Mustafa Karaman Hoca 9 Şubat 2013 tarihinde yaptığı konuşmasında risalelerle ilgili arka arkaya hatalı açıklamalarda bulunmaktadır.
Üstad Sünuhat’ın “RÜYADA BİR HİTABE” olarak adlandırdığı bölümünde 1916 yılında Rüya-yı Sadıka yani dünyada gerçekliği çıkan sadık rüya olarak adlandırdığı bir rüyasını aktarmıştır. Rüyasında muhteşem bir meclise girdiğini, meclisten bir zatın kendisine "EY FELÂKET, HELÂKET ASRININ ADAMI, SENİN DE REYİN VAR. FİKRİNİ BEYAN ET." diye hitap ettiğini anlatmaktadır.
Ancak Mustafa Karaman Hoca, Mehdiyet konusunu anlattığı bir sırada, Üstad Hazretleri’nin bu anlatımını da yine yanlış yorumlayarak kendisini dinleyen yüzlerce insanı yanlış yönlendirmektedir.
Mustafa Karaman Hoca; Bediüzzaman Hazretleri için söylenen; “Felaket asrının adamısın” ifadesini “YANİ HARBİ UMUMİYEYİ GÖRDÜN” şeklinde açıklamaktadır. Bu açıklama kısmen doğrudur. Ancak Karaman Hoca, sözün devamında geçen; "EY FELÂKET, HELÂKET ASRININ ADAMI, SENİN DE REYİN VAR. FİKRİNİ BEYAN ET." ifadesindeki “... HELAKET (YIKILIŞ-MAHVOLUŞ) ASRININ ADAMI...” ifadesini gerçek anlamından saptırarak; “YANİ BU HİTAP KIYAMETE KADAR SENİN DAVAN GEÇERLİ DİĞERLERİ SENİN GÖLGENDE KALACAK ANLAMINA GELİYOR” şeklinde yorumlamaktadır. Oysa helaket kelimesi Nur talebelerinin kendi sitelerinde şöyle açıklanmaktadır:
Görüldüğü gibi “HELAKET” kelimesinin anlamı yıkılış, mahvoluş olmasına rağmen Karaman Hoca her nedense bu ifadeyi tamamen kişisel ve duygusal bir anlatımla talebelerine açıklamakta ve üstadın risalede kastettiği anlamı aslından saptırmaktadır.
Ancak bu durum, Osmanlıcaya ve risalelere hakimiyetleri zayıf olan bir kısım dinleyenler tarafından fark edilmemektedir.
Aralarından tek bir kişi çıkıp Mustafa Karaman Hocaya;
· “Hocam Helaket kelimesi ‘Yıkılma, mahvolma’ anlamındadır. Siz nasıl helaket asrının adamı ifadesini “kıyamete kadar senin davan geçerli diğerleri senin gölgende kalacak” şeklinde tefsir ediyorsunuz?
· Üstadımız Risalelerinde helaket kelimesini daima yıkılma, mahvolma anlamlarını verecek şekilde kullanmış, siz anlamını tamamen değiştirerek insanları yanlış yönlendirmiş oluyorsunuz.
· Herkes bu şekilde kendine göre bir mana çıkartırsa Risalelerin saygınlığı tehlikeye düşmez mi? diye sormamaktadır.
Ayrıca Bediüzzaman Hazretleri Mustafa Karaman Hoca’nın söylediği gibi sadece 1. Dünya Savaşı’nı ve o dönemin zorluklarını yaşamakla da kalmamıştır. Üstad Hazretleri, 2. Dünya Savaşı’nı, Balkan Savaşlarını, Kurtuluş Savaşı’nı da görmüştür. Söz konusu savaşların beraberlerinde getirdiği her türlü zorluğu, felaketi, yıkımı da bizzat yaşamış bir zat-ı muhteremdir.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin yaşadığı dönem dünya üzerinde çok kanlı, sıkıntılı, yokluk ve sefalet dolu felaketler ve helaketler dönemidir. Teknoloji çok geri düzeydedir. En ileri haberleşme teknolojisi telgraftır. Ülkelerin ekonomileri ve sanayileri savaşlar ve yıkımların etkisiyle çökmüştür. Komünizmin, faşizmin, ateizmin, Darwinizm’in, materyalist düşüncenin kanlı eylemlerini doruk noktasına çıkardıkları, Avrupa ve Rusya’da eli kanlı diktatörlerin insanlığı dinsizlik ruhuyla perişan ettiği karanlık bir çağdır. Vatanımızda da kurtuluş mücadelesinin devam ettiği zorlu bir dönemdir. Bediüzzaman Hazretleri’nin hayatı da işte bu savaşlar, yokluklar ve kıtlıklar içinde geçmiştir.
İŞTE BU NEDENLERLEDİR Kİ ÜSTADIMIZ FELAKET VE HALEKET ASRININ ADAMIDIR.
