Azerbaycan Gazete 525, 27 Ağustos 2008
Adnan Oktar: Ama o zamanlar 1800’lerde o zaman bilgi yok, kültür yok, araştırma yok. Şimdi internet çağındayız. Kitaplar var, CDler var, ve insanların kafası açıldı. Bilgisi açıldı ve biz artık o düşmanlıklara gülüyoruz ve çok mantıksız buluyoruz... 1800’ler kafasıyla yaklaşırsak bu işlere hiç netice alınmaz o zaman. 1800’LERİN MANTIĞI GİDECEK. 2000’LERİN GÜZEL, SEVGİ DOLU, BİRLEŞTİRİCİ MANTIĞINA ARTIK GİRMEMİZ GEREKİYOR. Asrımız altın çağ. Türk- İslam Birliği’nin oluşacağı, bütün dünyanın mutluluk içinde yaşayacağı bir çağa giriyoruz. O karanlık çağlar geride kaldı öyle soğuk savaş dönemleri, atom bombası patlatmalar, milyonlarca insanı öldürtmeler, esir kampları, bu bir rezaletti. Bu rezaleti artık unutacağız. Geçmiş dönemlerin bir ayıbı, onların bir günahı, biz onların aynı kafasında değiliz. Biz onların hata yaptığına inanıyoruz. Çok büyük hatalar yaptı onlar.
TASCA (TÜRK-ARAP BİLİM, KÜLTÜR VE SANAT DERNEĞİ), 21 Kasım 2008
Adnan Oktar: Halbuki İslam’ın özünde sevgi var, muhabbet var, huzur var, kafa rahatlığı var, iç açılması var, sevinç var. Bayram ferahlığı var. Dostluk var.Bunları Müslüman ülkeler arasında oluşturmak, Türk devletleri arasında oluşturmak. Türk devletlerinin öncülüğünde Türkiye’nin liderliğinde bir Türk-İslam Birliği oluşturmak. Burada iyi niyetin hâkim olması, samimiyetin hâkim olması, karşılıklı sanayide, bilimde, teknolojide, her türlü yatırımın tamamen özgürce uygulanabilmesi, bunun için de biz pasaport ve vize sorununun kalkmasını istiyoruz. |