Bitkiler nesillerinin devamını gerçekleştirmek veya düşmanlarından korunmak için son derece ince taktikler kullanırlar. İnsanların bile uzun araştırmalar sonucunda elde edebildiği fiziksel ve kimyasal özellikleri son derece başarılı yöntemlerle elde eden bitkiler kendi nesillerinin devamını da bu sistem üzerine kurmuşlardır. Kuşkusuz bitkiler için hayati önem taşıyan bu özellikler, alemlerin Yaratıcısı olan Yüce Allah’ın üstün yaratış delillerinden bir tanesidir.
Kaya Taklidi Yaparak Kendilerini Koruyan Çöl Bitkileri
Çöl bitkileri, aşırı sıcakla ve susuzlukla başa çıkmak için iki yola başvururlar. Birincisi, sahip oldukları dayanıklı yapıyı kullanmak, ikincisi de uykuda kalmaktır. İlginç ve özel yapıları sayesinde kurak iklimlerden zarar görmeyen bu bitkilerde yaprak; hem gövde, hem fotosentez organı, hem bir besin ve su deposu hem de kalın yapısıyla bir savunma organıdır.
Bazı depo görevi gören yapraklar ise etrafta bulunan kayaları taklit eden yapılarıyla birer kamuflaj uzmanıdırlar. Bu bitkinin, çöl ortamını çok iyi bilmesi, çevre koşullarından haberdar olması buna göre etraftaki bazı hayvanlardan kurtulmak ve aynı zamanda aşırı sıcaklara karşı koymak için belirli bir şekil ve savunma sistemi planlaması elbette çok büyük bir mucizedir. Bitki, adeta kayaların kendisi için en ideal model olduğuna karar verir. Kendini kayalara benzetirse göze batmayacağını ve taş gibi hacimli bir yapının depo görevini rahatça yerine getirebileceğini düşünür ve bütün kimyasal yapısını bu kararına göre değiştirir. Ancak ne bir akla, ne bir şuura, ne bir göze sahip olmayan bitkilerin, kendileri için böyle hayati önemi olan kararlar alamayacakları ve bu kararlarını uygulayamayacakları çok açıktır.
Tüm canlıların tesadüfler sonucunda meydana geldiğini iddia eden evrimciler, kaya taklidi yapan çöl bitkilerinin de, bu özelliğe tesadüfen sahip olduklarını iddia ederler. Tesadüfen meydana gelen hangi olay, bir bitkiye kusursuz bir taklit yeteneği ve çöl sıcağında en çok ihtiyacı olan su deposunu kazandırabilir? Bu sorunun cevabı çok açıktır. Çöl bitkilerine taklit yeteneğini ve zor şartlarda yaşama özelliklerini veren âlemlerin Yaratıcısı olan Yüce Allah’tır.
Yaban Arısı Taklidi Yaparak Neslini Devam Ettiren Orkideler
Yaban arıları diğer arıların aksine toprakta yaşarlar ve sadece erkekleri uçabilir. Bu yüzden neslini devam ettirmek isteyen dişilerin bitkilerin yüksek gövdelerine tırmanmaları gerekir. Ancak bundan sonra “bir koku” yayar ve erkeğin onu bulmasını beklerler. Erkek yaban arılarının özelliği ise dişilerden iki hafta önce yumurtadan çıkmalarıdır. Bu, Güney Avustralya’da yaşayan çekiç orkidesi için bir avantajdır. Çünkü bu orkidenin özelliği yaban arısının dişisine benzemesidir. Erkek yaban arıları ortada gözükmeye başlayınca orkide de bu fırsattan yararlanarak çiçeklerini açar ve dişi yaban arısınınkine çok benzeyen bir koku yaymaya başlar. Erkek yaban arısı çiçeği dişi yaban arısı zanneder ve çiçeğin içine düşer. Çiçeğin içinden çıkmaya çalışırken polen keseleri arının vücudunun çeşitli kısımlarına yapışır. Polenleri taşıyan yaban arısının diğer çiçeklere gitmesiyle de çiçek döllenmiş olur.
Bu orkideyi yaratan güç onu da, dişi ve erkek yaban arısını da çok iyi bilmekte ve birbirlerine uygun olarak yaratmaktadır. Bu güç, tüm evrenin ve tüm canlıların Yaratıcısı olan Yüce Allah’tır.
Bitkilere Taklit Yeteneğini İlham Eden Yüce Allah’tır
Bitkiler soyunu devam ettirmek veya kendilerini korumak amacıyla çeşitli yöntemler geliştirmişlerdir. Bir bitki herhangi bir akıl, hafıza ve teşhis kabiliyetine sahip değildir. Kendisinden tamamen farklı bir canlının, bir böceğin özelliklerini, tercihlerini, yumurtlarının şeklini bilmesine kesinlikle imkan yoktur. Ama bitkiler böceklerin hangi şartlarda kendilerine yaklaşacağını veya uzaklaşacağını bilmekte, kendi yapraklarında veya çiçeklerinde böceklerin şeklini sevdiği kokuyu üretmekte veya hasta görünümü vererek ya da böcekleri uzaklaştıracak çeşitli desenler oluşturarak kendilerini savunmaktadırlar. Taklit, zeka gerektiren bir yetenektir. Bu nedenle bitki bir zekaya sahip olmalı, şekli, görüntüyü ve kokuyu idrak etmeli ve hafızasına bunu yerleştirmelidir. Daha sonra bu özelliklerini, bazı sanatsal kabiliyetleri ile birleştirip, kendi bünyesinde çeşitli değişiklikler oluşturup böyle bir taktik geliştirmelidir. Elbette ki bu saydıklarımızın bir bitki tarafından gerçekleştirilmiş olması, ya da çeşitli tesadüfler sonucunda ortaya çıkması mümkün olan şeyler değildir. Bitkiler ilk anda bu özelliklere sahip olarak yaratılmıştır. Bu, onlara Allah’ın bahşettiği özel olarak verilmiş bir savunma sistemidir. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar planlayan Allah yeryüzündeki tüm bitkilerin bulundukları ortamda gereken her türlü ihtiyaçlarını yaratmıştır. Allah her şeyin hakimidir. Tüm evrende olan biten her şeyden haberdardır. Yüce Allah bir ayetinde bu gerçeği şöyle bildirmektedir:
“Gökten yere her işi O evirip düzene koyar...” (Secde Suresi, 5)