Mübarek Ramazan'ın 14. günü... | ||||
| ||||
| ||||
İslam Ahlakı : | ||||
KURAN AHLAKINI YAŞAMA KONUSUNDA ŞEVK VE HEYECAN İÇİNDE OLMAK Şevk ve heyecan, aslında herkesin çok yakından tanıdığı ve çoğu zaman yaşadığı duygulardır. Ancak toplumun genelinde yaşanan şevk anlayışıyla, Kuran ahlakının kişiye kazandırdığı şevk arasında belirgin bazı farklılıklar bulunmaktadır. Büyük olsun küçük olsun, her insanın hayatında şevkle sarıldığı pek çok konu vardır. Kimi zaman doğrudan maddi konularda yaşanan bu şevk kimi zaman da birtakım dünyevi hırslarda kendini gösterir. Ancak çoğu insanın şevki kalıcı değildir. Bunun sebebi ise hiç kuşkusuz ki bu kimselerin şevklerinin sağlam bir temelinin olmayışıdır. Müminlerin yaşadığı şevk ve heyecan, cahiliye toplumunda hakim olan "çıkarlara dayalı şevk" anlayışından çok farklıdır. İnananların şevkleri Allah'a olan sevgilerinden ve bağlılıklarından kaynaklanmaktadır. Onlar sevgilerini cahiliye toplumu gibi tutkuyla dünyaya değil, kendilerini yoktan var eden, rızıklandıran, yaşatan, sonsuz merhametli ve şefkatli olan Allah'a yöneltmişlerdir. Allah'a duydukları sevgi ve bağlılığın neticesi olarak da, hayatları boyunca Allah'ı hoşnut etmek için çaba harcarlar. Allah'ın rızasını kazanma isteği müminlerin en önemli şevk ve neşe kaynaklarıdır. Allah'ın rızasını kazanabilme ve Allah'ın müminler için hazırladığı cennete kavuşabilme arzusu, onlara bitmez tükenmez manevi bir güç ve şevk kazandırır. Müminler, Allah'ın rızasını kazanmayı yaşamlarının asıl amacı edinerek, tüm güçleriyle bu uğurda çaba harcayan kimselerdir. Allah Kuran'da onlardan "Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cehd eden", yani "çaba harcayan, gayret eden" kimseler olarak bahsetmektedir. Çünkü tüm hayatlarını Allah'a adamış, Allah'ın rızasına, cennetine karşılık sahip oldukları maddi manevi herşeylerini ortaya koymuşlardır. İmanın kazandırdığı bu şevk insanın hem bedensel hem de zihinsel kapasitesini olabilecek en yüksek seviyeye çıkartan ve böylece kişinin, hayatını her an, hep en güzel ve en huzurlu şekilde yaşamasını sağlayan bir güçtür. Allah sevgisinden kaynaklanan bu heyecan, inananlara büyük bir manevi kuvvet ve yine şiddetli bir dayanıklılık ve direnç verir. Çelik gibi bir irade, gözüpek ve yiğit bir karakter kazandırır. Müminler bu imani güç sayesinde her zorluğu en güzel şekilde göğüsleyebilir ve şartlar her ne olursa olsun tüm güçleriyle Allah'ın rızasını kazanmak için gayret sarf etmeye devam ederler. Allah Kuran'ın pek çok ayetinde şevkin önemine dikkat çekmiş ve müminlerin şevkte sınır tanımadan birbirlerini teşvik edip güçlendirmelerini tavsiye etmiştir. "... Müminleri hazırlayıp-teşvik et..." (Nisa Suresi, 84) ayetiyle de emredildiği gibi, inananları şevklendirmek Kuran ahlakını yaşayan insanlar için önemli bir ibadettir. Bu ayetin işareti doğrultusunda müminler hayatlarının sonuna kadar her an daha da artan bir şevke sahip olmalıdırlar.
