13 Kasım 2008 tarihinde Hürriyet gazetesinde, keşfedilen bir dizi proteinin evrim teorisine sözde delil teşkil ettiği yönünde bir haber yayınlandı. Söz konusu haberde, yapay mutasyonlar sonucunda bozulan protein zincirinin işleyişini korumak üzere, ATP üreten proteinlerin harekete geçtiği belirtiliyor ve Darwinist propagandanın bir gereği olarak bu keşif evrime sözde delil olarak gösterilmeye çalışılıyordu
13 Kasım 2008 tarihinde Hürriyet gazetesinde, keşfedilen bir dizi proteinin evrim teorisine sözde delil teşkil ettiği yönünde bir haber yayınlandı. Söz konusu haberde, yapay mutasyonlar sonucunda bozulan protein zincirinin işleyişini korumak üzere, ATP üreten proteinlerin harekete geçtiği belirtiliyor ve Darwinist propagandanın bir gereği olarak bu keşif evrime sözde delil olarak gösterilmeye çalışılıyordu.
Söz konusu iddia, Darwinist propagandanın ve Darwinist demagojinin en bilinen örneklerinden birini teşkil etmektedir. Bu iddia ile Hürriyet gazetesi, Yaratılış’ın muhteşem bir delilini, hiç bir delili olmayan evrime kanıt olarak göstermeye çalışmıştır. Bilimsel bir keşfi tamamen evrime yönelik yorumlayarak, okuyucuda evrime delil bulundu izlenimi vermeyi amaçlamıştır. Oysa tam tersine bu bilimsel çalışma, Darwinist açmazları tekrar ortaya koymasının yanı sıra, Yaratılış gerçeğine önemli bir delil teşkil etmektedir.
1. Proteinler üzerindeki spekülasyonlar asılsızdır, TEK BİR PROTEİNİN TESADÜFEN OLUŞMA İHTİMALİ SIFIRDIR.
Evrim teorisini ispat eden tek bir tane bile delil yoktur. İşte bu nedenle Darwinistler propagandaya dayanırlar. Demagoji yöntemini ustaca kullanarak okuyucuda “evrim gerçektir” izlenimi oluşturmaya çalışırlar. Fakat bu bir yalandır. Nitekim söz konusu yazıda aynı Darwinist taktik uygulanmış, evrimin temel açmazlarının hiç üzerinde durulmamış, proteinler hakkındaki detay keşifler anlatılırken Darwinistlerin henüz proteinin oluşumunu açıklayamadıkları gerçeğinden hiç bahsedilmemiştir. Oysa günümüzde bir protein molekülünü, 21. yüzyıl teknolojisine sahip laboratuvarlarda bile üretebilmek mümkün olmamaktadır.
- Tek bir proteinin oluşması için DNA gerekir
- Protein olmadan DNA oluşamaz
- DNA olmadan protein oluşamaz
- Protein olmadan protein oluşamaz
- Tek bir proteinin oluşması için 60 ayrı protein gerekir
- Bu proteinlerin bir tanesi bile eksik olsa protein var olamaz
- Ribozom olmadan protein oluşmaz
- RNA olmadan da protein oluşmaz
- ATP olmadan protein oluşmaz
- ATP’yi üretecek mitokondri olmadan da protein oluşmaz.
- Hücre çekirdeği olmadan protein oluşmaz
- Sitoplazma olmadan da protein oluşmaz
- Hücredeki organellerden bir tanesi eksik olsa protein oluşamaz
- Hücredeki bütün organellerin var olması ve çalışması için de proteinler gereklidir
- Bu organeller olmadan da hiçbir şekilde protein olmaz.
Bu sistem, bir arada çalışmak zorunda olan iç içe bir sistemdir. Biri olmadan diğeri olamaz. Tek bir parçası var olsa bile, sistemin diğer parçaları olmadan bu parça hiçbir işe yaramaz.
Kısacası,
BİR PROTEİNİN VAR OLMASI İÇİN HÜCRENİN TAMAMI GEREKİR.Hücre, bugün incelediğimiz ve çok az bir kısmını anlayabildiğimiz mükemmel kompleks yapısı ile var olmadığı sürece, TEK BİR TANE BİLE PROTEİN MEYDANA GELEMEZ.
