Hz. İsa ve Hz. Mehdi Gelmeyecek Nidaları, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin Geliş Alametidir 1
ucgen

Hz. İsa ve Hz. Mehdi Gelmeyecek Nidaları, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin Geliş Alametidir 1

8105

Peygamberimiz (sav), sahih hadisleriyle hem manevi hem fiziksel özellikleri, hem de yapacakları icraatlarla Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin gelişi hakkında çok detaylı bilgiler vermiştir. Ancak kimi çevreler, hiçbir bilgi ve delile dayandırmadan bu iki mübarek şahsın gelişini reddetmeye çalışmaktadırlar. Bu amaçla, Hz. İsa'nın yeniden yeryüzüne geleceği beklenen, içerisinde bulunduğumuz bu dönemde, ``Hz. İsa'nın öldüğü ve ikinci kez gelmeyeceği`` yanılgıları gündeme getirilmektedir. Aynı şekilde Hz. Mehdi'nin gelişi de çeşitli açıklamalarla tevil edilmeye çalışılmaktadır. ``Hz. Mehdi'nin geçmişte geldiği, Mehdiliğin bir şahsı manevi olacağı ya da Hz. Mehdi'nin hiç gelmeyeceği`` gibi yanlış, Peygamberimiz (sav)'in hadisleriyle ve İslam alimlerinin açıklamalarıyla açıkça çelişen mantıklar öne sürülmektedir. Oysa burada gözardı edilmemesi gereken çok önemli bir gerçek vardır:

Hz. İsa ve Hz.Mehdi`nin gelmeyeceklerinin söylenmesi aslında bu mübarek şahısların geleceklerini ortaya koyan önemli alametlerden biridir.

Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin gelmeyecekleri iddiaları, bu iddiaları öne sürenlerin gerçekte, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin gelmesi ihtimalinden çok tedirgin olmalarından kaynaklanmaktadır.

Tüm Müslümanlar, Ehl-i Sünnet alimleri tarafından ittifakla kabul edilen Hz. İsa ve Hz. Mehdi ile ilgili gerçekleri ve konudaki bu gelişmeleri haber veren sahih hadisleri çok iyi bilmektedirler. Bunun yanı sıra Allah'ın Kuran'da bildirdiği İslam ahlakının mutlaka hakim olacağı gerçeğini ve bu gelişmeler yaşanırken de Allah'ın adetullahı gereği, Müslümanların başında, onların manevi liderliğini üstlenecek bir elçinin var olması gerektiğinin de bilincindedirler. Ancak bazı kişiler bu konuyu çok iyi bilmelerine ve hadislerde bildirilen alametlerin ardı ardınca gerçekleştiğini görmelerine rağmen, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin gelişini şiddetle reddetmeye çalışmaktadırlar. Israrla bu kutlu şahısların gelmeyeceklerini iddia etmekte, asılsız yorum ve tevillerle bu gerçekleri örtbas etmeye, çalışmaktadırlar. İnsanları yanlış bilgilendirerek yüzyıllardır İslam alemince beklenen bu kutlu olayı geçersiz kılmak istemektedirler. Öyle ki yaşadıkları bu tedirginlikten dolayı, Mehdi konusunu açmanın, Hz. Mehdi'den ve geleceğinden bahsetmenin fitne olacağını söyleyecek kadar ileri gitmektedirler. Halbuki ``Mehdiyet meselesi, gizlenmesi, örtbas edilmesi değil; müjdelenmesi gereken bir konudur``. Hz. Mehdi'nin gelişi bizzat Peygamberimiz (sav) tarafından müjdelenmiştir ve Peygamberimiz (sav)'in bu konuda mütevatir olarak kabul edilen çok sayıda hadisi vardır. Peygamberimiz (sav) bir hadisinde, "HZ. MEHDİ İLE MÜJDELENİN. O Kureyş`ten ve Ehl-i Beyt`imden bir kişidir." (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Ahir zaman, s.13) sözleriyle, bu konunun Müslümanlar için bir müjde olduğunu bildirmiştir. Dolayısıyla Müslümanların bu konudan konuşmaktan sakınmaları değil, aksine bu haberi birbirlerine müjdelemeleri gerekir.