| ||||
Darwinizm'in Sahtekarlıkları: |
| |||
|
SAHTE ARA FORM: COELACANTH Coelacanth sınıfına dahil olan balıkların fosilleri, bir zamanlar evrimin sudan karaya geçiş masalına çok güçlü bir delil olarak öne sürülüyorlardı. Evrimci biyologlar, bu canlının fosillerinden yola çıkarak, canlının vücudunda ilkel bir akciğer gelişmiş olduğunu ileri sürmüşlerdi. Bu pek çok bilimsel kaynakta anlatılıyor, hatta Coelacanth'ı denizden karaya çıkarken gösteren çizimler yayınlanıyordu. Ve tüm bunlar, canlının soyu tükenmiş bir tür olduğu varsayımına dayanıyordu. Ancak, 22 Aralık 1938'de Hint Okyanusu'nda çok ilginç bir keşif yapıldı. 70 milyon yıl önce soyu tükenmiş bir ara geçiş formu olarak tanıtılan Coelacanth ailesinin Latimeria türüne ait canlı bir üyesi okyanusun açıklarında ele geçti! Coelacanth'ın "kanlı-canlı" bir örneğinin bulunması, evrimciler açısından büyük bir şok olmuştu. Evrimci paleontolog J. L. B. Smith, "Yolda dinozora rastlasaydım, daha çok şaşırmazdım" demişti. İlerleyen yıllarda başka bölgelerde de 200'den fazla Coelacanth yakalandı. Bu balıkların yakalanmasıyla beraber, bu canlılar üzerinde yapılan spekülasyonların gerçek dışı oldukları da anlaşılmış oldu. Coelacanth, iddiaların aksine ne ilkel bir akciğere, ne de büyük bir beyne sahipti. Evrimci araştırmacıların ilkel akciğer olduğunu düşündükleri yapı, balığın vücudunda bulunan bir yağ kesesinden başka bir şey değildi. Dahası, "sudan çıkmaya hazırlanan bir sürüngen adayı" olarak tanıtılan Coelacanth'ın, gerçekte okyanusun en derin sularında yaşayan ve 180 m. derinliğin üzerine hemen hiç çıkmayan bir dip balığı olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine, Coelacanth'ın evrimci yayınlardaki popülaritesi bir anda yok oldu. Peter Forey adlı evrimci paleontolog, Nature dergisinde yayınlanan bir makalede bu konuda şunları söylemektedir: Böylece balıklar ve amfibiyenler arasındaki tek ciddi ara form iddiası da geçersiz hale geldi.
| |||
Ahir Zamandan İşaretler : |
| |||
| HARAMLARIN HELAL SAYILMASI "Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takip eder. bundan sonra bütün haramların helal sayılacağı bir fitne gelir." (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26) "Ey Huzeyfe! O günde onlar Ridde (dinden çıkmak) üzere olacaklardır. Şarabın helal olduğunu zannedecekler ve namaz da kılmayacaklardır." (Ukayli, En-Necmu's-sakıb fi Beyanı Enne'l Hz. Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale't-Temam ve'l kamal) Günümüzde fuhuş, kumar, içki, rüşvet gibi birçok fiil, haram olmalarına rağmen dünyanın pek çok ülkesinde giderek artan bir oranda işlenmektedir. Kimi Batılı gazete ve televizyonlarda bu haramları işleyenler sıkça övülmekte ve teşvik edilmekte, hatta işlemeyenler yerilmektedirler. Yapılan istatistikler ise bu konudaki sayının giderek arttığını göstermektedir. Giderek daha yaygın bir hale gelen bu sınır tanımaz, helali, haramı göz ardı eden, her türlü taşkınlığı normal sayan yaşam tarzı hadislerde tarif edilen ortamı çok açık bir şekilde yansıtmaktadır. Ahir zamanın habercisi olan bu karanlık ortam, aynı zamanda Hz. Mehdi'nin gelişinin de yakınlaştığına işaret etmektedir. Bu konuyla ilgili diğer bazı hadisler ve İslam alimlerinin açıklamaları şöyledir: Küfür her yanı istila edip hükmü cemiyet içinde aşikare işlenmedikçe Hz. Mehdi zuhur etmez. Bu vakitte vaki olan ise. küfrün istilasıdır. Onun kuvvetidir. (Mektubat-ı Rabbani, 2-259) Hz. Mehdi, bütün haramların helal sayıldığı büyük bir fitneden sonra çıkacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
| |||
Yaratılış Delilleri: | ||||
KABUĞU OLMAYAN SALYANGOZ Nudibranch kabuğu olmayan bir salyangoz türüdür. Bu salyangoz çok parlak renklere sahiptir ve son derece göz alıcıdır. Bu özellikler hayvanlar için çok cazip olmasına rağmen çok az hayvan Nudibranchlarla beslenir. Bunun sebebi Nudibranchın ısırgan hücreleridir. Bu hücreler hayvana iyi bir koruma sağlar. Nudibranch bu ısırgan hücreleri kendisi üretmez. Hyroid denen zehirli canlıları yer ve onları sindirim sisteminde öğütmez. Bu hayvanlar Nudibranchın sindirim sistemi içinde koruyucu mukusla kaplanır ve ısırgan hücre olarak Allah'ın yarattığı bu sistem sayesinde salyangoza bir koruma sağlarlar.
