Uzmanlar tarafından şeceresi üzerine yapılmış araştırmalarla ve belgelerle sabit olduğu üzere,
Sayın Adnan Oktar seyyiddir. Soyu, Hz. Davud’a kadar uzanmaktadır.
Sayın Adnan Oktar’ın seyyid olduğunu dile getirmesinin Mehdilik iddiası olarak algılanması, dini bilgilerin noksanlığından kaynaklanan yanlış bir yorumdur. Zira seyyid olan kişinin seyyidliğini gizlemesi dinimizce uygun değildir. Bediüzzaman Said Nursi hadisler ve Kuran’a göre BİR İNSANIN SEYYİDLİĞİNİ GİZLEMESİNİN HARAM OLACAĞINI söylemiştir:
Seyyid olmayan seyyidim ve SEYYİD OLAN DEĞİLİM DİYENLER, İKİSİ DE GÜNAHKAR VE DUHUL İLE HURUC (EKLEME VE ÇIKARMA YAPMAK) HARAM OLDUKLARI GİBİ... HADİS VE KURAN’DA DAHİ, ZİYADE VEYA NOKSAN ETMEK MEMNUDUR (YASAKLANMIŞTIR). (Muhakemat, s. 52)

Sayın Adnan Oktar’ın seyyid olduğunu dile getirmesinin sebebi de; “seyyid olanın seyyid değilim diyerek seyyidliğini gizlemesinin haram olacağı” konusundaki İslam alimlerinin uyarısıdır. Çünkü seyyid olmak, saklanması gereken bir özellik değildir. Tam aksine Peygamber Efendimiz (sav)'in neslinden olmak Müslümanlar için büyük bir şereftir. Böylesine büyük bir şerefe nail olan kimselerin herhangi bir sebeple seyyidliklerini gizlemesi, Peygamberimiz (sav)’e olan saygıya yakışmayacağından, İslam alimleri Müslümanları bundan men etmişlerdir.
Diğer taraftan Sayın Adnan Oktar’ın seyyid olduğunu dile getirmesinden “Mehdilik iddia” ettiği sonucunu çıkarmak abartlı bir şüpheciliktir ve çok yersizdir. Peygamberimiz (sav)’in soyundan gelen yüzbinlerce insan vardır. Bir insanın seyyid olması Mehdi olduğu anlamına gelmeyeceği gibi, bir insana sırf seyyid olduğunu söylediği için “sen Mehdilik iddia ediyorsun” demek de akla ve mantığa uygun değildir.
Sayın Adnan Oktar’ın soyu Kafkas seyyidlerine dayanmaktadır. Soyunun Peygamberimiz (sav)'in kızı Hz. Fatıma ve Hz. Ali’ye, oradan da Hz. Davud’a kadar uzandığı tarihi belge ve kayıtlarla ortaya konulmuş somut bir gerçektir.
Peygamber Efendimiz (sav)’in kızı Hz. Fatma’dan olan torunu Hz. Hasan soyundan gelen kişilere İslam kültüründe “seyyid” adı verilir. Hz. Muhammed (sav)’in diğer torunu olan Hz. Hüseyin’in soyundan olan şahıslar da “şerif” olarak adlandırılır.
Hz. Hasan’ın ve Hz. Hüseyin’in şehit edilmelerinden sonra seyyidlerin göç hareketleri hız kazanmıştır. Seyyid olan Adnan Oktar'ın aile büyükleri de Hülagü fitnesi sırasında Kafkasya'ya göç etmiş, daha sonra Osmanlı-Rus Savaşları ve Rus-Kafkas Savaşları esnasında Osmanlı'ya sığınıp, Ankara Bala'ya yerleşmişlerdir.
Sayın Adnan Oktar'ın dedesi Ömer Bey'in dedesi Beslen Arslan Kasayev'in kökeni Nogay Hanlığı'na dayanmaktadır. Beslen Arslan Kasayev'in ailesi Arslanoğulları olarak da tanınmaktadır. Arslanoğulları, 1827 yılında Kafkas Valiliği için hazırlanan bir belgede adı geçen 21 seyyid ailesinden biridir.
