Proteinler, hücrelerin temelini oluştururlar. Hücrelerin hem temel yapı taşı hem de karmaşık makineleridirler. Tüm bedenimizin, daha geniş bir ifadeyle tüm canlılığın temelidirler.
Sahip olduğu komplekslik nedeniyle tek bir protein molekülü, Darwinizm'e çok büyük bir darbedir ve yaşamın kendi kendine, tesadüfen başlamadığını açıkça ilan eder.
Proteinin kompleks yapısını oluşturan en temel parçalar amino asitlerdir. Protein, amino asitlerden oluşur. Bir proteinin canlı bedeninde işler halde olabilmesi için amino asitlerin çok fazla şartı yerine getirmeleri gerekmektedir. Protein zincirindeki tüm amino asitlerin sol-elli olmaları, özel bir sıralama ile meydana gelmeleri ve her birinin birbirine peptid bağı adı verilen özel bir bağ ile bağlanmaları gerekmektedir. Bir proteinin, tümüyle sol-elli amino asitlerin özel dizilimleriyle oluşan bir zincire tesadüfen sahip olması ve bu zincirin her parçasının birbirine tesadüfen peptid bağı ile bağlanması ihtimali, yaklaşık 10190'da bir ihtimal olarak hesaplanmıştır. Bu sayı, 10 sayısının yanına 190 sıfır gelmesiyle oluşan sayıdır. Böyle bir ihtimalin gerçekleşebilmesi için dünyanın yaşı kadar uzun bir süre verilse bile, bu proteinin tesadüflerin eseri olarak oluşması imkansızdır. Nitekim matematiksel olarak da, 1050'de bir ihtimalin "sıfır" olarak kabul edildiğini de göz önünde bulundurursak, bu gerçek çok daha açık bir şekilde ortaya çıkar. Çünkü 10190 sayısı, yaklaşık 4 tane 1050 sayısından oluşmaktadır.
(1050.1050.1050.1040=10190)
Tek bir proteinin tesadüfen oluşmasının imkansızlığı, canlılığın temelinin tesadüfen meydana gelmiş olduğu ihtimalini tümüyle ortadan kaldırır ki, bu da evrim teorisinin sonu demektir. Genetik, mikrobiyoloji, paleontoloji gibi bilimler ile zaten çeşitli şekillerde çürütülmüş olan bu teorinin, yapılan bu ihtimal hesaplamaları sonucunda canlılığın kökenine hiçbir açıklama getiremediği bir kez daha kanıtlanmış olmaktadır. Ne canlıların kökeninde, ne de canlıların gelişiminde tesadüfi bir aşama, evrimsel bir süreç yoktur.
Böyle bir sürecin var olması kuşkusuz mümkün değildir. Çünkü tüm varlıkların yaratılması, üstün ve güçlü olan Yüce Allah (cc)'ın "Ol" emriyledir. Bir canlıyı mükemmel kılan tüm moleküler makineler, O dilediği için bu kadar kompleks ve kusursuzdur. Sizi ve etrafınızdaki tüm canlı varlıkları oluşturan sayısız protein, bu mükemmelliğe tam anlamıyla sahiptirler. Tüm varlıkların Yaratıcısı, Yüce, büyük ve ulu olan, tüm alemlerin hakimi Allah (cc)'ın eşsiz sanatını sergilerler. Ayetlerde Allah'ın yaratmasıyla ilgili şöyle buyrulmaktadır:
Ey insanlar, eğer dirilişten yana bir kuşku içindeyseniz, gerçek şu ki, Biz sizi topraktan yarattık, sonra bir damla sudan, sonra bir alak'tan (embriyo), sonra yaratılış biçimi belli belirsiz bir çiğnem et parçasından; size (kudretimizi) açıkça göstermek için. Dilediğimizi, adı konulmuş bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da erginlik çağına erişmeniz için (sizi büyütüyoruz). Sizden kiminizin hayatına son verilmekte, kiminiz de, bildikten sonra hiçbir şey bilmeme durumuna gelmesi için ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilmektedir. Yeryüzünü kupkuru ölü gibi görürsün, fakat Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve her güzel çiftten (ürünler) bitirir. İşte böyle; şüphesiz Allah, hakkın Kendisi'dir ve şüphesiz ölüleri diriltir ve gerçekten herşeye güç yetirendir. (Hac Suresi, 5-6)