Gezi Parkı olayları ile sosyal medyada çıkan yalan haberlere karşı Sayın Adnan Oktar Hükümetin halkı bilinçlendirmesi ve doğru bilgiyi alabilecekleri yerleri belirtmesini tavsiye etmişti. Bunun üzerine Bakanlar Kurulu halkın doğru bilgiye ulaşması için bir sosyal medya timi oluşturdu. A9 TV, 13 Haziran 2013 ADNAN OKTAR: İllegal yapılanma içinde olan komünistler organize hareketin, organize çalışmanın, organize eylemlerin nasıl olması gerektiğini adeta bir akademi eğitimi içerisinde öğreniyorlar. Mesela şehirde bir çatışmada haberleşme nasıl yapılır, halk nasıl örgütlenir, provokasyon nasıl yapılır, halkı tahrik edecek haberler nasıl yayılır, bu haberler nasıl oluşturulur, provokasyon başladığında nerelere gizlenmek gerekir, polisi etkisiz hale getirmenin yöntemleri nelerdir? Bunlarla ilgili akademik aylarca, yıllarca eğitim alıyorlar. Peki bizim milletimizin karşı bir eğitimi var mı? Yani komünist bir hareket olduğunda ne yapacağını biliyor mu? Komünistler harekete geçtiğinde ne yapmaları gerektiğini biliyorlar mı? Halkın büyük bölümü hiçbir şey bilmiyor. Onun için komünizme karşı milletimizin eğitilmesi lazım. TRT’den, radyodan, televizyonlardan veyahut toplantılarla, kitaplarla, dergilerle komünist tehlikeye karşı halk bilinçlendirilmesi lazım. Yoksa insanlar boş bulunurlar. Mesela bilgi kirliğine karşı, “Facebook’ta şu sayfalardan yahut şu televizyon kanallarından doğru bilgi alın.” Ve bilgi kirliliğine karşı da sürekli doğru bilgi akışı sağlanması lazım. Yanlış bilgi geldiğinde en kısa sürede hemen doğru bilginin aktarılması lazım ispatlı olarak. Fazla uzatmadan, kısa sürede. Mesela milletinin morali nasıl bozulur, nelerle bozulur, bunları komünistler çok iyi bilirler. Bunlara karşı halkımızın eğitilmesi lazım. 17 Haziran 2013, A9 TV ADNAN OKTAR: Türkiye’deki yapı muhafazakar, mukaddesatçı bir yapıdır. Yani komünizme müsait değil Türkiye. Türkiye muhafazakar, mukaddesatçı. Ama halk örgütlü değil, millet örgütlü değil. Ne yapacağını bilmiyor. Mesela biri bir yerden bağırıyor, biri bir yerden. Biri mesela diyor ki, “acaba bir şey mi söylesek, biri yazı mı yazsak?” Karar veremiyorlar. Komünistlerin sloganı belli, şu sloganı söyleyeceğiz, şu yoldan yürüyeceğiz, şunu yapacağız planlı. Ama halk planlı değil. Aslında halk örgütlü olsa, hiçbir mahsuru olmaz. Ama örgütsüz olması riskli. Halk örgütlü olsa bitti. Yani ne komünistlerin, ne şunun, ne bunun hiç kimsenin gücü yetmez. Darma duman olurlar. Mesela oradaki halkın komünizmin ne olduğunu bilmesi gerekiyor. Darwinizmin ne olduğunu bilmesi gerekiyor. Kaç komünist fraksiyon var? Bunlar hangi yöntemlerle muhtemelen harekete geçebilirler? Milletimiz eğer iyi bilinçlenirse Twitter’ı iyi kullanmayı bilirse, Facebook’u iyi kullanmayı bilirse. Mesela milli vasfı olan bir gazeteyi daha çok ağırlıklı alabilirler. Ağırlıklı bir kanalı seyredebilirler veya birkaç kanalı veya üç-beş kanalı. Tam doğru bilgiyi anında alabilmek için. Sırf bilgiye yönelik tabii bütün kanalları seyrederler ayrı mesele ama doğru bilgi almak için yani net, akıcı bilgi almak için bazı yerleri seyreder. Mesela bunu devletin örgütlemesi lazım, milleti. “Bir durumda doğru bilgiyi şuradan alabilirsiniz. Şunu yapmanız gerekir. Şunları söyleyebilirsiniz gibi” bilgilendirme. |