'Kamil' sıfatı, eksiksiz, mükemmel anlamlarını taşır. Kamil iman ise bir insanın ulaştığı imani olgunluğun ve derinliğin en ileri, en mükemmel derecesini ifade eder.
Müminler kamil imana, Allah'ın (c.c) şanını gerektiği gibi tanıyıp takdir edip, buna uygun yaşayarak ve O`na teslim olarak kavuşurlar. Allah`a (c.c) teslim olmak ise, Allah'tan (c.c) çok korkmakla ve O'na herşeyden ve herkesten çok bağlanıp, O'nu çok sevmekle mümkün olur. Allah`a (c.c) gerçek anlamda teslim olan bir insan, kendisine yalnızca Yüce Rabbimiz'i dost ve veli edinir. Hayatı boyunca karşısına çıkan her olayın Allah'ın (c.c) dilemesiyle gerçekleştiğini ve tüm bunların özel hikmetlerle yaratıldığını bilir ve Allah'a (c.c) karşı son derece boyun eğici, itaatli, şükredici bir tavır içinde olur.
Kamil anlamda bir imana sahip olmak için, Kuran ahlakına eksiksizce uymak gerekir. Allah`ın rızasını kazanmak isteyen bir mümin, hayatının sonuna kadar Yüce Allah'ın (c.c) bildirdiği güzel ahlaka son derece titizlik gösterir. Allah'ın (c.c) beğendiği ahlak modelini hiçbir taviz vermeden ölene dek yaşar. "Kamil iman" sahibi bir müminin güzel ahlakı yaşamakta gösterdiği bu sabır, oldukça önemli ve belirleyici bir özelliktir. Çünkü bu vasfıyla, insanlar arasında öne çıkar. Allah (c.c) Kuran'da, Kendi rızasını kazanmak amacıyla "yarışıp öne geçenler"in olduğunu bildirir. (Fatır Suresi, 32)
Kamil iman sahipleri, Kuran'ı hayatlarının her anında kendilerine vazgeçilmez bir rehber edinirler ve kayıtsız şartsız iman ederler. Allah'a (c.c) olan inançlarında ve sadakatlerinde tam bir kararlılık gösterirler. Bunun altında yatan asıl sebep, onların "kesin bir bilgiyle" iman ediyor olmalarıdır. "Kesin bir bilgiyle iman etmek", kişinin, Allah'ın (c.c) ve ahiretin varlığına, aklı, kalbi ve vicdanıyla kesin olarak kanaat getirmiş olmasıdır.
Kamil imanın farklılığı, vicdanın tam olarak kullanılmasıyla kendini belli eder. "Vicdan" her zaman Allah'ın (c.c) emirleri doğrultusunda hareket eden ve kişiyi sürekli doğru olana davet eden bir sestir. Kamil iman sahibi her durumda vicdanının sesini dinler. Bu da onun daima Kuran ahlakına en uygun ve Yüce Allah'ın (c.c) en hoşnut olacağı ahlak ve tavırları ortaya koymasını sağlar. Karşısına çıkan alternatifler arasında Allah'ın (c.c) beğeneceğini umduğu tavrı seçer. En iyi tavrı uygularken önüne çıkan zorluklar karşısında yılmaz. Nefsinin istek ve tutkularına yenik düşmeden en doğru olandan ve en güzel tutumdan taviz vermez.
Burada önemle üzerinde durulması gereken bir konu vardır. Kişinin karşılaştığı bir olayda karar vermesi gereken alternatiflerin arasında birçok meşru seçenek de olabilir. Ancak kamil iman sahibi bir mümin her zaman için Allah'ın (c.c) razı olacağı seçimi yapar. Vicdan, insana içinde bulunduğu şartlarda, bunlar arasından hangisinin gerçekten de en doğru ve en akılcı karar, "Allah'ın (c.c) rızasını kazanmaya" en uygun davranış şekli olduğunu gösterir. İşte, kamil iman da vicdanın gösterdiği doğru tavır ve davranışı nefsine uymadan, kayıtsız şartsız ve içinde hiçbir burkuntu ve pişmanlık duymadan uygulayan kişinin imanıdır. Allah (c.c) böyle güçlü bir imana sahip kişilerin durumunu Kuran`da şu şekilde bildirir:
"İşte onlar, hayırlarda yarışmaktadırlar ve onlar bundan dolayı öne geçmektedirler." (Müminun Suresi, 61)