Gıda yoluyla alınan proteinler, insan vücudunun yapısına aynen katılmazlar. Önce, hücredeki özel laboratuvarlara alınırlar ve burada “aminoasit” adı verilen daha küçük moleküllere ayrıştırılırlar. Daha sonra ise bu aminoasitler, hücre DNA’sında şifreleri bulunan 200.000 kadar protein çeşidinden o anda gerekli olanlarını oluşturmak üzere yeni dizilimlerle bir araya getirilirler. Her aşaması ayrı birer mucize olan bu kompleks işlemler serisine “protein sentezi” adı verilir. Bu işlemlerin her birisinde de onlarca ara işlem meydana gelir. İnsan günlük hayatında, hiç farkında değilken, vücudundaki 100 trilyon hücrenin hemen hepsinde bu işlemler her an tekrarlanır. Bu tıpkı bir fabrikada çok çeşitli ürünlerin üretilmesine benzetilebilir. Elbette fabrikadaki üretim şuursuzca yapılmaz. Mutlaka işlerin akışını düzenleyen, kar-zarar analizi yapan, kaynak ihtiyaçlarını ya da üretimin miktarını belirleyen insanların olması zorunludur. Hücrelerimiz de tıpkı fabrikalar gibidir. Hücrelerimizde binlerce çeşit protein üretilir. Son yıllardaki bilimsel gelişmeler bedenimizdeki protein üretiminde eşsiz bir kontrol sistemi olduğunu ortaya koymuştur.
www.40konudahucre.beyazsiteler.com
Hücredeki Temel Üretim Malzemesi: Proteinler
Hücrenin en temel yapıtaşları proteinlerdir. Proteinlerin bilgisi ise içinde bir tür kütüphane barındıran DNA’da yazılıdır. Protein üretimi için bu bilgilerin DNA’dan alınması gerekir. Ancak DNA’dan bu bilgilerin kendisi değil de bir tür kopyası alınır. Bu kopya bilgiler mesajcı RNA, (m)RNA adlı moleküllerde şifrelidir. mRNA’daki şifreler ribozomlarda çözülerek proteinler üretilir. Ancak ribozomlar da proteinlerden meydana gelmiştir.
Hücre içinde bulunan ribozomlar, mRNA adlı moleküllerdeki şifreleri çözerler. mRNA’larda proteinlerin hangi aminoasitlerden oluştuğu yazılıdır. Aminoasitler ribozomlarda peptid adlı özel bir bağla birleştirilirler. Ribozomda kullanılan bilgi, aslında DNA’da yazılıdır. DNA’daki bu bilgi çok akılcı bir sistemle mRNA’lara geçirilir. Bu bakımdan ribozomlar, tıpkı bilgisayar yazıcıları gibi çalışırlar. Yazıcılara 1 ve 0’lardan oluşan şifrelenmiş bilgiler gelir. Bu bilgiler yazıcıda çözülerek resim ve yazı olarak bir kağıda basılır. Bu sistemin aynısının hücrelerde kullanılıyor olması açık bir yaratılış delilidir.
DNA’da Bilgi Dışında Kalan Bölgelerin Şifreleri
DNA’daki bilginin mRNA’lara kopyalanma işlemi için çok sayıda robot molekül çalışır. DNA sanıldığının aksine yalnızca bilgiden ibaret bir ansiklopedi değildir. DNA’da üretimin kontolünden sorumlu çok sayıda bölge de bulunur. Bilginin nerede başladığını ve nerede bittiğini haber veren diziler, DNA’dan kopyalama yapan robot moleküllerin bağlanabileceği diziler, üretiminin hızının artırılmasını ve azaltılmasını sağlayan hız ayar dizileri bunlardan bazısıdır.
Protein Üretiminin Kontrolü
İki tip protein üretimin başlayıp durmasına karar verir. Bunlar DNA’da onlar için hazırlanmış olan özel bölgelere bağlanarak fabrika üretiminin kilidini açar ya da kapatır.
Kuşkusuz bu durum evrim teorisini tam anlamıyla çökertir. Çünkü kendinden habersiz atomların bir kısmının kontrolünü başka atomların ele alması olacak bir iş değildir. Atomların şuuru, zekası, bilgisi ve karar alma özelliği yoktur. Atomlarda tecelli eden bu sanat Allah’ındır.