DOLAYISIYLA MUSTAFA KARAMAN HOCAMIZ’IN ANLATTIĞI GİBİ BİR BAHAR ORTAMINDA DEĞİL BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ’NİN BELİRTTİĞİ GİBİ BİR KIŞ ORTAMINDA YAŞAMIŞTIR.
Bediüzzaman Hazretleri’nin yaşadığı dönem Lenin’in, Stalin’in, Charles Darwin’in, Mussolini’nin, Hitler’in dönemidir. Üstadımız’ın deyişiyle bu dönemde; “bilimsel ve felsefik akımların şiddetli etkisi sonucu; maddiyyun yani materyalizm ve tabiyyun yani Darwinizm ve ateizm belaları insanlar arasında yayılmıştır. Bunun sonucu olarak da insanlık dehşetli felaketlere ve yıkımlara uğramıştır.
Üstad Hazretleri, kendi döneminde tüm dünyayı bir kanser gibi sarıp kuşatan bu dinsizlik akımlarını fikren ortadan kaldıracak olan kişinin ileride gelecek olan ahir zamanın büyük Mehdisi olduğunu açıklamaktadır.
…Ve onun (Hz. Mehdi (as)’ın) üç büyük vazifesi olacak:
Birincisi : FEN VE FELSEFENİN ETKİSİYLE VE MADDİYYUN (materyalizm) VE TABİİYYUN (Darwinizm) TAUNU (VEBASININ) BEŞER İÇİNE YAYILMASIYLA, HER ŞEYDEN EVVEL FELSEFEYİ VE MATERYALİZM, DARWİNİZM VE ATEİZM SALGINI FİKRİNİ TAM SUSTURACAK BİR TARZDA ÎMANI KURTARMAKTIR… Emirdağ Lahikası, sf. 231
Ancak bu büyük olayın kendisinden 100 yıl sonra yaşanacak olan Ahir zamanda yani insanlarla iletişimin, teknolojik gelişmelerin, ulaşımın, sanayideki atılımların en üst düzeye ulaşacağı gelişmiş bir dönemde gerçekleşeceğini de anlatmaktadır.
... Tâ Ahir zamanda, hayatın geniş dairesinde, asıl sahipleri, yani Mehdî ve şakirtleri Cenab-ı Hakkın izniyle gelir, o daireyi genişlettirir ve o tohumlar sümbüllenir. Bizler de kabrimizde seyredip Allah’a şükrederiz. Kastamonu Lahikası, Sayfa 72, Tarihçe-i Hayat, Sayfa 258, Hizmet Rehberi, Sayfa 267, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Sayfa 153)
Hz. Mehdi (as)’ın bizzat kendisi deccaliyetle de çok ciddi fikri bir mücadele içinde olacaktır.
Bediüzzaman Hazretleri döneminde Darwinizm, Komünizm, ateizm gibi dinsiz felsefelerin kasıp kavurduğu dünyayı, Üstadımız’dan 100 yıl sonra gelecek olan Hz. Mehdi (as) yeniden canlandıracaktır.
Dolayısıyla Mustafa Karaman Hoca helaket asrının adamı hitabını kıyamete kadar Bediüzzaman Hazretleri’nin davası geçerli diğerleri onun gölgesinde kalacak şeklinde açıklayarak büyük bir hata yapmaktadır. Bediüzzaman Hazretleri kendisinden 100 yıl sonra gelecek olan Hz. Mehdi (as)’ın gelmiş geçmiş EN BÜYÜK MÜÇTEHİD, EN BÜYÜK MÜCEDDİD, HAKİM, MÜRŞİT VE KUTB-U AZAM olacağını söylemektedir.
... Ahir Zaman'ın en büyük fesadı zamanında, elbette EN BÜYÜK BİR MÜÇTEHİD (ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi) hem EN BÜYÜK BİR MÜCEDDİD (her yüzyıl başında dini hakikatleri dev§rin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük İslam alimi, yenileyen), hem HAKİM, hem MEHDİ hem MÜRŞİD hem KUTB-U AZAM (Müslümanların kendisine bağlandıkları büyük evliyalardan, zamanın en büyük mürşidi) olarak BİR ZAT-I NURANİYİ GÖNDERECEK ve O ZAT da, EHL-İ BEYT-İ NEBEVİDEN (Peygamberimiz (sav)’in soyundan) OLACAKTIR. (Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup, Yedinci Risale Olan Yedinci Kısım, s. 411-412)
Ancak Üstad hazretleri’nin bu açık ifadesine rağmen, Mustafa Karaman’ın “helaket asrının adamı demek; diğerleri Bediüzzaman’ın gölgesinde kalacak demektir” şeklinde çok yanlış bir açıklama yapması Üstad Hazretleri’ne haşa; “Sen yalan söylüyorsun, doğrusunu ben biliyorum” demekle aynı anlama gelir.
oysa;
1. Bediüzzaman Hazretleri en büyük müçtehid ve en büyük müceddid değildir. Kendi zamanında içtihad yapılamayacağını ancak Hz. Mehdi (as)’ın içtihad yapacağını ifade etmiştir. İmam Şafi’ye bağlıdır. Hayatı boyunca İmam Şafi Hazretleri’nin içtihadlarına uymuştur. Oysa Hz. Mehdi (as) gelmiş geçmiş en büyük müçtehid ve en büyük müceddid olacaktır. YALAN MI?