Bunun yanı sıra, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin gelişinden tedirginlik duyan kimselerin çabalarında son derece çelişkili bir durum dikkati çekmektedir: Eğer söz konusu şahıslar Hz. İsa'nın geleceğine, Hz. Mehdi'nin varlığına ve yapacağı faaliyetlere gerçekten inanmıyorlarsa, bunların geçersiz beklentilerden ibaret olduğunu düşünüyorlarsa, neden böylesine büyük bir panik içerisindedirler? Eğer Hz. İsa'nın ve Hz. Mehdi'nin gelmeyeceği kanaatindelerse, neden tüm gündemlerini bu konuya ayırmakta, neden her fırsatta, her yerde sürekli bu konuları anlatmakta, sürekli iddialarını destekleyecek yeni teviller bulmaya çalışmaktadırlar? Tüm bu sorular çok açık olarak şu sonucu göstermektedir ki, söz konusu kimseler Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin kesin olarak geleceği kanaatini taşımakta, ancak çeşitli kaygı ve endişelerle, panik ve ajitasyon içerisinde bu gerçekleri örtbas ve tevil etmenin yollarını aramaktadırlar. Zira çok açıktır ki, eğer bir insan bir şeyin var olduğuna ve gerçekleşeceğine inanmıyorsa, bu konuda son derece rahat olur. Çünkü nasıl olsa bir sonuca varmayacaktır; konu zaten kökten hallolmuş durumdadır.

Ama eğer tüm gücüyle, tüm imkanlarını seferber ederek bunun gerçek olmadığını sürekli yeni tevillerle desteklemeye çalışarak yazıyor, anlatıyor ve ısrarla tekrarlayarak gündeme getiriyorsa, o zaman bu şahıs konunun gerçekliğine ciddi şekilde inanıyor demektir.

Hz. İsa ve Hz. Mehdi gelmeyecek diyenler bu çabalarıyla, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin gelişlerine, tanınmalarına, güçlenmelerine ve etkilerinin dünya çapında gelişmesine hizmet etmektedirler

Yüzlerce kitap, dergi ve köşe yazısıyla, televizyonlarda, radyolarda, açık oturumlarda hep bu konu ele alınmakta, hep aynı sözler dile getirilmekte, ‘Hz. İsa`nın öldüğü, Hz. Mehdi'nin var olmadığı ve gelmeyecekleri` anlatılmaktadır. Ancak Hz. İsa ve Hz. Mehdi aleyhinde olduğu düşünülerek yapılan tüm bu faaliyetler hakkında gözardı edilen önemli bir gerçek vardır: Bu kutlu şahıslar aleyhinde söylenen her söz, yapılan her faaliyet Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin tanınmalarına, sevilmelerine, güçlenmelerine, ortaya çıkışlarına ve yapacakları hizmetlere güç katacak, tüm bu müjdeli gelişmeleri daha da hızlandıracaktır. Hz. İsa ve Hz. Mehdi aleyhindeki her girişim, bu şahısların etkilerinin giderek daha da artmasına ve tüm dünyada ses getirmelerine katkıda bulunacaktır. Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin gelmeyeceklerini öne süren, "Ben Hz. İsa'nın ve Hz. Mehdi'nin geleceğine inanmıyorum" diyen her şahıs, aleyhte yaptığı her çalışma ile Hz. İsa'ya ve Hz. Mehdi'ye hizmet etmiş olacaktır. ``Ben Hz. Mehdi'ye karşıyım`` diyen her insan, Mehdiliğin gündeme getirilmesini, araştırılmasını, öğrenilmesini sağlayacaktır.

Dolayısıyla, inkar edenler de, münafık ahlakı gösterenler de, Kuran ahlakı aleyhinde bir fikri benimseyenler de, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'ye düşman olanlar da, her ne kadar istemeseler de, -Allah'ın dilemesiyle- bilerek ya da bilmeyerek bu müjdelerin duyurulmasına ve İslam ahlakının tüm dünyada yayılmasına büyük destek vermektedirler.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo