Sayın Adnan Oktar sohbet programlarında sık sık siyasetçilerimizin halkın tüm kesiminden insanlarını kucaklayan bir tavır göstermelerini önermektedir. Ateist, Solcu, Alevi, Sünni tüm inanıştan insanların bu ülkenin vatandaşı olduğunu ve tertemiz Müslümanlar olduklarını söylemektedir. Saadet Partisi’nin de tüm kesimleri kucaklayıcı bir merhamet anlayışına sahip olmaları gerektiğini ifade etmektedir. Nitekim Mustafa Kamalak hocamız da bu yönde çok birleştirici konuşmalar yapmaktadır. 14 Temmuz 2013, A9 TV ADNAN OKTAR: Erbakan Hocam herkesi kucaklardı, herkesi severdi, musafaha ederdi. Avuçlarının içi sevgi doluydu, muhabbet doluydu. Saadet Partisi eskiden gürül gürüldü. Herkesi kucaklardı, herkesi severdi, gönülleri, kalpleri sevgiyle doluydu. Şu an bambaşka bir kafa, bambaşka bir mantık gelişti. ‘Şu kişiyle görüşmem, bu kişiyle görüşmem’ diyorlar. Başı açık insanlara da sahip çıkın, dekolte hanımlara da sahip çıkın, dinsize de, dindara da herkese sahip çıkın, Süleymanlı kardeşlerimize sahip çıkın, Nur talebelerine sahip çıkın, tüm cemaatlere sahip çıkın. Herkese mesafeli bir tavır var. Muazzam mesafeliler; Süleymanlı kardeşlerime mesafeliler, Nur talebelerine mesafeliler, başı açık hanımlara mesafeliler, dekolte hanımlara mesafeliler. Kendi düşüncelerindeki insanlar dışında hiç kimseyle görüşmek istemiyorlar. Halbuki herkesi kucaklayan bir ruh olması lazım. 5 ağustos 2013, A9 TV ADNAN OKTAR: Bütün dünyada şu bağnazlık bitse, bu belalar da olmaz. Mesela bak ben bütün partilere karşı şefkat duyuyorum. Hepsinin haklı yönleri oluyor, güzel yönleri. Mesela Saadet Partisi’nin ayrı bir güzelliği var, destekliyorum. MHP’nin ihtiyaç yönü çok fazla, çimento yönü çok önemli millet için, bölücülüğe karşı gücü çok önemli, destekliyorum. Mesela Cumhuriyet Halk Partisi’ni niye kenara atayım? Çünkü laik yönü güzel. Atatürkçü modern yönü güzel. Bağnazlığa karşı tavrı güzel, İslam’a yaklaşımındaki yeni atağı çok güzel. CHP’nin her zaman bir şefkate, desteğe ihtiyacı olduğunu da görüyoruz. Dışlamak çok akla yatkın bir hareket değil. Şefkat, koruma akıllıca bir tavır. Gaziantep Olay TV; Çay TV; 10 Ağustos 2010 ADNAN OKTAR: Fikir özgürlüğü. Mesela şimdi bu hiç vurgulanmıyor. Mesela diyorsun ki: “Anlayışlı olmak lazım” Ne demek bu; MARKSİST DE OLABİLİR, DİNSİZ DE ATEİST DE OLABİLİR. ONLARA KARŞI SAYGILI OLMAK GEREKİR. KİMSEYE BASKI YAPMAMAK, İNANÇLARINA BASKI YAPMAMAK VE İNANCINDAN DOLAYI DA ONA KARŞI SAYGISIZ BİR TAVIR GÖSTERMEMEK. BİRİNCİ SINIF İNSAN MUAMELESİ YAPMAK HERKESE, değil mi? MARKSİST DE OLABİLİR YİNE SAYGILI VE SEVECEN DAVRANACAKSIN. Albaghdadi TV, 30 Nisan 2008 Adnan Oktar: Laik sistem içerisinde dinin anlatılması, İslam'ın anlatılması ve yaşanması taraftarıyım bunda herkesin huzurlu olacağını düşünüyorum. Çünkü bir toplumda dinsiz de vardır, Yahudi de vardır Hıristiyan da vardır. Onların da hakkı vardır. Onlar da birinci sınıf vatandaştır ve hatta değişik mezhepler vardır. Mesela Aleviler vardır, Caferiler vardır hepsi bizim kardeşimizdir. Hepsine derin bir muhabbet duyarız ve onların hiç bir şekilde mağdur edilmesini gönlümüz kabul etmez. Zaten ben o tip bir mezhep ayrımında Alevi'yi de Caferi'yi de hepsini bir görüyorum, yani hepsini kardeşim olarak görüyorum. Bir tek ehl-i kitap Kuran'da belirtildiği gibi ehl-i kitaptır onlar ama onlar da bizim Kuran'da kardeşimizdir, dostumuzdur. Onların da hakkı hukuku vardır. Onlarla da dostluk ve sevgi bağı içerisinde yaşamamız gerekir. Azerbaycan Novaye Vremya, 6 Ekim 2008 Adnan Oktar: Alevi, Sünni, Caferi hiç fark etmez hepimiz kardeşiz. Hepimiz ehli kıbleyiz, hepimiz Allah dostuyuz, Allah’a inanmayanlar da bizim kardeşimizdir, olabilir Allah onları da öyle yaratmıştır. Onlara karşıda bizim içimizde bir düşmanlık hissi yok. Çünkü Allah insanları çeşit çeşit yaratmıştır. Onların kaderi de öyle. Onlar da birinci sınıf insandır, birinci sınıf vatandaştır. Hep birlikte kardeşçe yaşayacağız İnşaAllah. Ama çok samimi olmamız, gayretli olmamız, fedakar olmamız gerekiyor. |