Mübarek Ramazan'ın 1. günü... | ||||
| ||||
| ||||
| ||||
İslam Ahlakı : | ||||
Olayları hayır gözüyle değerlendirememek, sürekli tedirginlik içinde ve korku dolu olmak, ümitsizlik, hüzünlü ve duygusal bir yapı, imanın kalbe tam oturmamış olmasının alametlerindendir. Müminin ise hayatı boyunca hiçbir şeye üzülüp, karamsarlığa kapılmaması, Kuran ahlakını doğru anladığının göstergelerindendir. Olayları hayra yormak aslında toplumun büyük çoğunluğunun aşina olduğu bir deyimdir. İnsanların pek çoğu günlük hayatlarında sık sık "vardır bir hayır" ya da "hayırdır inşaAllah" gibi sözleri kullanırlar. Ancak bu kullanım genellikle ya ağız alışkanlığından ya da bu sözlerin halk arasında gelenekselleşmiş olmasından kaynaklanır. Yoksa bu insanların büyük çoğunluğu hayra yormanın gerçek anlamda ne ifade ettiğinin ve bu sözün bir deyimin ötesinde yaşama geçirilebilecek nitelikte bir anlam taşıyabileceğinin bilincinde değildir. Oysa insanın iyi ya da kötü, olumlu ya da olumsuz gibi görünen tüm olayları her ne olursa olsun mutlaka hayra yorması, Allah'a karşı duyulan samimi imandan ve kader gerçeğini bilmekten kaynaklanan güzel bir ahlak özelliğidir. Ve bu gerçeğin farkına varmak da insana dünyada ve ahirette büyük kazanç sağlayan, kişinin hayatına huzur ve esenlik getiren bir konudur. Allah'a iman eden bir insan terslik veya hata gibi görünen bir olayla karşılaştığında, aslında bunun kendisi için mutlaka en hayırlısı olduğunu bilir. (Harun Yahya, Adamlık Dini, 4.b., İstanbul: Global Yayıncılık, Kasım 2001) "Aksilik", "terslik", "keşke" gibi kelimeleri ise kadere olan inancından dolayı hayatından tamamen çıkarmalıdır. "Bu olay hikmetli ve hayırlı, fakat bir dahaki seferde aynı hatayı yapmayayım, şu an öğrendiğim şekilde doğrusunu yapayım" şeklinde bir bakış açısı içinde olmalıdır. Tekrar aynı zorlukla karşılaşırsa veya aynı hataya düşerse, yine hayır ve hikmetle yaratıldığını aklından asla çıkarmamalı ve "bir dahaki sefere doğrusunu yapayım" diye tekrar niyet etmelidir. Hatta aynı olay defalarca tekrarlansa da yine Müslüman için bunun hayır olduğunu bilmelidir; çünkü tüm olaylar en küçük ayrıntısına kadar Rabbimiz'in kontrolündedir. | ||||
Darwinizm'in Sahtekarlıkları: | ||||
KENYANTHROPUS PLATYOPS 2001 yılında bulunan ve düz bir yüze sahip olduğu için "düz yüzlü adam" (flat faced man) olarak anılan Kenyanthropus platyops adlı fosil, kendisini bulan Meave Leakey ve ekibi tarafından insanın atası olarak kamuoyuna duyuruldu. Oysa, bu 3.5 milyon yıllık kafatası, evrimcilerin hayali "insanın evrimini gösteren soy ağacı"nı altüst ediyor, çelişkileri daha da karmaşıklaştırıyordu. Dünyanın en önde gelen evrimcilerinin dahi hayali şemalarında hiçbir yere koyamadıkları bu fosil, kendisinden sonra yaşamış olan bazı maymun türlerine (Lucy gibi) göre evrimci kıstaslar açısından daha gelişmiş özellikler göstermekteydi. Dolayısıyla farklı özelliklere sahip olan bu fosil, evrimcilerin tüm şemasını altüst ediyordu. Çünkü Aslında bugüne kadar bulunan fosillerin tamamına bakıldığında, maymunla ortak bir atadan evrimleşen, yavaş yavaş insana doğru yükselen bir "evrim