Dinin ahlakının yaşanması Allah sevgisini ve Allah korkusunu beraberinde getirir. Herkes Allah'ın rızasını kazanmak için güzel ahlaklı olur, birbirlerini Allah rızası için sever ve sayar. Toplumun geneline şefkat, merhamet, hoşgörü hakim olur. İnsanlar Allah'ın emri doğrultusunda hayırlarda yarışırlar. Asırlardır engellenemeyen, önü alınamayan her türlü olumsuzluk bir anda biter. Dinin ahlakının sıcaklığı ve barışçıl yapısı her yere hakim olur. Elbette burada kastettiğim Kuran'da bildirilen gerçek din ahlakıdır.
Nitekim din ahlakının yaşanmadığı toplumlarda insanların isyancı kişiliklere büründükleri, anarşist eylemlerde bulundukları, devlete karşı cephe aldıkları bilinen bir gerçektir. Özellikle de milli ve manevi değerlerin korunması gerektiği durumlarda, Allah korkusu olmayan insanların umursuzca davranacakları kesindir. Milli ve manevi çıkarlarla kendi çıkarları arasında bir kıyas yapmaları gerektiğinde, din ahlakından uzak insanların nefsani arzularını tatmin etme yoluna gidecekleri açıktır.
Oysa din ahlakını yaşayan insanlar için devlet ve millet kavramları çok büyük değere sahiptir. Gerektiğinde devleti için kişi canını tehlikeye atar, devletinin, milletinin çıkarlarını şahsi menfaatlerinden üstün görür. Milli ve manevi değerlerini canla başla korur.
Din ahlakının yaşandığı bir ortamda öğrenciler de devlete, millete karşı saygı ve sevgi dolu olurlar. Değil bu mukaddes kurumlara karşı mücadele vermek, tam tersine destek olurlar. Devleti koruyan, savunan askere, polise karşı son derece hürmetkar ve yardımcı bir tavır sergilerler. Toplum genelinde devlete, orduya ve polise karşı tam bir güven ve sahip çıkma duygusu gelişir. Öğrenci olayları, kardeş kavgaları, sağ-sol çatışmaları gibi problemler ortadan kalkar. Çünkü kimsenin anlaşamadığı, çekiştiği, savaştığı bir husus kalmaz. Herkes Allah'a iman eder, Kuran`da bildirilen güzel ahlak anlayışını benimser ve sonuçta da kimse birbiriyle ters düşmez. Sorunların çözümünde herkes kendisini karşısındakinin yerine koyar, merhamet eder, hoşgörüyle yaklaşır. Böylece her problem kısa sürede güzellikle çözülür.
Devlet böyle bir ortamda çok rahat yönetilir. Ülke çok daha güvenli ve müreffeh bir hale gelir. Herşey sükunetle, güzellikle, adaletle halledilir. İdareciler de insanlara karşı çok adil, merhametli olurlar, her türlü adaletsizlik ortadan kalkar. Dolayısıyla kendileri de çok saygı görürler. Böyle devletler de çok güçlü ve sarsılmaz bir temele sahip olurlar.