Darwinistler, kör tesadüfler sonucu meydana gelmesi ihtimali sıfır olan proteinlerin oluşumunu henüz açıklayamamışken, bu yapıların işleyişini evrime delil olarak göstermeye çalışmaları büyük bir mantık hezimetidir. Bu gerçek, aynı zamanda Darwinist aldatmacanın ne kadar geniş çaplı ve ne kadar pervasız uygulandığını da gözler önüne serer. Amaç, okuyucuyu her ne pahasına olursa olsun aldatabilmektir ve bunun için Darwinistler yalana başvurmakta sakınca görmezler.
2. Mutasyonların yıkıcı etkisi Hürriyet yazısında ister istemez dile getirilmiştir.
Hürriyet gazetesi, yayınlamış olduğu yazıda protein zincirine uygulanan yapay mutasyonların mevcut yapıyı zarara uğrattığını açıkça dile getirmektedir. Söz konusu deney sonucunda, Darwinistlerin tek bir proteininin oluşumunu bile açıklayamadıkları muhteşem protein zincirine yapay mutasyonların uygulandığı ve bunlar sonucunda bu zincirde bozulmalar meydana geldiği açıklaması yapılmaktadır. Bir başka deyişle, hayali evrimin en önemli mekanizması olarak öne sürülen mutasyonların yıkıcı ve yok edici etkisi Darwinist bir yayında dile getirilmiş bulunmaktadır.
Mutasyonlar, canlılara dair tüm bilgilerin şifreli olduğu DNA üzerinde, çeşitli etkilerle meydana gelen rastlantısal değişikliklerdir. Mutasyonlara radyasyon, kimyasallar gibi etkenler neden olur. Evrimciler, mutasyonların canlıları evrimleştirdiğini öne sürerler. Oysa mutasyonlar canlılara daima zarar verirler, onları geliştirmezler, onlara yeni özellikler (örneğin kanat, akciğer gibi organlar) kazandıramazlar. Onları ya öldürür ya da sakat bırakırlar. Mutasyonların bir canlıyı geliştirdiğini, ona yeni özellikler kazandırdığını iddia etmek, bir depremin bir şehri daha gelişmiş ve modern bir hale getirdiğini, veya bir bilgisayara çekiçle vurulduğunda bir üst modelinin ortaya çıkacağını iddia etmeye benzer. Nitekim gözlemlenmiş hiçbir mutasyonun genetik bilgiyi artırdığı görülmemiştir.
Söz konusu deneyde de yapay olarak gerçekleştirilen mutasyonlar, mükemmel kompleks yapısıyla varlığını sürdüren ve kusursuz şekilde tüm işlevini yerine getirmekte olan protein zincirine bozucu etkide bulunmuştur. Şaşırtıcı olan evrimin açmazlarının sergilendiği bu çalışmanın, Darwinist yayınlar tarafından pervasızca evrime delil olarak sunuluyor olmasıdır.
3. Söz konusu bilimsel deneyin ortaya koyduğu sonuç Yaratılış’tır.
Yapılan bilimsel çalışma ile ortaya şu sonuç çıkmıştır: Yapay mutasyonlar sonucunda protein zinciri bozulduğunda, ATP üreten proteinler işleyişi korumaya çalışmaktadırlar. Ortaya çıkan bu sonuç bir mucizeyi ifade eder. Mükemmel yapıdaki ve üstün komplekslikteki protein zinciri zarara uğradığında, proteinler adeta bilinçli şekilde hareket etmekte ve sistemi korumaya çalışmaktadırlar. Şaşırtıcı şekilde evrime delil gösterilmeye çalışılan bu durum açıkça ve kesin olarak Rabbimiz’in üstün yaratmasının muhteşem bir delilidir. Proteinin yapısını, meydana gelen muhteşem protein zincirini ve buradaki üstün kompleksliği yoktan yaratan Allah, insan bedeninde mutasyonlar ile meydana gelen yıkıcı etkileri korumak üzere mükemmel bir sistem yaratmıştır. Burada harekete geçen her bir protein Rabbimiz’in ilhamı ve izni ile hareket eder ve işleyiş şekli yine Rabbimiz’in ilhamıyla kusursuzdur.
