MÜNAFIKLAR FİZİKSEL OLARAK PİSTİRLER. MÜSLÜMANLARIN BULUNDUĞU ORTAMI DA KİRLETMEYE ÇALIŞIRLAR, SOKAĞIN KİRİNİ PİSLİĞİNİ İÇERİ TAŞIRLAR
Allah Peygamberimiz (sav)’e diyor ki: “Geldiğinde elbiseni temizle.” Peygamber zaten temiz bir insan fakat münafıklarla farkı vurgulamak için söylüyor. Münafıklar çok pistirler. Elbiseni temizle dediği o. Müminlerin evine geldiğinde elbiseni değiştir, temiz bir elbise giy, sokak kıyafetiyle gelme, temiz ol anlamındadır. Bak “elbisenden kiri uzaklaştır” diyor Allah. Nasıl uzaklaşır? Elbiseyi çıkarttığında uzaklaşır. Onun için müminlerin evine geldiğinde sokak elbisesini Müslümanın değiştirmesi gerektiğine Kuran işaret ediyor. Ama münafık öyle değildir, sokağın pisliğini alır gelir, oraya buraya her yere bulaştırır, önemsiz görür. Müslümanlara değer vermediği için, hatta kininden dolayı, nefretinden dolayı yapar. Allah münafıkların kapısını kapatmak için Peygamber’e böyle bir emir vermiştir. “Ey Peygamber elbiseni temizle.” Elbisesi zaten temiz Peygamber (sav)’in, dışarıda olsa bile temizler. Elbiseye titizlik göster, sokak kıyafetiyle evde yaşanmaz, eve girilmez bunu vurgulamış oluyor Peygamber’e. Ama bunu söylemekle bütün müminlere bir konuda dikkat çekmiş oluyor, böylece bütün Müslümanlar çok dikkat etmiş oluyorlar.
“Onlara geri döndüğünüzde kendilerinden vazgeçmeniz için Allah'a and içecekler” Tevbe Suresi, 95’te diyor. Münafıklar bak, “Onlara geri döndüğünüzde kendilerinden vazgeçmeniz için Allah'a and içecekler” Artık biz vazgeçtik münafıklık yapmayacağız, ahlaksızlık yapmayacağız diye yemin ediyorlar. “Artık siz onlara sırt çevirin. Onlar gerçekten pistirler.” (Tevbe Suresi, 95) Münafıklar pis, görünmeyen yerde de pistirler, çok tehlikelidir münafığın pisliği, akıl hastasıdır bayağı pis olur münafık. “Kalplerinde hastalık olanların ise, iğrençliklerine iğrençlik (murdarlık) ekleyip-artırmış ve onlar kafir kimseler olarak ölmüşlerdir.” (Tevbe Suresi 125) Bak “kafir kimseler olarak ölmüşlerdir.” Kalplerinde hastalık olanlar işte henüz daha münafık olmamış ama münafık gibi kalbinde hastalık var. Bak ama “iğrençliklerine iğrençlik ekleyip artırmış” diyor. Çok iğrenç olur münafıklar, pisliktirler yani görünen gibi değildirler. Görünürde çok entel, çok kibar, çok nezih, çok görgülü, kaliteli gibi ama normalde çok iğrenç, pislik böyle köprü altı çakalı gibidirler. Çok ahlaksız, ayyaş karakterli, çok şerefsiz ve namussuz olurlar, bayağı pisliktirler. Ama Müslüman tabii onu sezemeyeceğini Allah şöyle söylüyor: “Yüzüne baktığında onların beğenini kazanır” diyor, “anlaşılmaz” diyor, “konuşmalarını dinlersin” çünkü çok lafazan ve çok kelime kullanır münafıklar, çok konu bilir ama bu bilgi değildir, eşeğe yüklenmiş bilgi gibidir Kuran’da var ya. Merkebe yüklenmiş bilgiye benzetiyor Cenab-ı Allah, onun gibidir.
MÜMİN ÇOK İNCE DÜŞÜNÜR, ALLAH'TAN KORKAR VE TİTİZDİR. MÜNAFIK ALLAH'TAN KORKMADIĞI İÇİN BİR NEVİ ÇAKAL ARSIZLIĞI İÇİNDEDİR
Mümin çok ince düşünür, çok Allah’tan korkar, titizdir. Münafık Allah’tan korkmadığı için hayret edilecek bir ferahlık, serkeşlik, züppelik böyle çakal arsızlığı içerisindedir yani Müslüman onu bir türlü kavrayamaz yani münafığın akıl almaz ferahlığını, haysiyetsizliğini o cemiyet mikrobu karaktersiz kişiliğini bir türlü çıkaramaz. Halbuki Allah’tan korkmadığı için o teyakkuz hali yoktur ama müminde teyakkuz hali vardır yani hiç hak geçsin istemez, temizliğe çok dikkat eder, Müslümanları üzmemeye çok dikkat eder, kalplerini kırmamaya dikkat eder, çok itinalı bir varlıktır Müslüman. Çok özenlidir. Münafık paldır küldürdür, dağdan yuvarlanan taş gibi, öküz gibidir tam bir sığırdan da aşağı bir mahluktur ama kendini çok kaliteli göstermeye kalkar. İşte kütüphane kurdurur, güya kütüphanelerden çıkmaz, kitaplar okur işte yabancı diller havalarda uçuşur, aynı zamanda trilyonerdir, aynı zamanda dünya beyin şampiyonudur. Millette bir kiloysa beyin onda iki kilo olur. Böyle manyak gibidir yani siyasette her konuda en isabetli kararı o verir, kimsenin düşünemediğini düşünür, bulur fark eder, orijinal buluşlar yapar. Dünyada ilk defa görülen olayları bilir. Daha da olmasa uzaylıların ne tür çorba yaptığından tut da..