Rus nüfus kayıtlarında Müvekkil Adnan Oktar’ın dedesinin dedesi
Beslen Arslan Kasayev'in seyyid olduğunu gösteren belge

*Rusya Federasyonu Stavropol Federal Arşivi'nde yer alan, 17 Temmuz 1827 tarihli orjinal belgenin fotokopisi. Arşiv No: 48, Cilt 2, Dosya No: 853
Bu tarihi belgede, Kara Nogay ve Yediskul bölgesinde yaşayan Nugay Seyyidlerinin kimlikleri ve aileleri hakkında bilgiler mevcuttur. Bu bilgiler bir liste halinde düzenlenmiş olup listelerde 3. sırada Adnan Oktar (Harun Yahya)’nın dedesinin dedesi olan Beslen Arslan ve ailesinin kaydı bulunmaktadır. Dedesi Ömer bey Kafkasya’da doğmuş, 1902’de Ankara Bala kasabasına yerleşmiştir. Ömer Bey’in babası Hacı Yusuf, Hacı Yusuf’un babası ise Rus arşivlerinde seyyid olarak kaydı bulunan Beslen Arslan (Kasayev)’dır.
Rusya Federasyonu Stavropol Federal Arşivi'nde yer alan, 17 Temmuz 1827 tarihli orjinal belgenin fotokopisinde yer alan liste şu şekildedir:
Kişi ve Ailesi Erkek Kadın
1. Nugay Kaplanov ve ailesi 4 3
2. Yusuf Ali Aysoltanov ve ailesi 2 5
3. Beslen Arslan Kasayev ve ailesi 2 4
4. Han Muhambet İsmailov ve ailesi 3 -
5. Muhambet Kantemirov ve ailesi 8 9
6. Mengligirey Tilenchiyev ve ailesi 3 -
7. Yanseyit Abdullayev ve ailesi 2 4
8. Gazı İnal Batırburzayev ve ailesi 5 7
9. Hayati Ahmetov ve ailesi 3 3
10. Nemin Yasenbi Adjiyev ve ailesi 8 5
11. Alibey Mamayev ve ailesi 3 3
12. Musousov ve ailesi 2 3
13. Alibek Soltanaliyev ve ailesi 4 -
14. Bekmurza Karamurzayev ve ailesi 3 2
15. Arslangirey Temirhanov ve ailesi 3 3
16. Alibey Temirov ve ailesi 2 3
17. Ali Mamayev ve ailesi 3 1
18. Beymurza İsterekov ve ailesi 4 3
19. Tausultan Temirhanov ve ailesi 7 -
20. Mamay Arslanov ve ailesi 1 -
21. Magomet Utepov ve ailesi 3 3
TOPLAM KİŞİ SAYISI 75 61
Nitekim Sayın Adnan Oktar’ın babasının ismi resmi kayıtlarda Yusuf Oktar ARSLAN olarak geçmektedir. Arslan soyadı, Rus kaynaklarında da yer almaktadır.

SEYYİD OLAN ADNAN OKTAR’IN HZ. DAVUD'A KADAR UZANAN ŞECERESİ İSE ŞU ŞEKİLDEDİR:
Hz. Ali’nin soyunun annesi Fatima tarafından Hz. Davud'a bağlandığı İslami ve tarihi kayıtlarda yer alan bir bilgidir. Hz. Ali’nin annesi Fatima, Hz. Davud’un soyundan gelen Başhaham Hofnai'nin kızı ile Eset İbn-i Haşim'in evliliklerinden doğmuştur. Hazreti Fatıma, Abd-u Menaf (Ebu Talip) ile evlenmiş, bu evlilikten de Hz. Ali dünyaya gelmiştir.
Bu soy bağı Hz. Davud’dan Hz. Ali’nin doğumuna kadar şu şekilde ilerlemektedir:





**Yukarıda tablo halinde sunulmuş olan şecere, tarih uzmanları tarafından yapılan titiz ve uzun araştırmalar sonucu hazırlanmış doğru bilgilerdir. İstenildiği takdirde doğruluğu tarihi kaynaklardan teyit edilebilir.