BU SÖZLERİN TAMAMINDA ÜSTAD HAZRETLERİ YALAN MI SÖYLEDİ? BUNU MU İDDİA EDİYORSUNUZ?
“... Evvelâ: BEN ŞAFİÎ’YİM...” (Emirdağ Lahikası, s. 38)
“... Hem HUSUSÎ ŞAFİÎCE İBADETİME...” (Büyük Tarihçe-i Hayat, s. 202)
“... Yalnız bu kadar var. BEN ŞAFİÎYİM...” (Büyük Tarihçe-i Hayat, s. 206)
“... hattâ camiime ve ibadetime tecavüz edildi. ŞÂFİÎLERCE, TESBİHAT İÇİNDE KELİME-İ TEVHİDİN TEKRARI SÜNNET İKEN, BANA TERK ETTİRİLMEYE ÇALIŞILDI...” (Mektubat, Sayfa 346)
2. Üstad Hazretleri hakim olmamıştır. İslam aleminin halifesi de olmamıştır. Hz. Mehdi (as) İslam aleminin manevi halifesi olacaktır. Bu da mı yalan?
3. Bediüzzaman Hazretleri Hayatın geniş dairesinde değil dar dairesinde hizmetini sürdürmüştür. Bu da mı yalan?
4. Yaşadığı dönemde Materyalizm, Darwinizm, komunizm, ateizm gibi dinsiz felsefeler revaç bulmuş ve gelişmiştir. Oysa Hz. Mehdi (as) tüm bu dinsiz felsefeleri fikren tam anlamıyla susturacaktır. Bu da mı yalan?
5. Bediüzzaman Hazretleri üç büyük görevden birini sadece bir cihette yaptığını kendisi söylemiştir. Hz. Mehdi as bizzat bu üç büyük görevi bir arada yerine getirecektir. Bu da mı yalan?
6. Kendi deyimiyle kışta gelmiştir ve baharda gelecek olan Hz. Mehdi as ve talebelerine zemin hazırlamıştır. Bu da mı yalan?
7. İttihad-ı İslam’ı tesis etmemiştir. Bu da mı yalan?
8. Yaşadığı dönemde Hz. İsa as nüzul etmemiştir. Bu da mı yalan?
9. Dindar hıristiyanlarla geniş çaplı bir ittifak sağlanmamıştır. Bu da mı yalan?
10. Defalarca Hz. Mehdi (as)’ın kendisinden 100 yıl sonra yani Hicri 1400 de zuhur edeceğini söylemiştir. Bu sözlerin tamamında da Bediüzzaman Hazretleri "yalan söyledi" mi diyorsunuz?
İSTİKBAL-İ DÜNYEVİYEDE (dünyanın geleceğinde)
1400 SENE SONRA GELECEK bir HAKİKATİ asırlarında KARİB (yakın) ZANNETMİŞLER.
(Sözler, s. 318)
ŞİMDİ HATIRA GELDİ Kİ, EĞER ŞEDDELİ ’ (lam) LAR ve (mim) İKİŞER SAYILSA, BUNDAN BİR ASIR SONRA ZULÜMATI DAĞITACAK ZATLAR İSE, HAZRET-İ MEHDÎNİN ŞAKİRTLERİ OLABİLİR…
(Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s.131, 132)
HAKİKİ BEKLENİLEN ve BİR ASIR SONRA GELECEK O ZAT dahi bu zamanda gelse...
(Kastamonu Lahikası, s. 57)
Ayrıca Bediüzzaman Hazretleri Hz. Mehdi (as)’ın öncesinde ona ortam hazırlayan bir hizmetkarı olduğunu da söylemektedir:
... o ileride gelecek acip (Şaşılan ve hayret uyandıran şey; benzeri görülmeyen; garip) şahsın (Hz. Mehdi (as’ın) bir hizmetkârı ve ona (HZ. MEHDİ (AS)’A) yer hazır edecek bir dümdârı (Ordunun geriden gelen emniyet kuvveti) ve o büyük kumandanın pîşdâr (öncü) bir neferi (askeri) olduğumu zannediyorum. ...
(Barla Lahikası, sf. 162)
BU DA MI YALAN?
Dolayısıyla biz başkalarının yorumlarına değil Üstad hazretleri’nin bizzat kendi kaleminden çıkan sözlerine inanırız.
Bu nedenlerledir ki Mustafa Karaman Hocamız Üstadımız’ın son derece açık olan anlatımlarına yorum katmayı bırakmalı, eklemeler çıkarmalar yapmaktan vazgeçmelidir. Çünkü aksi, hem ayıp hem de günahtır.