Müminler imanlarından kaynaklanan samimi, dürüst tavırlarıyla, güvenilir kişilikleriyle, vicdanlı ve akıllı olduklarını ortaya koyan davranışlarıyla insanlar üzerinde Rahmani bir etki oluşturur ve bu halleriyle onları Allah (cc)`ın rızasına yöneltirler. Büyük mütefekkir Bediüzzaman Said Nursi, iman edenlerin bu mümin vasfının önemine, "Lisan-ı hal, lisan-ı kalden (söz ile ifade etmekten) daha tesirlidir."(Şualar, s. 258) sözleriyle dikkat çekmiştir. Peygamberimiz, Resul-ü Ekrem Efendimiz (sav) ise, müminlerin bu güzel ahlak özelliklerine şu sözleriyle dikkat çekmiştir: Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Size en hayırlınızı haber vereyim mi?" Ashab: "Evet, ey Allah'ın Resulü" dediler. Dedi ki: "Sizin en hayırlınız görüldüğünde Allah'ı hatırlatandır" (Kütüb-ü Sitte)
Bir başka hadisinde ise Resulullah Efendimiz (sav) müminlerin bu tavrını şöyle bildirmiştir:
Abdullahi`bnu Amrı`bni`l-As (R.A.) şöyle demiştir: "Bir kimse Müslümanların hangisi daha hayırlıdır? " diye sordu. Peygamber: "Müslümanlar, dilinden ve elinden selamete (kötülükten kurtulan, doğruluk) kalandır" cevabını verdi. (Sahih-i Müslim, c. 9, s. 102)
İman sahipleri, sözleriyle olduğu kadar, yaptıkları bu lisan-ı hal tebliğiyle de hem birbirlerini hem de çevrelerindeki insanları imani olarak sürekli daha da güçlendirir, daha derin bir maneviyat kazanmalarına vesile olurlar. Çünkü hikmetli bir konuşma nasıl kalpte etki uyandırıyorsa, inandıklarını ve konuştuklarını uygulayan, en güzel şekilde yerine getiren insan da karşı tarafa olabilecek en fazla faydayı sağlar. Anlattığı konuyu aynı zamanda kendi üzerinde de yaşayan insan bu konudaki en güzel örneği oluşturur. Böyle bir insanın konuşmalarını duymadan, sadece tavırlarına şahit olunması bile, Allah (cc)`ın dilemesiyle bu etkiyi oluşturur.
Nitekim halin insan üzerindeki tesiri herkesçe bilinen bir durumdur. Üstün ahlaklı bir insan hemen fark edilir ve karşısındaki kişilere birçok konuda doğru yönde karar aldıran bir etki uyandırır. Herkes olgun, aklı başında, efendi, dengeli, güler yüzlü, samimi, temiz bir insanla birlikte olmaktan hem büyük zevk alır hem de o kişiyle kıyas yaparak kendi eksikliklerini tespit edebilir. Bu tespit de, huyunu daha güzelleştirmesi için önemli bir vesile olur. Müminin üzerindeki bu hal, Rahman ve Rahim, lütfu tüm kainatı sarıp kuşatmış olan Yüce Rabbimiz`in kullarına bir rahmetidir. Allah (cc), bir ayette müminlerin birbirlerinin velileri olduğunu hatırlatmış ve rahmetinin bu kimseler üzerine olduğunu bildirmiştir:
"Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resûlü`ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir." (Tevbe Suresi, 71)