Andolsun, sana ve senden öncekilere vahyolundu (ki): "Eğer şirk koşacak olursan, şüphesiz amellerin boşa çıkacak ve elbette sen, hüsrana uğrayanlardan olacaksın.(Zümer Suresi, 65)
"Ümmetim hakkında en çok korktuğum şey, Allah'a ortak koşma suçu işlemeleridir. Bilmiş olunuz ki şüphesiz onlar Güneş'e, yıldıza, Ay'a tapıyor diyecek değilim. Fakat birtakım ibadetlerini Allah'tan başkası için işleyecekler ve gizli şehvet arzulayacaklardır." (İbn-i Mace)
Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır. (Al-i İmran Suresi, 125)
Gerçek şu ki, Allah Katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah’ın kitabında on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte dosdoğru olan hesab (din) budur. Öyleyse bunlarda kendinize zulmetmeyin ve onların sizlerle topluca savaşması gibi siz de müşriklerle topluca savaşın. Ve bilin ki Allah, takva sahipleriyle beraberdir. (Tevbe Suresi, 36)
Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönem Yaş: 37-23 milyon yıl Bölge: Brule Oluşumu, Nebraska, ABD |
Ebu Davud ile Tırmızi’nin İbni Mesut (RA) dan nakil ettiklerine göre, Allah’ın Resulü (sav) şöyle buyurmuştur: “Onun ismi ismime, babasının ismi de babamın ismine muvafık olacaktır...”[1] Ebu Hureyre (r.a.)'dan rivayete göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Dünya hayatından sadece bir gün kalmış olsa bile, benim Ehl-i Beyt'imden ismi ismime uygun olan bir adam (Mehdi) gelinceye kadar Allah (c.c.) o günü muhakkak uzatır.” -Ahmed b. Hanbel “Müsned” inde tahric etmiştir.- Abdullah b. Ömer (r.a.)'dan rivayete göre; Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Benim Ehl-i Beyt'imden ismi, ismime uygun olan bir adam (Mehdi) bütün Araplar üzerine hakimiyet kuruncuya kadar dünya (yok olup) gitmez.” Başka bir rivayete göre, şöyle buyurmuştur: “Dünya hayatından sadece bir gün kalmış olsa bile, benim Ehl-i Beyt'imden ismi ismime uygun olan bir adam (Mehdi’yi) gönderinceye kadar Allah (c.c.) o günü muhakkak uzatır. O, daha önce zulüm ve eziyet ile doldurulmuş olan dünyayı hak ve adaletle dolduracaktır.” -Tirmizi, Ebu Davud, Nesai, Beyhaki ve Ebu Amr Ed-Dâni tahric etmişlerdir.- Yine Abdullah b. Ömer (r.a.)'dan başka bir rivayete göre şöyle buyurmuştur: “Benim Ehl-i Beyt'imden ismi ismime uygun olan bir adam (yeryüzünde) hakimiyet kuruncuya kadar dünya (yok olup) gitmez. O, daha önce zulum ve eziyet ile doldurulmuş olan dünyayı hak ve adaletle dolduracaktır.” -Ebu’l Kasım Taberâni “El- Mu’cemu’s-sagir” eserinde tahric etmiştir. Ayrıca, Tirmizi “ El-Cami” eserinde ve Ebu Davud da “Sünen” adlı eserinde yaklaşık olarak aynı manaya gelen fakat bazı lafızların yerleri değişik şekilde tahric etmişlerdir. _______________ [1] Kıyamet Alametleri, Genişletilmiş 9. baskı, s.159-160) |
Ne Demişti Al Baghdadia TV, 29 Haziran 2008 Adnan Oktar: Müslümanların birlik olmaması, birlikte hareket etmemesi haramdır. Haram bir hükümdür. Yani Müslümanların birlikte hareket etmesi topluca kardeş olmaları, HEPSİNİN TAMAMININ KARDEŞ OLMASI VE BİR LİDER ETRAFINDA TOPLANMALARI DA KURAN'A GÖRE FARZDIR. Müslümanlar bunu yapmıyorlar. Bunu yapmayınca her türlü belanın kapısı açılır. Müslümanlar bu farzı yerine getirecekler. Ben bunun için söylüyorum yani Türklerin önderliğinde, Türk