Üretim kontrolünün bulunmadığı bir hücre, kaynakları doğru bir şekilde kullanamaz. Böyle bir durumda ya hiç protein üretilemez, ya da kontrolsüz bir şekilde sürekli protein üretilir. Bu da kaynakların tükenmesine ve hücrenin ölmesine sebep olur.
Hücrede ya da doğanın başka herhangi bir parçasında, ortaya çıkan akıl, “kendi kendine” oluşan bir akıl değildir. Tüm varlıklar, Allah tarafından kendilerine emredilen işi yapmaktadırlar ve bu işlerde ortaya çıkan akıl, Allah’ın aklıdır.
Evrende, Allah’ın tecellilerinden başka hiçbir şey yoktur. Herşey O’ndandır, O’nu gösterir, O’nu tanıtır ve O’na boyun eğer. Bir ayette şöyle buyrulur:
“Allah... O’ndan başka İlah yoktur. Diridir, kâimdir. O’nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. İzni olmaksızın O’nun Katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O’na güç gelmez. O, pek Yücedir, pek büyüktür.” (Bakara Suresi, 255)
www.proteinmucizesi.imanisiteler.com
Kontrol Sistemindeki Kusursuz Yaratılış: miRNA ve siRNA’lar
Son yıllarda yapılan araştırmalar, DNA’da hüküm süren kontrol sisteminin düşünüldüğünden çok daha kompleks olduğunu ortaya koymaktadır. Araştırmalara göre DNA’dan miRNA ve siRNA adlı küçük boyutlu kontrol molekülleri üretilir. Bu moleküller hücre içine yollanır. Kontrol molekülleri hücre içinde mRNA’lara bağlanarak onları ya keserler ya da etkisiz hale getirirler. Böylece protein üretimi durdurulur.
Bu küçük kontrol moleküllerinin üretimleri, hedef yerlerine varmaları ve görevlerini yerine getirmeleri son derece mükemmeldir. Bunun için birbirini takip eden ara aşamalar gereklidir. Bu aşamalarda da çok sayıda protein görev alır.
Yazı boyunca anlatılan “bilmek”, “hesaplamak”, “istemek” ve “yaratmak” gibi özelliklerin kuşkusuz bu küçük molekül yığınlarında var olamayacağı açıktır. Bu özellikler sonsuz kudret sahibi olan Allah’ın sıfatlarıdır. Allah bu sıfatlarını, tüm kainatta gösterdiği gibi, gözle görülemeyen bir hücrenin çekirdeğindeki cansız bir molekülde de göstermektedir. Biraz akıl sahibi bir insan bu sistemin yaratıldığını ve evrendeki diğer bütün sistemlerin olduğu gibi hücrenin de Allah’ın mutlak kontrolünde olduğunu anlar.
Kuran’da Allah’ın tüm varlıkları üzerindeki hakimiyeti şöyle haber verilmiştir:
Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim. O’nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.) (Hud Suresi, 56)
Sistemdeki Eksik ve Kusurlar Kanser Gibi Hastalıklara Sebep Olur
Görüldüğü üzere protein üretiminde ve üretimin kontrolünde sayısız protein görevlidir. Bunlarda en ufak bir eksiklik veya hata canlıya avantaj değil ölüm getirir. Örneğin miRNA’nın az veya çok üretilmesinin farklı kanser türlerine sebep olduğu bulunmuştur. Bu da hücredeki sistemin kademe kademe gelişmesinin mümkün olmadığını gösterir. Hayat bir bütün olarak yaratılmıştır. Hücrelerimizdeki her bir parça bir diğeri ile el ele verip, birbirine adeta yardımcı olur.
Allah’ın yarattığı sistem, mükemmel detaylarla doludur ve hepsi bize Yaratıcımız Allah’ın gücünü anlamamızda yardım eder.
“De ki: “Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?” De ki: “Allah’tır.” De ki: “Öyleyse, O’nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?” De ki: “Hiç görmeyen (a’ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?” Yoksa Allah’a, O’nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki: “Allah, herşeyin Yaratıcısıdır ve O, tektir, kahredici olandır.”” (Rad Suresi, 16)