Hürriyet Bilim dergisinin 6 Aralık 2003 tarihli sayısında "Biyolojik Patlama Soğuk İklimde Gerçekleşti" başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazıda, Kambriyen Patlaması’yla ilgili yeni bir evrimci iddia yer alıyordu. Habere göre, Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü bilim adamları, Kambriyen Patlaması’nın, dünyanın soğumasıyla ilgili olduğunu öne sürüyorlardı. Buna göre dünyadaki hava sıcaklığı 30 derecelik küresel bir sıcaklığa ulaştığında zincirleme bir süreç başlamış, çok sayıda süreç birbirini etkileyerek yaşamın birdenbire yayılmasına neden olmuştu.
Ancak bu iddianın Kambriyen Patlaması için hiçbir açıklama oluşturmadığı ortadadır. Dahası, evrimcilerin böyle bir iddiaya başvurmaları, bu olguyu açıklayabilmedeki çaresizliklerinin son bir göstergesini oluşturmaktadır.
Günümüzden yaklaşık 543-517 milyon yıl önce gerçekleştiği kabul edilen Kambriyen Patlaması’nda, mevcut tüm filumlar (temel beden planlarına sahip ana canlı kategorileri) aniden ve kusursuz beden yapılarıyla ortaya çıkmışlardır. Üstelik bu ortaya çıkış jeolojik ölçülerde son derece kısa bir zamanda gerçekleşmiş ve canlılığın, kompleks yapısını kazanması için uzun süreler gerektiğini varsayan evrim teorisine ağır bir darbe oluşturmuştur.
Dahası, bu dönemde ortaya çıkan filum sayısı, günümüzdeki filum sayısından fazladır. Günümüzde 34 filum bulunduğu halde, Kambriyen Patlaması’nda 100’e yakın filumun ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Günümüz ve Kambriyen filum sayıları karşılaştırıldığında ortaya evrim teorisinin öngörülerine tamamen aykırı bir tablo çıkar. Evrim teorisi canlığın zaman içinde kademeli olarak geliştiğini varsaydığı halde, Kambriyen Dönemi’nden bu yana filum (ana beden tasarımları) artış göstermemiş, tam aksine azalmıştır.
Kambriyen Patlaması’nın evrim teorisine asıl darbesi ise önceki dönemlerde mevcut yaşam formlarıyla bu dönemde ortaya çıkan canlılar arasında herhangi bir ata-soy ilişkisi kurulmasının imkansızlığıdır. Yeryüzünde Kambriyen Dönemi’nden önce tek hücreli canlılar ile az sayıda çok hücreli canlılar bulunmaktayken, Kambriyen Patlaması’nda bunlarla kıyaslanmayacak derecede kompleks canlılar ortaya çıkmıştır. Bunlar sinir-kas sistemlerinin işaretçisi olan uzantılara ve karmaşık gözlere sahip canlılardır.
Kambriyen Patlaması’nın tüm bu özellikleri, söz konusu canlıların bir anda ve eksiksiz olarak ortaya çıktıklarını yani Kambriyen Patlamasının Allah"ın yaratmasıyla gerçekleştiğini açıkça göstermektedir. Kambriyen Patlaması’yla ilgili bu önemli gerçeği hatırlattıktan sonra Hürriyet Bilim’deki iddiaya geri dönelim.
Yeryüzünde yaşandığı hesaplanan bir ısı değişimiyle Kambriyen Patlaması’nın açıklanır olmadığı kesindir. Isı değişimi faktörünün bir canlıyı başka canlıya dönüştürebileceğini gösteren hiçbir bilimsel kanıt da yoktur. Bu durumda bakteri gibi canlıların ısı değişimiyle canlı tasarımlarında çok büyük bir patlama gerçekleştirecek şekilde bacak gibi fonksiyonel, göz gibi kompleks organlara sahip olabileceği iddiasının son derece akıl ve mantıktan uzak olduğu ortaya çıkar.
Hürriyet Bilim’de Yer Verilen Akıldışı İddia
Peki ama bilim adamları, bilimsel bulguların gösterdiği apaçık bir gerçeği neden gözardı etmekte ve Kambriyen Patlaması’nı neden hala doğa olaylarıyla -ve gerçeklemesinin mümkün olmadığı çok açık şekilde görülebilen tezlerle- açıklamaya çalışmaktadırlar? Bu sorunun cevabı, sözkonusu insanların felsefi önyargılarında yatmaktadır. Bu insanlar, "önce materyalist, sonra bilim adamı"larıdır. Bu felsefeye bağlı bilim adamları, Harvard Üniversitesi genetikçisi Richard Lewontin’in itiraf ettiği gibi, bilimsel materyalizmi tüm mantık dışılığına karşın sürdürürler. Lewontin’in itirafı oldukça çarpıcıdır. Lewontin, ‘bazı kavramların tüm absürdlüğüne karşın, temelsiz işte-öylesine hikayelere gösterilen hoşgörüye rağmen’ [materyalist] bilimin tarafını aldıklarını belirttikten sonra sözlerine şöyle devam etmiştir:
"Bizim materyalizme olan bir inancımız var, "a priori" (önceden kabul edilmiş, doğru varsayılmış) bir inanç bu. Bizi dünyaya materyalist bir açıklama getirmeye zorlayan şey, bilimin yöntemleri ve kuralları değil. Aksine, materyalizme olan a priori bağlılığımız nedeniyle, dünyaya materyalist bir açıklama getiren araştırma yöntemlerini ve kavramları kurguluyoruz. Materyalizm mutlak doğru olduğuna göre de, İlahi bir açıklamanın sahneye girmesine izin veremeyiz." 1
Görüldüğü gibi bu bilim adamları canlılığı materyalist bir zeminde açıklamaya kodlanmışlardır ve çok açık bir gerçek olan yaratılışı konu dışına itmeye çalışmaktadırlar.
Sonuç:
Kambriyen Patlaması’yla ilgili bu son iddia tümüyle saçmadır. Bu iddiayı ortaya atanlar, bilimsel bulguları izleme dürtüsüyle değil, körükörüne savundukları felsefi görüşleriyle hareket etmektedirler. Eğer Hürriyet Bilim dergisi gerçekten bir ‘bilim’ dergisi olma iddiasında ise, dergi yetkilileri bundan böyle buna benzer iddiaları yayınlamadan önce daha titiz bir inceleme yürütmelidirler. Materyalizmle bilim ayrı şeylerdir. Dahası modern bilimin bulguları materyalizmin geçersizliğini göstermektedir. Hürriyet Bilim yetkilileri bu önemli durumu artık kabullenmeli ve materyalizm adına sürdürülen bu gibi akılcılıktan uzak iddialara itibar etmemelidirler.
1- Richard Lewontin, The Demon-Haunted World, The New York Review of Books, 9 Ocak, 1997, s.28