Ocak ayının soğuk bir günüydü. Mirnes ve kuzeni Nedzad Seljuble köyünde birlikte ormana odun kesmeye gitmişlerdi. Büyük bir patlamanın ardından kısa bir sessizlik oldu. Patlayan bir mayındı. Mirnes kollarından ağır yaralandı, Nedzad ise ayaklarından... Mirnes’in ayağındaki kas dokusu koluna dikildi, şu anda kollarını kullanabiliyor. Ama Nedzad patlamadan birkaç saat sonra hastanede hayatını kaybetti…
Bosna’da savaş biteli neredeyse 20 sene oluyor. Ancak savaş zamanı toprağa gömülen mayınlar patlayarak can almaya devam ediyor. Bu patlamalarda, 237’si çocuk, binden fazla kişi hayatını kaybetti. 1700 kişi ise yaralandı. Mayın temizleme sırasında ise 46 görevli yaşamını yitirdi, 37 kişi yaralandı.
Tahminlere göre Bosna’da halkın yarısı bu mayın patlamalarına maruz bölgelerde yaşıyor. Savaşın ardından ülkede patlayan mayın sayısı 1670. Ülke genelinde hali hazırda 1340 kilometrekarelik bir alanda patlamaya hazır halde toprağa gömülü 200 bin adet mayın var. 920 bin kişi mayınlı arazilerden dolayı her gün ölümle burun buruna yaşıyor.
Aslında yetkililerin elinde mayınlı arazileri gösteren haritalar mevcut. Ne var ki Mayıs ayında Bosna’yı vuran sel bu haritaların büyük bir kısmını işe yaramaz hale getirdi. Sel ve buna bağlı toprak kaymaları nedeniyle ile ülkenin kuzey doğusunda bulunan bütün mayınlar yer değiştirdi. Bazı mayınlı araziler belki sadece 100 veya 200 metrelik alanda kaydı, bazıları ise sulara kapıldı ve bilinmez yerlere gitti. Bu nedenle mantar toplamaya çıkan bir Bosnalı kadın ya da yakacak ihtiyacını karşılamak için odun toplamaya çalışan bir çocuk daha önce güvenli olarak bildiği bir arazide mayına basarak can verebilir. Bosna için tehlike artık eskisinden büyük.
‘Mayın Temizleme Merkezi’ (BH MAC) isimli kuruluşun organize ettiği, mayınların topraktan çıkarılıp arazilerin temizlenmesi için yürütülen bir çalışma var. Bosna’daki mayınlı arazilerin 2019 yılına kadar temizlenmesi planlanıyor. Ancak bu oldukça zorlu bir proje. Mayınların temizlenmesi için yaklaşık 300 milyon Euro gerekli ve bu paranın temin edilmesinde sorunlar var. Bu ise daha çok sayıda masum insanın mayınlar yüzünden öleceği anlamını taşıyor.
300 milyon Euro ilk duyulduğunda büyük bir meblağ gibi gelebilir, ama pek çok insanın hayati olmayan harcamalarının toplamının bundan çok daha büyük olması düşündürücü. Mesela çok zengin olmayan Türkiye’de bile bu yıl yurtdışına turizm amaçlı seyahat edenlerin harcaması beklenen para 1,5 milyar Euro. Yine Türkiye’de yenmeyerek israf edilen ekmek nedeniyle ülke ekonomisinin kaybı 700 milyon dolar. Yani Türkiye’de 6 ay boyunca ekmek israf edilmezse buradan elde edilecek tasarrufla Bosna’daki mayınların temizlenmesi pekâlâ mümkün. Farklı konularda farklı ülkeler için pek çok örnek verilebilir.
Bu istatistiksel bilgilerden de görüldüğü gibi, pek çok ülke aslında birçok temel ihtiyacı karşılayacak kaynaklara sahiptir. Zengin ülkelerde kimi zaman kullanım sahası bulunamadığı için israf edilen kaynaklar, ihtiyacı olan insanlara ulaştırılmamaktadır.
İnsanların bir kısmı imkânlarını düşüncesizce kullanmakta. Bu kişiler sahip olduklarının kıymetini fark etmedikleri gibi, kendilerinin hiçbir zaman yoksul düşmeyeceklerinden de adeta emindirler. Oysa i yaşamlarının bir sonraki kesitinde kendilerini düşkün, fakir, yardıma muhtaç biri olarak bulabilirler. Ama bir çoğu günlük hayatın koşuşturmacası içinde bu olası gerçeği tamamen unutmuş şekilde yaşar. Dünyada açlık çeken, ihtiyaç içinde olan milyonlarca insanı bir an bile düşünmeden hayatını devam ettirir.
Dünyanın bir köşesinde bir Arap şeyhi, 300.000 dolar verip evde besleyeceği bir şahin alırken, aynı paraya Bosna’da 1.340.000 metre karelik bir araziyi mayından temizlemenin mümkün olduğunu düşünmez.
Bu kötü ahlak anlayışının sebep olduğu sıkıntıları ortadan kaldırmak mümkün: Kendine sunulan her bir imkânı doğru yerde kullanıp kullanılmadığının hesabını vereceğinin bilincinde olan bir nesil yetiştirmek. Vicdanlı bir insanın yapması gereken; israftan kaçınmak, sahip olduğu imkânları düşünerek kullanmak ve ihtiyaçtan fazlasını fakirlere, yardıma muhtaç olanlara dağıtmaktır.
Güzel ahlaklı ve akıllı insanlar israf niteliğindeki harcamaları kısarak pratik çözümlerle bir çok sorunun altından rahatlıkla kalkabilirler. Bu vesileyle dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan yoklukların giderilmesi sağlanabilir, maddi yetersizlik sebebiyle yaşanan sorunlar çözüme kavuşturulabilir. Bu tür konularda önemli olan dünyanın sahip olduğu potansiyeli –din, dil, ırk ayırt etmekden- en hayırlı olacak yerlere, israfı tamamen engelleyerek en verimli şekliyle kanalize etmektir.
Adnan Oktar'ın Bosnia Times'da yayınlanan makalesi:
http://www.thebosniatimes.com/en/must-prioritize-spend/