MÜNAFIK, MÜSLÜMAN OLDUĞUNU İDDİA EDEREK KENDİ DÜŞÜK AKLINCA MÜSLÜMANLARIN BUNUN KARŞILIĞINI ÖDEMESİNİ İSTER
Münafığın özelliği, Müslüman oldum diye Müslümanın bunu ödemesini ister. Yani “ben senin yüzünden böyle bir hayat tarzına girdim, sen buna sebep oldun o yüzden bunu öde” der. Her türlü kepazelik, gerginlik, rezillik, pislik, ahlaksızlık, surat asma, çakallık, çirkeflik, bir şeyler istemeler, münafığın tavrıdır. Kuran’da “Allah’a minnet ederler” diyor. “Allah’ın bunu ödemesini isterler” diyor münafıklar için. “Halbuki onlar Allah’a şükretmesi gerekir” diyor. “Allah’a minnet borçları vardır onların” diyor. “Allah’ın onlara minnet borcu yok” diyor. “Müslüman oldular diye sana minnet etmektedirler.” (Hucurat Suresi, 17) Yani Peygamber (sav)’e terslik yapıyorlar, “biz sıkılıyoruz” diyorlar, “bizi rahatlat, bunaldık” diyorlar “Müslüman olunca.” “Bunalımdayız” diyor, “bize mal ver” diyorlar. “bize eşya ver, para ver, yiyecek ver.” Para veriyor bu sefer de kuduruyorlar daha da azgınlaşıyorlar. Ayette diyor ki bak “onların azmasının nedeni senin Allah’ın lütfuyla onları zengin etmen” diyor ayette. Bu çok önemli bir münafık alametidir. Bunun ayrıca vurgulanması lazım. Hucurat Suresi, 17 şeytandan Allah’a sığınıyorum, “Müslüman oldular diye sana minnet etmektedirler. De ki: "Müslümanlığınızı bana karşı minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine, sizi imana yönelttiği için Allah size minnet etmektedir.” Yani “sizin Allah’a minnet borcunuz var” diyor. “Eğer doğru sözlüler iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.)" (Hucurat Suresi, 17) diyor Cenab-ı Allah.
MÜNAFIK HEP SURATINI ASAR, ÇÜNKÜ MÜSLÜMAN OLMAKTAN RAHATSIZDIR. SÜREKLİ EĞLENDİRİLMEK, GEZDİRİLMEK İSTER. BÖYLECE MÜSLÜMANLARIN VAKTİNİ ALIR
Münafık hep suratını asar. Neden? Çünkü Müslüman olduğu için. “Beni gezdirin” der, “beni yedirin, beni içirin, bana kıyafet alın, ben sıkılıyorum” işte “benim yanımda durun, beni açacak bir şeyler yapın.” İşte “sinemaya götürün, tiyatroya götürün, başka ülkelere götürün, eğlence konusu bulun.” Bu arada da münafık, “ben İslam’ı anlatmak istiyorum ama anlatamıyorum” der. Kuran’da bu mühim bir konu olarak, özel, ayetle açıklanmış. Diyor “Biz tebliğ yapmayı bilsek, İslam’ı anlatmayı bilsek tabii ki sizinle gelirdik” diyor. “Fitneye her geri çağrılışlarında içine başaşağı (balıklama) dalarlar.” (Nisa Suresi, 91) diyor ayette. “Muazzam yetenekli olurlar” diyor. Mesela günümüz münafıklarına, İngiliz derin devletine hizmet edeceksin dediklerinde İngiliz derin devleti mensupları, hayret edecek bir yetenek gösteriyorlar, akıl almaz. Kütüphaneler önünde resimler çektirmeler. Bütün kütüphaneleri okumalar, yalakalık yapalar, yağcılık yapmalar. Kadınsa homoseksüel görünümüne giriyor, erkekse homoseksüel görünümüne giriyor, kendini rezil edecek şeyler yapıyor, günde 10-15 saat kitap okuyor. 8-10 saat yazışıyor, deli gibi gayret ediyor. İngiliz tarihini su gibi ezberliyor, İngiliz kültürünü su gibi ezberliyor. Ama İslam, Peygamber (sav)’in hayatını incele denince incelemez. İslam tarihini incele de incelemez. Çünkü boş görür münafık. Ayette diyor ya Cenab-ı Allah, şeytandan Allah’a sığınırım, "Siz iman etmediniz; ancak "İslam (müslüman veya teslim) olduk deyin.” (Hucurat Suresi, 49) “Esleme olduk deyin” diyor Allah. Böyle çok fazla insan vardır, birçok kişi bilir; Müslüman olmasına vesile oldukları kişiler hep başlarına bela olurlar. Kız osun erkek olsun. Mesela bazen başını kapatan kızlar da oluyor adamların başına bela oluyor. Evlendirilmesini istiyor, evlendirilirse evine eşya alınmasını istiyor, kendine ev alınmasını istiyor, araba alınmasını istiyor. Birçok Müslüman cemaat bilir. Tam anlamıyla baş belası olurlar.