milletinin önderliğinde, bir Türk İslam Birliği oluşsun. Her devlet ayrı milli devlet olarak kalsınlar. Her devlet kendi içerisinde hür davransın fakat başlarında bir manevi lider bulunsun. ÇÜNKÜ HIRİSTİYANLARIN PAPASI VAR, LİDERLERİ VAR. MÜSLÜMANLARIN DA BİR MANEVİ LİDERİ OLMASI ŞART. BU MANEVİ BİRLİĞİN BAŞINDA BİRİSİ OLURSA, BU KARGAŞA, BU FİTNE RAHATÇA SON BULUR. O zaman dünyanın bir yerinde Müslümanların parmağının ucuna bir zarar gelse bütün Müslümanlar toplu haraket edeceği için, bu olay hemen durdurulur ama böyle paramparça olursa. Böl, parçala, yut politikasına uygun hareket ederlerse tabi ki küçük parçaları yutmak kolaydır. Ama bütün blok bir Müslüman alemini yutmak imkansızdır. Müslümanların bu farzı bir an önce yerine getirmeleri gerekiyor. Arabnews Röportajı, 9 Kasım 2008 AdnanOktar: ... en mükemmel çözümün bir İslam Birliği, Türklerin önderliğindeki bir İslam Birliği olacağı açıktır. Yoksa karmaşık bir çözüm detaylı bir çözüm düşünmüyorum. Yani çok sade ve kolay bir çözüm düşünüyorum. Sade ve kolay çözüm bölgenin tamamen birlik haline gelmesi, sınırlardaki gümrük sorununun hallolması, pasaportun kalkması, kardeşlerin birbirleri ile kucaklaşması, dostluk ve sevgi havasının tam hakim olması ile olur… Ne Oldu Milli Gazete, 30 Mart 2009 Bir okul düşünün, öğretmenleri var, öğrencileri var, müdürü yok... Doğru dürüst çalışabilir mi o okul? Bir fabrika müdürsüz yaşar mı? Bir askerî birlik kumandansız olur mu? Bir gemi kaptansız, uçak pilotsuz yürür mü, uçar mı? Arı beyi olmadan bir kovan düşünülebilir mi? Hayvanlar aleminde bile, sürü halinde yaşayan canlıların bir başı var. Topluluk hayatında reissiz bir şey olmaz. Reissizlik ölümden de beterdir. Reissizlik esaret demektir, anarşi ve kaos demektir, zillet ve sürünmek demektir, geri kalmak demektir. Bu dünyada devletlerin reisleri var. Kral veya cumhurbaşkanı veya başkan. DİNLERİN REİSLERİ VAR. ROMA KATOLİKLERİNİN PAPASI, ORTODOKS KİLİSELERİNİN PATRİKLERİ, YAHUDİLERİN HAHMBAŞILARI, ANGLİKANLARIN BAŞPİSKOPOSLARI.. TİBETLİLERİN DALAY LAMALARI... MASONLARIN ÜSTAD-I AZAMLARI... Derneklerin başkanları... Partilerin liderleri... Dünyada her kurumun, her dinin, her cemiyetin başkanı vardır. Bunun tek istisnası İslâm dünyasıdır, Muhammed Ümmetidir, Müslümanlardır. MÜSLÜMANLAR İRİLİ UFAKLI BİR SÜRÜ DEVLETE, PRENSLİĞE AYRILMIŞ VAİZYETTE. DEVLETLER BİRKEMESE BİLE, AVRUPA BİRLİĞİ GİBİ BİR BİRLİK OLUŞTURABİLİRLERDİ, O YOK. İSLAM DÜNYASINDA BİR ÜLKEDEN BAŞKASINA PASAPORTLA, VİZEYLE GİDİLİYOR, NE AYIP. Müslümanlar arasında dinî, siyasî, iktisadî, kültürel işbirliği yeterli seviyede değil. KURAN BİRLİK EMREDİYOR. DİN, AKIL, HİKMET, FERASET İSLAM ÜMMETİNİN BAŞINDA BİR BAŞKAN OLMASINI ZARURİ GÖRÜYOR Müslümanların acınacak hallerini son Gazze savaşında açıkça gördük. Zalim İsrail'e arka çıkan, el altından onu destekleyen hain Arap rejimleri bile var. Müslümanlar her yerde zillet, esaret altında. Irak'ta bir milyon Müslüman öldürüldü, bir şey yapabildik mi? Yirmi küsur milyonluk o ülkede üç milyon yetim var. Afganistan işgal altında. Müslümanlar her yerde eziliyor, süründürülüyor, öldürülüyor... İslâm dünyasının petrol gelirleri Ümmet'in menfaati, izzeti, maddî ve manevî kalkınması için kullanılsaydı Müslümanlar bu durumda mı olurdu. |