şeması" olmadığı açıkça görülür. Aksine şemada tamamen bir karmaşa vardır. BBC'nin internet sayfasında bu fosille ilgili haberde yayınlanan şemada da bu karmaşa vurgulanmıştır. "Karmaşık insanımsı soy ağacı" olarak verilen şemada hiçbir düzenli gelişme olmadığı, aksine tüm fosil bulgularının birbirlerinden tamamen ilgisiz özelliklere sahip oldukları görülmektedir. Şemanın altında da şu yoruma yer verilmiştir: Bilim adamları farklı insanımsı fosillerini birbirleriyle ilişkilendirme konusunda güçlük çekiyorlar. George Washington Üniversitesi, Antropoloji Bölümü'nden Daniel E. Lieberman ise, Nature dergisinde yazdığı makalesinde, Kenyanthropus platyops hakkında şu yorumu yapmıştır: İnsanın evrim tarihi çok karmaşık ve çözümlenmemiştir. Şimdi 3.5 milyon yıllık başka bir türün bulunması ile durum daha da karışacak gibi görünüyor... Kenyanthropus platyops'un yapısı genel olarak insanın evrimi ve türlerin davranışı konuları hakkında birçok soruyu beraberinde getiriyor. Örneğin neden alışılmışın dışında olarak, küçük bir çene dişine ve öne doğru kavisli çene kemiği olan büyük düz bir yüze aynı anda sahip? Büyük yüzü ve benzer şekilde yerleştirilmiş çene kemiği olan tüm diğer insanımsı türlerin büyük bir dişi var. K. platyops'un önümüzdeki birkaç yıl içindeki en başlıca rolünün, birlikleri bozucu ve insanımsılar arasındaki evrimsel ilişkinin araştırmalarında karşılaşılan kargaşayı vurgulayıcı bir rolü olacağını düşünüyorum. (Daniel E. Lieberman, "Another face in our family tree", Nature, 22 Mart 2001) BBC ise haberi "Düz Yüzlü Adam Bir Bilmece", "Akıl Karıştıran Tablo", "Bilimsel Çelişki" başlıkları ile vermiş ve haberde şöyle denmiştir: "Meave Leakey, ekibi ve Kenya Milli Müzesi'nin buluşu, zaten bulanık olan insanın evrimi tablosunu daha da bulanıklaştırıyor." (http://news.bbc.co.uk/hi/english/sci/tech/newsid_1234000/1234006.stm ) | ||||
Ahir Zamandan İşaretler : | ||||
Hiç şüphesiz tarih boyunca çok az doğa olayı depremler kadar insanlığı etkilemiştir. Her an, her yerde meydana gelebilen depremler yüzyıllar boyunca çok sayıda kişinin ölümüne ve astronomik boyutlarda maddi zarara yol açmış, bu özellikleri nedeniyle insanlar için korku kaynağı olmuştur. 20. ve 21. yüzyılın teknolojik koşulları bile depremlerin verdiği hasarı ancak belirli ölçülerde engelleyebilmiştir. Teknolojinin, kendilerine doğaya hükmetme olanağı sağlayacağı yanılgısına kapılan bazı insanlara ise daha önce belirttiğimiz gibi, 1995 Kobe depremi anlamlı bir ders vermiştir. Hatırlanacağı gibi, Japonya'nın büyük endüstri ve ulaşım merkezinde yaşanan deprem hiç beklenmedik bir zarara yol açmıştır. Bu deprem sadece 20 saniye sürmesine rağmen, Time dergisinde belirtildiğine göre, 100 milyar dolar civarında zarara neden olmuştur. Tüm bu olaylar Peygamberimiz (sav)'in 1400 yıl önce söylediği şu sözleri akıllara getirmektedir: Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır. depremler çoğalacak. (Ramuz-El Ehadis, 476/11) Kıyametten önce iki büyük hadise vardır. ve sonra da zelzeleli yıllar. (Ramuz-El Ehadis, 187/2) Son birkaç yıl içinde meydana gelen büyük ve sürekli depremler, dünya