Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde "yüksek ahlak sahibi" diye vurgulayarak üstün ahlakını övdüğü Hz. Osman (ra), yaklaşık on yıl süren halifeliği süresince tevazulu, adaletli bir yönetim sergileyerek, Peygamber Efendimiz (sav)'in yolunu izlemiştir. İslam topraklarını gerek karadan gerekse denizden yapılan başarılı seferlerle büyüterek, Kuran ahlakının daha geniş bir coğrafyaya yayılmasına vesile olmuştur.
Hilafetinden önce ve sonra Allah'ın izniyle İslam ahlakının yayılmasına hizmet eden Hz. Osman (ra), tüm Müslümanlara Kuran ahlakının kararlılıkla yayılması konusunda örnek, faziletli bir ahlak sergilemiştir. Allah tüm Müslümanların bu konuda göstermeleri gereken çabayı bir ayette şöyle bildirmiştir:
"Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır." (Al-i İmran Suresi, 104)
"Geçmişten ibret alın da hayra çalışın."
"Allah (cc) size dünyayı, onunla ahireti arayasınız diye vermiştir. Ona meyledesiniz diye değil!"
"Ecel erişmeden yapabileceğiniz hayırlı işler için acele ediniz."
"Ey İnsanlar! Allah'ın emirlerine muhalefet etmekten sakının. Zira Allah'ın emirlerine muhalefet etmekten sakınmak bir ganimet"tir… Kul, gözleri gördüğü halde, Allah'ın kendisini kör olarak haşretmesinden korksun, hikmetten anlayan için tek söz kâfidir. Manen, sağır olanlar zaten hakkı duymazlar. Biliniz ki, Allah kiminle beraber ise o, hiçbir şeyden korkmaz."
Hz. Osman (ra)'ın Dilinden
Hz. Osman (ra)'ın Halife Olunca Valilere Yazdığı Mektuptan…
"… Şunu iyi bilin ki, adalet hem Müslümanların ihtiyaçlarını gözetmek, haklarını verip, vergilerini tahsil etmek, hem de Zımmilerin (Müslüman olmayan ve İslam ülkesinde, kendi dini inanç ve ibâdetlerini yaparak serbestçe ve huzur içinde yaşamak için cizye denilen vergiyi ödemeyi kabul eden kişiler) haklarına riayet edip, haklarını vermek ve cizyelerini tahsil etmektir. Düşmanlarınızla antlaşmalarınıza da sadık kalınız." (Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, S: 196)
Peygamber Efendimiz (sav)'in Hz. Osman (ra) Hakkındaki Sözleri
"Meleklerin bile kendisinden haya ettiği bir kimseden nasıl haya etmeyeyim? Allah'a yemin ederim ki, melekler, Allah ve Rasulünden (sav) haya ettikleri gibi, Osman (ra)'dan da haya ederler." (Hz. Osman (r.a), R. O. Mahmud Sami, Erkam Yay. s. 143)
"Osman (ra), ümmetimin en hayalısı ve en fazla kerem sahibidir."
"Hz. Lut'dan sonra, ailesiyle hicret edenin ilki Osman (ra)'dır."
"Her Peygamber'in Cennette bir refiki vardır. Orada benim yoldaşım Osman (ra)'dır."
"Ey Allah'ım! Osman (ra)'ın kıyamet günü, gam ve kederini gider. Çünkü O, bizim nice kederlerimizi giderdi."
"Osman (ra) benden, ben de Osman (ra)'danım."
Hz. Osman (ra)'ın Halife Olunca Mali ve Mülki Erkana Yazdığı Mektuptan…
"Cenab-ı Allah, hiçbir şeyi boş yere yaratmamıştır. Her şeyi hak olarak yaratmıştır. Dolayısı ile o, haktan başkasını kabul etmez. Aldığınız şeyleri haklı olarak alın; verdiğiniz şeyleri de hak edene verin. Bilhassa dürüstlüğe ihtimam gösterin. Dürüst davranın ve dürüstlüğü bozan siz olmayın. Çünkü onu bozan kimse, sonradan gelenlerin vebalini de yüklenir. Vefakarlığa dikkat edin, yetimin hakkına tecavüz etmeyin, antlaşmalara da sadık kalın. İyi bilin ki, Allah, yetime zulmedenin düşmanıdır."
"Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır." (Al-i İmran Suresi, 104)
Hz. Osman (ra)'ın Halife Olunca Sınırlarda Vazifeli Komutanlara Yazdığı Mektuptan…
"Sizler Müslümanların hamisisiniz. Hz. Ömer'in komutanlarla olan münasebetlerini bilmeyen yoktur. Onun bütün davranışları, herkesin gözleri önünde cereyan ederdi. Bu düzeni bozmaya veya değiştirmeye kalkmayın. Sonra Allah da sizi değiştirir ve İslam'ın savunulması ve yayılması görevini başka bir ümmete verir. Davranışlarınızı sürekli kontrol edin. Ben de Allah'ın bana emanet ettiği ve yapmamı istediği ödevleri sürekli olarak gözetmekteyim."
Hz. Osman (ra)'ın İlk Hutbesi:
Hz. Osman (ra), halifeliğinin ilk hutbesini okumak için minbere çıktığında Allah'a hamdü sena ettikten sonra şunları söyledi:
"Ey Müslümanlar! Sizler İslamiyet'le gerçekleşen huzur ve güven nimeti içinde yaşıyorsunuz. Bu nimetle ömrünüzün sonuna yaklaştınız. Eceliniz hayırla sonuçlansın. Elinizden geldiği kadar, gece gündüz çalışıp çabaladınız. Fakat şunu iyi bilin ki, dünyanın mayası aldatıcılıktır. Dünya hayatı sizi aldatmasın, Allah'a karşı mağrur olmayın, gelip geçenlerden ibret alın. Başı boş, vurdum duymaz olmayın, uyanık olun. Allah gafil değildir. O, dünyayı seven, ona bağlanıp da, her yerde hanlar, saraylar yaptıran bizden önceki insanlar şimdi nerde? Uzun süre saltanat süren, dünya hanedanları neredeler şimdi? Dünya onlara vefasızlık etmedi mi? Bari bunlardan ders alın da Allah'ın hakir gördüğü dünyayı, siz de olduğundan çok büyütmeyin. Ahirete, ezeli yurdunuz olan âhirete hazırlık yapın."
Hz. Osman (ra), "Şu ayeti kerimede buna güzel bir örnek var" dedi ve ayeti okuyarak hutbesini bitirdi:
"Onlara, dünya hayatının örneğini ver; gökten indirdiğimiz suya benzer, onunla yeryüzünün bitkileri birbirine karıştı, böylece rüzgarların savurduğu çalıçırpı oluverdi. Allah, herşeyin üzerinde güç yetirendir." (Kehf Suresi, 46)
Allah Resulü (sav) Osman (ra)'a haber gönderip çağırttı ve şöyle buyurdu:
"Öldürülüp şehit olacaksın! Sabret, Allah sana sabır versin.
Allah'ın sana on sene altı ay giydireceği -hilafet- gömleğini sakın çıkartma!" Dönüp giderken, Allah Resulü (sav) arkasından şöyle buyurdu: "Allah sana sabır versin. Oruçlu iken şehit edilip öleceksin. Orucunu benimle açacaksın!" (İmam Suyuti, Olağanüstü Yönleriyle Peygamberimiz (sav) el-Hasaisü'l-Kübra, Çeviri: Naim Erdoğan İz Yayıncılık, İstanbul, 2003, s. 729)