtmak çok önemlidir. Yani ölü paraları tutmamak lazım. Özellikle fakir halka dağıtılması çok büyük bereket ve bolluk olur. Ama biz tabi ne dersek diyelim, yine bunun bir vakti, merhunu var. Bu ancak Hz. Mehdi devrinde olacak olaydır, inşaAllah. Ne Oldu Timetürk, 8 Mayıs 2009 'Ev eşyalarına haciz gelmesin' teklifi MHP'li vekiller, evine haciz gelip eşyaları kaldırılan insanların düştükleri dramlara çare olabilecek bir kanun teklifi hazırladı. Teklif yaşalaşırsa ev eşyalarına haciz konulamayacak. TBMM Başkanlığına sunulan İcra İflas Kanunun ''haczi caiz olmayan mallar ve haklar'' başlıklı bölümünde değişiklik içeren teklife göre, borçlunun mesleğini sürdürmesi için gerekli olan eşya, alet ve edevat ile ev eşyaları haciz edilmeyecek. Ancak, para, kıymetli evrak, antika, değerli taş ve madeni süs eşyaları haciz kapsamında olacak._ Hacizle evden eşya kaldırılmasının, birçok ailenin parçalanmasına da yol açtığı bildirilen gerekçede, ''İnsanlık tarihinde, insan haklarına saygının en üst seviyeye ulaştığı çağımızda modern dünyanın standartlarının çok altında yaşam mücadelesi veren Türk halkının evinden ev eşyası haczi ve kaldırılması, çağdışı bir uygulama olarak devam etmektedir. Çoğu zaman kaldırılan eşyalar, haciz ve satış masraflarını karşılamamakta, depolarda çürümektedir. Ne alacaklının ne de borçlunun işine yaramamakta, mahkemelere sayısız iş yükü, taraflara da geri dönüşü zor masraf olarak yansımaktadır'' denildi.__Gerekçede, alacaklıların hakkının kutsal ve savunmaya değer olduğu, ancak bundan böyle ev eşyası kaldırılarak alacak tahsili yapamayacağı bilinciyle herkesin ticari yaşamını yeniden tanzim etmesi gerektiği savunuldu. |