kamuoyunun gündeminde devamlı olarak ilk sıralarda yer almaktadır. Amerikan Ulusal Deprem Enformasyon Merkezi verilerine göre 1999 yılında, yeryüzünde küçük veya büyük şiddette 20.832 deprem meydana gelmiştir. Bu depremlerde resmi açıklamalara göre tahmini olarak 22.711 insan hayatını kaybetmiştir. Bundan önceki tarihlere baktığımızda deprem sayısının çok az olduğunu görürüz. ABD Jeolojik Araştırma Kurumu (USGS)'nin raporlarına göre 1556-1975 arasındaki yaklaşık 400 yılda meydana gelen 5.0 ve daha büyük şiddetteki depremlerin sayısı sadece 110'dur. Aynı kurumun açıklamasına göre, 1980-2003 yılları arasında sadece 23 sene içinde meydana gelen 6.5 ve daha büyük şiddetteki depremlerin sayısı ise 1685'tir. Kuşkusuz bu rakamlar Hicri 1400 yılının başından itibaren depremlerin sayısındaki artışı çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. | ||||
Yaratılış Delilleri: | ||||
| ||||
Peygamberimiz(sav)'in Mucizeleri: | ||||
Rabbimiz Kuran'da Peygamberimiz (sav)'in eşlerinden bazılarına verdiği bir sırla ilgili mucize niteliğinde bir olay hakkında bilgi vermiştir. Peygamberimiz (sav) hanımlarından bazılarına gizli bir söz söylemiş, fakat aralarından birisi bu gizli sözü saklamayıp başkasına haber verince Allah onun bu tavrını Peygamberimiz (sav)'e haber vermiştir. Peygamberimiz (sav) sır tutmayan eşine bunu bildiğini açıklayınca, eşi kendisine bunu kimden öğrendiğini sormuştur. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) bunu kendisine Allah'ın haber verdiğini açıklamıştır. Allah bu olayı Kuran'da şöyle bildirir: Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, o da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: "Bunu sana kim haber verdi?" O da: "Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Allah) haber verdi" demişti. (Tahrim Suresi, 3) Peygamberimiz (sav) Allah'ın kendisine lütfu sayesinde ilim sahibi bir insandır. Allah kendisine kimsenin bilmesinin mümkün olamayacağı haberleri bildirmektedir. Eşinin yaptığı hatayı kendisine açıklaması da bu mucizelerinden yalnızca bir tanesidir. Öte yandan Allah bazı Kuran ayetlerinde de Peygamberimiz (sav)'e insanların gizli yönleri, düşünceleri ve eylemleri ile ilgili olarak kendisinin bilmesi mümkün olmayan pek çok bilgi vermiştir. Bu bilgilerin yanı sıra Allah Peygamberimiz (sav)'e, onlara karşı nasıl davranacağını ve neler söyleyeceğini de bildirmiştir. Bu ayetlerden bazıları şöyledir: "Tamam-kabul" derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter. (Nisa Suresi, 81) Bedevilerden geride bırakılanlar, sana diyecekler ki: "Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Şimdi Allah, size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah'a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Allah yaptıklarınızı haber alandır." (Fetih Suresi, 11) Ayetlerde Allah'ın Peygamberimiz (sav)'e vahyettiği birçok gayb haberi bildirilmektedir. Münafıkların yalanları, tuzakları, içlerinde gizledikleri, gerçek niyetleri Allah'tan bir mucize olarak Peygamberimiz (sav)'e haber verilmiştir. Peygamber Efendimiz (sav), Allah dilediği takdirde, kendilerini