Cahillik Nasıl Anlaşılır?
‘Cahil insan’ denilince genelde insanların aklında bilgisiz, kültürsüz, görgüsüz bir insan modeli canlanır. Daha çok kırsal kesimde yaşayan, orta halli, iyi eğitim görmemiş insanların ‘cahil’ olduğu düşünülür. Oysa cahillik bu tanımların hiçbirine uymaz. En iyi okullarda okumuş, zengin, kültürlü, çok çevresi olan ve saygı duyulan bir insan da ‘cahil’ olabilir. Çünkü Kuran’a göre, Allah rızası için yaşamayan, hayatını dünyadaki geçici heveslerle oyalanarak geçiren, Allah’ı hakkıyla takdir edemeyen ve şeytana uyan insanlar ‘CAHİL’ yani bir anlamda da ‘AKILSIZDIRLAR’.
Cahil İnsanların Özellikleri Nelerdir?
Allah’ın sonsuz yaratılış delillerine rağmen Allah’ı takdir edemeyen insanlar vicdanlarını kapatır ve şeytandan gelen her

Akılsız insanlar tavırlarındaki bozukluklarla da müminlerin hemen dikkatini çekerler. Allah’ın herşeyi kaderde mükemmel yarattığını takdir edemeyen insanlar beklemedikleri bir olayla karşılaştıklarında bir müminin yapmayacağı şekilde dengesiz, kızgın, küskün, üzgün, sıkıntılı ve umutsuz olabilirler. Kendilerine ve çevrelerine zarar verdiği halde, bu anormal tavır bozukluklarını sürdürmekte bir mahsur görmezler. Oysa gerçekten akıllı olan bir insan Allah’ın herşeyi bir hikmet üzere mükemmel yarattığını bilir ve Allah’a tevekkül eder. Kuran’a uygun olmayan tavır bozukluklarından ise şiddetle kaçınır.
Cahil olarak tanımladığımız insanların bir başka özelliği de vicdanlarını kapamalarından kaynaklanan bir akıl eksikliği içinde olmalarıdır. Yani doğruyu yanlış, yanlışı doğru olarak kabul eder ve şeytanın vesvesesine göre hareket ederler. Bu yüzden Allah’ın Kuran’da bildirdiği gerçekleri düşünüp öğüt almazlar. Kendileri öğüt alıp düşünmedikleri gibi müminlerin tavsiyelerine de kapalıdırlar. Müminler bu kişileri doğru yola yönlendirmeye çalıştıkça, onlar samimiyetsizliklerini daha da açık bir şekilde ortaya koyarlar. Müminlerin Allah’ın Kuran’da bildirdiği, ‘İyiliği emredip kötülükten men etme’ emrini yerine getirme amacıyla söyledikleri samimi sözlerdeki iyi niyeti fark edemeyip, kendi ahiretleri aleyhine hareket ederler.
Cahilliğin Yol Açtığı Tehlikeler!
Kuran’ı kendi çarpık ve cahil akıllarıyla değerlendiren insanlar akıllarını beğendikleri için, müminlerin yönlendirmeye çalıştığı Kuran’a uygun olan tavra uymazlar. Kısa bir süre sonra ölecekleri ve dünya hırslarına kapılmanın nasıl akılsızca bir tavır olduğu kendilerine anlatılsa dahi yine de yanlış yolda olduklarını kavrayamazlar. Oysa kendi akıllarına uyarak yaptıkları eylemlere baktıkları ve müminlerin hayatıyla kendilerininkini kıyaslasalar, ne kadar yanlış bir yolda olduklarını görebilirler. Ancak bu kıyası yapamamaları ve içerisinde bulundukları durumu farkedememeleri de akılsızlıklarının bir başka yansımasıdır.
Müminler, dünya hayatındaki imtihanın sırrını kavradıkları için . dünyaya ilişkin hırslara hiç kapılmazlar. Bu ahlakları nedeniyle Allah, ahirette cenneti uman müminleri, dünyada da çok rahat ve huzurlu bir şekilde yaşatır. Huzurun dünya hırsıyla elde edilebileceğini sanan inkar edenler ise, çektikleri azabın çeşitlilğiyle ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduklarını ortaya koyarlar. Bu azap parayla yok edilebilecek gibi de değildir. Allah iman etmeyenlere sevgiyi, mutluluğu, huzuru ve merhameti yaşatmadığı gibi, sıkıntıyla, kederle, öfkeyle azaplarını dünyada kat kat arttırır. Üstelik bu sadece kısa süreli dünya hayatında yaşadıkları azaptır. Allah imana karşı direnen, akıllarını beğenen ve nefislerinin arzuları peşinde koşup şeytana uyan insanlara sonsuza kadar cehennem azabını yaşatacaktır.
Cahilliğin Giderilmesi İçin Ne Yapılmalıdır?

Bu kimselerin, kendilerini Kuran’a çağıran öğütlere hiç şüphe etmeden samimi olarak uymaları gerekir. Allah’a teslim olup tevekkül eden, yani Allah’ın mutlaka hayır ve güzellik yaratacağına kesin olarak inanan insanlara Allah, derin bir akıl verecek ve vicdanlarını açacaktır. Allah bir ayetinde, Kendisi’nden korkup-sakınanlara ‘doğruyu yanlıştan ayıran bir akıl’ vereceğini şu şekilde bildirmektedir:
Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir. ( Enfal Suresi, 29 )