Darwinistler bu deney ile muhteşem protein yapısını gözlemlemişler, bu mükemmel yapıya dair bir mucize daha keşfetmişlerdir. Ürettikleri, oluşturdukları, yoktan var ettikleri hiçbir şey yoktur. Proteinlerin mucizevi yapıları ve işleyişlerine bir açıklama geliştirememişlerdir. Evrimleşmekte olan bir yapı gözlemlememişlerdir. Tam tersine proteinlerin kat kat kompleks olduğunu görmüşlerdir. Bunun evrimi yıkan bir delil daha olduğunun farkındadırlar. Darwinistlerin olmayan “evrim sürecine delil bulduk” iddiası büyük bir yalandır. Bu yeni keşif, mutasyonların etkisiyle proteinlerde yoktan var olmuş bir yenilik, yani evrimleşme değildir. Burada canlının DNA’sında zaten mevcut olan bilgi ihtiyaç duyulduğunda kullanılmaktadır. Rabbimiz, dış etkenler sonucu canlılarda oluşan zararları tamir edecek olan mekanizmayı canlıların DNA’larına kodlamıştır. Ve bu Allah’ın bir mucizesidir.
Yapılan deney sonucuda ortaya çıkan bu gerçek evrim teorisinin açmazlarına bir yenisini daha eklemektedir. Şu anda Darwinistler, tesadüfen oluşumunu hiçbir şekilde açıklayamadıkları proteinlerin kendi aralarındaki muhteşem işbölümünün ve bilinçli şekilde koruma işlevlerinin de açıklamasını yapmalıdırlar. Elbette proteinlerin tesadüfen oluşumunu hiçbir zaman açıklayamayacakları gibi bunun da açıklamasını yapamayacaklardır. Hürriyet yazısında bahsedildiğinin aksine bu durum, kompleks organizmaların evrimle nasıl oluştuğuna delil vermemekte, tam tersine evrim teorisini temelinden yok etmektedir.
Sonuç: Beyhude evrim propagandaları artık başarıya ulaşmamaktadır
İnsanların evrimin bir aldatmaca olduğuna dair bilgi sahibi olmadıkları, evrim sahtekarlıklarını bilmedikleri, proteinlerin ve hücrenin tesadüfen oluştuğunu zannettikleri, tek bir tane bile ara fosil olmadığının farkında olmadıkları ve Yaratılışı ispatlayan 100 milyon fosilden haberlerinin olmadığı bir dönem vardı. Bu dönem içinde meydanı boş bulan Darwinistler için “propaganda” kullanılan en etkili yöntemdi. Delil getiremedikleri için, delil varmış gibi telkin veriyor, insanları aldatıyor ve bunu tüm dünya çapında organize şekilde gerçekleştiriyorlardı.
Darwinistlerin en büyük yanılgılarından biri, şartların hala aynı olduğunu zannetmeleridir.
Şu anda insanlar evrimin büyük bir kitle aldatmacası olduğunu çok iyi biliyorlar. Ara fosil olmadığının, 150 yıldır sadece sahtekarlık yapıldığının, delil olarak öne sürülen tüm kafataslarının sahte olduğunun artık farkındalar. 100 milyon fosilin evrimi yalanladığını gördüler, milyonlarca yıl değişmeden kalmış olan yaşayan fosilleri incelediler, bunlara kendi elleriyle dokundular. Artık, insanları çürük, temelsiz evrim propagandalarıyla aldatmak mümkün değildir. Artık kimse bu hataya düşmemekte, aynı şeyleri tekrarlayıp duran Darwinist yalanlara yalnızca gülüp geçmektedirler. Hürriyet gazetesine, bu önemli gerçeği artık fark etmesini ve Darwinist propagandanın artık sonuç vermeyeceğini kabul etmesini tavsiye ediyoruz.