| ||||
Peygamberimiz(sav)'in Mucizeleri: |
| |||
|
YAHUDİ ALİMLERİN PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İ TANIMALARI Kuran'da Kitap Ehli olarak bildirilen Yahudi ve Hıristiyanlar, bazı tahrif edilmiş inanış ve uygulamalara sahip olmakla beraber, Allah Katı'ndan indirilmiş hak dine uyan kimselerdir. Allah, Kuran-ı Kerim'in diğer İlahi kitapları doğrulayıcı son hak kitap olarak indirildiğini bildirmiştir. (Bakara Suresi, 41) Kuran'ın diğer ayetlerinde ise, İsrailoğulları'ndan birtakım bilgin kimselerin Kuran'ı bildikleri haber verilmiştir. (Şuara Suresi, 196-197) Ünlü tefsir alimlerinden İmam Said Havva, el-Esas fi't-Tefsiri'nde Şuara Suresi'nin bu ayetlerini şöyle tefsir etmektedir:
Tevrat'ta geleceği bildirilen ümmi peygamberin özelliklerini bilen Yahudi alimler ve onların yanı sıra Hıristiyanlar -her ne kadar içlerinde bu açık gerçeği kabul etmemekte direnenler olsa da-, Hz. Muhammed (sav)'i hemen tanımışlardır. Kuran'da da Kitap Ehlinin Peygamberimiz (sav)'i çocuklarını tanır gibi tanıyacakları, içlerinden bazılarının buna rağmen inkar edecekleri ve ona inanmayanların hüsrana uğrayacakları bildirilmektedir. (Bakara Suresi, 146) Allah Bakara Suresi'nde İsrailloğulları'nı uyarmış, onlara Kuran'a iman etmelerini, hak olanı bildikleri halde bu gerçeği gizlememelerini emretmiştir: Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi hatırlayın ve ahdime bağlı kalın, ki Ben de ahdinize bağlı kalayım. Ve yalnızca Benden korkun. İsrailoğulları'na verilen nimetlerden ve onların Allah'a verdikleri ahidlerden, ümmi olan Peygamberimiz (sav)'in haberinin olması hiç şüphesiz Rabbimiz'in kendisine bunları bildirmesiyle mümkündür. Hz. Muhammed (sav) bu ayetleri onlara okuduğunda Yahudi ilim sahipleri de Peygamber Efendimiz (sav)'in geleceği beklenen kutlu elçi olduğunu görmüşlerdir. Peygamberimiz (sav)'in Allah'ın elçisi olduğuna ve doğruyu söylediğine Kitap Ehli de şahit olmuştur. O her özelliğiyle, yaşantısıyla ve ahlakıyla Allah'ın Tevrat ve İncil'de de geleceğini haber verdiği kutlu elçisidir. Kuran-ı Kerim'in bir ayetinde şöyle buyrulmaktadır: Onlar ki, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de (geleceği) yazılı bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliği) emrediyor, münkeri (kötülüğü) yasaklıyor. (Araf Suresi, 157)
| |||
Yaşayan Fosiller Evrimi Yalanlıyor: | ||||
BALTIK AMBERİ İÇİNDEKİ 45-30 MİLYON YILLIK KANATLI TERMİT FOSİLİMilyonlarca yıl önceki dünyayı görmüş, o dönemin şartlarında yaşamış olan bu canlılar, günümüze kadar, hiç değişmeden yaşamaya devam etmişlerdir. Milyonlarca nesil geçirmiş, ama günümüzdeki türdeşlerinden hiçbir farklı özellik göstermemişlerdir. Darwinistlerin iddia ettiği evrim yaşanmamıştır. Yaşayan fosillerin tümü, canlı tarihindeki bu "değişmezliği" açıkça ilan etmektedir. Termitler tahtadaki selülozu gıda olarak tükettikleri için onları ormanlarda görmek oldukça sık rastlanan bir durumdur. 45-30 milyon yıl önce var olan Baltık bölgesindeki amber ormanları da termitlerin sık görüldüğü bölgelerden biridir. Yanda günümüzde yaşayan termit ve üstte birebir aynı özelliklere sahip olan 45 milyon yıl öncesine ait bir fosil termit .
| ||||
Günün İnternet Sitesi | ||||
KURAN'DA KADIN. COM İdeal Müslüman Karakterini Bu Sitede Bulacaksınız ! "İdeal Müslüman kadın karakteri" nasıl olmalıdır? Bu soruya şüphesiz herkes farklı cevaplar verecektir. Kimisi çocuklarına en iyi bakan anneyi, kimisi ev işlerini en iyi yapan kadını, kimisi de en başarılı iş kadınını ideal kadın karakterine örnek gösterebilir. Oysa her konuda olduğu gibi bu konuda da Allah bize en doğru bilgiyi Kuran'da bildirmiştir. Allah bizlere ideal Müslüman kadın karakterini, Hz. Meryem'in şahsında tanıtmaktadır. İşte Harun Yahya'nın eserlerinden faydalanarak hazırlanmış olan www.kurandakadin.com sitesi, ideal Müslüman kadını tüm yönleriyle tanıtıyor. Muhteşem grafik tasarımı ve size eşlik eden hoş müziğiyle www.kurandakadin.com gezmeye doyamacağınız bir site. Sitede, cahiliye toplumunda kadına karşı olan yanlış bakış açısı örneklerle derinlemesine irdelendikten sonra, Kuran'da kadına verilen önem ve ideal müslüman kadınının sahip olması gereken özellikler Hz. Meryem örnek gösterilerek anlatılıyor. Ayrıca Kuran'da dikkat çekilen diğer kadınların da tanıtıldığı site, Hz. Meryem ahlakını yaşamak isteyen tüm kadınlara eşsiz bir rehber niteliğinde. |