İman edenlerin en belirgin özelliklerinden biri, bulundukları her yerde insanlara Allah (cc)`ı hatırlatıyor olmalarıdır. Sözlü olarak birşey söylemeseler dahi, tüm hal ve tavırlarıyla insanlar üzerinde, onlara bu gerçeği hatırlatan bir etki oluştururlar. "Lisan-ı hal" olarak ifade edilen bu tavırları, iman edenlerin güzel ahlakını ortaya koyan ve onları diğer insanlardan ayıran önemli bir mümin vasfıdır. Bir hadiste Peygamber Efendimiz (sav), müminlerin insanlar üzerinde oluşturduğu bu etkiye "Allah`ın velileri öyle kimselerdir ki görüldüklerinde Allah hatırlanır". (Ramuz El-Hadis, cilt 1, s. 161, Hz. İbni Abbas r.a.) sözleriyle dikkat çekmiştir. Bir başka hadiste ise iman edenlerin bu özelliği, "Bu ümmetin en hayırlılarını size bildireyim mi? Onlar öyle kimselerdir ki insanlar onları gördüğünde Allah`ı hatırlarlar ve kendilerinin yanında Allah zikredilirse, O`nun zikrine yardımcı olur. (Ramuz El-Hadis, cilt 1, s. 166, Hz. İbni Abbas r.a.) sözleriyle ifade edilmiştir.
Bu durumun en önemli sebebi ise hiç kuşkusuz ki müminlerin akıllarında ve kalplerinde her an Yüce Allah (cc)`ın zikrinin olmasıdır. İman edenler, Rabbimiz`i dünyadaki herkesten ve herşeyden çok daha fazla sever ve O`nu herşeyin üzerinde tutarlar. Allah (cc) onların bu güçlü sevgilerine ve derin bağlılıklarına bir ayette "İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını 'eş ve ortak' tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür..." (Bakara Suresi, 165) sözleriyle bildirmiştir. Her an Allah (cc)`ı düşündükleri, O`ndan korkup sakındıkları ve O`nun rızasına uygun şekilde hareket ettikleri için, doğal olarak çevrelerine de bu ahlakı yansıtmakta ve onlara bu yönde etki etmektedirler. Öyle ki çoğu zaman, şeytanın ve onun telkini altındaki insanların etkisiyle dünya hayatının geçiciliğini, ölümün yakınlığını, ahiretin gerçekliğini unutan insanlar, iman edenlerin yanına geldiklerinde bir anda tüm bu gerçekleri tüm açıklığıyla görebilmeye başlarlar.
İman edenlerin bu güzel özelliği, tüm insanlar için büyük bir nimettir. Bu nimeti samimiyetle değerlendirecek olurlarsa, onların bu güzel hali sayesinde şeytanın üzerlerinde oluşturduğu etkiden, akıllarında oluşturduğu pustan hemen kurtulma imkanı bulmuş olurlar. Gerçekleri açık bir şuurla görüp, doğru değerlendirebilirler. Aldatıcı ve geçici değerlerin peşinde koşmaktansa, Allah (cc)`ın bildirdiği gerçekler uğrunda çaba harcamaya başlarlar. Allah (cc)`tan başka edindikleri sahte ilahların (Allah (cc)`ı tenzih ederiz) rızasını aramaktan, her an onları düşünüp, onları memnun etme hırsından kurtulup kalplerini insanların tek ve gerçek İlahı olan Allah (cc)`a bağlar ve O`nun razı olacağı ahlaka göre yaşarlar.