olduklarından farklı gösteren münafıkları da yüzlerinden tanıyabilmiştir. Kuşkusuz bu büyük bir mucizedir. Hiç kimse pek çok ibadeti yerine getiren, Müslümanların tavır ve konuşmalarını aynısıyla taklit eden, kendisini Müslüman olarak tanıtan ve hatta Peygamberimiz (sav)'le birlikte savaşa çıkan bir kişinin aslında ikiyüzlü bir din düşmanı olduğunu anlayamaz. Peygamberimiz (sav)'in ise Allah'ın bildirmesiyle bu kişileri tanıdığına dair pek çok hadis sahabelerden rivayet edilmiştir. Allah Peygamberimiz (sav)in sahip olduğu bu ilmi Kuran'da şöyle bildirmektedir: Eğer Biz dilersek, sana onları elbette gösteririz, böylelikle onları simalarından tanırsın. Andolsun, sen onları, sözlerin söyleniş tarzından da tanırsın. Allah, amellerinizi bilir. (Muhammed Suresi, 30) | ||||
Günün Internet Sitesi: | ||||
Peygamber Efendimiz (sav), Allah'ın "...Ancak o, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur." (Ahzab Suresi, 40) ayetiyle bildirdiği gibi, insanlar için son peygamber olarak gönderilen, Allah'ın en son hak kitabını vahyettiği, güzel ahlakı, takvası, Allah'a olan yakınlığı ile insanlara örnek kıldığı, Allah'ın dostu, Rabbimiz'in Katında üstünlüğü olan, müminlerin de dostu, velisidir. Allah, "Gerçek şu ki, Biz senin üzerine 'oldukça ağır' bir söz (vahy) bırakacağız" (Müzzemmil Suresi, 5) ayetiyle bildirdiği gibi son peygamber olan Hz. Muhammed (sav)'e önemli bir sorumluluk vermiştir. Peygamberimiz (sav) ise, Allah'a olan güçlü imanı ile, Allah'ın kendisine verdiği sorumluluğu tam olarak yerine getirmiş, insanları Allah'ın yoluna, hidayete davet etmiş ve tüm inananların yol göstericisi ve aydınlatıcısı olmuştur. İngilizce olarak da hazırlanmış olan bu sitede yer alan bilgiler Sevgili Peygamberimiz (sav)'i daha yakından tanımanıza vesile olacak. | ||||
Yaşayan Fosiller Evrimi Yalanlıyor: | ||||
Evrimciler insanları, milyonlarca yıl önce yeryüzünün garip canlılarla dolu tamamen farklı bir yer olduğuna inandırmaya çalışırlar. Oysa günümüzden yüz milyonlarca yıl önce de aynı sinekler uçmakta, aynı balıklar yüzmekte, aynı örümcekler ağ kurmaktadır. Onları şimdi en kusursuz halleriyle yaratan Allah, kuşkusuz dilediği bir zamanda aynı kusursuzlukla yaratmaya kadirdir. Eğer gerçekten bir evrim yaşanmış olsaydı, ki hiçbir şekilde yaşanmamıştır, canlıların yeryüzünde küçük kademeli değişimlerle ortaya çıkmaları ve zaman içinde de değişmeye devam etmeleri gerekirdi. Oysa fosil kayıtları bunun tam aksini gösterir. Farklı canlı sınıflamaları, fosil kayıtlarında hiçbir ataları olmadan aniden ortaya çıkmışlar ve yüz milyonlarca yıl boyunca hiç değişim geçirmeden durağan bir biçimde kalmışlardır. Fosillerin muhafaza edildiği ortamlardan biri de amberlerdir. Ağaçlardan çıkan amberin canlının üzerine akıp donması ve canlının o haliyle muhafaza edilmesiyle oluşan amber içindeki fosiller, bulunan diğer pek çok fosil gibi çok önemli bir gerçeği göstermektedir: Canlılar milyonlarca yıldır hiçbir değişime uğramamış yani asla evrim geçirmemişlerdir. Tropikal bölgelerde yaşayan canlılardan olan termitler, dev kulelere benzeyen yuvalarda koloniler halinde yaşarlar. |