Müvekkil Adnan Oktar’ın şeceresinde
Hz. Ali’ye kadar olan bölümünün açıklaması şöyledir:
1. Hz. Ali
2. Hz. Ali’nin oğlu, Muhammed bin Ali bin Ebu Talib bin el-Hanefiyye. Medine’de yaşadı.
3. El-Hanefiyye’nin oğlu Sultan Ka’b veya Kegap bin Muhammed. Şam emiri.
4. Sultan Ka’b’ın oğlu Sultan Hürmüz, Mısır’dan.
5. Sultan Hürmüz’ün oğlu Sultan Halid, Sarsari emiri (Sarsari, Bağdat halifeliğinin en büyük ticari şehridir).
6. Sultan Halid’in oğlu Sultan Velid, Sarsari emiri.
7. Sultan Velid’in oğlu Sultan Kayda veya Kaida, Sarsari emiri.
8. Sultan Kayda’nın oğlu Sultan Mevlüd, Sarsari emiri
9. Sıldan Mevlüd’ün oğlu Sultan Ebu-el 'As, Hatay emiri.
10. Sultan Ebu el’As’ın oğlu Sultan Salim Ebu Halife, Hatay emiri.
11. Sultan Salim Ebu Halife’nin oğlu Sultan Sadık, Hatay emiri.
12. Sultan Sadık’ın oğlu Ebu el-Hak, veya Abdülhak, Medine’de yaşadı.
13. Sultan Abdülhak’ın oğlu Sultan Osman, Medine’den.
14. Sultan Celaleddin, Osman oğlu. İstanbul’da yaşadı. 1638 tarihli arşiv kayıtlarına göre Sultan Celaleddin’in Ethem ve Sadrettin adında 2 oğlu vardı.
15. Sultan Celaleddin’in oğlu Sadrettin Ahmet’in tebliği vesilesiyle Altınordu devletinden Özbek Han, İslam’ı kabul etmiş ve ardından Altınordu devleti 1312’de İslam devleti haline gelmiştir.
16. Sadrettin’in oğlu Terme, Altınordu'da, Kumkent şehrinde yaşamıştır.
17. Terme’nin oğlu Karapçi Kumkent'te yaşamıştır.
18. Karapçi’nin oğlu İslam-Kiyak. Nugaylar arasında “Kiyak” ünvanı bir kişinin seyyid olduğunu göstermektedir. Altınordu topraklarında, Volga Nehri ile Ural Nehri arasındaki Türk yurdunda yaşamıştır.
19. İslam’ın oğlu Kadir-Kiyak. Ural ve Volga nehirleri arasında doğmuştur.
20. Kadir’in oğlu Kutlu Kıyak. Kumkent’de doğmuş ve babası vefat ettikten sonra Kumkent’in hükümdarı olmuştur.
21. Edigey, Kutlu Kiyak’ın oğludur. 1376 doğumludur. (1419 yıllarına ait Rus arşivlerinde bu kişinin kayıtları seyyid olduğunu göstermektedir.) Altınordu devleti yöneticilerinden biriydi. 1411 veya 1419 yıllarında savaş meydanında şehit olmuştur. Rusya’da çok ünlü bir kişiydi. (Arşiv kayıtlarına göre Altınordu Hanı Toktamış’a Peygamberimiz (sav)'in soyundan geldiğini açıklamıştır ve bu 17-19. yüzyıllara ait çok sayıda belgede yer almaktadır.)
22. Edigey’in oğlu Nurettin, Sadrettin Ahmet soyundan. 1412 veya 1419 yılında babası hala hayattayken savaş meydanında vefat etti.
23. Nurettin’in oğlu Vakkas. Beylerbeyi olmuştur. 1447-48 yılında savaş meydanında şehit edildi.
24. Vakkas’ın oğlu Musa. Nugay Hanlığı'nın kurucularından biriydi ve yıllarca han olarak görev yaptı.
25. Musa oğlu İsmail. 1544’de Nugay hanıydı. Bazı kayıtlara göre 100,000 kişilik bir ordusu vardı. 1563’de vefat etti.
26. İsmail’in oğlu Din Muhammed. Nugay hanı. Erken yaşta vefat etti.
27. Yönetime kardeşi Seyit Ahmed geçti. 1563 ve 1578 arasında Nugay hanı olarak görev yaptı.
28. Seyit Ahmet Muhammet oğlu İslam. Nugay hanı olarak 1584’te tahta geçti. 1587’de şehit edildi.
29. İslam oğlu Kasay. 1610-1627, Stavropol çevresinde (günümüzde Pyatigorsk’ta) kendi çiftliği vardı. Seyyid olduğu biliniyordu.
30. Kasay oğlu Sultan Murat, 1622-1643. Nugay Hanlığı'nın bölünmesi sonrasında Kasay kolunun başıydı.
31. Sultan Murat oğlu Musal, 1651.
32. Musal oğlu Arslan-Hacı, 1713. Kasay ailesi, Bestau dağlarında (Stavropol çevresi) yaşıyordu. Seyyid olduğu herkes tarafından biliniyordu.
