Başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyada son 30 yıldır Darwinizm'e karşı çok kapsamlı bir ilmi mücadele devam etmektedir. Bu mücadele insanların imana yönelmelerine, milli ve manevi değerlerine sahip çıkmalarına ve Darwinizm'in büyüsünden kurtulmalarına vesile olmuştur. Özellikle Türkiye'de bu mücadele çok güzel sonuçlar doğurmuş, Türk gençliği, milli ve manevi değerlerine sahip çıkarak, ateist ve bölücü ideolojilere yönelmekten kurtulmuştur.
Evrim teorisinin aldatmacaları konusunda bilinçlenen insanlarımız, etrafımızı saran yaratılış delilleri hakkında da bilgi sahibi olmuşlardır. Bu ilmi mücadele, dünya çapında da etkisini göstermektedir. Son yılarda dünya toplumlarının yaşadığı din ahlakına yöneliş bugün artık açıkça görülen bir gerçektir. Yapılan araştırmalar, düzenlenen kamuoyu yoklamaları dini değerlerin insanların hayatında çok önemli bir yer tuttuğunu, eskiye kıyasla çok daha fazla insanın dini değerlere önem vermeye başladığını ve maneviyata yöneldiğini göstermektedir. Buna vesile olan bilimsel gelişmelerin, hep aynı dönemde, yani 1970'lerin ikinci yarısından itibaren başlamış olması ise oldukça ilginç bir durumdur. "İnsani İlke" kavramı ilk kez 70'lerin ortasında ileri sürülmüştür. Darwinizm'e yönelik bilimsel eleştirilerin bilim dünyası içinde yüksek sesle dile getirilmesi, 70'lerin sonlarında başlamış bir süreçtir. Freud'un ateist dogmasına karşı psikoloji dünyasındaki eleştirilerdeki dönüm noktası ise, M. Scott Peck'in 1978'de yayınlanan The Road Less Traveled adlı kitabıdır. Glynn, bu nedenle 1997 basımı kitabında "son iki on yıl içinde, çok uzun zamandır egemen olan din dışı dünya görüşünün temellerini sarsan yeni kanıtlar"dan söz etmektedir.
Kuşkusuz ateist dünya görüşünün sarsılması, yerine başka bir "yapı"nın egemen olması anlamına gelmektedir ki bu da, din ahlakıdır. Dünya, 1970'lerin sonlarından (veya bir başka ifadeyle Hicri 14. asrın başlarından) itibaren "maneviyatın yükselişi"ne sahne olmaktadır. Diğer sosyal süreçler gibi bu da bir günde değil, uzun bir zaman dilimi içinde gerçekleştiği için çoğu kimse bunu fark edemiyor olabilir. Oysa gelişmeleri biraz daha dikkatli değerlendirenler, dünyanın fikri alanda büyük bir dönüm noktasında olduğunu görmektedirler.
Günümüz Dünyasındaki Durum
Günümüzde komünizm, faşizm, materyalizm ve bunları doğuran Darwinizm, çoktan çöktüğü halde, cahil, yeni bilgilere kapalı, eğitimsiz, kitaptan, bilgiden korkan bir kısım insanlar, birbirlerini teselli etmeye çalışarak batıl, ölü fikirlerini inatla ayakta tutmaya çalışmaktadırlar. Ancak artık evrim teorisinin savunucuları, onu ancak ideolojik olarak benimseyen ve sayıları giderek azalan felsefi materyalistlerle sınırlı kalmıştır.
Sonuç: İnsanlık Allah'a Yöneliyor
İnsanlığın Allah`a ve din ahlakına yöneldiğinin açık delilleri, sadece burada aktardığımız örneklerle sınırlı değildir. Devlet adamlarından, tanınmış simalara ve sinema yıldızlarına kadar toplumun her kesiminde insanlar eskisine göre çok daha dindardır. Uzun yıllar yanlış düşünceleri savunduktan sonra, gördüğü gerçekler karşısında Allah'a iman eden pek çok insan vardır.
Dünyanın pek çok ülkesinde yaşanan dini bilinçlenme, dünya tarihinde yeni bir döneme girildiğinin de en önemli işaretlerindendir. Yaşadığımız dönem, önemli bir dönemdir. Asırlardır insanlara "akıl ve bilimin yolu" gibi gösterilmek istenen ateizmin büyük bir akılsızlık ve cehalet olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Bilimi kendisine araç edinmek isteyen materyalist felsefe, bilimin kendisi tarafından çürütülmektedir. Ateizmden kurtulan dünya, Allah'a ve din ahlakına yönelmektedir.
Kuşkusuz bu dönemde Müslümanlara önemli görevler düşmektedir. Müslümanlar; dünyadaki bu büyük fikri değişimin farkında olan, onu yorumlayan, teknolojinin vesile olduğu fırsat ve imkanları çok iyi kullanan, bu yolla hakikati en iyi ve etkili şekilde temsil eden insanlar olmalıdırlar. Dünya üzerindeki asıl fikri çatışmanın ateizm ile iman arasında olduğunu bilmelidirler.
"Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile. Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O'dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile." (Saff Suresi, 8-9)