Müminler hiçbir durum ve olay karşısında yalan söylememeleridir. Çünkü Yüce Allah ``Ey iman edenler, Allah`tan sakının ve sözü doğru söyleyin.`` (Ahzab Suresi, 70) ve ``…yalan söz söylemekten de kaçının.`` (Hac Suresi, 30) ayetleriyle insanlara doğru konuşmalarını emretmektedir. Günümüzde, Kuran ahlakının yaşanmadığı ortamlarda yalana sıkça başvurulur. Hatta bu yalanların bir kısmının sözde ``beyaz yalanlar`` olduğu, hiç kimseye zararı olmadığı sıkça vurgulanır. Oysa her türlü yalan Yüce Allah Katında yasaklanmıştır. Allah`ın her an her yerde kendisi ile birlikte olduğunu ve onu izlediğini bilen müminler, hesap gününde söyledikleri sözlerden sorguya çekileceklerini de bilir ve yalan söylemezler. Yakınları aleyhine bile olsa doğruyu söylemekten çekinmezler. (Nisa Suresi, 135) Bu nedenle yalan yere yemin etmezler. Müminler yeryüzünde Allah için hakkı ayakta tutan adil şahitlerdir. Kimse hakkında zanda bulunmazlar, iftira atmazlar. Bile bile doğru bir bilgiyi gizlemekten, dedikodu yapmaktan titizlikle kaçınırlar.
Kuran`da müminlerin ``kınayıcının kınamasından korkmayan`` (Maide Suresi, 54) kişiler oldukları bildirilir. Bu nedenle müminler insanlardan çekinmezler ve yanlış tavır içinde olan birini gördüklerinde doğruyu söylemekten de kaçınmazlar. Daima vicdanlarının sesini dinleyerek hareket ettiklerinden karşılarındaki insanı uyarırlar, ancak bu uyarıyı her zaman doğruya çağıran yumuşak bir üslupla ve güzel sözlerle yaparlar. Müminlerin, kendilerinin veya dostlarının aleyhine bir durum oluştursa bile gerçekleri gizlemeden ve hiç kimseden çekinmeden daima Haktan yana olmaları, insanlar arasında adaleti gözetmeleri sözlerinin güvenilir olmasını sağlar.