33. Arslan Hacı oğlu Musa.
34. Musa oğlu Beslen (Beyarslan) Arslanov, 1780-90’da doğmuştur. (1886, Beslen şehri yakınındaki Beş Dağ’da yaşamışlardır. Üç erkek kardeş, Beslen, Murzabek ve Arslanbek Arslanovlar aileleriyle yaşıyorlardı.)
35. Beslen oğlu Hacı Yusuf, 1841. (1902’de, Osmanlı toprağı olan Kafkaslardan, hanımı Koşan ile birlikte hac farizesini yerine getirmek için Mekke’ye gitti ve orada vefat etti.)
36. Hacı Yusuf oğlu Ömer, 1859 (Kafkasya’da, Bestau (Beş Dağlar) çevresinde yaşadı ve 1902’de Ankara Bala’ya göç etti.)
37. Ömer oğlu Yusuf Oktar (Arslan) (Sayın Adnan Oktar’ın babası, evlilik cüzdanında ismi Yusuf Oktar Arslan olarak geçmektedir. Türkiye’de doğmuştur.)
38. Yusuf oğlu ADNAN OKTAR (ARSLAN)
* Bu araştırmanın büyük bir kısmı şu eserden alınmıştır: Graetz, Geschichte der Juden von den ältesten Zeiten bis auf die Gegenwart: 11 cilt. (Yahudi Tarihi; 11853–75) baskısı., Leipzig: Leiner, 21900, son baskının tekrar basımı (1900): Berlin: arani, 1998, ISBN 3-7605-8673-2.
* “Hofnai’nin kızı”ndan itibaren Geniza elyazmalarından alınmıştır. Ayrıca Kitab el-mathalib diye bilinen Ebu 'Ubeyde Me'mar b. el-Müthenna (tarih 210/825) ve başka bir eser olan Kitab al-munammak, aynı zamanda İbn el-Kalbi'nin (tarih 204/819), Kitab mathalib el-'arab kitapları da Kureyşlilerle Musevi hanımlar, hatta “asil soy” adı verilen Musevi Diyaspora liderleri arasındaki çok sayıdaki evliliği belgelendirmektedir.
Ek Kaynaklar:
1. Devin De Weese, Islamization and Native Religion in the Golden Horde (Baba Tukles and Conversion to Islam in Historical and Epic Tradition), 1956, 1994 Pennsylvania S.U., ABD
2. Prof. Trepavlov, History of the Nogay Khanate, 15th-18th centuries, Moskova, 2001
3. Kadırgalı Jalayir, Collection of Family Trees in Central Asian and Deshti-i Kipchak Epics, Alma-ata, 1997
4. Tadhkirah’ı Tahir-i Ishan, Ubeydullah al-Horezmi, 1719, Farsça tercümesi
5. ‘Abd-al-Gaffar the Crimean, Sajarat al-atrak, 1757, Farsça tercümesi
6. B. Kochekayev, Nogay-Russian Relations 15th-18th centuries, Alma-ata, 1988
7. B. Kochekayev, The Social Structures of the Nogay, 19th-20th centuries, Alma-ata, 1969
8. Prof. Bolshakov O.G., History of the Caliphate, 3 cilt, Moskova, 1993
9. Chokan Valihanov, Kazakh History, Vol. 1, Alma-ata, 1963
10. G. Ananyev, Historical Documents and Legends of the Kara Nogay, 1900, Tiflis
11. M. Osmanov, Nogay and Kumyk Texts, Saint Petersburg, 1883
SAYIN ADNAN OKTAR’IN SEYYİD OLDUĞU TARİH PROFESÖRLERİ VE NÜFÜS KAYITLARI ÜZERİNE UZMAN KİŞİLER TARAFINDAN ESKİ EL YAZMALARI VE TARİHİ KAYITLAR İNCELENEREK YAPILAN ARAŞTIRMA NETİCESİNDE ORTAYA ÇIKAN BİR BİLGİDİR. Bu somut gerçeğe rağmen bazı çevrelerin seyyid olduğundan şüphe duyulduğuna yönelik bir takım gerçek dışı ve çarpıtılmış yorumları, Mehdi’nin Peygamberimiz (sav)’in soyundan olacağına dair hadislerinin varlığından kaynaklanmaktadır. Bu kişiler Sayın Adnan Oktar’ın seyyid olmadığını öne sürerlerse, Mehdi olmadığını da ispatlayacakları düşüncesindedirler. OYSA SAYIN ADNAN OKTAR ZATEN HİÇBİR ZAMAN MEHDİLİK İDDİASINDA OLMAMIŞTIR, OLMAYACAĞINI DA DEFALARCA BEYAN ETMİŞ, YEMİN ETMİŞTİR. Böyle anlamsız ve yersiz bir çaba içinde olmalarına gerek yoktur.
Hadislerde Mehdi’nin Peygamberimiz (sav)’in soyundan olacağı, isimlerinden birinin Arslan olacağı, Musevi kaynaklarında Mehdi’den Arslan ismiyle bahsedildiği ve Mehdi’nin Hz. Davud’un soyundan olacağı, İncil’de de Mehdi’nin Hz. Davud’un soyundan geleceği şöyle bildirilmiştir:
“MAVERAÜNNEHİR’DEN MEHDİ ÇIKAR, ONA EL-HÂRİS İBN-UL HARRAS* DENİR.”
* Haris arslan demektir.
(Ebu Davud, Mehdi 1, (2452); Ravi: Hz. Hilal İbnu Amr (ra); Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseynî, c. 5, s. 617; Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/410)
“Mehdi’nin (manevi) askerlerinin kumandanı olan bir adam vardır ki, ona da Mansur denilir. O (MEHDİ), EL-HARİS İBN-UL HARRAS** tıpkı Kureyş’in Resulullah’a (sav) zemin hazırladığı gibi, o da Al-i Muhammed’e zemin hazırlar veyâ onları yerleştirir (ravi şek etmiştir). Her mü’mine, ona yardım etmek veya davetine icabet etmek (ravi şek etmiştir) vaciptir.” ** Haris arslan demektir. O zatın ismi ile aynı mânâdadır. Binaenaleyh hadis kinayeli olarak o zattan (Mehdi’den) bahsetmektedir.
(Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseynî, c. 5/s. 617)
Musevi inancının temel kitabı Zohar'da Kral Mesih, yani Hz. Mehdi'den "arslan" ismiyle söz edilmektedir:
... O (MOŞİYAH, MEHDİ) DOĞRULUK ADINA YEMİN EDER, O BİR ARSLANDIR VE "ARSLAN" DİYE SÖZ EDİLEN ŞEFKATTİR... Sabah... DAVUD OĞLU MESİH’İ (MEHDİ’Yİ) kasteden şefkati tasvir eder. Ayet şöyle der, "Sen sabaha kadar yat," (Rut 3:13), kendisine "ARSLAN" DENİLEN DAVUD OĞLU MESİH (MEHDİ) VE ŞEFKATİN NURU DİYE ADLANDIRILAN SABAH ÇIKANA DEK.
(Zohar / 20. Mişpatim 17 / Ayet 475)
İncil’de de Hz. Mehdi’nin Hz. Davud soyundan geleceği yazılıdır
"Eski çağlardan beri kutsal Peygamberlerinin ağzından bildirdiği gibi, KULU DAVUD'UN SOYUNDAN BİZİM İÇİN GÜÇLÜ BİR KURTARICI [HZ. MEHDİ (A.S)] ÇIKARDI; düşmanlarımızdan, bizden nefret edenlerin hepsinin elinden kurtuluşumuzu sağladı."
(Luka, 1:69-71)
SONUÇ OLARAK;
Sayın Adnan Oktar seyyiddir ve soyu Hz. Davud’a kadar uzanmaktadır. Bu gerçeği yazılarında ve konuşmalarında hiçbir çekince duymadan ve herhangi bir imada da bulunmadan açıklamıştır. Ancak Hz. Davud’a kadar uzanan soy ağacının bir tehlike unsuruymuş gibi algılanması son derece yersizdir. Çünkü Sayın Adnan Oktar hiçbir zaman bunu bir Mehdilik iddiası ya da ispatı olarak görmemiştir. Seyyid olmayı Mehdilikle eş anlamlı görmek son derece bilgisizce bir yorum olacaktır. Zira dünya üzerinde yüz binlerce seyyid bulunmaktadır. Böyle bir mantıkla yaklaşıldığında hepsine potansiyel Mehdi gözü ile bakılması ve hepsinin sırf seyyid olduğu için suçlanması gerekir, ki bu da akla ve mantığa aykırı bir durumdur.